HAYALİ İHRACATTA GÜMRÜK AYAĞI
-HAYALİ İHRACATTA GÜMRÜK AYAĞI-
PEKİ! HIRSIZ, KASAYI NASIL SOYUYOR?
İŞTE KUMAŞ VURGUNU’NDAKİ AYRINTILAR
HAYALİ İHRACAT SORUŞTURMASI GENİŞLİYOR..
MERSİNLİ SANAYİCİ İSYANLARDA!..
Sevgili okurlarım, sayfalar dolusu hayali ihracat vurgunları yazdım sizlere.. Devletin dikkatini çekip kasasına yapışan bu keneleri temizlemesi için öğütler verdim. Yasaların elverdiği çerçevede, yetim hakkı yiyen kravatlı soyguncuların adlarını ve şirketlerini günışığına çıkarttım. Peki! Diyeceksiniz ki, ‘bu hayali ihracatlar nasıl yapılıyor?’ ‘Devlet göz göre göre nasıl soyuluyor veya nasıl soyulmak isteniyor?’
İşte bu yazımda size geçmişi Özal Hükümeti dönemine kadar dayanan bu vurgunun ayrıntılarını, detaylarını yazacağım. Bakın hayali ihracat nasıl yapılıyor? Sizler de bu konuda fikir sahibi olun değerli okurlarım.
-ÇİN KUMAŞI İLE VURGUN-
İsterseniz bu şeytani vurgunu, Savcı Mustafa Kemal Gül ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Mali Büro çalışanlarının İstanbul ve Ankara merkezli son operasyonlarından örnek vererek açıklayayım. Çin’den getirilerek türlü oyunlarla yurt içine sokulan o vurgundan örnek vereyim. Hayali ihracatı yapacak firma veya şirket, önce Ekonomi Bakanlığı’nın düzenleyip verdiği dâhilde işleme izin belgesi alarak işe başlıyorlar. Ancak ‘dâhilde işleme’ ne diye soracak olursanız önce onu açıklayayım. Yurt dışından muafiyetli getirilen eşyanın karşılığında, ihracat taahhüdünün verilmesidir bu işlem kısaca. Bu kapsamda firmalar bir takım avantajlar sağladığından genellikle bu yolu tercih ederler.
Bakın nasıl oluyor?
Örneğe devam edecek olursak firmalar, Çin menşeli kumaşları Almanya üzerinden A.T.R. düzenler. Bu belge, Türkiye ve Avrupa Topluluğu ülkeler arasında imzalanan Gümrük Birliği anlaşması kapsamında serbest dolaşım halinde bulunan malların ihracatında gümrük muafiyetinden yararlanmak için ihracatçı tarafından düzenlenir. Ülkemizde ise bu belge, TOBB tarafından düzenlenmektir. Çin’den Almanya’ya gelen kumaşlar, boya veya buna benzer işlemler sonrası Türkiye’ye gönderildiği de son operasyonda ortaya çıkan iddialar arasındadır. Savcının ve operasyonu gerçekleştiren Mali Şube Ekiplerinin, Almanya ayağında yaptıkları araştırmada ise bahse konu kumaşların hiçbir işleme tabi tutulmadan Almanya’daki ihracatçısı tarafından A.T.R. belgesi düzenlenerek Türkiye’ye gönderildiği ve bu şahsın da suç örgütüyle bağlantısının tespit edildiği ancak şahsın operasyonun yapıldığını öğrenmesi üzerine Türkiye’ye gelirken son anda uçaktan indiği bilgisine de ulaşılmıştır.
Teminat mektubu verilir!
Bu hayali ihracat operasyonunda Türkiye’de izlenen yol ise, aynen şöyledir: İstanbul’da herhangi bir gümrüğe örneğin Ambarlı Gümrüğü’ne gelen kumaşlar, Halkalı Gümrüğü’nün bir antreposuna getirilir. Ondan sonra da ithal işlemleri için ilgili gümrüğe teminat mektubu verilir. Teminat mektubu aşamasında suç şebekesi devreye girer. Daha önceleri kendilerinin kurdukları iddia edilen sahte banka aracılığıyla, birçok sahte teminat mektubu üretilerek gümrüklerden kolayca kumaşlar çekilir. Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, dâhilde işleme izin belgesi kapsamında taahhüt edilen ihracatın yapılması için de suç örgütü birtakım çalışmalar yapar. Örneğin Sarp Gümrüğü’nde yapılan iki operasyonda olduğu gibi, kumaş diye tırlara tekstil kırpıntıları veya fındıkkabuğu gibi eşyalar yerleştirilir. Yurt dışından getirilen kumaşlar ne oluyor diye sorarsanız da, başta İstanbul Beyoğlu-Nişantaşı olmak üzere Ankara’da Kızılay-Tunalı Caddesi gibi semtlerde gözlediğiniz gibi vitrinlere ‘ithal kumaştan elbise’ diye konularak çifte vurgun gerçekleştirilir. Çifte vurgun da nedir diyecek olursanız; birincisi muafiyetli kumaş ithal etmek; ikincisi ise hayali ihracat yaparak devletten haksız vergi iadesi alınmasıdır!
Önüne gelene veriyorlar mı?
Peki! Her önüne gelene Ekonomi Bakanlığı dâhilde işleme izin belgesi veriyor mu? Onunda cevabı yazalım hemen; bu belgenin verilmesi için bir takım kriterlere sahip olmanız gerekli ya da bakanlığa kapasite raporunun sunulması önemli. Biliyorsunuz son operasyonda birçok sahte kapasite raporları ele geçirilmiştir.
Bu son operasyonda, Büyükçekmece Kaçakçılık Savcılığı ve İstanbul Emniyeti Mali Şube’nin yapmış olduğu operasyonda 35 firma hakkında işlem yapılmış; operasyonlar aşamasında teknik takip yapılmış ve tek bir suç örgütü beklenirken iki farklı grubun ortaya çıkarılması sağlanmıştır.Peki, yalnız savcılık tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilip 27’si tutuklanan 8’i ise serbest kalan kişiler mi suçludur? HAYIR çünkü bu operasyon henüz taze bir operasyondur. Soruşturma genişletildikçe içlerinden birçok isim çıkmaktadır.
Operasyonun Gümrük Ayağı
Şimdi bana soruyorsunuz ‘Bu isimler kim?’ diye.. Soruşturmanın selameti açısından isimleri bilmeme rağmen şuan açıklayamıyorum ama size bir ipucu vereyim. Bu operasyon kapsamında, bazı gümrük üst düzey yöneticilerinin de adlarının zanlılar tarafından telefonlarda sıkça kullanıldığının da altını çizmek isterim.
Muhakkak ki bu işte gümrüklerde unutulmayacaktır. İthalat ve ihracat işlemlerinin gerçekleştirildiği gümrüklerdeki binlerce beyanname tek tek incelenerek bu malların hangi hattan geçtiği, hangi gümrük muayene memurları tarafından yapıldığı ayrı bir soruşturma konusu olacaktır. Bu işin gümrük ayağında da çok sayıda göz altıların olacağı dilden dile konuşulmaktadır.
-Mersinli Firmaların İsyanı-
Yazımın sonunda Mersin’de ithalat-ihracat işlemleri yapan firmaların ve onların gümrük müşavirlerinden gelen haklı bir şikâyeti ilgililere bildirmeyi görev sayıyorum. Bakın ne diyor Mersinliler?
“Sayın yetkililer;
Öncelikle cesurca bazı konuların üzerine giderek düzeltmeye ilgili yerlere iletmeye çalışmanızdan dolayı tebrik ederim. Sizlerden ricam yaklaşık 40 gündür Mersin Limanı’nda firmaların çektiği çilenin de dile getirilmesi; çözüm için gerekli yerlere sesin duyurulması.. Gelen yüklerin işlemleri bittiği halde, Liman imkânları dâhilinde hizmet verebileceğini belirterek zamanında yükleme yapamadığından firmalar eşyalarını zamanında müşterilerine ulaştıramıyorlar. Nakliyeciler araçlarını bekletmek zorunda kalıyorlar. Bu işin odağında olan biz Gümrük müşavirlik şirketleri de firmalarımıza Limanın bu davranışlarından ötürü cevap veremez duruma düşüyoruz. Mersin liman işletmesi eğer gelen konteynır ve genel kargo hizmetlerine karşılık veremiyorsa, acentelere bir bildiri yollayarak kapasiteleri kadar yük getirmelerini istesinler. Böylece bizlere de firmalarımız karşısında firmalarımızda müşterilerine nakliyecilerine karşı zor duruma düşmekten kurtuluruz. İlgilinin bilgisine sunulur.”
Yeni yazımda, tekrar görüşmek üzere hepinize sağlık ve başarılar dilerim.
“Yazarımız Aykut Onur KALAYCI'nın yazısını izinsiz kullananlar hakkında, yasal işlem başlatılacaktır!! Ayrıca, yazarımıza [email protected] mail adresinden ve de 0312- 473-66-08 nolu faks numarasından da ulaşabilir; her türlü istek görüş ve önerilerde bulunabilirsiniz!!”
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.