1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. "Bu bölgede barışı inşa edeceğiz"
Bu bölgede barışı inşa edeceğiz

"Bu bölgede barışı inşa edeceğiz"

Mardin'in Nusaybin ilçesini ziyaret eden BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Biz ülkeler bölünsün, parçalansın demiyoruz; ama bu tel örgülere, mayınlara gerek olmayan bir ortamı hep birlikte yaratabiliriz." dedi.

A+A-

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Suriye'ye kapatılan sınır kapılarına dikkat çekmek ve çeşitli görüşmelerde bulunmak üzere Mardin'in Nusaybin ilçesine ziyarette bulundu. Kent girişinde karşılanan Demirtaş, beraberindeki partililerle birlikte ilk olarak Nusaybin Belediyesi'ni ziyarette etti. Demirtaş'ın ziyareti nedeniyle BDP binasının bulunduğu sokak kırmızı, sarı, yeşil bayraklarla süslendi. BDP Nusaybin İlçe binasında toplanan kalabalığa hitaben konuşan Demirtaş, halk tarafından Rojava için toplanan yardımların Rojava'ya ulaştırılması için burada olduklarını belirtti. Suriye'de iki yıldır bir iç savaşın yaşandığını hatırlatan Demirtaş, "Bilindiği gibi 2 yıldır Suriye'de bir iç çatışma, Baas ve Esad rejiminin zulmü bir de o yetmezmiş gibi kendilerine Müslüman maskesi takmış El-Kaide, El-Nusra çetecilerin katliamları yaşanıyor. Biz daha öncede belirttik. Burada bir kez daha belirtiyorum; biz bu çetelere İslam demiyoruz, insan bile demiyoruz. İslamla, dinle, kitapla alakaları yoktur” dedi. Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadın, çoluk, çocuk demeden katleden, boğazlarını kesen ve yaptıklarını kendilerince İslamiyet adına yapan bir anlayışı asla dinimizle alakası olamaz. Buradan bütün halkımızın duyarlı olmaya çağırıyorum; çünkü özellikle burada bazı gençlerimizi aldatıp, kandırarak cihada gidiyoruz. Orada 'şehit olup cennete gideceksiniz' adı altında götürüp kardeşi kardeşe kırdırtıyorlar. Bu konuda ailelerimizin duyarlı olması lazım. Orada Kürde ve Kürdistan'a karşı cihat olmaz İslam'da böyle bir anlayış yoktur. Orada mahsum bir halk kendi köyünü, toprağını savunuyor. Ne kimseye saldırmış ne de kimseye düşmanlığı vardır. Rojava halkı kimseye karşı katliam yapmıyor. Sadece kendi meşru savunmasını yapıyor. Şimdi ortada mazlum bir halkın direnişi varken bir taraftan da İslamiyet'i kullanarak katliam yapanlara karşı elbirliğiyle kendi ittifakımızla güç birliğiyle karşı duracağız. Rojava halkının yalnız olmadığını herkes bilmek zorundadır, Kamişlo halkı yalnız değildir. Bizim için Nusaybin neyse Kamişlo'da odur. Araya koyulmuş bir tel örgü kardeşi kardeşten ayıramaz. Şu ana kadar ayıramadı. Bu saatten sonrada ayıramaz.”

Suriye'deki Kürtlerin kendi iradesiyle geçici yönetimini oluşturduğunun altını çizen Demirtaş, "Türkiye'nin bura ile 800 km sınırı vardır. Hatay Reyhanlı'dan Cizre'ye kadar sınırı vardır. Bu sınır mayınlı sınırdır, tel örgü sınırı olmasından çıkarılabilir. Bir kardeşlik sınırına barış sınırına dönüştürülebilir, bu mümkündür” diye kaydetti. Demirtaş, şunları söyledi:

“Çünkü İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan ile yaptığımız son görüşmede de size ve Rojava halkına selamlarını söylüyordu. Sayın Öcalan şunun altını çiziyordu 'Biz bu sınırı, halkları birbirinden ayıran mayınlı tel örgülü sınırı olmaktan çıkarabiliriz. Barış ve kardeşlik sınır yapabiliriz' diyordu. Kendisinin çağrısı budur. Bizler de parti olarak halkımızla birlikte bu anlayışla hareket edeceğiz. En kısa zamanda Nusaybin Sınır Kapısı'nın hem ticarete hem insan geçişine hem de insani yardım gidişine açık olması gerekiyor. Biz bu konuda girişimlerimizi sürdürüyoruz. Umut ediyoruz ki; sınırın öbür tarafında Esad'ın kontrolündeki güçlerinde bunların artık böyle olmayacağını görmesi ve o sınırı teslim etmeleri gerekenler kim ise onlara teslim etmeleridir. Büyük acılar, zahmetler, zulümler görmüş halklar olarak sınırın bu tarafından da öbür tarafından da artık barış zamanıdır, kardeşlik zamanıdır, diyoruz; artık Suriye'deki, Mısır'daki katliamları durdurmak için bizler bütün halklarla el ele vermek zorundayız. Bizler için Kürdü, Türkü, Arabı, Çerkezi, Süryanisi fark etmez; çünkü katliam ve zulüm hepimize yapılıyor. Daha dün Mısır'da yaşanan katliam, Suriye'de kimyasal silahla yapılan katliam bizi öldürmüştür. Orada ölen bebekler, çocuklar bizim çocuklarımızdır. Biz aralarına ayırım koyamayız. Hepimiz eziliyorsak, hepimiz el ele vermek zorundayız. Bu bölgede barışı inşa edeceğiz, ama özgürlüğümüzle ama onurumuzla ama eşit olarak işte bu mümkündür. Sayın Abdullah Öcalan'ın 21 Mart'ta yaptığı çağrıyla birlikte bu her zamankinden daha fazla mümkün kılmıştır."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.