1. YAZARLAR

  2. Aykut Onur KALAYCI

  3. Hong Kong-İstanbul Kaçak Saat Hattı
Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Yazarın Tüm Yazıları >

Hong Kong-İstanbul Kaçak Saat Hattı

A+A-

-HONG KONG - İSTANBUL KAÇAK SAAT HATTI-

SAATİ ANLADIKTA YA BAVULUN İÇİNDE NE VARDI?

  KAÇAK SAATİ KOLUMUZA GEÇİRECEKLERDİ!

NE SINAVMIŞ AMA

Sevgili Etki Haber okuyucuları, çok değerli dostlarım.. Her zamanki gibi merakla okuyacağını düşündüğüm yeni yazıma geçmeden, önce bir baba sonra da kamu görevi yapan bir yazar olarak şu satırları köşemin başına taşımak istiyorum.

Bulun bu kanlı elleri...

Son günlerde Türkiye’de neler yaşandığını televizyonlardan görüyor, gazetelerin manşetlerinden okuyorsunuz. Türkiye bugünlerde gencecik bedenleri omuzlarına almış toprağa veriyor. İki gün içerisinde önce 14’ündeki Berkin Elvan’ı sonra da 22’sindeki Burakcan Karamanoğlu’nu uğurladık son yolculuklarına... Üstelik Abdullah Cömert’in, Ethem Sarısülük’ün, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Mustafa Sarı’nın, İrfan Tuna’nın, Ali İsmail Korkmaz’ın acıları yüreğimizde kor gibi yanarken. Gidenler geri gelmez biliyoruz ama sözüm herkese.

Lütfen Ama Lütfen!

Ey büyük devlet lütfen ama lütfen bu genç bedenleri sevenlerinin elinden alan kanlı elleri bulup adalete teslim edin. Ey Türk Halkı lütfen ama lütfen istikrara ihtiyacı olan Türkiye’yi karıştırmak isteyenlere izin vermeyin. Provokatörleri içimizden temizleyin. Ey siyasiler kendi çıkarlarınız uğruna lütfen hassas konularla ilgili açıklamalarınıza, miting konuşmalarınıza bir çeki düzen verin. Unutmayın bu ülke hepimizin. Körpecikken toprak olan o bedenler hepimizin evlatları. Fidanlarınızı soldurmayın. Lütfen ama lütfen!

Bavul Önden Saat Arkadan..

Güzel vatanımda evlat acılarının son bulması dileklerimi ilettikten sonra, bu haftaki yeni yazıma geçmek istiyorum izninizle.. Olayın geçtiği yer Ambarlı. Olayı gerçekleştiren şirket ise, aynı tilki kurnazlığında! Geçen hafta tüyosunu verdiğim ve detaylarıyla açıklayacağımı söylediğim 23 MİLYON LİRALIK (yanlış okumadınız) saat kaçakçılığından söz etmek istiyorum sizlere.

SARI HATTTT

İstanbul’da ticari faaliyetini sürdüren A… Hediyelik Eşya Saraciye firması Çin Halk Cumhuriyeti’nden 3234 kg. ağırlığında konteynırın içerisinde çanta getirdiğini beyan ederek Ambarlı Gümrüğü’ne müracaat eder. İlgili gümrükte bu firmanın işlemleri 14TR34310000109131-27.02.2014 sayılı tarihle NTCT transit refakat belgesi ile sarı hat kriterleri uygulanarak Halkalı Gümrüğü’ne gönderir. Hemen burada bir parantez açmak istiyorum sevgili okurlarım ya da bir soru sormak istiyorum izninizle.. Bu firmanın konteynırları acep niye Sarı Hatta gönderilir? Var mı bir bilen, cevap verecek olan! Yoksa ben araştıracağım da ondan sordum.

BAVULLAR DOLUSU KAÇAK SAAT

Neyse… Bunu gören saat kaçakçılığını organize eden firma boş durur mu? Hong Kong’dan 6 bin 104 kg ağırlığındaki 600 kap bavul seti için Ambarlı Gümrüğü’nde işlemlerini hemen başlatırlar. Öyle ya diğer eşyalarına sarı hat uygulanacağı için içleri pek rahattır. Anılan gümrükte, 14TR34310000109123 sayı tarihle tescil onaylı NTCT transit refakat belgesi ile yine Sarı Hat kriterleri uygulanarak işlemler tamamlanır. Konteynır tam Halkalı Gümrüğü’ne hareket edecekken, gümrükçüler bu firmanın diğer ithalat işlemlerinden de şüphelenerek Gümrük Kanunu’nun kendilerine vermiş olduğu yetki ve Gümrük Kanunu’nun 65. maddesi gereğince ikinci muayene için firmanın konteynırlarını x-ray cihazına yönlendirirler.

FİRMADA BİR TELAŞ BAŞLAR!

Konteynırlarının X- ray cihazına gönderilmesi, firma sahiplerini telaşlandırır. Firma yetkililerinde bir panik ki sormayın gitsin. Kuyruğunu yakalamaya çalışan şey gibi başlarlar dört dönmeye. Konteynerler x-ray cihazına girince de, her şey kabak gibi ortaya çıkar. Aşırı yoğunluk üzerine eşyanın fiziki muayenesine geçilir. Başlanır konteynerler açılmaya, açıldıkça da başlar rezillikler ortaya çıkmaya...  Konteynırın içinde bavul setinin dışında beyan harici 63 bin 106 adet tanınmış markaların saatleri ve çok sayıda muhtelif eşya ortaya çıkarılır. Olaya adları karışan kişilerle ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulur. Böylece o firmanın sarı hat üzerinden vuracağı piyangoya dur denilmiş olur.

GÖRÜŞÜM ŞUDUR:

Naçizane görüşüm şudur; duyduğuma göre hem operasyonu yapan gümrük yetkilerinin hem de olaya el atan savcılığın içinde haklı olarak bir şüphe vardır. Acaba milyonlarca liralık saatler gerçek midir ya da tabir-i caizse çakma mıdır? Benim şahsi görüşüm, bu saatlerin orijinal olup olmadıklarını Türkiye’deki distribütörlerine tespitleri yapılarak anlaşılır. Ancak yapılan ortadadır. Saatler orijinalde olsa, çakmada olsa şüphesiz bir kaçakçılık olayı söz konusudur. Gereği de yapılmalıdır.

Artık belge üzerinde yapılıyor!..

Şuna da dikkat çekmek altını önemle çizmek isterim. Son yıllarda yapılan kaçakçılık usulü artık değişti! Artık ülkemizde kaçakçılık işlemleri sallama diye tabir edilen sistemle değil, belge üzerinden yapılmaktadır. Bunun son örnekleri bavul seti beyan edip içinden saatler çıkan konteynır, seccade deyip sigara çıkan konteynırlar, tepsi beyan edilip içinden sigara çıkan konteynırlardır. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

BOYNUNUZUN BORCUDUR!

Gelelim şu bizim saatlerin kaçakçılık olayına.. Duyduğum edindiğim izlenim şudur ki, bu işte burnuma kötü kokular geliyor. Özellikle bu işin gümrük ayağını bulup ortaya çıkarmak yetkilerinin boynun borcudur. Hiç bir kaçakçı böyle bir malı risk etmez. Herkesçe bilinir ki, o firma gümrükçüsünü ayarlamazsa bu işe yelken açmaz. Olaya adı karışan firmanın bu işi tek başına yapması da mümkün değildir. Peki! Ortaklar kimlerdir derseniz; Tahtakale’ye birde İstoç’a yolunuz düşerse aha oradadır. Bu iki yer sizi bir takım adreslere götürür. Aktif olunursa (bakın aktif diyorum anladınız mı) işin peşi bırakılmazsa vallaha o firma bir daha bu işleri ne bulaşır ne de karışır. Haksız mıyım?..

‘HELAL OLSUN’ diyorum!

Yazılarımda genelde belirtiyorum. Özellikle birkaç aydır gümrüklerimizde yoğun bir şekilde kaçakçılık operasyonları gerçekleştiriliyor. Gecesini gündüzüne katan şerefli gümrükçüler başta İstanbul olmak üzere kaçakçıların ensesine çöküyor. İster kabul edersiniz, ister etmezsiniz ama şu bir gerçek. Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı’nın vekâleten göreve getirdiği Gümrükler Genel Müdür Vekili Cenap Aşçı ve Gümrük Muhafaza Genel Müdür Vekili Abdullah Soylu’nun ve beraberindeki personelin başarılarıdır bu. Bu iki genç ve çalışkan genel müdürün, personeline motivasyon aşılaması, başta İstanbul olmak üzere yönetici bazında değişikliklere gidilmesi, insanların gümrüğüne bakış açısını da olumlu anlamda değiştirdi. Bir de üzerine başarılı operasyonlar yapılınca gümrüğe, gümrükçüye olan güven daha da arttı. Dilerim bu başarının devamı gelir. Kamu görevi yapan ve kamunun 4. gücü olarak böylesine başarılı olan kişileri sütunlarıma taşımayı bir görev olarak biliyorum. Gümrüklerde kötüyü yazdığım gibi iyilikleri de yazacağımı bir kez daha deklare etmek istiyorum. Ve helal olsun diyorum.

GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİ DERNEĞİ

Hatırlayacaksınız önceki yazımda, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği ile ilgili olarak bir takım yorumlar almıştım. Bu yorumları da noktasına virgülüne dokunmadan köşemde yer vermiştim. Ancak konuyla ilgili yorumumu da sonraya bırakmıştım. Şimdi bu hassas konuyla ilgili bende bir şeyler söylemek istiyorum. Bundan kısa bir süre önce, Türkiye’nin büyük bir basın kuruluşunda İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği’nin haricindeki diğer dernekler bir ilan vererek artık derneklikten çıkıp oda olmak istediklerini duyurmuşlardı. Bende yazımda, ‘İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği oda olmak istemiyor mu?’ deyince Dernek Başkanı Sayın Turhan Gündüz bana ulaştı. Gündüz ile yapmış olduğum görüşmede, daha önce de buna benzer bir ilanla duyuru yapıldığını söyledi. Kendilerinden önceki yönetimlerin bu ilan için yüklü miktarda gazeteye ödeme yaptığının da altını çizdi. Gündüz, “Ben derneğin parasını çarçur etmek istemiyorum, bu tip ilanlarla bir yere ulaşılamayacağını çok daha öncede gördüğüm için böyle bir olayın dışında kalmayı yeğledim” sözleriyle durumu açıkladı. Turhan Gündüz ile yaptığım görüşmede, kendisinin eski bir bürokrat olduğunu; geçmiş dönemde bir bakanın da özel kalem müdürlüğü yaptığını, yani kısacası masanın hem bu tarafı hem öbür tarafını çok iyi bilen bir kişi izlenimini bende yarattı. İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği başta başkanı olmak üzere diğer yöneticileriyle de büyük bir ivme kazanacağı kanaati bende hasıl oldu. Niye diye soracak olursanız niyesi yukarı da anlattığım ilanın içerisinde gizlidir.

Sorulara dava geliyor…

Yakın tarihte bakanlıkça gümrük müşavirlik sınavları yapıldı. Yapıldı yapılmasına ama mailime de birbirinden ilginç şikâyetler yağdı. Posta kutumu çökertecek orandaki şikâyetlerde, sınav sorularını benimde mutlaka incelemem gerektiği belirtiliyor. Maillerde soruların ciddi anlamda çok uzun olduğu, soru içinde sorular olduğu, sınavı hazırlayan heyetin soruları iyi irdelemediği de kaydediliyor. Aynı maillerde hatalı ve eksik soru sayısının fazla olduğunun altı çizilerek soruların uzunluğu nedeniyle sınava girenlerin soruları tekrar gözden geçirme şanslarının olmadığının da altı çiziliyor. Hesap makinesi bile verilmeden hesap soruları sorulduğundan yakınanların sayısı bir hayli fazla. Müşavirlik sınavında ter dökenlerin önemli bir bölümü de idare aleyhine dava açacağını belirtiyor. İlgililerin bilgisine…

Sınavla ilgisi olmasa bile özellikle personel seçimi konusunda birkaç söz etmek istiyorum. Bence idarenin yapacağı o kadar çok önemli işler var ki; bu işler için ilkeli dürüst çalışkan personellere ihtiyaç olduğu kadar yeni ve tertemiz ilkeli gümrük müşavirlerine de aşırı ihtiyaç bulunmaktadır. Geleceğin inşası için bankonun arkası kadar önünün de kaliteli olmak zorunluluğu bulunmaktadır. Modernizasyon konusunda ciddi adımlar atan modernleşmenin ülkemizde öncüsü olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın vizyon açısından biz sadece uyarıcı olabiliriz.  Bakanlık yetkililerinin bu vizyonda, adil ve temiz bir yapı için gerekli düzenlemeleri yapacaklarını da umut ediyorum.

YAZARIN NOTLARI

1-) İstanbul Ambarlı Gümrüğü’nden Halkalı Gümrüğü’ne transit yapılmak istenen bir konteynırda, yabancı menşeli çok sayıda beyan harici saat çıkması üzerine bazı ithalatçıların gemilerini Haydarpaşa Limanı’na yönlendirdikleri iddia edilmektedir. Gerçekte bu iddia doğru ise, bunun iki nedeni olabilir; biri dürüst ve namuslu ithalatçıların ürkmüş olması, diğeri de buna benzer yanlış işleri olanların yeni bir liman arayışlarıdır şeklinde yorumlayabiliriz.

2-) Gümrüklerde işyeri ve evlerde kullanılan güvenlik kameralarını ana kartları entegre devre olarak çekildiği, TSE’den belge almadan ithalatların yapıldığı iddia edilmektedir.

3-) Yine başka bir iddiada ise; Bursa ilimizde iplik işlerinin başladığı, bu iplik konusunda tarifelerle bile oynandığı ve O. adlı kişinin ise bu işleri takip ettiği söyleniyor..

4-) İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık İstihbarat Müdürünün değişmesi sonrasında bu müdürlükte ciddi anlamda operasyonlar gerçekleştirilmektedir. İstanbul Anadolu yakasında faaliyet gösteren bir antrepoda yapılan operasyon neticesinde, tam 1 milyon 750 bin adet makaron yani boş sigara filtresi ele geçirildi. Daha önceki dönemlerde bu tip operasyonlara rastlayamıyorduk; devamı umarım gelecektir ve buradan başta müdür olmak üzere emeği geçen diğer tüm görevlileri de kutlamak isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum