Avcı: 20 Bin Öğrenci Kırmanci Veya Zazaki'yi Seçmeli Okuyor
Milli Eğitim Bakanlığı Nabi Avcı, 20 bine yakın öğrencinin Kırmanci veya Zazaki'yi seçmeli ders olarak okuduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı Nabi Avcı, 20 bine yakın öğrencinin Kırmanci veya Zazaki'yi seçmeli ders olarak okuduğunu söyledi. Kürtçe konusunda Kırmanci ve Zazaki olmak üzere iki lehçe bulunduğunu belirten Avcı, “Kırmanci ve Zazaki eğitimi seçmeli ders olarak geçtiğimiz yıl başladı. Büyük çoğunluğu Kırmanci daha az çoğunluğu Zazaki olan ve anadali olmasa da seçmeli ders olarak alan öğrencilerimiz var. Onlarla ilgili hazırlanan ders kitabımız var. Toplam 20 bine yakın öğrencimiz, Kırmanci veya Zazaki'yi seçmeli ders olarak okuyor" diye konuştu.
Nabi Avcı, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve eğitim muhabirleriyle Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Orhan Erdem, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip'in de katıldı.
YAZILI SINAVLARIN MERKEZİ OLARAK YAPILMASI 8. SINIFLARDA UYGULANACAK
Avcı, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "SBS'deki ortak yazılı sınavlar 5, 6 ve 7. sınıflara da mı yapılacak. 8. sınıfın sonunda geçerli genel bir değerlendirme sınavı olacak mı?" şeklindeki soru üzerine Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde, gözetiminde yapılıp sonuçlandırılacak olan sene içi sınavlar daha sonra 5, 6 ve 7. sınıflarda da uygulanacak şekilde geliştirilecek. Ama şimdi sadece 8. sınıfla ilgili bir çalışmamız var. Büyük sayıda öğrenciyi ve 5-6 dersi kapsıyor. İlk hamlede deneme mahiyetinde 5,6 ve 7. sınıflarda pilot uygulamalar yapılabilir. Diğer okullar da sene içi sınavlardan alınan notları da hesaba katan bir seçme sınavı yapabilecek. Bunu biz bakanlık olarak örgütleyebileceğiz." diye cevapladı.
Başka bir gazetecinin okullardaki serbest kıyafet uygulamasında yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı ile ilgili sorular üzere Avcı, “Genel olarak özellikle kız çocuğu annelerden gelen yoğun talepler üzerine, gerek il ziyaretlerimizde ayrıca kamuoyu yoklamalarımızdan elde ettiğimiz sonuca göre, serbest kıyafet uygulaması olumlu karşılanmakla birlikte bu seçim yelpazesi içerisine formanın da dahil edilmesi gerektiğine dair bir talep kamuoyunda var. Yani velilerimiz, öğretmenlerimiz diyorlar ki, 'Tamam, serbest kıyafet olsun. Bu seçim seçenekleri içerisinde forma da olsun. Veliler olarak çocuklarımızın forma giymesini de seçelim' diyen geniş bir kitle var. Yönetmeliğe göre, özel okullarda velilerin yüzde 60'ı ne diyorsa o oluyor. Yani veliler, okul aile birlikleri toplanıyor, 'veliler, önümüzdeki ders yılında çocuklarımız okula forma ile gelsin' dedikleri zaman bu uygulanıyor. Bizim öğretmenlerle, öğrencilerle ve velilerle yaptığımız görüşmeler gösteriyor ki özel okullara tanınmış olan tercih hakkı, devlet okullarına da tanınsın diye bir talep var. Biz bu talebi de dikkate alarak, yönetmeliği değiştiriyoruz. İster özel ister resmi olsun tüm okullarımızda okul aile birliklerinin, yani velilerimizin yüzde 51'inin tercihi doğrultusunda okullar kıyafet seçebilsinler. Bunu serbest kıyafetten bir geri adım olarak görmüyoruz, öyle de yorumlanmaması gerekir" açıklamasında bulundu.
EĞİTİM DİLİNİN TÜRKÇEDEN FARKLI BİR DİLDE OLMASI İÇİN ANAYASAL DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kürtçe eğitim konusunda bir çalışması olup olmadığının sorulmasına yönelik Avcı, şu açıklamalarda bulundu; “Kürtçe konusunda iki lehçe var. Bunlar farklı farklı öğretim materyalleri ile okutulmaz zorunda Kırmanci ve Zazaki eğilimi seçmeli ders olarak geçtiğimiz yıl başladı. Büyük çoğunluğu Kırmanci daha az çoğunluğu Zazaki olan ve anadali olmasa da seçmeli ders olarak alan öğrencilerimiz var. Onlarla ilgili hazırlanan ders kitabımız var. Yenilerinin de hazırlandığını biliyoruz. Seçmeli ders olarak, Kırmanci, Zazaki ve Abazaca'nın seçmeli ders olarak okutulmasının önünde önemli bir yasal engel yok. Ancak eğitim dilinin Türkçe'den farklı bir dil olması konusunda önceklikle bir anayasa değişikliği gerekiyor."
Seçmeli dersler konusunda yürüttükleri çalışmalarda zorlandıklarını belirten Avcı,"Bu alanda çalışan akademisyenler arasında bile ciddi bir doktrin tartışması olduğu görülüyor. Mesela Zazaki, Kürtçe'nin lehçesi midir, değil midir? Bu konudaki tartışmalar bize kadar yansımış durumda. Talim ve Terbiye Kurulumuzun önüne bir sorun olarak getirildi. Çünkü bazı akademisyenler, 'Bunu Kürtçe'yle ilgili halk dili olarak okutulmaya kalkarsanız, biz bundan çekiliriz' gibi çok fazla ayrıntılarına girmek istemediğim tartışmalar yaşandı. Ama biz bunu başardık, yani toplam 20 bine yakın öğrencimiz, Kırmanci veya Zazaki'yi seçmeli ders olarak okuyor" açıklamasında bulundu. Avcı, seçmeli derslerle ilgili öğretmenleri kadroya alamadıklarına dikkat çekerek, "Çünkü hangi okulda, ne kadar öğrencinin, hangi dersi seçeceğini bilmediğimiz için oraya bir kadrolu öğretmen ataması yapamıyoruz. Ancak öğrenciler seçtikten sonra öğrenci sayısı ve hangi dersin seçildiği belli olduktan sonra bu dersler için ücretli öğretmen görevlendirebiliyoruz. Sadece bu dillerle ilgili değil Siyer-i Nebi yani Hz. Peygamberin hayatına yönelik Kur'an-ı Kerim derslerinde kadrolu öğretmen değil öğrenci tercihlerinden sonra ihtiyaç duyulduğu kadar öğretmen görevlendiriyoruz." şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARIMIZIN DERSTE BULUNMALARI GEREKEN SAATTE GÖSTERİLERE KATILMAYI YÖNLENDİREN YÖNETİCİLERİN OLDUĞUNA DAİR DUYUMLAR VAR
"Gezi Parkı eylemlerine katılan öğrencilere ve öğretmenlere yönelik listelerin oluşturulduğu yönünde sizin bir talimatınız oldu mu ya da milli eğitim müdürlükleri durumdan vazife mi çıkarmış?" şeklindeki sorusu üzerine Avcı, "Bizim böyle bir talimatımız olmasına gerek yok, çünkü yasalar çok açık. Bunu durumdan vazife çıkarmak olarak nitelemek de çok doğru olmaz. Bu konulardaki incelemeleri yapan il milli eğitim müdürlüklerimiz ve okul müdürlerimiz görevlerinin gereğini yapıyorlar. Çünkü aldığımız duyumlar, bizlere ulaşan bilgilere göre bazı okul yöneticileri ve öğretmenlerin öğrencilerini yasadışı veya yasal ama derste olmaları gereken saatlerde topluca gösterilere götürdükleri, gösterilere gitmek için teşvik ettikleri konusunda aldıkları duyumları değerlendiriyorlar, değerlendirmek zorundalar. Bu yasaların onlara yüklediği bir görevdir. Bunun için bizim ayrıca hatırlatmamıza gerek yok. Ama ben Meclis'teki benzer bir soru üzerine yaptığım açıklamada da onu söyledim. Bunu milli eğitim müdürlükleri, okul yönetimleri bu konuda yasaların emrettiği görevleri yerine getirmek durumundadırlar. Çocuklarımızı okulda, derste bulunmaları gereken saatte gösterilere, yürüyüşe götüren, yasal veya yasadışı gösterilere katılmaya yönlendiren hatta zorlayan yöneticiler varsa ki olduğuna dair duyumlar var, bunlarla ilgili işlemleri yapmak zorundalar ve yapıyorlar. Okul müdürleri sayıyı tespit etmişler" cevabını verdi.
"SBS kalkıyorsa mevcut üniversiteye giriş sisteminde bir değişiklik olacak mı?" sorusuna yönelik Avcı, şunları kaydetti: "Son yapılan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı'nda üniversiteye giriş sistemine ilişkin düzenlemeler yapma görevi YÖK ve TÜBİTAK'a verilmişti. Onlar bizimle işbirliği dahilinde yine SBS ve diğerlerinde olduğu gibi teste dayalı olmayan bir sınav sisteminin nasıl geliştirilebileceğine yönelik çalışmaları sürdürüyorlar. Dersanelerin kapatılmasıyla bunlar eş zamanlı yürürse umulan fayda her iki taraf için de sağlanabilir."
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.