İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, TBMM’de bekleyen yeni Orman Yasa Tasarısı'nın Türkiye’nin ekolojisini bitireceğini söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın hazırladığı ve Bakanlar Kurulu’nda kabul edilen, 'Orman Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

AFAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan ve AFAM Proje Sorumlusu ve AB Proje Uzmanı Özden Timurlenk başkanlığında ki ekip yasa tasarının orman arazilerine etkilerini ortaya çıkarmak amacıyla bir çalışma yaptı. Hazırlanan raporda, tasarıda yer alan ‘bazı alanların orman arazisi dışına çıkarılması yetkesinin Orman Genel Müdürlüğü’ne verilmesinin sakıncalarına dikkat çekildi. Tasarıya göre, bilim ve fen bakımından orman olarak korunmasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan yerler, orman sınırlarının dışına çıkartılabilecek. Bu kararı da Orman Genel Müdürlüğü verecek. Orman alanlarının genişletilmesi gibi çalışmalar yerine orman dışına çıkartılacak alanlar ön plana çıkarılıyor. Bu yasayla ormanlık alanların daralması giderek artacak.

Tasarıda bulunan 'afet riski olan alanlarda yaşayan vatandaşlara yeni ikamet alanı oluşturmak için orman alanlarından yararlanılabilecek' maddesinin de orman talanına zemin hazırlayacağına işaret edildi. Yapılaşmanın özel orman alanlarına da açılacak olmasının sıkıntı doğuracağına vurgu yapılan raporda, özel orman alanlarında, imar planlarına uygun projelere göre inşaat yapılabileceği işaret edildi.

"BU YASA 2B ARAZİLERİNİN SATIŞINI KOLAYLAŞTIRACAK"

Yeni orman yasa tasarısının kamuoyunda ‘2B arazileri’ olarak anılan yerlerin satılabilmesi için hazırlanan yasanın uygulanması için gerekli alt yapı niteliğinde olduğunu savunan AFAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, "Orman ve hukuk ayrı düşünülemeyecek iki olgudur." dedi.

Yeni düzenlemenin kabul edilmesi halinde orman alanlarının talan edileceğine ileri süren Kaptan, "Öteden beri 'orman özelliğini yitiren' yerleri satarak 25 milyar dolar gelir elde etme hayali kuran hükümet, ormanların Anayasa tarafından güvence altına alınmış olmasından dolayı bu emeline nail olamıyor." şeklinde konuştu.

Orman özelliğini yitirmiş yerlerin tanımının Orman Kanunu'nun 2'nci maddesinin, B bendinde yer aldığını kaydeden AFAM Müdürü Kaptan, şöyle devam etti: "Hükümet bu maddenin içeriğini değiştirerek, orman özelliğini yitirmiş yerlerin satışını kolaylaştırmak istiyor. Ancak Orman Kanunu, anayasanın güvencesi altında olduğundan, bu kanuna yapılan müdahaleler anayasaya aykırı oluyor. Öyle anlaşılıyor ki, bu yeni dönemde enerjinin büyük bölümü ormanların satılmasına harcanacak.”

Mevcut anayasanın ormanları sıkı bir koruma altında tuttuğunu anlatan Kubilay Kaptan, "Her ne kadar uygulamada orman yangınlarına karşı yeterli önlem alınamıyor ve işgal edilip üzerine villalar, apartmanlar hatta şehir büyüklüğünde ilçeler kuruluyorsa da bu alanların mülkiyeti hala Orman Bakanlığı'nda." ifadelerini kullandı.

Yürürlükteki anayasanın sadece 1981 yılından önce orman özelliğini yitirmiş yerlerin satışına izin verdiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, sözlerini şöyle tamamladı: "Orman düzenlemesi kabul edilirse; hükümet orman özelliğini yitiren yerlerin affı için yeni bir tarih belirleme hakkına sahip olacak. Hükümet, 'şu tarihten önce orman özelliğini yitiren yerlerdeki işgali affediyorum' diyecek. O tarihin hangi tarih olacağını kimse bilmiyor. 2000 yılına kadar işgal edilenler de diyebilir, 2007 sonuna kadar olanları da affedebilir."

TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI

Türkiye'de 21 milyon 188 bin 747 hektar orman alanı bulunuyor. Bunun yaklaşık yarısı olan 10 milyon 621 bin 221 hektarın verimli, kalan kısım 10 milyon 567 bin 526 hektar ise verimsiz ormanlardan oluşuyor.

Ormanların yüzde 24 Karadeniz, yüzde 20 Akdeniz, yüzde 18 Ege, yüzde 15 Marmara, yüzde 11 İç Anadolu, yüzde 8 Doğu Anadolu ve yüzde 4 ise Güney Doğu Anadolu bulunuyor. Türkiye’de ormanların tamamına yakın kısmı yüzde 99,9 ile devlet ormanı niteliğinde.
CİHAN