
"Comanchero" uluslararası silahlı organize suç örgütü üyesi 66 sanığa dava
Uluslararası silahlı organize suç örgütü "Comanchero"nun elebaşı ve üyelerinin de aralarında bulunduğu 66 sanığa, 262 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçu Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 18'i tutuklu, 24'ü yakalamalı 66 kişi "sanık", Maliye Hazinesi ise "suçtan zarar gören" sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, "Comanchero Outlow Motorcycle Gang" olarak bilinen organize suç örgütünün, 1968'de Avustralya'da Jock Ross tarafından kurulduğu, birçok yasa dışı motosiklet kulübü arasında en şiddetli olanlarından kabul edildiği, kurulduğu günden beri denizaşırı uyuşturucu ticareti başta olmak üzere çok sayıda suça karıştığı belirtildi.
Örgüt Sydney'de 2000'den itibaren büyük çete savaşlarına neden oldu
İddianamede, örgütün kısa zamanda "saygı, kardeşlik, sadakat" sloganı altında çok fazla şiddet eğilimli kişinin bir araya gelmesini sağladığı belirtilerek, Jock Ross'dan sonra 2000'den itibaren örgütün elebaşılığına Lübnan asıllı Mahmoud Mick Hawi'nin getirildiği, acımasızlığı ve katı disiplini ile tanınan Hawi'nin Sydney'de büyük çete savaşlarına neden olduğu kaydedildi.
Hawi'nin 2018'de faili meçhul şekilde öldürülmesinden sonra "Gaddar" lakaplı Mark Dougles Buddle'ın örgüt elebaşı olduğu aktarılan iddianamede, onun döneminde de ölümcül çatışmaların devam ettiği, bu nedenle tutuklandığı, serbest bırakıldıktan sonra ise Avustralya'yı terk etmek durumunda kaldığı bildirildi.
İddianamede, Buddle'ın hakkında kırmızı bültenle arama kararı olması nedeniyle 2022'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yakalandığı ve Avustralya makamlarına teslim edildiği anlatıldı.
Yazışma programının deşifre edilmesiyle örgüt çökertildi
Buddle'ın tutuklanması üzerine örgütün elebaşılığını Joseph Hakan Ayık ve Duax Hohepa Ngakuru'nun üstlendikleri ve birçok Türk vatandaşının da aralarında bulunduğu diğer örgüt üyeleri ile suç faaliyetlerine devam ettikleri belirtilen iddianamede, örgütün, uyuşturucu ticareti yapmasına ilişkin gizli yazışma programı olan "Anom Enterprise" isimli programı kullandığı, bu programın deşifre edilmesiyle de çökertildiği belirtildi.
İddianamede, programın, Avustralya, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'ya uyuşturucu ithalatı, ihracatı ve dağıtımını kolaylaştırmak ve kara para aklama faaliyetine ilişkin yürütülebilecek soruşturmaları engellemek amacıyla kullanıldığına işaret edildi.
Örgütün deşifre edilen faaliyetlerine göre, örgüt tarafından genellikle Güney Amerika ülkelerinden temin edilen uyuşturucu maddelerin, Güney Kore ve Güney Afrika güzergahı kullanılarak Avustralya, Hong Kong, Yeni Zelanda ve Hollanda'ya ulaştırıldığının belirlendiği aktarılan iddianamede, "Anom Enterprise" verileri kullanılarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Avustralya Federal Polisinin iş birliğiyle, 2019-2021 yılları arasında dünya genelinde yapılan yakalamalarda 3 ton 812 kilogram uyuşturucu ele geçirildiği ifade edildi.
İddianamede, FBI destekli olarak Avustralya başta olmak üzere dünya genelindeki 16 ülkede yapılan operasyonlarda çok sayıda şüphelinin gözaltına alındığı, fakat suç örgütünün yönetici kadrosunun bir türlü yakalanamadığı, daha sonra elebaşı kadrosunda bulunan bir kısım sanıkların Joseph Hakan Ayık önderliğinde Türkiye'ye geldikleri, örgütlü şekilde uyuşturucu ve kara para aklama eylemlerini Türkiye üzerinden yönetmeye devam ettikleri vurgulandı.
Suçtan elde ettikleri gelirleri aklamak için değişik sektörlerde şirketler kurmuşlar
İddianamede yer verilen Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) raporuna göre, sanıkların suçtan elde ettikleri geliri aklamak için özellikle yanlarında çalışan güvendikleri kişiler üzerinden işlemler yaptıkları, işlenen suçtan elde edilen gelirlerin finansal sisteme sokulmasını kolaylaştırmak adına değişik iş sektörlerinde şirketler kurdukları kaydedildi.
MASAK raporunda, sanıkların, para transferlerinin sorunsuz şekilde yapılması, para bırakma veya para aldırma konularında hızlı bir şekilde hareket edilmesi için döviz bürosu çalıştırdıkları, sıcak para döngüsünü sağlamak ve gizli görüşmeler yapmak adına otel işlettikleri, bunların dışında menkul ve gayrimenkul yatırımında bulundukları, banka hesaplarında yüksek tutarlı kaynağı açıklanamayan mevduatların olduğu kaydedildi.
Raporda, sanıklar Joseph Hakan Ayık, Mark Dougles Buddle, Duax Hohepa Ngakuru, Alp Öztürk (Hasan Topal), Bahatdin Ferhan, Barış Tükel, Hakan Tavukcu, Cüneyt Coşyan, Necmi Şaki, İsmail Eken, Jımmıy Awaıjan, Mouvın Sheraaz Ali, Abdullah Mouhsen Tahseen, Can Kaan, Patrick Khoury ve Georges Dıb'in uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden elde ettikleri gelirleri nakit olarak veya üçüncü kişilerin hesapları aracılığıyla Türkiye'ye getirdikleri belirtildi.
Bu kişilerin kendileriyle bağlantılı olan sanıklar Ali Naki Ayık, Hülya Ayık, Recep Ferhan, Rema Youssef, Nazife Khoury, Aylin Doğan, İmam Gül, Melis Tutaş'ın mal varlıklarının ise Ayık'ın da arasında olduğu 16 sanığın suçtan elde ettikleri gelirlerinden kaynaklandığı bilgisi verildi.
Örgüt elebaşı Joseph Hakan Ayık hakkındaki tespitler
İddianamede, sanık Ayık hakkında yapılan tespitlere göre, 2014'te sanıklardan Hasan Savaş'la İzmir Çeşme'de Biblos Alaçatı Turizm Yatırımlar AŞ isimli oteli kurduğu, 2015'te Savaş'ın hissedar olduğu döviz ve altın şirketine ortak olduğu, 2018'de ise Şişli'de bir otel kurduğu, ortağı veya sahibi olduğu şirketlerden kar elde etmediği, 2019'dan itibaren cüzi miktarlar kira geliri aldığı anlatıldı.
Bankacılık işlemleri incelendiğinde, 2016'da soruşturma kapsamında şüpheli olarak bulunan ve aynı organize suç örgütünün üyesi olan Barış Tükel'in sahibi olduğu Tükel Holding Anonim Şirketi'ne para transferi yaptığı, bu dönemde Ayık'ın hesabına yaklaşık 57 milyon 652 bin lira para girişi olduğu, hesabından da 55 milyon 899 bin lira para transferi çıkışı olduğunun belirlendiği anlatıldı.
İddianamede, Ayık'ın sahibi olduğu şirketlerden 2014-2021 arasında, sadece 2020'de 6 milyon 434 bin lira kar elde ettiği, diğer yıllarda net zararının 207 milyon 207 bin lira olduğunun belirlendiği anlatıldı.
Örgüt üyelerine Anom programının yüklü olduğu kripto telefon vermişler
Örgüt yönetiminin "Cargo" ve "Yedek 1" kod adı verilen kripto Anom telefonları ihtiyaca göre farklı örgüt üyelerinin kullanımına verip geri aldıkları, "Cargo" telefonunun da genelde gemi kaptanlarına verildiği anlatılan iddianamede şu tespitler yer aldı:
"4 ton uyuşturucunun nakli ile ilgili görüşme yapmak üzere Moritanya'ya gönderilmek istenen B.Ç'nin "Cargo" kod isimli telefonu aldığı, ancak pasaportundan dolayı Moritanya uçuşunun iptal olması üzerine aynı gün S.K. tarafından bu cihazın geri alınarak Ocean Blue isimli gemi kaptanının kullanımına verdiği, bahsedilen Anom yüklü cep telefonların sanık Erkan Yusuf Doğan tarafından temin edildiğinin belirlendiği, cihazların deşifre olması üzerine bu şahsın 7 Haziran 2021'de Anom kullanıcılarına mesajlar göndererek cihazları kapatıp, atmalarını istediği tespit edilmiştir."
Ceza istemleri
İddianamede, örgüt elebaşı Ayık'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından 130 yıldan 262 yıla kadar hapsi talep edildi.
Sanıklardan 13'ü hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından 36'şar yıldan 74'er yıla hapis cezası öngörülen iddianamede, 52 sanığın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından 8'er yıldan 18'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Hazırlanan iddianame değerlendirilmek üzere gönderildiği 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmalarına ilerleyen günlerde başlanacak!
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.