Başbakan Erdoğan: Gezi Olaylarının Perde Arkasında Kirli Senaryolar Var
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarının perde arkasında bazı medya kuruluşlarının ve sosyal medyadaki bazı odakların provokasyonları olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarının perde arkasında bazı medya kuruluşlarının ve sosyal medyadaki bazı odakların provokasyonları olduğunu söyledi. Erdoğan, "Perdenin arkasında illegal örgütlerin, terör örgütlerinin saldırıları var. O perdenin ardından güya sanatçıların yazarların sözüm ona siyasetçilerin tahrikleri var. Siyasi hesaplar, ekonomik tuzaklar, büyük Türkiye'ye yönelik kirli senaryolar var." diye konuştu.
AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, Gezi Parkı olaylarına ilişkin, büyüyen Türkiye'yi çıkarlarına aykırı görenlerin fırsattan istifade maskelerini çıkardıklarını gördüklerini söyledi. Erdoğan, "Bizim itibarımız güçlenir, onlar itibarlarını kaybederler. Biz şuna inanıyoruz, bakın dünyayı halklar yönetir. Milletler yönetir. Biz yöneticiler, hepimiz gelip geçiciyiz. Milletlerin iradesi çok önemlidir. Onun için bütün ilişkimiz bizim dünyada milletlerdir. Her yerde Ortadoğu'da da bu böyle dünyada da bu böyle. Biz bunun mücadelesini veriyoruz." dedi.
DÜNYANIN HER YERİNDE POLİS YASAL OLMAYAN HAREKETLERE MÜDAHALE EDER
Ardından polisin müdahalesini savunan Erdoğan, "Polisimize saldırılar yapılıyor. Dünyanın her yerinde polis yasal olmayan her harekete müdahale eder. Bu sadece Türkiye'de mi böyle? ABD'de böyle değil mi? Avrupa'sında böyle değil mi? Her yerde böyle. Hukuksuz gösterileri dağıtmak için belli yöntemler kullanır. Amerika'da onlarca örneği var. Rusya'da çok daha ağır örnekleri var, anında götürürler hiç şakası yok. Öyle orada biber gazı falan da kullanmazlar, daha ileri. AB üyelerinde onlarca örneği var. AB müktesebatında biber gazı kullanımı zaten güvenlik güçlerinin meşru hakkıdır. Tüm demokrasilerde bunun örnekleri var. İleri demokrasiye sahip ülkelerde bizdeki kadar şiddet yakıp yıkma olmadığı halde polisin daha ağır müdahaleler yaptığını görürsünüz. Çünkü orada polisin yasalarla güvenliği çok öndedir. Dokunamazsın dokunduğun anda bedelini çok ağır ödersin. Fakat söz konusu Türkiye olunca birileri her zaman yaptığı gibi çifte standardı devreye sokup Türkiye'yi karalamaya çalışıyorlar. Türkiye güneştir, o güneş balçıkla sıvanmaz. Beyhude uğraşmasınlar" şeklinde konuştu.
PERDE ARKASINDA MEDYA KURULUŞLARININ PROVOKASYONLARI VAR
Taksim'de "o büyük açık hava tiyatrosunda" olanları milletin çok iyi gördüğünü, yaşadığını ve sabırla izlediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Olaylar karşısında kimin nerede durduğunu kimin ne yapmaya çalıştığını da hem bizler hem milletim çok iyi görüyor. Ve bunları tek tek not ediyor. Bakınız perdenin arkasında hem polise hem sivillere hem kamuya karşı ağır bir şiddet var. Perdenin arkasında bazı medya kuruluşlarının sosyal medyadaki bazı odakların provokasyonları var. Perdenin arkasında illegal örgütlerin, terör örgütlerinin saldırıları var. O perdenin ardından güya sanatçıların yazarların sözüm ona siyasetçilerin tahrikleri var. Siyasi hesaplar, ekonomik tuzaklar, büyük Türkiye'ye yönelik kirli senaryolar var. Sosyal medyada medyada sosyal medyada çeşitli mecralarda sürekli polisin gündemde tutulduğunu, sürekli polis şiddetinden. Peki göstericilerin şiddetinden bahseden gördünüz mü? Nasıl yakıp yıktıklarını, nasıl kırık döktüklerini anlatan gördünüz mü? Adana'da polisimizi şehit ettiler, gündeme taşıyana rastladınız mı? Polis araçlarının özel araçlarının kamu binalarının nasıl alçakça tahrip edildiğinden bahsedeni gördünüz mü? CHP'nin bir milletvekili çıkıyor son derece ahlaksızca, son derece edepsizce polise en ağır küfürleri yapıyor. Günün sonunda bakıyorsunuz yine polis suçlanıyor. CHP'nin vekilleri çıkıyor edepsizce mezhep çatışmasını körüklüyor ama bakıyorsunuz bunlardan hiç kimse bahsetmiyor. Çevreden ağaçtan bahsedenler, tencere tava seslerinin korna seslerini çevreye verdiği rahatsızlığı dile getirmiyor. Bunlar çevre değil mi? Siz tencere tava sesleriyle çevre kirliliği yapıyorsunuz. Niye? Açın öğrenin çevrecilik nedir, gürültü kirliliği de evet bir çevre kirliliğidir. Bunlar bunu da bilmezler."
BİZ KUZU KUZU UYUYORUZ SİZ NEDEN UYMUYORSUNUZ?
Gezi olaylarında meselenin "hak aramak" olmadığını "yeşille alakalı olmadığını" söyleyen Erdoğan, zamanın her şeyi ortaya koyacağını söyledi: "Olay başka. Fakat ben Rabbim'e hamd ediyorum. Niye? Kimse burada kalkıp da zamdan falan bahsetmiyor. Bize kimse sendika kurdurtmuyorsunuz diye bahsetmiyor. Kimse parti kurdurmuyorsunuz diye bahsetmiyor. Bazıları Kılıçdaroğlu gibi bunlar zavallı ya, kalkıyor bizi Beşşar'la karıştırıyor. Bunun siyasetteki acemiliği hiçbir şeyle mukayese edilmez. Siz Suriye'de ikinci bir parti göremezsiniz Baas'tan başka. Çünkü bunlar CHP ile özdeştir. Bunlar da tek parti döneminin saltanatını sürdüler yıllardır. Oralardan geliyorlar. CHP'nin il başkanı illerin valisiydi. Bunların geçmişi karanlıktır. Aynı şey Suriye'de. Şu anda benim ülkemde 76 aklımda kaldığı kadarıyla siyasi parti var. Ve bunların 18'i seçimlere katılabiliyor. Bu kadar her şey serbest, isteyen sendikasını kurar, özgürlük noktasında adımlarını atar ama şunu söylerseniz kusura bakmayın 'biz her yerde gösteri yapabilmeliyiz.' Böyle bir şey yok. Bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. İşte geçen gün Bülent beye geldiklerinde adeta kendilerine göre bir manifesto. 'Her yerde gösteri yapabilmeliyiz.' Hayır. Bu ülkede yürütme nereleri miting alanı olarak belirlediyse mitingi oralarda yapabilirsin. Gösteri ve yürüyüşlerle ilgili nereye müsaade ederse orada yaparsın. Eğer hukuksa saygın varsa hukuk devletinde yaşıyorsan buna uymak zorundasın. Biz 21 buçuk milyon oy aldık değil imi? Bize yürütme devlet nereyi gösteriyorsa biz gidiyoruz mitingimizi orada yapıyoruz. Ne diyor Kazlıçeşme, Sincan. Neresi derse orada yapıyoruz. Biz buna kuzu kuzu uyuyoruz da sen niye uymuyorsun? Senin özelliğin ne? Karıştırmak, özellikleri bu."
SANATÇILARA BASKI UYGULUYORLAR
Millete bu çirkin oyunu iyi görmeleri çağrısı yapan Başbakan Erdoğan, "Eğer düşünceni haykıracaksan git bu meydanlarda istediğin gibi haykır, gösterini istediğin gibi yap. Biz etkinliklerine mani olmuyoruz ki ama istediğim yerde bunu yaparız dersen farklı özgürlük alanlarına giriyor oralara tecavüz ediyorsunuz. Bu azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamına gelir ki biz buna müsaade etmeyiz. Haktan demokrasiden özgülükten bahsedenlerin camilere ayakkabılarıyla girmesinden orada alkol kullanmasından başörtülü kızlara insanlık dışı saldırılar yapmasından kimse söz etmiyor. Ankara'da, İstanbul'da 30 kişi bir araya geliyor kavşakları kapatıyor, korna çalmayanlara şiddete varan baskı uyguluyor. Sanatçılarımıza baskı uyguluyorlar. Niye yoksun, niye gelmedin? Bu tür şeyler yalandı bu arada. Ama bunlar görmezden geliniyor."
PARTİ İÇİNDEKİ SÖYLEM FARKI BİR TUZAK
Ardından kendisine yönelik sert olduğuna dair yapılan eleştirilere cevap veren Erdoğan, "Sabah akşam 'Başbakan çok sert, başbakan böyle olmasaydı bu gerilim olmazdı. Bakın filanca filanca nasıl yumuşak. Onlar çok kibar başbakan gerilimden yana.' Şimdi burada da kendilerine göre kurnazlık yapıp güya bizi kendi içimizde birbirimize düşürme gibi bir gayretin içerisinde giriyorlar. Bu da ayrı bir tuzak. Bu tuzağı bu örgüt bu teşkilat bozacak." dedi.
BİZ MAKİNEDEN ÇIKMADIK
Erdoğan, şöyle devam etti: Her şeyden önce biz insanız. Akşam gelen sanatçılardan birisine onu söyledim. Sen Kanuni rolünü oynuyorsun dimi. Kanuni hakikaten çok yumuşak. Yavuz o da yumuşak. 'Yok' dedi 'Yavuz Kanuni'den daha sert. Ama seve seve o rolü oynuyorsun. Biz makineden çıkmış bir ürün değiliz. Biz her şeyden önce insanız ve an gelir güler yüzlerimizle müşfik yapımızla insana, çocuklara sarılırız. Ama an gelir orada da celalleniriz. Ne karşısında? Haksızlık karşısında. Kimse böyle bir tuzağa yeltenmesin. Bize bunu söyleyenler önce aynaya baksınlar."
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.