Ankara'da bir araya gelen işveren, esnaf, işçi, memur ve çiftçi temsilcileri; gösteri hürriyeti kapsamında çevre duyarlılığı ile başlatılan demokratik hakların kullanılmasını desteklediklerini
vurguladı. Ancak son günlerde gösterilerin, marjinal gruplar tarafından farklı mecralara çekilmek istendiğine işaret eden STK temsilcileri, "Samimi vatandaşlarımız bu hususta duyarlılık içerisinde olmalı ve yakma, yıkma gibi suç teşkil eden fiillerin hak ve özgürlükleri gölgelemesine izin vermemelidir." uyarısını yaptı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde bir araya gelen iş dünyasının patron ve çalışan temsilcileri, Gezi Parkı eylemleriyle başlayan süreci değerlendirdi. Toplantıya; Türkiye İşçi Konfederasyonu Başkanı (Türk-İş) Mustafa Kumlu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bedevi Palandöken, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Sekreteri Hikmet Yavuz Yiğit, HAK-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Aslan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu katıldı. Hisarcıklıoğlu'nun okuduğu STK'ların ortak açıklamasında şöyle denildi:

"Biz Türkiye’nin her bölgesinde örgütlü; Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), HAK- İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olarak, İstanbul’da başlayarak, son günlerde birçok ilimize yayılan olayları dikkatle izliyoruz. Vatandaşlarımızın hukuk kuralları çerçevesinde taleplerini dile getirmesi, en tabii vatandaşlık hakkıdır. Gösteri hürriyeti kapsamında vatandaşlarımızın çevre duyarlılığı ile başlattığı demokratik hakların kullanılmasını destekliyoruz.

Ancak son günlerde gösterilerin, marjinal gruplar tarafından farklı mecralara çekilmek istendiğini; gelişmelerin ülkemiz üzerinde kötü emelleri olanlara hizmet etmeye zemin hazırladığını üzülerek görüyoruz.
Tüm dünya sorunlarla boğuşurken, herkesin bakışlarının yükselen Türkiye üzerinde odaklandığı bu dönemde, huzura ve istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Şunu kimse unutmamalıdır ki, sokakların huzur ve güveni, çocuklarımızın ve Türkiye’nin geleceği açısından son derece önemlidir. Şiddet ve kavga, hiçbir şeyi çözmediği gibi sorunları içinden çıkılmaz hale getirir.
Hiçbir hak arayışı, vatandaşımızın can ve mal güvenliğinin tehlikeye sokulmasına, esnafın tüccarın mağduriyetine ve vatandaşlarımızın vergileriyle temin edilen kamu mallarına zarar verilmesine gerekçe olamaz.

Samimi vatandaşlarımız bu hususta duyarlılık içerisinde olmalı ve yakma, yıkma gibi suç teşkil eden fiillerin hak ve özgürlükleri gölgelemesine izin vermemelidir.

Her koşulda, demokrasi içinde ve demokratik kurum ve kurallara saygılı olarak hareket edilmelidir.
Devletimiz ve kurumlarımız da, samimi vatandaşlarımızın, demokratik haklarını kullanmalarına sonuna kadar imkan sağlamalıdır.

Türkiye, demokrasisi ve hukuk standartlarıyla bu olayları kısa sürede atlatacak güçtedir. Aziz milletimizin tarihi tecrübesi ve sağduyusu bizleri parlak yarınlara taşıyacaktır."