'Bozkır' öksüz kalalı 1 yıl oldu
Neşet Ertaş bundan 1 yıl önce aramızdan ayrıldı.
Anadolu ozanlığı, diğer adıyla abdallık geleneğinin günümüzdeki temsilcisi, türkülerin ustası Neşet Ertaş aramızdan ayrılalı bir yıl oldu.
Besteci, söz yazarı, yorumcu, halk ozanı Ertaş, 25 Eylül 2012'de 74 yaşındayken İzmir'de, prostat kanseri nedeniyle hayata veda ettiğinde tüm hayranları, yakınları, sanat dünyası, siyasiler ve memleketi Kırşehir halkı yasa boğulmuştu...
Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Hanım'ın ilk çocuğu olarak Orta Anadolu bozkırlarının tam göbeğinde 1938’de Kırtıllar’da dünyaya geldi.
Annesinin erken ölümünden babası ve kardeşleriyle birlikte sonra köyüne yerleşmişlerdir ve çocukluğu bu köyde geçmiştir.
Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı.
Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti.
Ankara'ya yerleşen Neşet Ertaş, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri döner.
Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını "Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor" sözleriyle reddetti.
Halkın da büyük desteğini alan Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane oldu.
UNESCO tarafından yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.