İnşaat işçileri artık yurt dışı yerine Türkiye'de çalışmayı tercih ediyor
Türkiye'de inşaat sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmelerle daha yüksek maaş alır hale gelen inşaat işçileri artık yurt dışında değil, Türkiye'de çalışmayı tercih ediyor.
İstanbul
Ağır iş kollarından inşaat sektöründe emek harcayan işçiler, yazın 50 dereceyi aşan sıcaklarda, kışın ise aşırı soğuk havalarda beden gücüyle çalışıyor.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla, Bayrampaşa'da bir şantiyedeki işçileri dinleyip, çalışmalarını görüntüledi.
Kimi evinden, kimi şantiye yatakhanesinden gelerek sabahın erken saatlerinde mesaiye başlayan işçiler yelek, baret ve eldivenlerini giydikten sonra çalışacağı alana geçiyor.
Demir döşeyip beton dökülecek kalıpları hazırlayan işçiler, mola saatinde gölgeye sığındıklarında ortaya atıştırmalıklar çıkıyor.
Sıcak havalarda ferahlamak için soğuk içecekler içmeyi tercih eden işçiler, mesaileri süresince inşaat mühendisi olan şantiye şeflerinin kontrolünde günlük işlerini tamamlayıp, dinlenmeye çekiliyor.
Tüm gününü bir kabin içinde geçiren vinç operatörü ise diğerlerinden ayırt edilebilmesi için yeşil renk baret ve yelek giyen işçiyle telsizden haberleşerek, ağır nesneleri bir yerden başka yere taşıyor.
Vinç operatörü, sabah erkenden yiyecek ve içeceklerini yanına alarak, uzun ve dik bir merdiven yolculuğuyla ulaştığı kuleden ancak mesai bitiminde iniyor.
"Aldığım paradan gayet memnunum"
Şantiyede kalıpçı olarak çalışan Yüksel Aydın, mola sırasında yapılan sohbette, 18 yıl önce arkadaşları vasıtasıyla inşaat sektörüne girdiğini, şantiyedeki kalıpçıların çoğunun kendisi gibi Ordulu olduğunu söyledi.
Çevresinde "Yıllarca okuduk ama bir inşaat işçisi bizden daha çok kazanıyor" şeklinde eleştiri duyduğunu aktaran Aydın, "Adam 7-8 yıl, 20 yıl okumuş, üniversite bitirmiş, bir plazada masa başında çalışıyor ama benim yaptığım işi yapmıyor burada. Ben bedenen çalışıyorum. Bu işin hayati riskleri de var, yoruculuğu da. Ben aldığım paradan gayet memnunum şu an. Maddi açıdan bakınca, 'İyi ki bu işteyim' diyorum. Ama geçmişe dönebilsem, mesleğimin riskleri nedeniyle başka işler yapmak isterdim. Böyle riskli bir iş yapmak istemezdim." dedi.
Tamamladıkları projelerin önünden geçerken mutlu olduğunu söyleyen Aydın, çalıştıkları projeyi yetiştirmek için 1 Mayıs'ta da mesai yapacağını kaydetti.
Hayali köyüne ev yapmak
Arkadaşlarına şarkı söyleyerek ortamı neşelendiren kalıpçılarından Yusuf Buzlu, şarkı söylemenin odaklanarak çalışmalarına yardımcı olduğunu, bu şekilde kendilerini motive ettiklerini ifade etti.
İnşaat işçilerinin yüksek maaş aldığı yönündeki eleştirilere ilişkin Buzlu, "Biz biraz riskli işte çalıştığımız için bunun getirisi güzel oluyor. Sürekli aynı işleri yaptığımız için beden gücü anlamında da yoruluyoruz." diye konuştu.
Molalarda arkadaşlarıyla maddi konular, ileriye dönük planlar ve hayalleriyle ilgili sohbet ettiklerini aktaran Buzlu, hayalinin memleketindeki yaylada kendisine özel bungalov ev yapmak olduğunu dile getirdi.
"Artık herkes Türkiye'de çalışmak istiyor"
İnşaat ustası Mehmet Kara da haftada bir gün Tekirdağ'da yaşayan ailesini ziyarete gittiğini anlattı.
Kara, 1 Mayıs'ı bayram olarak görmediğini, bu nedenle kutlamayacağını söyledi.
İnşaat işçileri için yurt dışında çalışmanın pandemiden önce cazip görüldüğünü belirten Kara, "Pandemiden sonra Türkiye'de bir atılım başladı. Özellikle şu an yaz sezonunda bu daha çok kendini göstermeye başladı. Artık herkes yurt dışında değil de Türkiye'de çalışmak istiyor. Sadece kalıp, demir değil, sıva, duvar gibi bölümlerde çalışmaya adam bulunamıyor. Aslında cazip ve kazancı da iyi bir meslek ama herkes daha çok kolay işlere yöneliyor. Bu iş biraz bedensel olduğu için herkes buna gelmek istemiyor." dedi.
Maaşlarının eskiye göre daha iyi bir seviyeye yükseldiğini söyleyen Kara, "Getirisi iyi yani. Eskiden öyle değildi, ücretler düşüktü. Yurt dışına da düşük ücretlere gidiyorduk. Şu anda sektör çok canlı ve getirisi çok iyi." ifadelerini kullandı.
"Yeni başlayan inşaat işçisi ayda 40 bin lira kazanıyor"
Şantiyede sorumlu kalıpçı olarak görev yapan Musa Sarı da haftada bir gün ailesini görmek ve kıyafetlerini yıkatmak için Tekirdağ'daki evine gittiğini belirtti.
İnşaat sektörünün tehlikeli iş alanında ilk üçe girdiğinin altını çizen Sarı, "Türkiye'de sendikası olmayan tek işçi sınıfıyız. Bütün zorluklarla eksi 5'lerde, 30'larda dışarıda yağmurda, güneşin altındayız ama Türkiye'de bize daha az değer verildiğini düşünüyorum. Yaklaşık 8-10 sene yurt dışı tecrübem oldu, Sibirya'da, İrlanda'da çalıştım. Oralardaki yaşam standardıyla çalışma şekliye buradaki aynı değil. Son 5-10 senedir üniversiteler çoğaldığı, gençlerimiz de kolay yoldan para kazanmak istediği için bu sektörde usta yetişmiyor. Bu da bizi maddi olarak daha güzel seviyelere getirmeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.
Üniversite öğrencisi oğluyla yazları birlikte çalıştığını anlatan Sarı, "Oğlumu yazları yanıma getiriyorum. Harita bölümünde okuyor. Devlet memuru olduğu zaman alacağı parayla, inşaatta aldığı parayı kıyasladığı zaman bu sene okula gitmeme taraftarıydı." şeklinde konuştu.
Üniversite mezunu şantiye şefleri 35-40 bin lira civarında kazanırken, yeni başlayan bir inşaat işçisinin 40 bin lira kazandığına dikkati çeken Sarı, "Üniversite okumak, tahsilli olmak tabii güzel bir şey ama Türkiye'de kıymeti yok. İnşaat sektörü güzel para kazandırıyor." ifadelerini kullandı.
"Üniversiteyi kazandım ama gitmedim"
Şantiyede vinç operatörüyle iletişim kuran üç kişiden biri olduğu için yeşil baret takan 30 yaşındaki Özkan Yeniyol da 18 yaşından bu yana sektörde olduğunu dile getirdi.
Oda arkadaşı Yusuf Buzlu gibi söylediği şarkılarla şantiyeyi renklendiren Yeniyol, "Üniversiteye gitmek ister miydiniz?" sorusuna, "Kazandım ama gitmedim, nasip böyleymiş demek ki." yanıtını verdi.
Fabrikadan daha rahat bir ortamda çalıştıklarını dile getiren Yeniyol, "Bize 365 gün 1 Mayıs" diyerek, 1 Mayıs'ta isteyenin tatil yapabileceğini ifade etti.
Yeniyol, hayalinin memleketine ev yapmak olduğunu anlattı.
Şantiyede soğuk demir işi yapan Duran Gürbüz de inşaat işinin zor olduğunu ancak kuvvetli bir ekiple çalıştıklarını vurguladı.
Sıcak havalarda mesaiye erken başladıklarını, sıcaklık derecesine göre çalışmalarını sürdürdüklerini ve belirli aralıklarla mola verdiklerini anlatan Gürbüz, her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs kutlamalarına katılacağını söyledi.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.