Bgd Başkanı Yavuzaslan: Suriye Halkı Önce Allah’a Sonra Türkiye’ye Emanet
Esed zulmünden kaçan mülteci kamplarında 3 gün geçiren Bartın Gazeteciler Derneği (BGD) Başkanı Güngör Yavuzaslan, Suriye halkının yaşadığı dramı “Suriye halkı önce Allah’a sonra Türkiye’ye emanet” sözleriyle özetledi.
Esed zulmünden kaçan mülteci kamplarında 3 gün geçiren Bartın Gazeteciler Derneği (BGD) Başkanı Güngör Yavuzaslan, Suriye halkının yaşadığı dramı “Suriye halkı önce Allah’a sonra Türkiye’ye emanet” sözleriyle özetledi.
BGD Başkanı Güngör Yavuzaslan Halep ve Türkiye sınırındaki Jarablus’a sığınan Humus’un Kuseyr bölgesinden kaçan mülteci kamplarına ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye’de bazı çevrelerin Suriyeli mültecilere karşı önyargısı bulunduğunu belirten BGD Başkanı Yavuzaslan, Esed zulmüne uğrayan mülteci kamplarındaki halkla görüşerek Türkiye sınırının Suriye halkı için nefes almak kadar önemli olduğunu gördüğünü kaydetti.
3 gün süren inceleme ve araştırma ziyaretinde mültecilerin silah desteği ile barışın gelmeyeceğini belirttiklerinin altını çizen BGD Başkanı Yavuzaslan, şunları anlattı: “Esed zulmünden kaçan mülteciler, barış için her iki tarafa da silah desteğinin kesilerek Suriye halkına insani yardımların yapılması yönünde çağrıda bulunuyor. Adı zulümle özdeşleşmiş Esed’e dünyanın çeşitli ülkelerinden yapılan silah ve para yardımları bu zulmü daha da katmerleştirdiğine bizzat şahit oldum. Jarablus Mülteci Kampında dikkatimi en çok çeken sefalet, yokluk ve çocuklar oldu. Sıcak hava altında mülteciler çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Yokluk tek gerçek. İnsani yardım kuruluşlarının yardımları ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Kampta doktor ve ilaç yok. Acil yaralılar ve hastalar Gaziantep Karkamış sınır kapısından Türkiye’ye gönderiliyor. Kampta çocuklar şiddetli çatışmaların depresyonunu hala yaşıyorlar. İnsanlar bulabildikleri ile yetinmek zorundalar. Biraz parası olan karaborsadan gıda alabiliyor. Artık Suriye’de her şey 10 misli. Savaşın çocukları her şeye rağmen çocukluklarını yaşamaya çalışıyor. Ama herkesin bir görevi var kampta. Çocuklar su taşımakla görevli. Diğer zamanlarda oyun oynuyorlar. Onlar umutlarını kaybeden, gelecekleri yok olan Suriyeli çocuklar.”
BİR YANDA ÇATIŞMA BİR YANDA HAYAT
Suriyeli mültecilerle yaptığı görüşmede herkesin ağzından barış duaları döküldüğünü ifade eden BGD Başkanı Yavuzaslan, “Suriye’de çatışmalar devam ederken, günlük yaşantı da devam ediyor. Su yok, elektrik yok, altyapı çökmüş durumda, doktor ve ilaç yok denecek kadar az. Suriye parası değersiz denecek kadar düşük. Gıda ve ilaç karaborsa ve ateş pahası. Akaryakıt ilkel yönetimlerle üretiliyor ve yol kenarlarında ateş pahasına satılıyor. Jarablus’ta bazı dükkanlar açık. Parası olanlar alışveriş yapabiliyor. Ürünlerin hepsi Türkiye’den geliyor. Hayat devam ederken konuştuğumuz her insan barış için dua ediyor.” şeklinde konuştu.
ÖNYARGISI OLANLAR SINIRI GEÇSİN
Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirenlerin mutlaka sınırı geçmesi gerektiğine dikkat çeken Yavuzaslan, şunları ekledi: “Türkiye’de bazı çevrelerin Suriyeli mültecilere karşı önyargısı var. Sınırın öteki tarafına geçildiğinde yaşanan insanlık dramını görmek lazım. İnsanların gözlerine bakıldığında çaresizlik okunuyor. Onları mutlu eden tek şey ise Türkiye sınırında olmaları. Esed rejimi Türkiye sınırına yakın bölgelere son zamanlarda saldıramıyor. Zaten bölge Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolünde. Konuştuğumuz mülteciler bir an önce Türkiye’ye geçmek istediklerini söylüyorlar. Çünkü Türkiye güvenli kapı. Türkiye’nin Suriye siyasetini eleştirenler buraları görmeli. Bu insanlar önce Allah’a sonra Türkiye’ye güveniyorlar. Türk sınır kapısına ulaşanlar arkalarında bıraktıkları evlerini, geleceklerini, ülkelerini, yakınlarını değil de kucaklarındaki çocuklarının karnının doyup, ilaç bulabileceklerini düşünüyorlar. Çünkü sınırın öteki yakasında Türkiye var ve orası güvenli kapı.”
120 YAŞINDAKİ SARA NİNE OSMANLI'YI HALA VAR SANIYOR
Humus bölgesinden çatışmalardan kaçan 120 yaşındaki Türkmen Sara nine ile görüştüğünü anlatan Yavuzaslan, “Yaşlılıktan yürüyemeyen ve konuşmakta güçlük çeken Sara nine ile akrabalarının aracılığı ile görüşme fırsatı buldum. Sara nine Osmanlı’yı Fransız işgalini iç karışıklıkları ve zulmü görmüş. Sara nine İstanbul’da Osmanlı’nın hala var olduğunu ve bir gün Humus’a Osmanlı askerlerinin geleceğini ondan duyunca ecdadın bu topraklarda hasretle hala yad edildiğini gördüm, duygulanmamak elde değil. Ayakta durmakta güçlük çeken ve olan biteni zor anlayan Sara ninenin Osmanlı’nın kendilerini koruyacağına inanması ülkemizin Suriye politikasını özetliyor.” dedi. CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.