Başbakan Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve AB İçin Ortak Gelecek" konferansında konuştu. İşte o konuşmadan bazı satır başları:

"TÜRKİYE OYALANACAK ÜLKE DEĞİL!"

Türkiye'nin AB'ye ilk fiili başvurusu 1959 yılında oldu. O günden beri bu hususta kendimizi kontrol ediyor, çuvaldızı kendimize batırıyor ama aynı tavrı muhataplarımızdan bekliyoruz. Son 10 yıla bakınca müzakerelerin aynı olumlulukla gitmediğini görüyoruz. Neden sıra bize gelince başka yerlere uygulanmayan kriterler uygulanıyor. Bu soruların yanıtlarının tartışılmasını istiyorum. Yokuşa sürenler kendilerini de samimiyet testine tabii tutmalıdır. AB Türkiye'ye verdiği sözleri unutmaktan, altına ımza attığı anlaşmaları unutturmaya çalışmaktan vazgeçmelidir. Türkiye oyalanacak bir ülke değildir. AB'nin önümüze koyduğ her blokaj aslında kendi refahının önüne koyduğu blokajdır. Vize rejimi bizden çok kendilerine zarar vermektedir. Üç yıldır sizi bu nedenlerle almıyoruz diye bize açıklasınlar. 15 ülke AB üyesiyken bizler liderler zirvesine çağrılıyorduk ama sonra çağrılmamaya başladık. O liderlerden de, o 15 isimden de kimse kalmadı, bir ben kaldım.

TRAJİKOMİK DURUM

Halkımın bu süreç neden ağır gidiyor bilmesi lazım. Biz zaten AB'ye girmiş gibiyiz. Milyonlarca insanımız, 5 milyon vatandaşımız  var Avrupa'da. Bu vizelerin anlamı ne aslında. Bu trajikomik durumu daha fazla sürdürmenin kimseye yararı olmadığını herkes bilmeli. AB ile birlikte yürümekte kararlı olduğumuz bir kez daha ifade etmeliyim. Biz Win-win esasına göre davranıyoruz. Ama yaptığım kamuoyu araştırmalarına göre halkımızın inancı sarsıldı. İsteyenler çok ama alırlar mı sorusuna olumlu yanıt veren çok az.

"EN YAKIN OLDUĞUMUZ DÖNEM"

Türkiye şu anda AB müktesabatına bir kaç düzenlemeyle hazır.Önemli olan Avrupa'nın üç yeni üyeliği konusunda net karar vermesi. Bizim insan hakları, ifade özgürlüğü konusunda çalışmalarımız sürüyor ama eleştiriler de yöneltiliyor. Bizim özgürlüğümüz, yargının bağımsızlığı konusunda hiç bir çekincemiz yok. Cumhuriyet tarihinde bunlara en yakın olduğu dönemi yaşıyor ülkemiz. Hatta AB üyesi ülkelerin bazılarından daha iyi durumdayız. AB üyesi ülkelerde etnik köken ayrımı, dini noktada ayrımcılık yapanlar var. Burada yok ama birileri sanal böyle adımlar atıyor. Örneğin benim ülkemde Roman vatandaşlarımıza ayrımcılık yapamazsınız. Onlara yönelik bir çok proje yapıyoruz.

Bir başka büyük ülkede inanç noktasında ayrımcılık yapılıyor. 8 vatandaşımız hunharca öldürüldü. Türkiye'den giden gazeteciler neden alınmadı o duruşmalara. Niye ses çıkmadı.Kusura bakmayın ben doğruyu söylemek durumundayım. Biz özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırma çabasındayız.

"GEZİ PARKI OLAYLARI"

Taksim Gezi Parkın'daki olaylar kimseyi yanlış düşündürmesin. Sosyal medyanın korkunç yalan kampanyası var. Bizim demokratik tepkiler konusunda en ufak bir çekincemiz yok. Bir tek muhatabımız belli değil burada. Milletin parlamentodaki temsilcileri ne iş yapar diye sormazmısınız. Animasyonla açıklarken kimsenin sesi çıkmıyordu..

"İŞ DÜNYASINA ÇOK SERT ELEŞTİRİ"

Ben çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum. Bunu yapacaksanız gelin bu başbakanızla yapın. Ben çevreciliğin ne olduğunu bilirim, belediye başkanlığı yapmış biriyim. Kusura bakmasınlar Taksim Gezi Parkı'na Sheraton yapılırken neden engellenmedi..

"KOÇ, SABANCI ÜNİVERSİTELERİ"

Bir başkasını söyleyeceğim. Koç Üniversitesi. Orman alanına kurdular. Ben onlarla resmen savaş verdim. Milyonlarca ağaç söküldü Kilyos-Zekeriyaköy'deki alanda. Koç grubu aslında buranın yıkılma durumu da var. Biz Orman Bakanlığına hayır dedik. Kirayı ödesinler, devletin kiracısı olsunlar. Sabancı için de geçerli. Bunu herkes bilsin. Bugüne kadar kaymak takım istediği her yerde konuşlanmaya alışmıştı. Bizim iktidarımız buna izin vermedi.Çözüm sürecini istemeyenlerin bu işin içinde olduğunu bilmenizi isterim.

"ABD'DE 17 KİŞİ ÖLDÜ!"

Bize ders vermeye kalkanlar ABD'deki Wall Strett olaylarını nasıl unutuyor. 17 kişi öldü. İngiltere'de, Fransa'da, Yunanıstan'da yaşandı. Bunlar bir de AB üyesi ülkeler. Biz vandallığa, şiddete karşıyız.

"CANIM FEDA"

Demokrasi talebiyle karşımıza gelenlere canım feda, başımız gözümüz üstüne. 

"REFERANDUMA KARŞI ÇIKMA O ZAMAN"

Biz referanduma da karşıyız. Karşı olma o zaman. AKM diye depreme dayanıklı olmayan bir yapı var. Bunu yıllar önce söyledik. Burada çalışan sanatçıların anlattıklarından da rahatsızlığı biliyorum. Biz buraya dev bir opera binası yapalım dedik. Türkiye'de opera binamız yok. Vandalızmin mensupları hemen çıkıyor yıktırmayız. Kusura bakmayın biz bu kararı vermişiz ve halkımızın kapir ekseriyeti de bize destek vermiş.

"AVM FALAN OLMASI MÜMKÜN DEĞİL!"

AVM falan olması mümkün değil. Şu anda Cumhuriyet caddesi tarafında alışveriş falan yapılıyor. Biz orada şehir müzesi dedik. Müzemiz de yok.

"YÜZDE YÜZÜN PARTİSİYİZ"

Ben büyükşehir belediye başkanıma, ilçe belediye başkanıma da söyledim yeşili koruyun diye. Bu olayları istismar ederek siyasi planlar peşinde olanları biliyoruz. İlk başındaki müdahaleden dolayı üzüntümüzü, eleştirimizi dile getirdik. Haklarında inceleme yapılıyor. Demokrasi şeffaflık rejimidir.Kimseanin arkasında saklanacağı bir sütre değildir.Antidemokratik saldırılarla karşı karşı kaldık. Partim kapatma davasıyla karşı karşıya kaldı.Bu saldırıların tamamına göğüs gerdik, bundan sonra da göğüs gereceğiz. Bizi millet getirdi, isterse millet götürür, başkaları değil. Hükümetle meselesi olan bunu sandıkta görür, vakti zamanı gelince sandıkta hesap sorar.Parlamentoda zaten esip gürlüyorlar.Yüzde 50 bize oy verdi ama biz yüzde yüzün partisi olarak bu ülkeye hizmet veriyoruz.

"FAİZ LOBİSİ HEVESLENMESİN"

Siparış üzerine ilanlar almamaları gerektiğini hatırlatırım. Parayı bastırıp ilan verenlerin bu kaynağını biliyoruz. Türkiye'nin güçlenmesini istemeyenler var. Faiz lobisi fazla heveslenmesin, hedeflerine ulaşamayacaklar. Bu milletin dediği olacak!..