Çocuğunuzun Hastalığını ‘gözü’nden Anlayın
Acıbadem Adana Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, çocukluk döneminde görülen göz hastalıklarına erken müdahalenin çok önemli olduğunu söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, çocukluk döneminde görülen göz hastalıklarına erken müdahalenin çok önemli olduğunu söyledi. Prof. Akbaba, bu rahatsızlıkların 'görme gelişimi' tamamlandıktan sonra tedavilerinin mümkün olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Akbaba, “Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği adını verdiğimiz durum ortaya çıkar. Göz tembelliğinin de görme gelişimi tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir.” dedi.
Çocuklukta görülen göz problemlerini anlatan Prof. Dr. Akbaba, “Çocukluk döneminde göz ile ilgili birçok problemin olduğunu biliyoruz. Birincisi nadir görülen ancak bebeğin hayatını etkileyen diğeri ise daha sık görülen ama görmeyi etkileyen hastalıklardır. Her ikisinin de erken teşhis edilmesi gerekir ki hem hayatı hem de görmeyi etkilenmesin.” diye konuştu.
Çocukluk döneminde görülen başlıca göz hastalıkları görme kusurları, göz tembelliği, göz kayması, gözyaşı kanalı tıkanıklığı ve daha nadir olarak katarakt, göz tansiyonu, tümörler ve gözün gelişimine bağlı yapısal anormallikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Akbaba, şöyle devam etti: “Göz hekimlerine en sık sorulan soru bir bebeğin göz muayenesinin ne zaman yapılması gerektiğidir. Eğer gözünde şüphe edilen bir durum varsa hemen, değilse rutin muayene 2-4 yaş arasında yapılır. Çocuk hekiminin de ailenin fark etmediği birçok önemli durumu fark ederek aileyi göz hekimine daha erken yönlendirmesi birçok göz hastalığının erken teşhis ve tedavisini sağlamaktadır. Çocukluk döneminde gözle ilgili olan problemlerin başında görme kusurları olarak ifade ettiğimiz miyop, hipermetrop veya astigmat olarak tanımladığımız kırma kusurları gelmektedir. Özellikle gözlük kullanan ebeveynler bebekleri olduğunda görmesinde bir problem olup olmadığı merak ederler. Görme kusurlarının bir kısmı kalıtsal olmakla birlikte bazıları hipermetropi gibi doğuştan bazıları ise örneğin miyop olanların çoğunda okul çağında ortaya çıkmaktadır.”
TV’Yİ YAKINDAN İZLEMEK GÖRME KUSURU OLMAYABİLİR
Prof. Dr. Müslime Akbaba, çocukların çoğunun doğumda hipermetrop olduğunu bunun yaklaşık 4 yaş civarında azaldığını, okul çağında yüzde 4-7 arasında görüldüğünü de anlattı. Akbaba: “Miyopta ise doğuştan olması nadir görülür. Miyop, 5 yaş civarında yüzde 1 görülürken, bu oran 15 yaş civarında yüze 15 e çıkmaktadır. En sık görülen görme kusuru astigmat olup görülme sıklığı aşağı yukarı yüzde 70 civarındadır. Ancak bunların sadece yüzde 3’ü 1.25 ve üzeri olup görmeyi olumsuz olarak etkilemektedir. 1 dereceden fazla astigmatı olanlarda 2 yaşından önce de astigmat vardır. Çocuklarda görme kusurlarının çok belirgin belirtileri yoktur. TV’yi yakından izleme mutlaka bir görme kusuru olduğunu göstermez. Sık düşüyorsa, ışıktan rahatsız oluyorsa, elindeki oyuncakları görmek için çok yaklaştırıyorsa, gözlerini çok kırpıyorsa, görme kusurlarından şüphelenmek gerekir. Ancak okula başladığında iyi göremediğinin farkında olabilir. Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği adını verdiğimiz durum ortaya çıkar. Bu nedenle çocukların 2-4 yaş arasında mutlaka göz hekimi tarafından muayenelerinin yapılması gerekmektedir.”
GÖZ TEMBELLİĞİ – ŞAŞILIK
Göz tembelliği ve şaşılık hastalığına da değinen Prof. Dr. Akbaba, “Bu muayenede tespit edilecek olan diğer bir göz problemi de göz tembelliğidir. Göz tembelliği eğer göz kayması ile birlikte değilse fark edilmeyebilir. Göz tembelliği erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir göz hastalığıdır. Ancak görme gelişimini tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir. Şaşılık yani gözlerin paralelliğinin bozulması yaklaşık olarak yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Hayatın ilk ayları içerisinde görülmekle beraber büyük bir kısmı 1,5-2 yaş civarında görülmektedir. Kalıtsal olabildiği gibi doğumsal veya hayatın ilk yıllarında görmeye engel olan kapak düşüklüğü, katarakt, tümör gibi bazı hastalıklarda göz kaymasına neden olabilirler. Kayma içe, dışa aşağı veya yukarı olabildiği gibi tek veya iki gözde olabilir. Tek gözde olduğunda göz tembelliği de olur. Diğer göz hastalıkları ile birlikte olduğunda öncelikle bunların tedavi edilmesi gerekir. Değilse görme kusuru varsa düzeltilmeli, göz tembelliği tedavi edilmeli, kayma gözlüğe rağmen devam ediyorsa kaymayı düzeltecek operasyonlar yapılmalıdır. Okul öncesi dönemde hem göz kayması hem de görmede eksiklik varsa düzeltilmelidir” dedi.
GÖZYAŞI KANAL TIKANIKLIĞI
“Gözyaşı kanal tıkanıklığı, bebeklerde en sık görülen göz problemlerinden biridir” diyen Prof. Dr. Akbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğumdan itibaren gözde sulanma ve çapaklanma vardır. Tedavisinde masaj, antibiyotikli damlalar ılık kompres uygulanır. İlk bir yaş içerisinde kendiliğinden açılmamışsa küçük bir müdahale ile açılır. Nadiren daha büyük bir girişim gerektirir. Doğuştan göz içi tansiyonunda da gözde sulanma vardır. Bu daha acil bir durumdur. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ile karıştırmamak gerekir. Eğer bir bebeğin gözü büyük ise, ışığa bakamıyor sulanma oluyorsa göz tansiyonundan şüphelenmek gerekir. Eğer tansiyonu düşürücü müdahaleler yapılmazsa körlüğe neden olmaktadır.”
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.