AH MEHMET BEY VAH MEHMET BEY
AH MEHMET BEY VAH MEHMET BEY
GENELGEYE BAK HİZAYA GEL
MEHMET'E KIYANLAR FETÖ'CÜ ÇIKTI!
İstanbul'da yaşanan kanlı terör saldırısının ardından gördüklerimize yürek dayanmıyor. Gözlerimiz yaşlı, içimiz kaskatı izliyoruz televizyonlardan şehit olan vatan evlatlarını. Kimisinin al bayraklı tabutuna küçücük kızı, kimisinin ise eşi, anası, babası sarılıyor. İçimiz kaskatı, gözyaşlarımız durmuyor. Ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi 'Bu ahval ve şerait' içerisinde bile yılmıyoruz. Yürekler hep aynı düşünüyor, yaşanılan tüm acılara karşı ellerimiz ulusça birleşmiş. Acıyı hepimiz birlikte yaşıyoruz. Ama hep birlikte de haykırıyoruz. 'Ey soysuz, dış ülkelerin beslemeleri. Bizi ne geçmişte ne de şimdi olduğu gibi bölemeyeceksiniz!'..
İstanbul'da hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet ve yaralılarımıza acil şifalar dilerim...
BİZİM SEVGİLİ BAHTI KARA MEHMET
Gazetecilik yaşantıma başladığımdan bu yana yazarım bizim Mehmet beyi. Onun başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir inanın. Çok çektirdiler bizim bahtı kara Mehmet Çavuş'a.. Üstelik çektirenler kendi camiasından, yani gümrük camiasından, kendi amirlerinden.. 6 yıldır hak peşinde koşar bizim vicdanlı, namuslu gümrük çalışanı Mehmet bey.. 6 yıldır da ben Mehmet Çavuş'un nasıl haksızlığa uğradığını yazarım. Yazmaya da devam edeceğim. Bakın size şimdi Mehmet beyin ile ilgili son durumu paylaşayım. Okuyun ve sizde bu dürüst gümrük çalışanının uğradığı haksızlığı, verdiği savaşı anlayın...
BİR EVET VERİLİR BİR RET
Görevini sürdürürken bir takım insanların kıyımına uğrayan Mehmet Çavuş uzun süren yargı mücadelesinin ardından İstanbul Kadıköy 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/103 sayılı kararı ile beraat eder. Yargıdan aldığı beraat kararı ile göreve döneceği günün hesaplarını yapan Mehmet Bey, İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin kapısını çalarak 'ben geldim' der. Heyet Mehmet Çavuş'un başvurusu üzerine bekleme kararı alır. Ama dedik ya 'bahtı kara’diye... Çavuş beklemeye başlarken 8.İdare Mahkemesi’nin bütün heyetinde değişikliğe gidilir. Gelen yeni heyet ise beraat kararını dikkate almayarak, Mehmet Çavuş'un işe dönüşü için ret verip, kapıyı kapar.
TAM 6 YILLIK HUKUK MÜCADELESİ
Alışıktır böyle durumlara bizim Mehmet bey.. Dile kolay 6 yıldır hukuk mücadelesinin içerisinde kendisi. Çavuş hemen kararı Danıştay 12. Dairesi’ne taşır. Taşır taşımasına ama buradan da temyiz başvurusu reddedilir. Yargı da bu süreç yaşanırken, o gümrükte de Mehmet Çavuş ile ilgili hareketli saatler yaşanmaktadır. O dönemde Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nda Mehmet Çavuş ile ilgili karar verilmek üzere Müsteşar Maksut Mete başkanlığında, üyeler Teftiş Kurulu Başkanı Sezai Uçarmak,1. Hukuk Müşaviri Nevin Kan, Gümrükler Genel Müdür Vekili Umman Hamitoğulları, Personel Dairesi Başkanı Abdullah Soylu toplanırlar.
Toplantı bayağı çetin geçer. Masadakilerden 4 kişi Çavuş'un meslekten çıkarılmasını ister. Dönemin Personel Dairesi Başkanı Abdullah Soylu ise öyle çabuk pes etmez. Soylu, Mehmet Çavuş'a yöneltilen suçların hemen tamamına yakınının kanaate ve üçüncü kişiler arasında yapılan görüşmelere dayandırıldığını, Çavuş'un yaptığı telefon görüşmelerinin TASİŞ yani kendi personeli ile yaptığı telefon görüşmeleri olduğunu, öte yandan Mehmet Çavuş'un, M.N. adlı TASİŞ çalışanının kurum içerisinde bir takım yasadışı işler organize ettiğini bildiğini, Çavuş'un bu oluşumdan menfaat sağladığı ve eylem birliği içerisinde olduğuna dair somut, açık ve inandırıcı deliller olmadığını, bu nedenle Mehmet Çavuş'un devlet memurluğundan çıkarılma cezası ile tecziye edilmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmadığını söyler. Bizim Bahtı Kara Mehmet beyin gümrükteki durumu böyle sonuçlanır.
GELELİM ŞİMDİKİ ZAMANAAAA….
Sevgili okurlar, sayın yol arkadaşlarım şimdi gelelim Mehmet Çavuş olayı ile ilgili şimdiki zamana. Yani o kanlı darbe girişimini sonraki günlerine. Biliyorsunuz ki, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sıkı talimatı ile 15 Temmuz sonrası bütün kamu kurum kuruluşlarında FETÖ temizliği başlatılır.
Diyeceksiniz ki bunun 'Mehmet Çavuş'un yaşadığı dram ile ne ilgisi var' diye. Durun bitmedi anlatacaklarım sevgili okurlarım. Hani şu İstanbul 8. İdare Mahkemesi var ya.. Hani şu ağır ceza mahkemesinin kararına karşın Çavuş'a geçit vermeyen mahkeme. İşte o mahkemenin başkanı Mustafa Uyar ve üye Hamdi Demir HSYK tarafından 24.08.2016 tarik ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten men edilmişler. Her iki hâkim yalnızca meslekten men edilmekle de kalmamışlar. Üstelik bir de tutuklanmışlar. Durun, durun bitmedi. Hani bizim bahtı kara Mehmet bey'in başvurusunu ret eden Danıştay 12. Dairesi var ya. Evet, o dairenin Raportör Tetkik Hâkimi Harun Samsa, üye Hasan Turgut da FETÖ üyesi oldukları iddiası ile HSYK tarafından 24.8.2016 ve 2016/426 sayılı kararla meslekten men edilip, tutuklanmışlar. Ah Mehmet Bey, vah Mehmet bey sizinle kimler uğraşmış böyle.
SAHİP ÇIKIN PERSONELİNİZE!
Gördünüz değil mi sayın okurlarım, bunca yıldır neden yazıyorum şu FETÖ denen örgütün gümrüklerdeki yapılanmasını. Görüyorsunuz değil mi bu acımasız örgüt nasıl uğraşıyor kendinden olmayanla. Nasıl uğraşıyor çocuklarının boğazından geçecek lokma için namusu ile çalışan gümrük personeli ile. Bakın gümrüğün üst düzey yetkilileri, elinizi lütfen vicdanınıza götürün. Yıllardır mesleğine dönmek için hukuk mücadelesi veren fakat her adımında FETÖ'ye çarpan bu çalışanınıza sahip çıkın! Adamcağızı FETÖ'nün adaletine bırakmayın. Sevgili okurlarım; Mehmet Çavuş ile ilgili yazıma şimdilik son verirken şunu da hatırlatmak isterim. Köşem başta olmak üzere haber sitem böylesi haksızlığa uğramış herkese açıktır. Bilginize sunarım...
FETÖ MAĞDURİYETLERİ
15 Temmuz sonrası kamu kurum ve kuruluşlarında başlatılan FETÖ temizliğinde en büyük korkum kurunun yanında yaşın da yanmasıydı. Nitekim birçok bakanlıkta olduğu gibi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda da bazı yaşlar kuru niyetine yanmaya başladı. Ama devlet yine devletliğini göstererek bu büyük haksızlığın üzerine düşüp haksızlığa izin vermedi. İşte size bir örnek.
Edirne Gümrük Bölge Müdürü Müslüm Yalçın, bir süre önce mesnetsiz iddialar üzerine açığa alındı. Yalçın, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdi. Sayın Yalçın bir süre sonra ise, hakkındaki asılsız iddialardan kurtulup mesleğine geri döndü.
Sayın Müslüm Yalçın'ın konusu ile ilgili altı çizilmesi gereken bir konu vardır. O da şudur: Yalçın 15 Temmuz öncesi Edirne Bölge Müdürlük görevinden başmüfettiş görevine getirilmesi için kararnamesi sevk edilir. Kararname sevk edilir ama yaşanılan darbe girişiminden sonra kararname geç çıkar. Hal böyle olunca da, Yalçın ile ilgili haksız söylentiler ortaya atılır. Müslüm Yalçın'ın kararnamesi ile o tarihlerde Hatay ve Tekirdağ Bölge Müdürlerinin de kararnamesi ilgili makama sevk edilir. Her iki bölge müdürü de başmüfettişliğe getirilirler. Onlarda daha sonra açığa alınıp, Tekirdağ bölge müdürü de meslekten çıkarılır. Ancak bu kamuoyunda yapılan algılamalarla ilgili değildir.
Bu atamaların geç çıkması nedeni ile olay FETÖ ile ilişkilendirilir. Bu bölge müdürleri ile ilgili FETÖ soruşturması 15 Temmuz sonrası başlatılır. Yani 15 Temmuz kanlı darbe girişimi yaşanmasaydı bu bölge müdürleri başmüfettişlik görevlerine her hangi bir sıkıntı yaşanmadan başlayacaklardı. Ama bir de madalyonun arka tarafı var. Hal böyle olmasaydı, bizim koruma zırhı içerisindeki halen Hatay'da FETÖ soruşturması kapsamında yatan M.K. (Kahraman Murat) da Mersin'de çalışmalarını kaldığı yerden sürdürecekti. Diyeceksiniz ki peki haksızlığa uğrayanlar ne olacak? Bu işi sineye mi çekecekler? Elbette hayır!! Onlara yine devletin şefkatli elinin uzanması lazım. Örneğin Müslüm Yalçın olayı. Bence Yalçın ve pek tabi ki, ailesinin yaşadıkları manevi hasar hemen telafi edilmeli. Bu işe hemen çözüm bulunulmalı. Kimse devletine küstürülmemeli...
GENELGEYE BAK HİZAYA GEL...
Sayın Bakan, üstelik bir de hukukçu Bakan Tüfenkçi'nin bu genelgeden haberi var mı çok merak ediyorum?.. Yani aslında bu genelgenin kime ne yararı ya da hizmeti var onu da çok merak ediyorum. Müsteşar Cenap Aşçı imzası ile 07.02. 2012 tarihli ve 2012/3 sayılı genelgede değişiklik yapılarak 29.11.2016 tarih ve 2016/18 sayılı bir genelge çıkartılır. Genelge ivedilikle tüm bölge müdürlüklerine gönderilir. Bu genelge ile söyleyeceğim sözler var;
'KIYMET TARİFELERİ GÖZETİM UYGULAMASINDA GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINI MAHKEMEYE VERİRSEN BENDE SENİN GÖZETİME TABİ İTHALATLARINI DURDURURUM' denilmektedir. Gerçekten bu kararnameden Sayın Bakan Tüfenkçi'nin haberi var mı? Bu genelgede yayınlanan bildirim mahkeme kararlarına aykırı, Dünya Ticaret Örgütü ve Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı bir durum değil mi? Sormak isterim sizlere bir kaç çapulcunun yaptığı yanlıştan dolayı ülkemizin tazminat nedeni ile kaç para kaybedeceğini hiç düşündünüz mü? Geçmişte 'DOLE' muz olayını unuttunuz mu? Bu olay nedeni ile ne kadar tazminat ödediğimiz hafızanızdan silindi mi? Aman diyeyim aman... Bana göre acilen bu genelgenin gözden geçirilmesi gerekli. Acilen....
İŞTE O GENELGE:
.........................................................................................
- YAZARIN NOTLARI -
1-) ANKARA GÜMRÜĞÜ TARAFINDAN İTHALAT İŞLEMLERİ YAPILAN NAKSAN ELEKTRİK ENERJİSİ TOPTAN SATIŞ A.Ş. TAAHHUK EVRAKLARI BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDE Mİ HAZIRLANDI?
2-) GÖREVDE YÜKSELME SINAVLARIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPAN EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANININ FETÖDEN İDDİALARI İLE İLGİLİ AÇIĞA ALINMASI ACABA SINAVLARA BİR GÖLGE DÜŞÜRMÜYOR MU?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.