Erdoğan: Artık Gündemi Belirlenen Değil Gündem Belirleyen Bir Türkiye Var
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası basında şu anda çok azı art niyetli de olsa çoğunlukla objektif şekilde hemen hergün Türkiye ile ilgili haberler, yorumlar, makaleler yayınlandığını belirterek, "Bütün uluslararası denklemlerde Türkiye faktörü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası basında şu anda çok azı art niyetli de olsa çoğunlukla objektif şekilde hemen hergün Türkiye ile ilgili haberler, yorumlar, makaleler yayınlandığını belirterek, "Bütün uluslararası denklemlerde Türkiye faktörü göz önünde bulunduruluyor. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok gündem, belirleyen bir Türkiye var." dedi.
Başbakan Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Toplantısı'na katıldı. Konuşmasının başında Gezi Parkı olaylarına değinen Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de üç hafta boyunca çevre duyarlılığı ile başlayan ancak daha sonra demokrasiye, milli iradeye, seçimle, milletin tercihi ile gelmiş hükümete karşı içerde ve dışarıda organize eylemler haline dönüşen, aynı şekilde son derece karanlık odaklardan beslenen bazı çirkin olaylar yaşandı. Milletimiz bu eylemleri sabır ve itidalle takip etti. Ankara ve İstanbul'da yaptığımız mitinglerde, karşılamalarda halkımızın bu eylemlerden nasıl, ne boyutta rahatsız olduğu açık bir şekilde tezahür ettirildi. Biz milletimizin bu olaylar karşısında ne düşündüğünü çok iyi biliyor hissediyoruz." şeklinde konuştu.
Yurtdışında Türkiye'ye destek olmak için yapılan gösterilere de değinen Erdoğan, "Bizi asıl sevindiren, duygulandıran dünya genelinde dost ve kardeşlerimizin bize destek için yapmış oldukları gösterilerdir. Malezyalı, Makedonyalı, Pakistanlı, Angolalı, Tunuslu, Endonezyalı, Yemenli, Filistinli, Bosna Hersekli kardeşlerime ahde vefalarından dolayı teşekkürlerimi iletiyorum. Başta Almanya olmak üzere Avrupa başkentlerinde New York'ta vakarla, ağırbaşlılıkla ülkeleri, hükümetleri lehine gösteriler yapan vatandaşlarımıza, gösterilere katılan dost ve kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. 81 vilayetin 76 milyonun vandallık barbarlık yağmacılık olarak tezahür eden bu eylemlerin karşısında durması önemlidir. Ancak Lahor'dan Saraybosna'ya, Üsküp'ten Kuala Lumpur'a Priştine'den Prizren'e, Bakü'den Sülamaniye'ye, Erbil'den Sana'ya kadar vatandaş dost ve kardeşlerimin sesini duyabilmek onların duasın alabilmek çok daha önemli. İyi günde dostu nerede olursa olsun bulursunuz. Dostun dostluğunu sınayan, pekiştiren aslında kötü günlerdir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki küçük çaplı bir toplumsal hareketin, bazılarınca doğru okunamadığı için Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki bazı olaylara benzetildiği için dost görüntüsü altındaki bazılarının ne kadar samimiyetsiz ne kadar yapay olduğunu anında gösterdiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Kimi uluslararası medya kuruluşları kimi Avrupalı siyasetçiler olayları anlamadan dinlemeden biraz da olayları tahrik etmek için, anında maskelerini indirdiler. Gerçek yüzlerini gösterdiler. Ancak Türkiyeyi tanıyan toplumsal yapısını bilen, gelişen, güçlenen demokrasimizi takip eden hükümetimizn samimiyetini gören dost ve kardeşlerimizin süreç boyunca desteklerini esirgemediler." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti: "Ne dediler? Türkiye'de aynen Arap Baharı yaşayan ülkeler gibi Türk baharını yaşamaya hazırlanıyor. Halbuki biz Türk Baharı'nı 2002'de yaşadık. Bizi asıl sevindiren dünya üzerinde mazlumlarla haksızlığa adaletsizliğe uğramışlarla olan dayanışmamızın karşılığını bulmuş olmamızdır. Somali'nin, Myanmar'ın, Arakan'ın hayır duası bizim için her şeyden önemlidir. Filistin, Irak, Suriyeli mazlumların hayır duası bizim için her şeyin üstündedir. Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Balkanlar'da Avrupa'da gurbette yaşamak zorunda kalmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının samimiyetle yaptıkları hayır duaları her şeyden mühimdir. Nereden nereye geldiğimizi çok iyi görmemiz, çok iyi hissetmemiz gerekiyor. Türkiye öyle bir ülkeydi ki uluslararası medya ve bazı kuruluşlar, özellikle bazı sermaye çevreleri Türkiye üzerine senaryolar yazıp bunu başarıyla uygulayabiliyorlardı. 10,5 yıl öncesine kadar Batı'da herhangi bir gazetede çıkan üç satır yazıya, yoruma Türkiye'de günlerce konuşulabiliyor Türkiye'de sevinç vesilesi olabiliyordu. Batı basınında çıkan bir yazı Türkiye ekonomisini alt üst edebiliyordu. Oradaki kuruluşlar, gazeteciler tarafından yapılan bir yorum borsanın çökmesine ya da yükselmesine sermaye piyasalarının dalgalanmasını yatırımların azalmasına sebep oluyordu. Kendisine güveni olmayan ekonomi ve dış politikamız vardı. İçeride olduğu kadar dışarıda da özgüveni olmayan bir siyasetimiz vardı. Bütün bunları artık geride bıraktık. Şu anda çok azı art niyetli de olsa çoğunlukla objektif şekilde hemen her gün Türkiye ile ilgili haberler yorumlar makaleler yayınlanıyor. Bütün uluslararası denklemlerde Türkiye faktörü göz önünde bulunduruluyor. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok gündem, belirleyen bir Türkiye var. Bütün uluslararası meselelerde artık Türkiye'nin görüşleri tavsiyeleri duruşu tavrı dikkate alınıyor. Türkiye'nin dış politikası özellikle de ekonomisi tüm dünyada ilgi ile izleniyor, takdirle karşılanıyor. Türkiye'nin yürüyüşü örnek alınıyor birçok yerde. Geçmişte New York ve Tokyo borsaları deyim yerindeyse hapşırsa Türkiye ekonomisi zatürre oluyordu. Ama şu anda tüm dünya 4 yıldır ağır kriz yaşarken tr ekonomisi istikrarla büyüyor. Bütün oyun tezgah ve tuzaklara rağmen 2013 ilk çeyrekte hepsi çöküyor biz yine yüzde 3 büyüme kaydettik. Avrupa ekonomisi daralırken Japonya ekonomisi yüzde 1 bile büyümezken Türkiye ekonomisi yüzde 3 büyüme kaydetti. Kriz içinde ülkeler İMF önünde borç almak için sıraya girerken Türkye IMFye olan borcunu sıfırladı. Bu nerede olduğumuzu gösteriyor. Bütün göstergeleri dipte olan bir ekonomiyi devraldık dünyanın en sağlam sağlıklı güçlü sarsılmaz ekonomilerinden biri haline getirdik. 10,5 yıl önce sağlam Türkiye'yi bir demokrasi üzerine inşa etmeye başladık. Bu sağlam zeminin üzerine her bir tuğlayı büyük bir dikkatle yerleştirdik."
Gezi Parkı ile ilgili son olaylarda sadece içeride ve dışarıdaki dostların değil, Türkiye demokrasisi ve ekonomisinin de sınavdan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu olaylar doğrudan doğruya ekonomi ve demokrasiyi hedef alıyordu. Kurduğumuz sağlam temel sayesinde inşa ettiğimiz sağlam yapı sayesinde ne ekonomi ne de demokrasi yara almadı bu saldırılardan. Nasıl bir Türkiye'de yaşadığımızın idraki içinde olmalıyız. Hepimiz tam bir özgüven içinde ülkemizle iftihar etmek durumundayız. Yurt dışındaki akrabalarımızı ve vatandaşlarımızın dost ve kardeşlerimizin değişen Türkiye'yi çok iyi hissettiklerini görüyoruz. Bugün Türkçe dünyanın her yerinde artık uluslararası bir dil olarak ilgi görüyor. Türk pasaportu itibar görüyor. Türk lirası ekonomi çevrelerinde eğer itibar ediyor. Kızılay, TRT, askerimiz, Yunus Emre Enstitülerimiz, TİKA'larımız, polisimiz, öğretmen ve öğrencilerimiz akademisyenlerimiz özellikle iş adamlarımız gittikleri her ülkede baş tacı ediliyor, umudun müjdecisi olarak karşılanıyor." diye kaydetti.
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.