Amirine var da memuruna yok mu?
AMİRİNE VAR DA MEMURUNA YOK MU?
GÜMRÜK MUHAFAZA ‘S.O.S’ VERİYOR!!
-SIRÇA KÖŞKÜN DEĞİŞMEYEN EV SAHİPLERİ-
Önce eski bir dosta sıcak bir ‘merhaba’ ya da ‘hoş geldiniz’ diyerek başlamak istiyorum yeni yazıma.. Evet! Etki Haber’in yayın hayatına geçmesiyle birlikte ilk yazarlarından olan, CHP Muğla milletvekili emekli savcı Ömer Süha Aldan tekrar aramıza katıldı. Aldan, milletvekili kimliğiyle Etki Haber’de!.. ‘TBMM’ başlıklı ilk köşe yazısını da yazdı. Sayın Ömer Süha Aldan’a tekrar hoş geldiniz der, Etki Haber ailesi olarak kendisini aramızda görmekten sevinç ve mutluluk duyduğumuzu önemle belirtmek isterim.
Muhafaza S.O.S veriyor!!
Hem işin yükünü çekeceksin, hem de elinin tersiyle itileceksin; kaçakçının peşinden koşacak, gece gündüz istihbarat kovalayacak; sonra da yumak haline gelmiş sorunların çözümüyle uğraşacaksın. Üstelik amirin-müdürün sorunlarını bildiği halde bir de senden başarı bekleyecek!. Gel de çıldırma. Gümrük muhafaza çalışanlarının sorunlarından söz ediyorum. Gün geçtikçe katlanarak büyüyen ve acil çözüm isteyen sorunlarından…
Devletin şefkatli elini bekliyorlar!
Değerli okurlarım; gerçekten de gümrük muhafazada sıkıntılar giderek büyüyor. Hem kendi arkadaşlarımdan edindiğim bilgiler, hem de biraz sonra sizlerle paylaşacağım maillere göre muhafazanın sorunları artık devletin şefkatli elini bekliyor. Peki! Kabataslak ‘Nedir O Sorunlar?’ diyecek olursanız şunları anlatabilirim sizlere..
Gümrük Müsteşarlığı’nın bakanlığa dönüşmesinden sonra bu bakanlığa bağlı genel müdürlüklerden biri haline gelen Gümrük ve Muhafaza Genel Müdürlüğü’nde bakanlığın kurulmasından sonra bazı sıkıntıların gündeme gelmeye başladı. Sıkıntıların en başında yer alan konular ise, taşra teşkilatındaki gümrük muhafaza müdürlüğü ve yardımcılıklarının kaldırılması, gümrük muhafaza memuru, kısım amiri ve bölge amiri görevlerindeki çalışanların gümrük müdürlüklerine bağlanması ve mesai ödemelerindeki farklılıklar yer aldı. Özellikle de mesai ödemelerinde kaçakçılık şubelerinde çalışanlar mağdur oldu.
Önce başmüdürlük sonra müdürlük gitti!!
Peki! Eski düzen nasıldı? Sizleri biraz geriye, geçmiş yıllara götürmek istiyorum. Eskiden Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında, başta müstakil başmüdürlük olmak üzere diğer görevlilerle bağımsız sayılabilecek bir kurumdu. Ancak önce başmüdürlük gitti, şimdi de müdürlük. ‘Geriye ne kaldı derseniz?’ sadece yukarıda söz ettiğim görevliler. Yakında onlara da yol verirlerse kimse şaşırmasın! Ancak şunun da altını çizmek isterim. Teşkilatın yaptıklarının tümüne karşı değilim ama bu konuda ‘görünen köy de kılavuz istemez’ diye düşünüyorum. Başmüdürlüğün bölge müdürlüğü olması, müdürlüğün tek olması bürokrasi açısından önemli bulunabilir. Ama o zaman da adama sorarlar; “Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü’ne gerek var mı?” diye. Bana soracak olursanız bence ‘YOK’
Basamak olarak kullanıldı!..
Ne yazıktır ki, bu genel müdürlük kendi bünyesinden hiç genel müdür çıkaramadı. Genel müdürlüğü, gümrük bürokratları yıllarca basamak-sıçrama taşı ve yurt dışı seyahat ihtiyacı olarak kullandı. Genel müdürlükte çalışan üst düzey bürokratlar, özellikle yurt dışı seyahatlerini azaltarak genel müdürlüğün ve personelin sorunlarına eğilselerdi; bu genel müdürlükteki küçülmeye de ‘dur’ denilebilirdi. Olmadı, olamadı. Bürokratlar makam koltukları gibi uçak koltuklarını da çok sevdi. Elimde bir yurt dışı seyahati listesi var ki şaşarsınız. Adamlar EVLİYA ÇELEBİ gibi. Neyse sevgili okurlar, genel müdürlük bence görevini tamamladı. Genel müdürlüğün yerine direk Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı Kaçakçılık İstihbarat Daire Başkanlığı olması, hem personeli açısından hem de işlevi açısından daha olumlu olur diye düşünüyorum. Niye derseniz? Kaçakçılıkla mücadele, gümrüğün içinde olduğu kadar dışında olacağı da göz önünde bulundurulursa ne demek istediğimi kurum içerisindeki kişiler daha iyi anlayacaklardır!
Sırça köşklerin değişmeyen ev sahipleri
Yolunuz İstanbul Ataköy’e düşerse, lütfen etrafınıza bir soruverin; ‘Burada ev kiraları ne kadardır?’ diye. Ya da İstanbul’a gitmeye de gerek yok. Girin emlak sitelerine bakın bakalım ‘İstanbul Ataköy’de kiralık dairelerin fiyatları ne kadardır’ diye. Hadi kıyamadım yine size o zahmete de girmeyin ben söyleyeyim. Sevgili okurlarım, burada oturabilecek evlerin kirası 2 bin 500 lira ile 5 bin lira arasında değişir. Anlayacağınız her babayiğit oturamaz buralarda. Oturabilenler ise, İstanbul’un bazı zenginleri, kalburüstü adamları, bir de bizim gümrüğün üst düzey tabakası. Gümrüğün lojmanları vardır İstanbul’un bu müstesna yerinde.. Çoğu deniz manzaralı, parklı, bahçeli, geniş evlerdir hepsi aynı Sabahattin Ali’nin o ölümsüz kitabı ‘Sırça Köşk’te yazıldığı gibidir bu evler.
‘AMİRE VAR MEMURA YOK’
Ama dedik ya buralarda İstanbul’un kalburüstü isimleri, zenginleri, bir de bizim gümrüğün üst tabakası oturur. Sesinizi duyar gibi oluyorum;“Peki bu lojmanlar gümrüğün ise memur oturmaz mı?” diye. Hayır! Değerli okurlarım, aynen yazdığım gibi buralarda gümrük müdürleri ve müfettişler gibi gümrüğün kaymak tabakası oturur. Hem de taaaa emekli oluncaya kadar oturur!!
Gümrükte lojmanların dağıtımı ise, iki şekilde yapılır:Biri görev tahsisi ile diğeri de 5 yıl süreyle. Örneğin lojmanın görev tahsisi şeklinde verilmesini anlatacak olursak; diyelim ki lojmanda oturan kişi daire başkanı. Bu kişi emekli oluncaya kadar lojmanda oturabiliyor. Örnekleri çoğaltalım; yine diyelim ki bu kişi müfettiş. Bu görevli de aynı şekilde emekli olana kadar sırça köşklerde oturuyor. Beş yılla sınırlı olan ise, gümrük müdürü ve diğer görevlerde bulunanlar.
Hadi gelin de anlayın!
Ya memurun suçu ne derseniz; herhalde cevabını verecek bir babayiğit bulamazsınız. Çünkü zavallı memura lojman verilmesi söz konusu değil! Memura lojman kısıtlı sayıda veriliyor. Bazı lojmanlar da, kısım amiri veya bölge amirlerine tahsis ediliyor. Peki! Devletin çalışanına lojman yapmasının nedeni nedir? Lojman niye yapar devlet? Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde görev yapan çalışanların mağduriyet yaşamaması için. Peki! Bu lojmanlarda, memurdan kat ve kat daha fazla para alan tabaka niye oturur? Hadi gelin de anlayın. Sevgili okurlarım, Türkiye’de ne acıdır ki lojmanlarda memurlar oturmaz! Lojmanın keyfini çıkaranlar hep üst düzeydeki görevlilerdir. İDDİA EDİYORUM, bir araştırma yapılırsa bu haksızlığın ne kadar büyük olduğu gözler önüne serilecektir.
Kooperatif de neler oluyor?
Gümrük Vakfı bünyesinde gümrük çalışanlarının oluşturduğu Gümrük Çalışanları Tüketim ve Yardımlaşma Kooperatifi adı altında bir kooperatif var. Kooperatifin amacı ise, gümrük çalışanlarını kooperatifçilik mantığı altında ev sahibi yapmaktır. Ancak yönetimini tanınmış üst düzey gümrükçülerin oluşturduğu bu kooperatifle ilgili son zamanlarda ilginç iddialar kulağıma geliyor. İddiaya göre; gümrükte çalışan üst düzey bir bürokratın kooperatifte yolsuzluk-usulsüzlük yapıldığına dair şikâyeti üzerine soruşturma başlatıldığı belirtiliyor. Soruşturmanın bizzat Sayın Hayati Yazıcı’nın oluru doğrultusunda başlatıldığı da gelen bilgiler arasında.. Gümrük Çalışanları Tüketim ve Yardımlaşma Kooperatifi’nde yaşananlar ile ilgili geniş çaplı bir araştırma yapıyorum. Yakında bu konuyla ilgili belgeler ışığında sizleri aydınlatacağım. Duyurulur!
Benim güzel okuyucularım.. Şimdi sıra geldi sizin maillerinize..
NEREYE GİTTİ BİZİM DOBLO’LAR?
“25 Şubat 2012 cumartesi tarihli yazınızı okudum. Gümrük çalışanları için gayet güzel şeyler yazmışsınız. Bir noktaya daha parmak basarsanız çok seviniriz. Bizim zavallı Gümrük Vakfı K1 belgesi denen belgeyi binek (doblo) tarzı araçlara alamadığından bütün araçları Ankara’ya topladı. İstanbul gibi bir şehirde kaçakçı peşinden koşarsın, savcılığa evrak gönderirsin, zanlıyı savcılığa götürürsün vs. Şimdi bu hızlı ve pratik araçları altımızdan alarak “siz kaçakçılar peşinde çok koşuyorsunuz ve sessiz sedasız oturun” demeye mi getiriyorlar Allah aşkına. Ayrıca bakanlık bir yıl önce 20 tane araç aldı. Ankara Ulus’taki merkezde bu araçların bekletildiği, araçların kaçak şubelere dağıtılacağı söylendi. Daha dağıtacaklar. Aykut Bey! Bu konuyu araştırırsanız iyi olur. Ne demek istediğimi göreceksiniz.”
MESAİLER DE EŞİT DEĞİL!!
Sevgili okurlarım diğer bir mailde ise; gümrük muhafaza kaçakçılık istihbarat müdürlüklerinde çalışan personelin mesailerde diğer gümrük görevlileriyle eşit tutulmayarak yani ek 5000 gösterge uygulanmadığı ifade edilmektedir. Personelin, bu sorununun ivedilikle çözülmesi gerekmekte yoksa buradan söylüyorum müdürlüklerde çalıştırılacak adam bulamazsınız benden söylemesi..
TAŞRALI MEMURUN İSYANI
Gelen mailler arasında en dikkat çekici ise, taşradan genç bir muhafaza memurunun yazdıkları.. Noktasına virgülüne dokunmadan sizlere aktaracağım bu maili, lütfen uzun kısa demeden sonuna kadar okuyun!
“İyi günler Onur Bey; Şunu bilin ki tüm gümrük camiası tarafından takip ediliyorsunuz, ilksizlerden haberler alınıyor. Herkese ulaşıyor yazdıklarınız. Ben naçizane fikirlerimi söyleyeceğim dikkate alırsanız. Öncelikle nasıl işe girdiğimden başlayayım. Bir üniversitenin uluslararası ilişkiler mezunuyum. İşe önce Marmara’daki bir ilimizin Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü'nde Gümrük Muhafaza Memuru olarak başladım. O zamandan beri ve işi araştırma evrelerinde yıllardır muhafaza personelinin uyutulduğunu, hep "yapacağız edeceğiz" denilerek kandırıldığını fark ettim.
Ne bayramımız ne seyranımız var!
Komisyonlardan lehimize ve hakkımız olan unsurların taslaklarda yer aldığını fakat her nasılsa ve kim tarafından ise artık değiştirildiği ve uygulamada alakasız durumların olduğu açıktır ve bunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Silah kullanıyoruz, adli kolluk hakkımız var fakat bunlarla ilgili maddi yardımlardan muafız. Emniyet mensupları 2012 sonu itibariyle 8/24 mesaiye geçecekler. Bırakın 8/24 ü biz daha 12/12 24/24 ten kurtulamıyoruz. En rahatımız 12/24 çalışıyor. Bayram seyran izinlerini yazmıyorum bile. İşe girdik kıyafetimiz yok, bazı yerlerde internetimiz yok. Kolcuların sözlerine kalıyoruz, onlara soruyoruz emin olmadığımız şeyler. Böyle kıyafetler olacaksa olmasın zaten. İhaleyle verilmiyor mu bu kıyafetler bilmiyorum. Türkiye'de söz sahibi bir tekstil firmasıyla anlaşılamaz mı? Merkezden alakasız bedenli kıyafetlerin gönderilmesi şık mıdır?
Esendere’de bir insanın çalışması normal midir?
Çalışma yerlerinin durumu ortadadır. Türkiye'nin ekonomisinde büyük pay sahibi olan …'de bile berbat nöbet yerleri varken diğer illerdeki nöbet yerlerinden söz etmemize gerek yok. Örneğin, Esendere'ye yakışan muhafaza memuru değil domuzdur. Allah aşkına orda bir insanın çalışması normal midir? Oradan gümrük kapısı değil domuz çiftliği olur ki çamuru insan değil domuz sever. Aynı şartlar aranarak beraber çalıştığımız muayene memurlarının kendini bizden ayrı görmesi, üstün görmesi anlaşılmazdır. Yetkili insanların bunlara prim vermesi, muhafazayı sallamaması ilginçtir. Hâlbuki onları sınır kapılarında dayaktan koruyan bizleriz. Çakı taşımaya hakları dahi yokken silah taşıyan bizleri aşağıda görmeleri daha çok kafalarına takoz yemelerine sebep olacaktır.
Zaman gösterecek!..
Muhafaza Müdürlükleri kapatılarak gümrük bünyesine alınmamızın sonuçlarını zaman gösterecek. Bize gümrüğün çizilmiş imajını siz değiştireceksiniz diyorlar. Nasıl yapacağız bunu? Hayat kuracağımız şu yaşımızda 1000 lira maaş ile nasıl yapalım bunu? Asgari ücretten ne farkı var Allah aşkına! Yolluk gitti diye kına yakıyorlar, haksız diyorlar. Ben hakkını bilmem ama elime geçen 1000 lirayı düşününce o yolluğa çok ihtiyacım var kimsenin zoruna gitmesin. Mesai denen ücretinde adı mesai. O paraya, muhafaza için söylüyorum bunu, portakal kıl yün tüy adı altında verseler de olur. Onun adı mesai değildir.
Gereken önem verilmiyor..
Gümrük muhafazanın çalışma şartları ve saatleri ele alındığında komik bir ücrettir ama buna da şükür. Gerçi 2 aydır onu da alamıyoruz ya bunu duyurmakta sizin göreviniz. Yorumlar kısmında var ama sizin elinizden çıkmış bir yazı etkisi göstermez sizde biliyorsunuz ki, yolsuzluklar falan filan tamamda şunu da bir yazsanız çok sevineceğiz. Avrupa’dan bakıldığında Türkiye’nin görünen yüzü olan, insanların ilk muhatap oldukları biz gümrük muhafaza memurlarına gereken önem verilmemektedir.
Kimliklerimiz yok!..
Merkezde taşradan gelmemiş insanlar, o sahanın tozunu yutmamış insanlar olduğu sürece biz toz toprak içinde BEYAZ gömlek giymek için bekleriz. Kimliklerimiz yok. Sen kimsin? ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mısın cin misin’? Sorsalar bunu bile söyleyemeyeceğiz. Koskoca Gümrük Ticaret Bakanlığı kimlik bastıramayacak kadar aciz mi? Ona sıra gelmedi diyorlar? Kaç kişi çalışıyor merkezde? Herkes mi yönetmelik yazmakla uğraşıyor ki yazdıkları taslaklar gibi olmuyor ya bildiğiniz gibi.
Bedava istemiyoruz!
KPSS’den beri alınan tüm muhafaza memurları lisans mezunudur. Kariyer meslek olması için uzmanlık sınav hakkının tanınması çok mu zordur? Bedava istemiyoruz. Sadece bu kurumdan biri olarak bu kurumda ilerlemek istiyorum olay budur. He benden ziyade dışarıdan eleman almak kolaysa bende bırakır giderim, dışarıdan biri gibi gelirim eyvallah. Bunlar içimde kalmıştı gümrüğe en yakın basın ve ses olarak bunları size söyleme istedim. Okursanız okuduğunuz için teşekkür ederim. Çalışmalarınızın devamını dilerim. Saygılarımla.”
-YAZARIN NOTU-
1-) Halkalı Gümrüğü ile ilgili bakanlık bürokratları başta olmak üzere uyarıyorum. Lütfen, Halkalı Gümrüğü’nden ne kadar dâhilde işleme izin belgesiyle kumaş ithalatı yapılmış? Bir bakın bakalım! Yapılan ihracatlar ne zaman yapılmış? Bu tarihleri alt alta koyun. Yönetmelikte oynama, zıplama, parmak sokma, kaydırma yapılmış mı? Bu konuda müthiş duyumlarımı size önümüzdeki yazımda aktaracağım. Yolsuzluk ve usulsüzlük yapanın, yetim hakkı yiyenin ensesine çökeceğim. Yazdıklarımı üzerine alanların dikkatine sunulur!!
2-) Elimde müthiş bir konu daha var, hem de örneğiyle birlikte.. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı atama ve yer değiştirme yönetmeliği neredeyse her yıl değiştiriliyor. Ama bu yönetmelik herkese uygulanmıyor. Örneğin bir gümrük çalışanı, mesleki yaşantısı boyunca nasılsa Marmara bölgesinden başkaca bir yerde çalışmıyor. Durum böyle olunca da, Aykut Onur Kalaycı’nın bu konuyu araştırdıkça araştırası geliyor. İnsan ister istemez de kendi kendine sorular soruyor. Acaba ‘bu iş bazılarının güneydoğu ve doğuda görev yapmaması için mi yapılıyor?’diye düşünüyor insan. Ya da mesleki yaşantısını bir çalışan nasıl Marmara’da, İç Anadolu’da veya İzmir Gümrüğü’nde tamamlayabiliyor? Mesela Ankara’da böyle bir örnek var. Adam bildim bileli aynı lojmanda, aynı yerde çalışıyor. Kim bu gümrük çalışanı derseniz çok yakında yazacağım, hiç merak etmeyin. Bu çok önemli konuyu da, mutlaka gündeme getirip detaylarıyla yazacağım.
3-) Sıra bölge müdürlerine gelmişti ama herhalde atamalar unutuldu. Ya da atamalarda isim belirlemek gerçekten de zor, sık dokuyup ince eliyorlar. Önümüzdeki hafta, mesaimin büyük bir bölümünü henüz daha atanamayan bölge müdürlerinin neden atanamadığına ayıracağım. Bilginize..
4-) Son olarak “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” belirtildiği gibi tüm dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri birlik ve beraberlik günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle, yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, bizi eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgiyi esirgemeyen kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.