GÜMRÜK MUHAFAZANIN SORUNLARI
GÜMRÜK MUHAFAZANIN SORUNLARI
Gümrük Muhafaza, sorunlarını zaman zaman yetkililere iletmiş; bir netice alamayınca da seslerini basın yoluyla duyurmak amacıyla durumlarını maillere dökmüşlerdir.
İşte o maillerden çarpıcı olan birkaçını bugün sizlere aktarmak istiyorum:
8 Eylül 2009 tarihinde ‘Yeni Sanat’ rumuzlu bir Gümrük Muhafaza Memuru durumunu şu cümleyle özetliyor: “Meslek memurlarının çektiği sıkıntıyı en çok ben bilirim. Gümrükte geçirdiğim en güzel gün ise, istifa ettiğim gündü. Gümrük Muhafaza Memurlarının meslekte yaşamış olduğu mesai sorunu pek çok meslek mensubunun ya istifa etmesine, ya da bir sonraki KPSS’ye çalışarak başka bir kuruma geçmek için çalışmasına neden olmaktadır. 12/12 veya haftada bazen 90 saate yaklaşan çalışma şekli, birçok personeli ruhsal bunalıma sokmaktadır.”
Mesai konusunda yaşanan problemi ‘Attila The Hun’ rumuzuyla aktaran mailde ise, kişi durumunu şöyle anlatıyor: “Düşünüyorum da acaba hangi kurumda vardır bu çalışma saatleri? Daha acısı da sabah 8 akşam 5 ayrıca 12/12 - 12 /24 - 24/24 ve de 24/48 şeklinde olan kurumdaki çalışma saatleridir. Her amir kafasına göre bir düzen tutturmuş gidiyor.. Türkiye’nin imzalamış olduğu İLO Anlaşması var. Ve bu anlaşmaya göre, özellikle limanlarda çalışan personelin haftada 48 saati geçmeyecek şekilde çalıştırılmasını hükmediyor. Özel şirketler bu kurala uyarken; neden devletimiz imzalamış olduğu bu kurala uymuyor!? Merak ediyorum da idarenin ‘personel yok’ demesi ya da yönetmelikte ‘muhafaza personeli eleman yokluğunda sürekli nöbete yazılır’ denmesi bir kaçış yolu mudur? Çok şey istemiyoruz aslında sadece insan gibi yaşamak istiyoruz o kadar.. Her insan gibi sinemaya gitmek; dışarıda bir parkta çay içmek; eşimizle çocuğumuzla ya da ailemizle bir piknik yapmak bunlar çok büyük istekler mi?”
Diğer bir mailde ise; ‘Juniopan’ rumuzlu kişi şu ifadelerde bulunuyor: “Ben yeni atandım ve etrafımdaki insanlara 12/12 her gün çalışacağım dediğimde insanlar önce alay ettiğimi düşündüler. Böyle bir garabeti basının başlık yapması lazım.”
Bu gibi maillerin sayısı oldukça fazla.. Sitemize gönderilen mektup, faks ve maillerde durum hep aynı..! Bugün kısada olsa gümrük muhafazada çalışan arkadaşların kendi ağızlarından bir takım sorunlarını aktarmaya çalıştım. Benimde yakından tanıdığım bu kurumun yıllardır bitmeyen çileleri mevcut! Onların en başında ise, arkadaşların da belirttiği gibi mesai çalışma saatleri geliyor. Her zaman olacağı gibi Ankara’da bu işleri iyi bilenlerin ‘memur yok’ mazeretine sığınarak yukarıda belirtilen saatlerde gümrük muhafazayı uzun saatler çalıştırdıkları bir gerçek!..
Diğer önemli bir konu ise, mesai konudur. Gümrükte iki tip mesai ödenmektedir. Gümrük Memurları gündüz gelip akşam giderek mesailerini tamamlamaktadırlar. Ama üzülerek görüyoruz ki; gümrük muhafazanın mesaisi hiç bitmemektedir. Gümrük Memurları, gümrük muhafaza memurlarından 200 Küsur YTL fazla almaktadırlar. Tabii bu gibi sorunlar bunlarla da bitmiyor.
Birde dönemin Gümrükten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in zamanında bir takım önlemler alınmaması nedeniyle gümrük çalışanları mesailerinin % 50’sini kaybetmişler; diğer bir değişle ellerinden alınmıştır. Belki kamuoyu tam olarak bilmiyordur; gümrükte ithalat ve ihracat işleriyle uğraşan firmalar tarafından mesai saatleri dışında ödenen bu paralar, başta merkez teşkilatında görevli Gümrük Müsteşarı’ndan merkezde çalışan diğer tüm insanlara kadar ödenmektedir. Aslında mesaiyi yapan ise, taşradaki insanlardır. Gerçek hak sahipleri onlardır. Buradan yanlış anlaşılsın da istemiyorum; merkezde çalışanlara mesai verilmesin demiyorum.
Bu konuya çarpıcı bir örnek vermek istiyorum; iki defa operasyonun olduğu Kapıkule Gümrüğü’nde gümrük muhafaza çalışanları 200 YTL fazla almak için yetkililerin kapılarını aşındırmaktadırlar. Niye mi? Çünkü, salonda çalışmak 200 YTL fazla mesai demektir!!
Şimdi buradan yetkililere sesleniyorum: Şuanda sıcak koltuklarında oturan gümrük üst düzey çalışanları, görevlerine gelmeden önce ‘teşkilat için şunları şunları yapacağım’ dediklerini buradan hatırlatır; o koltuklara oturdukları zaman ise bu dediklerini unuttuklarını da ayrıca hatırlatırım. İnsanlar böyle güzel koltuklara oturunca, pek tabi geçmişlerini çok çabuk unutabiliyorlar. Ancak kapı kapı dolaşıp bir takım insanları kullanarak bu koltuklara oturduklarını, sakın ola unutmasınlar!!
Yazımın son bölümde ise, Türk Sinemasının büyük ustası rahmetli Kemal Sunal’ın oynamış olduğu ‘Propaganda’ filmdeki bir pasajına yer vermek istiyorum: “Gümrük Tadından Yenmez!!” Değerli Okurlar; fakat gerçekte işin aslı böyle değil!! Belki gümrükte çalışan azınlıkta kalan bir kesim için bu durum geçerli olabilir ancak büyük bir çoğunluk içinse durum ne yazık ki içler acısı!!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.