1. HABERLER

  2. MAGAZİN

  3. Aysal'dan önemli açıklamalar
Aysaldan önemli açıklamalar

Aysal'dan önemli açıklamalar

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Kulübün resmi televizyonu GS TV'ye gündeme ilişkin önemli açıklamalar yapıyor.

A+A-
Aysal'ın konuşmalarından satırbaşları ise şöyle;

"GERÇEKLERİ KENDİM YAŞIYORUM"

Göreve geldiğim vakit kendimi mutfağa girmiş bir aşçı olarak gördüm. Dolaplarda ne var bunları öğrenmem zaman gerekti. Sonra bunlardan ne tip yemekler yapılabilir, müşterileri nasıl mutlu edebiliriz… Bizim müşterilerimiz taraftarlarımız. Göz açıp kapayıncaya kadar zaman çabuk geçiyor. 24 saat 365 günlük bir çaba. Beni en çok mutlu eden bu. Bir yönetici gerçekleri kendisi yaşar ama rüyalarını başkasına yaşatır. Ben rüyalarımı taraftara yaşatmak için buradayım ama gerçekleri de kendim yaşıyorum.

"BENDEN SONRAKİ YÖNETİCİLER..."

Sakin kalmak Galatasaray'ın tavrı. Bizim camiamız senelerdir hep karşı taraftakine saygı esastır. Biz bir camiayı temsil ediyoruz. Camianın gücü sayılarından değil yarattıklarından belli olur. Yöneticinin görevi olduğu yeri hazmetmektir. Biri oturduğu koltuğun ona bir şey kazandırmayacağını, sizin o koltuğa bir şeyler katmanız gerektiğini bilmelisinizdir. Galatasaray'a bana bu görevi verdiyse elimden gelenin maksimumunu vermem gerektiğini bilirim. Önümüzdeki yıllarda benden sonraki yöneticilerin de bu düşünceyi devam ettirmesi gerekiyor.

"BİZİM BAŞARISIZ OLMA OLASILIĞIMIZ YÜKSEK"

Yarışma sadece sahalarda olmuyor. Biz örnek olmak durumundayız. Benden evvel bazı saygın kulüplerin yöneticileri yabancı sınırına müdahale etmek istediler ama biz daha çok etki etmek istedik. Bizi yöneten kurumlar var. Bizim üstümüzde bazı kurumlar var federasyon gibi. Maalesef biz burada ayağıma çelme atılmış hissediyoruz. Önemli olan Galatasaray'ın marka değeri değil, Türkiye'nin marka değeri. Türkiye'nin marka değerini dışarıda aldığımız başarılarla elde edebilirsiniz. Buna dünyanın her yerinde devletler yardım eder. Kanunun imkan verdiği nispette sular bu başarıyı. Biz ise kurutma yöntemini seçtik. Biz Real Madrid ile oynuyoruz 10 yabancı oyuncuları var 1 İspanyol. O, 10 yabancı oyuncu dünyanın en iyi oyuncuları. Ben kendi oyuncularımı Türkiye'den seçmek zorundayım. Benim seçme saham son derece kısıtlı. Bu yüzden böyle bir yarışmada bizim başarısız olma olasılığımız çok yüksek. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş kaybedince Türkiye kaybediyor. Bu algıyı bu şekilde yönetmek ve duyurmak lazım. Bunu yapmadığınız sürece bizden başarı beklemek çok zor.

"GALATASARAY'IN BİR NUMARALI YETKİLİSİ OLARAK..."

Federasyonu bir anlık unutalım. Kendi aramızda baktığımız vakit bahsettiğimiz kulüplerin hepsi saygın müesseseler milyonlarca taraftarları var. Biz onlarla işbirliği içinde olmaktan her zaman mutluluk duyduk. Bu ilişkileri karşılıklı saygı içinde yürüttüğünüz sürece biz de kazanacağız Türkiye de kazanacak. Önemli olan bu anlayışı masada gerçeğe dönüştürmek. Bunda son derece samimiyim. Bunu ancak birbirimize dostça yaklaşarak yapabiliriz. Galatasaray bu konuda her zaman öncülük etmiştir. Eğer benim için endişeleri varsa ispat etmeye hazırım. Her zaman şeffaf bir anlayış içindeyim.

Belki bir iki kişi bu konuda tereddüt edebilir. Soru sorabilirler bize veya kendilerine. Ama başarılı olacağımıza inanıyorum. Ben Galatasaray'ın 1 numaralı yetkilisi olarak bu konuda topluma söz vermekte bir zarar görmüyorum.

"FEDERASYON HAKKINDA İZLENİMİM NEGATİF"

Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bugüne kadar ki federasyon hakkındaki izlenimim negatif. Her defasında yanlış kararlarla karşılaştık. Galatasaray stadı 3 yıldır kapanmadı son ayda 2 kez kapandı. Kenarda köşede 6 kişinin 7 saniyeyi bulan bir küfür vs… Böyle bir işlem 55 bin kişinin haklarını zedeler hale geldi. Biz kulüplerin çok büyük yükümlülükleri var. Biz vergilerimizi ödemek yükümlülüğü içindeyiz. Biz para kazanmak üzere kurulmadık biz kamuya hizmet etmek için kurulmuş bir müesseseyiz. Biz sanki dışarıdan bir kara borsacı muamelesi görüyoruz. Federasyon da devlet de böyle görüyor. Buna karşı reaksiyonumuz bazen sert olabiliyor. Bu da heralde anlayışla karşılayabiliriz.

Federasyonun görevi Türk sporunu yüceltmek. Yurt dışındaki marka değerini arttırmak. Başarılı bir kulüp varsa ona gerekli desteği vermek. Bunun kulüpçülükle alakası yok. Bunu da birisi önde koşuyorsa ona destek vermek demektir. Bugün Galatasaray ya da Fenerbahçe olur Beşiktaş olur Trabzonspor olur... Bu kulüpler Türkiye'nin önemli camiaları. Onlar da bizim gibi kamu hizmeti yapıyorlar. Bugün Galatasaray'ın başına gelenler onların da başına gelebilir. Diğer kulüplerin bunların önünü kestik diyeceklerini düşünmüyorum ama federasyonun bu düşüncede olduğu çok açık.

TFF'nin devamlılığını biz Galatasaraylı olarak bunu tek başımıza yönlendiremeyiz. Biz TFF'nin devamı yönünde bir oy kullanmayacağız. Bu eşyanın tabiatına aykırı. TFF'den bugüne kadar görmüş olduğumuz her türlü davranış Galatasaray'a karşıydı. Emin olun bir sürü kulübe de, Türk sporuna karşı davranışları vardı. Ben şu takımı bu takımı tutuyor demeyeceğim. TFF'nin Türk sporuna hizmet etmek için kurulduğuna inanırsak, 3 senedir böyle bir hizmet yok. Teker teker kişilere baktığınız vakit sevdiğim insanlar ama bir araya geldikleri vakit başarılı sayılamazlar.

Muhakkak ki bir sebep vardır ama ben bunun arkasında kasıt aramadım ama buldum. İyi niyetle yaklaştık. Heralde herkese gelen bir düğün dernek bu dedik. Ama öyle değil bu iş. Bu sadece en başarılı olan kulüplere karşı kullanılan bir silah. Siz bize ya bağlanacaksınız ya da bu sopayı yersiniz gibilerinden. Stadlarda alınan karalarlar ve 5+3 kararı böyle. Ben 3 yabancıyı benchte oturtursam oynatma şansım sıfır. 3 yabancının bana bir yararı yok. Aynı pozisyonda 2 yabancıyı bulundurmayacağıma göre... Sistem kökeninde 5+0...

Federasyonun görevi Türk sporunu yüceltmek. Yurt dışındaki marka değerini arttırmak. Başarılı bir kulüp varsa ona gerekli desteği vermek. Bunun kulüpçülükle alakası yok. Bunu da birisi önde koşuyorsa ona destek vermek demektir. Bugün Galatasaray ya da Fenerbahçe olur Beşiktaş olur Trabzonspor olur... Bu kulüpler Türkiye'nin önemli camiaları. Onlar da bizim gibi kamu hizmeti yapıyorlar. Bugün Galatasaray'ın başına gelenler onların da başına gelebilir. Diğer kulüplerin bunların önünü kestik diyeceklerini düşünmüyorum ama federasyonun bu düşüncede olduğu çok açık.

"MELO BİZE VE TÜRK FUTBOLUNA FAYDALI OLACAK"

Daha evvel bir röportaj vermedim bir Fair Play toplantısında bir cümle basına fazla değiştirilerek çıkartıldı. Felipe Melo her şeyden evvel Galatasaray'ın en başarılı oyuncularından biri. Yaşayarak oynayan bir oyuncu. 90 dakikayı dolu dolu oynuyor. Böyle bir oyuncunun her geçen dakika adrenalinle yüklenmesi kadar doğal bir şey yok. Reaksiyonları bazen sert olabilir. Ayrıca dünyada futbol bu kadar yumuşak oynanan bir oyun değil. Türkiye dışında daha sert. Bu çocuklar yurt dışından geliyor. Melo ve Brezilyalılar futbolu sokaktan öğrendiler. Bu kültürün arkasında yaşama ayakta kalma iç güdüsü var. Bu içgüdü saha yansıyınca bazı olaylar sahaya yansıyabiliyor. Ama bu oyuncunun kötü veya terbiyesiz olduğunu göstermez. Felipe Melo bizim kontrolümüzde Galatasaray'a ve Türk sporuna faydalı olmaya devam edecek ve yolunu kesmek istemediğimiz bir futbolcu.

"MÜLKİYETE KARŞI HİÇ KİMSENİN BİR SALDIRISI OLAMAZ"

Mecidiyeköy'de bizim belediyelerden aldığımız ruhsatlarımız var hiç bir sorunumuz yok. 17 metreye kadar inşa çukurumuz indi. Daha da aşağıya gidiyoruz. Orada yapılaşmamız devam ediyor. Biz oradaki binamızı yapıp çıkartacağız. Orası bizim tapulu mülkümüz. İstimlakı mümkün olamaz. Böyle bir şey olacaksa biz çok yanlış anlarız ve reaksiyonumuz da çok değişik olur. Türkiye hukuk devletidir. Mülkiyete kimsenin haksız bir saldırısı olamaz. Buna ihtimal dahi vermiyorum. Bu sadece dedikodu. Hukukun temel kaidesi hiç kimse kendisine ait olmayanı başkasına devredemez. Devretse de geçerli değildir. Kimsenin bundan endişe etmemesi gerekir.

Biz bir kamu kuruluşuyuz. Bizim aramızın kötü olması mevzu bahis değil. Biz devlete her zaman saygılı olduk ve öyle olacağız. Derseniz ki gerekli desteği görüyor musunuz? Hayır. Ben geçen 3 sene içinde böyle bir şey görmedim. Çok büyük taleplerimiz de yok. Burası bir spor kurumu. Halka ait bir yer. Burasını en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Devlet bize yardımcı olur başımızın üstünde yeri var. Olmazsa da kendi kararıdır ısrarcı olmayız.

"ALİ SAMİ YEN İHALESİNDE DEVLETİN HAZİNESİNE 1 MİLYAR LİRA GİRDİ"

Statta ben olaya şöyle bakıyorum. Bize stad devlet tarafından verilmiş bir ulufe değil. Biz bu stada gelene kadar Mecidiyeköy'deki arazimizi terk ettik. Biz 39 senelik bakiye hakkından vazgeçmeseydik devlet orayı satıp hazineye katamazdı. Bizim 360 dönümlük arazi 49 senelik hakkımız vardı. Bu hakkın 240 dönümünü verdik. Devletimiz 1 milyar liraya inşaatları yapan firmaya satış yaptı. O da hazinemizin kasasına girdi ama beklentimiz olmadı. Bizim 191 milyon liraya mal edildiği söylenen stadın sadece kullanım hakkı verildi. Bunun karşılığında reklamlar, kira gibi 49 yılda 450 milyon liralık bir fatura çıktı. Bugün de almadığımız bir stad için karşımızda 17 dava çıktı. Bunun heralde bir akıllıca izahı olacaktır. Bir gün otoriterlerle karşı karşıya oturduğumuzda Galatasaray kendi savını en iyi şekilde masaya getirecektir.

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜĞÜ GALATASARAY, KİMSE KIZMASIN"

Elimizden geleni yapıyoruz stad için. İyileştirmeleri sürdürüyoruz. Isıtmalar konuldu, saha kazındı yeniden yapıldı. Stadın 36 derece ekseninin yanlış koyulması nedeniyle çimlerimizi sıhhatli şekilde büyümeyeceği bize çok ağır maliyetlere neden olacağı gibi gerçekleri yaşıyoruz. Ama güzel bir stad. Türkiye'deki imkanlar bu ve Galatasaray Türkiye'nin en büyüğü. Kimse kızmasın.Çatı konusunda bizden evvelki yönetim seçimden 15 gün evvel yaptıkları anlaşmayla angajmana girmişler. Buranın irtifa hakkı intifa hakkına döndürülmüş ve kiracı durumuna girmişiz. Bir son dakika anlaşması. Bunun hukuki sonuçları ne olur nasıl olur? Bir gün bu iş adliyeye giderse o zaman daha net ortaya çıkacaktır.

Çatı için gerekli garantileri aldığımız takdirde biz bu çatıyı yaparız. Bu çok büyük bir yük değil. Bu vecibemizi yerine getiririz. Bence gereksiz. Ama kontratlar gerektiriyorsa bu yapılır. Stada müzenin yapılması söz konusu. Yönetim kurulunda Candan Erçetin'in direkt ilgilendiği konu. Onun başkanlığında bir ekip müzeyi derliyor. Burada devamlı değişken bir sürü kupamız fotoğrafımız olacak. İleride düşündüğümüz stad turu konseptinin içinde böyle bir müze yer alacak. Dijital sistemlerin öne çıktığı bir çalışma ilerlemiş durumda.

Biz bir kamu kuruluşuyuz. Halka hizmet için varız. Halkın hem ruh sağlığına hem de değer ihtiyaçlarına karşı çok duyarlıyız. Özellikle ülkemizde zaman zaman ortaya çıkan sorunlara karşı da dikkatliyiz ve çözümüne yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kan bağışı da bir sosyal sorumluluğumuz. Kulüplerin hepsi bu konuda duyarlı. Hepsi destek olmuşlar. Hepsine teşekkür etmek istiyoruz. İnşallah devamı gelir.

Atletico Madrid ile bu soma olayı ortaya çıkar çıkmaz başkanıyla görüştüm ve bir karar aldık. Onların masrafları olacağı için gelirin onlara düşen kısmını Atletico Madrid kullanacak. Ama biz gelirimizin tamamını soma'ya vereceğiz. Maç İzmir'de olacak. Oyuncularımız da bu konuda son derece duyarlı. Onlar da 400 bin dolarlık primlerini soma'ya bağışladılar. En iyi şekilde kullanılması için vakfımızla temas içindeyiz.

"KULÜPLER BİRLİĞİ TÜRK SPORUNU YÖNLENDİREMİYOR"

Kulüpler Birliği'nin bir bölümüne ben gittim. Daha evvel de belirttim Kulüpler Birliği'nin bir işlevi rolü yok. Kulüpler birliğinin federasyonun patronu olması gerekirken tam tersi. Kulüpler Birliği'nin Türk sporunu yönlendirme gücü yok. Kulüpler birliğinin olma sebebi de yok. Hem oradayız hem değiliz. Acaba oradan çıkmak bir yenilgi anlamına mı gelir? Türkiye'de protesto yaptığınız anda dışarıda kalırsınız. Burayı bizim yönlendirmemiz organize etmemiz daha yararlı hale getirmemiz mümkün mü? o kadar başka önceliklerimiz var ki. kulüpler birliğine geçtiğimiz ilk sene böyle bir brifing verdim. Bütün üyelere bilgi sunduk. Çok güzel böyle yapalım dediler. Eskişehirspor başkanı başkan seçildi. Söz verdi bu projeyi hayata geçireceğine dair ama ondan sonra bir daha duyulmadı.

Kulüpler Birliği'nin aslında kulüpler holdingi şeklinde geliştirip futbolun ana sorumluluklarını alıp, federasyona milli takım ve altyapı konularına bakması gerekir. Ne federasyon bu gücüden bir şeyler kaybetmek istiyor, ne de arkadaşlarımız federasyona seslerini yükseltmek istiyor. Çünkü ödemelerin gecikmesi gibi sorunlarla karşılaşmak istemiyorlar. Olay o kadar federasyona bağlanmış ki. Federasyondaki oyların gücü aynı. Benim oyumun değeri 10, hiç taraftarı olmayan ekibin değeri 1 değil. Onun için bazı kulüpleri federasyon kendi imkanlarını kullanarak ufak kulüpleri mutlu etmenin yollarını bularak oylarını topluyor.

"FEDERASYON VE FEDERASYONU ORAYA KOYAN GÜÇ..."

Federasyondan çekiniyorlar. Federasyonu oraya koyan güçten de çekiniyor olabilirler. Biz yayın hakları olayını son 1 senedir UEFA ile ECA ile görüştük ve büyük bir haksızlık olduğunu anlattık. Dediler ki 3 Temmuz ile başlayan süreçte bir tek D-smart müracaat etti ve onlar da bir evvel ki kontratın yarısından biraz fazlasıyla kapattılar.

"LİG ŞAMPİYONLUĞU ÖNCELİMİZ İSE SADECE şampiyonlar ligi'NE GİDEBİLMEK İÇİNDİR"

Chelsea'de yapılan bir açık oturumda Juventus başkanıyla beraberdik. Bu haksızlık değil mi dedim biz rahatsız değiliz dedi. Galatasaray bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gidiyor. Ama yalnız biz değil diğer kulüplerin de Şampiyonlar Ligi'ne gitme imkanları var. Bunun için çalışıyorlar. Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyen takımların mali güçleri bundan çok darbe alıyor. Herkes dışarıya gitmenin peşinde. Bizim önceliğimiz hep Şampiyonlar Ligi.
Önceliğim lig şampiyonluğu ise Şampiyonlar Ligi'ne gidebilmek içindir. 4. 5. Yıldız zaten gelir. Galatasaray TV olarak başka ortaklarla bu ihalelere girmek istiyoruz. Bunun şartlarını oluşturmaya çalışıyoruz, büyük ihtimalle de gireceğiz. Sadece sponsorlarla bu iş olmaz. Bu sizin ortaklıklarla bu değeri üretmeniz gerekiyor. Ticari operasyon olarak görebiliriz. UEFA'nın bize olan bakışı müspet. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılmasından son derece mutlular. Bizi sürekli yüreklendiriyorlar. Ben bundan dolayı memnunum.

"KÖTÜ NİYETLE DAVRANIYORUZ SANDILAR"

Avrupa'ya gidememe endişesini 3 yıl evvel belirttik. Yolun nerede biteceği belli olduğu için söyledik ama yanlış anlaşıldı. Biz kötü niyetle davranıyoruz sanıldı. Bir olayın süratle çözülmesi için tavsiyede bulunduk. En son isteyeceğimiz şey rakiplerimizin bize bu ligde oynama imkanı veren güçlü rakiplerimizin olmasıdır. Güçlü rakiplerimiz olmazsa beklentilerimiz yarı yarıya düşer. Rakiplerimizin başına bir şey gelmesi gibi bir beklentimiz yok. Federasyonun kendisine düşen bir görevi yapması gerekirdi. O gün suçlanan görevleri temizleyebilecek bir görevdi. Ama federasyon bazı konularda duyarlı değil. O zaman da tamamen sorumluluktan kaçtılar ve bugün hala o sıkıntının devam ettiğini görüyoruz. Koskoca camialar ızdırap çekiyor. Federasyon dese şu kadar puan kestin 15-20 ne olacak ki? 1 sene şampiyonluk kaybederdin. Ama federasyon bunu yarına attı ve problem büyüdü. Hala bunu görmezden geliyoruz.

Eğer Avrupa'ya gitmeme gibi bir durum olursa kulüplerin reaksiyonu çok sert olacaktır. Burada kişilerin mesuliyetleri üzerine dahi gidilebilir. Bu yönetimlerdeki kişiler eğer kendilerini kurumun arkasında rahat görüyorlarsa yanılıyorlar. Bu kurumları yönetenlerin mesuliyetleri mevzu bahistir.
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.