Erdoğan: 44 ilimizde çıkan 208 orman yangınının 196'sı kontrol altına alındı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 44 ilde çıkan 208 orman yangınının 196'sının kontrol altına alındığını belirterek, "5 ilimizdeki 12 yangının kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı kıldığı Çilehane Camisi'nden çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı..
Türkiye'de yaşanan orman yangınlarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, 28 Temmuz'dan itibaren başlayan bölgedeki yangın sürecinin 9 günü aştığını ifade ederek, "44 ilimizde çıkan 208 orman yangınının 196'sı kontrol altına alınmış vaziyette. 5 ilimizdeki 12 yangının kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor. Bu illerimiz büyükşehir olarak başta Antalya, Muğla, Isparta, Aydın ve Denizli illerimiz. Şu anda buralarda yoğun bir yangın söndürme çalışmalarımız var." diye konuştu.
Uçaklar, helikopterler, arazöz ile TOMA'lar ve köylülerin kendi imkanları da dahil olmak üzere yoğun bir çalışmanın devam ettiğini dile getiren Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadele için tüm imkanların seferber edildiğini vurguladı.
Erdoğan, karadan ve havadan müdahale araç sayısının hızlıca artmış durumda olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu konuyla ilgili olarak özellikle Azerbaycan'ı zikretmek durumdayım. Bugün yine buraya gelmeden önce İlham Aliyev kardeşimizle 11.15'te bir telefon görüşmesi yaptık. Şu an itibarıyla 600'ü aşkın yetişmiş itfaiyeci göndermiş durumlalar. Bunu biraz daha artırabiliriz, araç gerekleriyle beraber gönderebiliriz diyor. Bunlar yetişmiş itfaiyeciler. 'Ben bunları hemen son olarak 100 civarında itfaiyeciyi göndereyim.' dedi. 'İsabetli olur' dedim. Böyle bir ekibi de yine hemen gönderecek. Onlar da büyük ihtimalle bugün gelirler. Bütün bunlarla beraber tabii şu anda 16 ambifik uçak yoğun bir şekilde çalışmalara devam ediyor. Son olarak Ukrayna'dan gelen gece görüşlü olmanın ötesinde gece söndürme kabiliyeti olan 5 helikopter var. Bunlar 24 saat full çalışacak. Havada durma süreçleri de bunların yüksek. Şu anda onlar da çalışmaya başladılar. Onlar da tabii Ukrayna'dan gelenlerle ciddi bir güç kazanmış olduk. Şu an itibarıyla 56 helikopter yangın söndürme faaliyetlerine devam ediyor. Bunlarla beraber 9 insansız hava aracı arazide çalışıyor. 850 arazöz ve su tankeri, 150 iş makinası ki bunlar özellikle mesela termik santralin etrafını açmada dozerlere çok ihtiyacımız oluyor. Bunun etrafını açmak suretiyle özellikle termik santralin buradaki tehlikeden arındırılması lazım. Şu an itibarıyla da termik santraldeki gelişmeler olumlu istikamette."
"5 bin 250 personelle yangınlarla müdahale ediliyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 bin 250 personelle yangınlara etkin şekilde müdahale edildiğini vurgulayarak, yangın mahalline görevli olmayanların bundan böyle kesinlikle alınmayacağını söyledi. Görevli olmayan, bu işi bilmeyenlerle yangın mahallinde mücadele etmenin başka sıkıntılar, bunların yanında yaralanmalar meydana getirebileceğini dile getiren Erdoğan, bunların yaşanmasını istemediklerini kaydetti.
Toplam hava filosunun şu anda 16 uçak 56 helikopterden oluştuğunu belirten Erdoğan, "Orman teşkilatımızda 3 ambifi uçak ve 39 helikopter var. 7 adet jandarma helikopteri, farklı ülkelerden gelen 23 hava aracı söz konusu. Diğer ülkelerden gelen hava araçlarına baktığımızda Rusya 5 tanker uçağı ve 3 helikopter, Ukrayna 3 tanker uçak ve 4 helikopter, bunun yanında İspanya 2 amfibik uçak, Hırvatistan bir amfibi uçak, İran bir tanker uçak ve 2 helikopter, Azerbaycan daha bir amfibik uçak ve bir helikopter göndermişti. Bir de itfaiyecilikte çok iyi yetişmiş elemanlarından bugün 100'ü aşkın bir grubu daha gönderecekler." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün itibarıyla özel sektör ve STK'ların katkılarıyla yurt dışından temin edilen 4 uçak ve 1 helikopterin de yangın söndürme çalışmalarına katılacağını bildirerek, "Yanan alanlarda hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Bitkisel üretim ve hayvancılıkta zararlar en kısa sürece giderilecektir." dedi.
Anayasa'nın 169. maddesi uyarınca yanan alanların tekrar ağaçlandırıldığını ve başka amaçla kullanılamadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yanan alanlar tekrar ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz. Maalesef siyasetçilerden bazılarının ifade ettiği gibi yani benim şahsımın 'Buralar da inşaata açılacaktır. Bunların yapımına müsaade edilecektir.' istikametinde onayımın olduğu veyahut da parlamentodan böyle bir şey asla yok. Bu yalandır. Zaten Kılıçdaroğlu'nun yalandan başka bir sıfatı da yoktur. Böyle bir zamanda muhalefet 'Acaba iktidara nasıl yardımcı olacağız?' bunu düşünmesi gerekirken, bunu düşünmeyip tam aksine acaba yangına nasıl körükle gideriz bu işi yapıyorlar. Bunların yaptığı iş yangına körükle gitmek. Yani bunların eline bir körük daha verseniz, inanın 'Ne yapıyorsun?' demez. Onu da alır onunla beraber yangına gider."
Erdoğan, yeni ağaçlandırmanın doğal bitki örtüsüyle uyumlu olacağını vurgulayarak, "Geleceğe Nefes kampanyasıyla her vatandaşımız için 3 fidan olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı yıl bitmeden inşallah dikeceğiz. Yeşil vatanı korumak için cansiperane mücadelemiz devam edecektir. İktidarımız döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktik. Bunu yapan bir iktidarız biz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu çalışmalarımızı yoğun olarak devam ettireceğiz. Ülkemizi asla çöle teslim etmeyeceğiz, kurak bırakmayacağız."
"Göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün MGK bildirisinde dezenformasyon kampanyaları, milli güvenlik sorunu olarak ifade edildi. Bu ne anlama geliyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Son zamanlarda Türkiye'yi fakir fukara, garip gureba göstermek için, insan söylemek de istemiyor, 'Help Turkey' diye bir kampanya başlattılar. Tabii bunun karşısında bizim söyleyeceğimiz ne var? Tek şey var; 'Güçlü Türkiye', biz güçlüyüz. Nitekim fazla dayanamadılar, hemen kısa bir süre içerisinde de 'Help Turkey'i çektiler, sildiler. Türkiye'yi böyle Amerika'dan, Avrupa'dan, belli yerlerden yönetmek suretiyle adeta dezenformasyonla bir terör estirmek, yani benim yalan terörü dediğim şekilde bir terör estirmek suretiyle halkımızı yalana esir etme kampanyası, gayreti içerisinde olanlar var. Bu konuda biz onlara prim vermeyeceğiz, vermedik. Biliyorsunuz Kobani'de bu millet büyük bir imtihan verdi ve Kobani'yi biz çözdük. Kobani'deki bütün o Kürt vatandaşlarımızı biz koruma altına aldık.
Şu anda eğer Türkiye'de 4 milyon ağırlıklı olarak Arap ve Kürt mülteci varsa, onlar bizim korumamız altındaysa, göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil. Güçlü olduğu için bu insanları koruması altına alıyor, alırken de bunu mevcut imkanlarıyla alıyor, finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da yine finansı iyi yönetmek suretiyle bu tür adımları atacağız ve bundan da hiçbir çekincemiz yok. Çünkü biz güçlü Türkiyeyiz, biz darda kalana elini uzatan, koşan bir Türkiyeyiz. 'Biz iktidara gelince burada ne kadar Suriyeli varsa bunların hepsini kovacağız.' diyen bir iktidar olarak gelmedik. O, Bay Kemal'in şahsiyetidir. O, bu tür Türkiye'deki mültecileri kovmanın hesabı içerisindedir. Ama biz böyle bir şeyi asla söylemedik çünkü ülkemize sığınan, bizden elaman dileyen, kendi ülkesindeki yönetimlerin öldürmeye gayret ettiği bu insanlara biz kapımızı açtık ve bunları koruma altına aldık."
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.