28 ŞUBAT'TA 31. DURUŞMA
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılanıyor.
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandığı davanın 31. duruşması başladı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor.
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı duruşmada hazır bulunmuyor.
Duruşmada, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına yazılan müzekkereye cevap verildiği, buna göre, "Gnkur MEBS Başkanlığı" logolu CD'nin karargah dışına çıkarılması olayı hakkında soruşturmaya başlandığının bildirildiği tutanağa geçirildi.
Mahkeme, daha önceki duruşmalarda müşteki Tamer Tatar'ın savcılığa ibraz ettiği CD'lerin "sızdırılmasına" ilişkin soruşturma olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından sorulmasına karar vermişti.
Duruşmada, 28 Şubat döneminde Genelkurmay Harekat Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şubesinde görev yapan emekli Albay Ruşen Bozkurt'un, daha önce avukatı hazır bulunmadığı için gerçekleştirilemeyen çapraz sorgusu yapıldı.
Bozkurt, sanık avukatlarından Levent Koçer'in, "sanıklardan Faruk Alpaydın'ın, Mart 1997'den itibaren İç Güvenlik Dairesinde olup olmadığına" ilişkin sorusuna, "Faruk Alpaydın'ın, Mart 1997'de kursa gittiğini biliyorum" karşılığını verdi.
Bir başka soruyu yanıtlarken, müşteki avukatlarından İsmail Aydos'un, daha önce "Milli Gençlik Vakfına (MGV) yapılan zulümden bahsettiğini" belirten Bozkurt, bu konuların MİT'in, Milli Güvenlik Kuruluna (MGK) takdiminde de yer aldığını söyledi.
Bozkurt, "BÇG kapsamında yapıldığı iddia edilen, 4-5 subayın komuta katını bilgilendirme amacı taşıyan" işlemlerinin olduğundan büyük gösterildiğini ifade ederek, "aktörlerini cumhurbaşkanının, başbakanın, bakanların, MGK'da koltuğu bulunanların, MİT müsteşarının, Emniyet Genel Müdürünün olduğu bir olayın, o dönemde binbaşı olan kendisine sorulduğunu" kaydetti.
"İnanın kanımıza dokunuyor. Bir şey yapmış olalım da, yaptık diyelim" ifadesini kullanan Bozkurt, 19 aydır tutuklu olarak mağduriyet çektiğini anlattı.
"3 sivil memur, 2 teğmen hükümeti devirdiyse..."
Bozkurt, kendisine yöneltilen bazı soruların muhatabının BÇG'de subay seviyesinde çalışanlar olamayacağını söyleyerek, "Eğer 3 sivil memur, 2 teğmen hükümeti devirdiyse, zaten o hükümetin olmaması gerekir" dedi.
Müşteki avukatlarından Aydos'un "Sizce, irticai kadrolaşma nedeniyle BÇG yapması gereken şeyi mi yapmıştır?" sorusunu yanıtlamayan Bozkurt, müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, bir söyleşide, 28 Şubat'taki MGK kararının daha önce taslak halinde hazırlandığını, MGK'dan sonra da düzelterek imzaya açtıklarını söylüyor. Siz katkıda bulundunuz mu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Sayın Erbakan rahmetli olmuş, Deniz Kuvvetleri Komutanı rahmetli, tankları yürüttüğü iddia edilen rahmetli, 13-14 kişi rahmetli, binbaşı Ruşen Bozkurt'tan bunun hesabı soruluyor. Ben size diyorum ki, Ruşen Bozkurt olarak Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın yaptığı konuşmanın hesabını nasıl verelim?"
Bir başka soruyu yanıtlarken, yaptıkları faaliyetlerin, kendilerine ulaşan bilgileri Genelkurmay Başkanı'na arz etmek olduğunu söyleyen Bozkurt, bunun dışında icrai hiçbir faaliyet içinde bulunmadığını dile getirdi.
Müşteki avukatlarından Yılmaz Bölükbaşı, "Yaptığınızı, evrak memurluğu gibi anladım. Öyle mi?" sorusuna Bozkurt, "Ana hatlarıyla öyle" karşılığını verdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.