GÜMRÜKLER ÜZERİNE KISA PASLAŞMALAR

-İŞTE O DİNLEMELER-

ŞU BİZİM HABBAS’IN MAİLİ..

BİR DÖNEMİN SONU: ‘KÜRŞAT TÜZMEN’

Sevgili okurlarım, yeni haftanın bu yeni yazısına gümrükler, gümrüklerdeki gelişmeler ve değerlendirmelerimle merhaba diyerek başlamak istiyorum. Yazımın ilk bölümünü daha önce sizlere söz verdiğim üzere, İstanbul Gümrükleri’ne yapılan operasyonda dinlemelere takılan çoook ama çookkk değerli gümrük memurlarına ayırıyorum. Bu memurlar o kadar değerli ki, hem rüşvet alıp alavere-dalavere yaparken dinlemelere takılıyorlar, hem de ne hikmetse gümrük teşkilatının en iyi ve aktif görevlerine getirilip İŞLERİNİ DAHA İYİ YAPSINLAR diye çalıştırılıyorlar!..

İşte O Dinlemeler;

Bakın o devlet memurları neler diyorlar. Örneğin; C.B. Atatürk Havalimanı Kargo’dan Ambarlı Gümrüğü’ne atanmış! Bu kişiyle telefonda konuşan İ.D. adlı gümrük memuruyla aralarında geçen konuşmada, gümrük müşavirlik firmasının bir işi için C.B. adlı muayene memurunun 3G’li İPAD istediği, bunu da firma yetkilisi K. adlı şahıstan orijinal kutusunda istediği telefon dinleme tutanaklarına aynen geçmiş.

Durun sevgili okurlar daha bitmedi. Yine çoookk ama çook değerli memurlardan T.K. Ambarlıdan Deri Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü’ne atanmış! E. Lojistik ltd. çalışanı K.E.’nin M.E. ile yaptığı telefon görüşmesinde “150 konteynırlık yatık, kullanılmış oto yedek parçası geleceğini.. Bu tip eşyaların izne tabi olduğunu..” belirtiyor. M.E. ise karşı cevabında,“Bunu T.’ye sormak lazım. Bunu yaparsa T. yapar” diyor. Ve 544 238…. nolu telefonundan T.K.’nin 0505 ……. Numaralı telefonunu arayarak konuşuyor.

Bu tip konuşmalar, soruşturma evraklarında uzayıp gidiyor. Okudukça mideniz bulanıyor ve üzülüyorsunuz. Ne yazıktır ki, üzüldüğünüzle de kalıyorsunuz. Çünkü bu memurları kudretli bir el arkalarından öyle bir ittiriyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Haklarında soruşturma açılmasını beklerken, o memurların aktif gümrük sahalarında çalıştıklarını görüyorsunuz. Ne diyelim yukarıda ALLAH var! Kul görmezse ‘O’ görür.

Antrepolardan başla ve düğümü çöz!!

Şimdi gelelim bizim meşhurrr Habbas’a.. Daha doğrusu sevgili okurum Habbas Bilmez’in mailinde belirttiği gümrük müşavirlik şirketlerine.. A Firması, H firması, B firması ve daha niceleri.

Bana göre, İstanbul Gümrükleri Baş Müdürü Tevfik Usta işe bu gümrük müşavirlik şirketlerinden başlarsa çok iyi olur. Durun hepsini demiyorum tabiî ki. Aralarında işini layıkıyla yapan birçok gümrük müşavirlik şirketi de var. Benim kastettiklerim kendilerini çok iyi biliyor. Sayın Usta, o kastettiğim firmalardan işe başlarsa ipin ucunun nereye kadar uzandığını bulup İstanbul’daki kirli ilişkiler yumağını da çözer. Gönül ister ki, hep iyi şeyler yazalım ancak iyi olan sayısı az olunca bize de ne yazık ki kötüyü yazmak kalıyor. Gönül iyiyi yazmak istiyor ama..

www.etkihaber.com sitemizin yayın hayatına başladığı üç yıl içerisinde gümrüklerde gerçekleştirilen başarılı işlere her zaman yer vermişimdir. Bundan sonrada verileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Aslında kurum bazında incelendiğinde, gümrük teşkilatının çalışma ortamı ve yaratıcılık (tüm haksızlıklara rağmen) diğer kurumların üstündedir. Çünkü gümrükçünün ne Cumartesi günü ne Pazar’ı ne bayramı ne seyranı vardır. Gümrük Teşkilatı Teşkilat Yasası’nın biran evvel yasalaşması ve çalışanlarının özlük haklarının iyileşmesi için herkes el ele vermelidir.Devlet hazinesine yaptığı getiri anlamında önemi büyük olan Gümrük Müsteşarlığı’nın Devlet Bakanlığı bünyesinden çıkartılarak, yeni oluşturulacak bir bakanlığa kavuşması için biran evvel adımlar atılmalıdır.

YAZARIN NOTLARI:

Sizler için tuttuğum notlara gelecek olursak sevgili okurlarım,

1-) Etkihaber adlı sitemizin başyazarı değerli insan hukuk adamı emekli DGM Savcısı Ömer Süha Aldan, CHP’den Muğla 3. sıra adayı olması nedeniyle aramızdan ayrılmıştır. Uzunca bir süredir sitemizde yazan Sayın Ömer Süha Aldan’a şahsım ve çalışanlarım adına teşekkürü bir borç bilirim. Milletvekilliği yolunda yolunun açık olmasını temenni ederim.

2-) İstanbul’un yoğun çalışan gümrüklerinde; açık özet beyanname kapatmalarının gerçekleştirildiği ancak bu kapatmaların neye dayanılarak yapıldığı konusunda tarafıma birçok ihbar gelmektedir. Yaptığım araştırmalarda ise, bu tip beyannamelerin 40 bin adede yakın olduğu bilgisine ulaştım. Bu konunun da yakın takipçisi olacağım. İlgililere duyurulur!..

3-) Gümrük Teşkilatı içerisinde birçok isim başta AKP, CHP ve MHP’den aday olmak üzere görevlerinden istifa ettiler. Ama ne yazık ki, her seçimde olduğu gibi yine baltayı taşa vurup boylarının ölçüsünü aldılar. Hiçbir gümrük görevlisi, partiler tarafından milletvekili adayı olarak gösterilmedi. İstifa edenlerin yükü ise, ne yazık ki bir süre önce Gümrük Muhafaza Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan aynı zamanda Personel Dairesi Başkanlığı’nı da yürüten Abdullah Soylu’ya düştü. Soylu şimdilerde bir yandan kararnameleri yazıyor; bir yandan da boyunun ölçüsünü alan bizim gümrükçü arkadaşların mesleğe geri dönüş yolunu açıyor..

4-) AK Parti’nin iktidar olmasının ardından Gümrükleri Ve Dış Ticareti Kürşat Tüzmen’e emanet etti. Ancak bana göre, Tüzmen 7 yıl boyunca kaldığı bu görevde Dış Ticaret Müsteşarlığı’na gösterdiği ilgi ve alakayı Gümrük Müsteşarlığı’na göstermedi. Gümrük Teşkilatı’na üvey evlat muamelesi yaptı. Buna örnek vermek gerekirse, gümrükte ithalat-ihracat işleriyle uğraşan firmalardan alınan fazla mesai ücretleri Gümrük Müsteşarlığı bünyesinden alınarak Maliye Bakanlığı’na verildi. Bu mesai ücretleri de, bakanlık tarafından adeta kuşa, sadakaya dönüştürüldü. Gümrükçü hak ettiği fazla mesai ücretini alamadı. Gümrük çalışanları mağdur edildi. Tüzmen ise, 7 yıllık bakanlığı döneminde sorumluluğu altındaki Gümrük Müsteşarlığı’na müsteşar atayamadı. Rıza Tuna Turagay ile başlayan, Cihat Ancın, Mehmet Şahin ve Bülent Ertem ile devam eden vekillerle günü kurtarmaya gitti. Günü kurtardı mı? derseniz orası da ayrı bir olay, ayrı bir hüsran..  Kürşat Bey döneminde birçok yolsuzluk ortaya çıkarılırken, birçok yolsuzluk olayı da gazetelerin manşetlerin de yer buldu. Örneğin İzmit Gümrüğü’ndeki akaryakıt kaçakçılığı soruşturması, dönemin üst düzey bürokratlarının açığa alınmasına neden olurken Tüzmen’i üzdü yaraladı. Nadas’a bıraktığını söylediği Mehmet Şahin’i bir daha hiçbir göreve getiremedi. Bu değerli bürokrat harcanıp gitti. Diğer bürokratlarının Allah’tan şansı varmış. Turagay yabancı bir şirkette üst düzey yönetici, Ancın ise ünlü bir gümrük müşavirliğinde çalışmaya başladı. Bülent Ertem ise müfettişliğe döndü.

Değerli okurlarım; Kürşat Tüzmen dönemine önümüzdeki hafta yazılarımda yine değineceğim. Yeni yazımda, görüşmek üzere hepinize esenlikler dilerim.