İşte İbretlik Rüşvet Tapeleri
-İŞTE İBRETLİK RÜŞVET TAPELERİ-
SİLİFKE’NİN YOĞURDU / MERSİN’İN GÜMRÜĞÜ
ÇAY DEĞİL ama TOZU ÇIKTI!..
KARGO OPERASYONU’NDA İŞADAMLARI MASUM MU?
Önce içimi kıpır, kıpır yapan başta ben olmak üzere Etki Haber’de çalışan sevgili arkadaşlarımın yüreklerini hoplatan bir müjde ile başlamak istiyorum yeni yazıma... ‘Bismillah’ diyerek önemli bir projeye imza atacağız önümüzdeki günlerde. Etki Haber adlı internetteki haber portalımızı siz okuyucularımızın da manevi desteğiyle kâğıt üzerine dökmek, bir gazete çıkartmak istiyoruz. Gazetemizin adı ‘Gazete Etki’ olacak! İçeriği aynı internetteki haber sitemizdeki olduğu gibi yolsuzluk, rüşvet operasyonları, yolsuzlukla mücadele olacak!.. Ancak yine gerek siyasi, gerek ekonomideki sıcak gelişmeler, yurt içi ve yurt dışından güncel haberler ve spor haberleri de gazetemizi süsleyecek. Gazete Etki’yi okuyucusuyla buluşturmak için bütün hızımızla, bazen aile yaşantımızdan da ödün vererek hazırlamaya çalışıyoruz. Sevgili okurlarım, gazetemizle ilgili son gelişmeleri de yine bu köşeden okuyacaksınız.
Kargo Operasyonu ve İşadamları
Bu haftaki yazımın konuları oldukça önemli, lafı hiç uzatmadan hemen İstanbul Kargo Müdürlüğü’nde yapılan operasyon ve sonrası yaşanan adli süreçle ilgili gelinen son noktayı sizlere anlatmak istiyorum. Değerli okurlarım, bildiğiniz üzere İstanbul Kargo Gümrük Müdürlüğü’nde geniş çaplı bir operasyon yapılmıştı.. Başta, İstanbul’un o dönemdeki başmüdürü, ilgili kargo gümrük müdürü, muayene memurları, gümrük memurları gözaltına alınıp daha sonrasında tutuklanmışlardı.. Operasyon sonrası ilgili iddianame savcılıkça kabul edilmiş ve dava da Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlamıştı! Mahkeme aşamasında, çoğu kişi serbest bırakılmış ve halen devam eden mahkeme safhasında da olaya adı karışan işadamları hakkında yakalama kararları çıkartılmıştı. Hatta kendisinin arandığını bilen bir sürü işadamı da yurt dışından Gelip Yüce Türk Yargısı’na hesap vermemişti. Örnek verecek olursak bu işadamlarından biri Y.B.Ö.’tür. Yusuf B. Ö. kargo gümrüğünde büyük çapta iş yapan antreposu olan Ü… adlı şirketin de sahibidir.
Soruşturmada şok görüntüler
Neredeyse iki yıl önce yapılan bu operasyonun izleyene dehşet veren rüşvet görüntüleri bugünlerde ulusal bir televizyon kanalında yayınlanıyor.. Televizyonda, o dönemin kargo müdürü odasına polis tarafından kameraya alınan görüntüler bölümler halinde kamuoyuna sunuluyor. Ancak üzülerek görüyorum ki, bu olayı sadece bazı gümrük görevlileri yapmış gibi haberler sunuluyor. Oysaki gümrüklerde iş yapan bazı antrepo sahipleri, bazı antrepo yetkilileri basında ne yazık ki bir iki satır yer almış hatta yok sayılmıştır. Sevgili okurlarım, bu yazımda size bu operasyonun perde arkasını biraz daha açmak istiyorum. Ve herkesin artık gerçekleri öğrenme zamanı geldi de geçiyor bile diyorum.
OPERASYON NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Önce operasyonun nasıl başlandığına bir bakalım. Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Müfettişleri MUHAMMED ALİ BAYLAN ve MURAT KAHRAMAN’ın, bakanlıkça kargo gümrüğü ile gelen bir ihbar mektubunu değerlendirmeleri istenir. Ön inceleme sonucunda, ihbara konu olayların gerçek olmasından dolayı müfettişler Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na 09.08.2010 günlü 078-68/29 sayılı bir yazı gönderirler. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Mali Suçlar Bürosu da, İstanbul Mali Şube’ye 09.08.2010 günlü 2010/89041 sayılı bir yazı göndererek başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmaya esas olmak üzere gümrük müfettişleri ile koordineli bir şekilde çalışılmasını, çalışanlarla ilgili olarak da tel numaraları ve adresleri tespit edilerek teknik ve fiziki takibe geçilmesi istenir. Yapılan uzun süreli teknik ve fiziki takip sonucunda operasyon safhasına geçilir.
Sanki bir şey yokmuş gibi….
Operasyon yazılı ve görsel medyada yerini bulurken, yazımın başında ad ve soyadlarını belirttiğim müfettişler tarafından hazırlanan 26.08.2011 günlü bir soruşturma raporu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na gönderilir. Raporda olaya adı karışan çok sayıdaki gümrük görevlileriyle ilgili olarak memuriyetten çıkarılmaları istenir. Ancak ne acıdır ki, soruşturmada lider pozisyonunda olduğu ifade edilen bazı kişiler hakkında Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından memuriyetten çıkarılma kararı verilmezken mahkemece bilirkişi raporları istenen gümrük muayene memurları ise bilirkişi raporlarında sorumlulukları olmadığı ifade edilmesine rağmen memuriyetten çıkartılırlar!!
YA AMİRLERE MÜDÜRLERE NE OLDU?
Yani ortaya çıkan sonuç ya da yazılması gereken aslında şudur: “Aykut bey memurlar yolsuzluğa karışmış doğal olarak cezalarını da çeksinler.” diyebilirsiniz. Tamam! Siz okurlarıma buradan katılıyorum. Elbette yapılan, yapanın yanına kar kalmasın. Peki! Bu memurlar kimin, kimlerin işini yaptılar acaba? Tabiî ki gümrükte ithalat-ihracat işleriyle uğraşan firmaların işini yaptılar. Yani bu tosunların, devletin kasasına sülük gibi yapışıp yetimin ve fakirin hakkını yiyen bu sülüklerin hiç mi suçu yok? Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü. Evet! Var mı bu soruma cevap verecek bir babayiğit. Nerede…?
İşte size bir örnek:
Aha da size bir örnek! Okuyun bakalım bu tosunların marifetlerini de bir görün. “01.11.2010 pazartesi günü saat 11.46 sıralarında Ü. Gümrük Müşavirliği Lojistik Hizmetleri A.Ş. ve Ü. Global Lojistik Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Y.B.Ö.’ün dönemin gümrük müdürü H.E.’in odasında geçen hem de görüntülü ses dinleme kayıtları. Buyurun, buyurun…
Y.B.Ö.:Antrepolarından ilaç alındığını adliyeye verildiğini abuk sabuk icraatlarının olmadığını
H.E.:¨Yasak madde alınıp alınmadığını belli olmadığını sadece Cumhuriyet Savcısı’nın haberi var
Y.B.Ö.:Birde zarfın içerisinde gelmiş zaten kimse farkında değil müdürün dedikleri
Görüşmelerin devamında ise..
Y.B.Ö.:Şimdi ne ise şimdi abi bu muhterem arkadaşımızla (UPS antrepoda görevli gümrük memuru İsmail Yaşar’ı kastederek) bizim ambardaki arkadaşlarımız benim personelim geçinemiyor geçinemiyor sen benim abimsin yıllardan beri beraber çalışıyoruz yıllardan beri beraberiz bu geldi sıkıntılarını anlattı bana sen benim adamlarımla şeylerle anlaşamıyorsan alışverişlerde gel direk benden al! Benim sekreterimden al tamam abi dedi bir iki hafta verdik abi olacak şey değil ya haftada kaç para veriyoruz bu adama biliyor musun abi ve hep seni bahane ediyor dediği
Hayretin Eker’in ise küfür ettiği;
Y.B.Ö.:Şimdi şeye girmeye gerek abi tamam mı sen benim abimsin onun için söylüyorum sana geldiği için bir şey bildiğim için sesim çıkmıyor abi haftalık bu adama 3000 lira veriyoruz
H.E.:Neee?
Y.B.Ö.:Haftalık 3000 lira para alıyor benden ve ne yapıyor ne ediyor bilmiyorum”
Ne diyeyim sevgili okurlar, görüyorsunuz işte al gülüm ver gülüm binler on binler soruşturmanın selameti için gecesini gündüzüne katan polislerin yasal izinle yaptıkları dinlemelere geçmiş. Peki! Bunun hesabı sorulmayacak mı? Benim sorulacağına dair hiçbir şüphem yok. Ama beklenilmesi de beni sabırsızlandırıyor. O suçludur bu suçludur demek haddime düşmez. Ama görünen köy de kılavuz istemez. Yanlış mıyım?
Bu konuyla ilgili şimdilik noktayı koyuyorum. Zaten olayın iç yüzünü uzunca anlatmama da gerek yok. Zaten gümrüklerde işlerin nasıl döndüğünü bu kısa örnekle tıpkı yaşar gibi gördünüz. Dedik ya şimdilik nokta. Biraz sabır lütfen bekleyin ve diğer şok dinlemeleri sizlere bu sütundan duyuracağım.
Silifke’nin yoğurdu Mersin’in gümrüğü
Vallaha diyecekler ki, ‘Aykut Onur Kalaycı Mersin Gümrüğü’ne taktı.’ İnanın yok böyle bir şey! Ancak Mersin Gümrüğü ile ilgili öyle bilgiler geliyor ki, yazmamak elde değil!.. Böyle giderse Silifke’nin yoğurdu gibi vallaha Mersin’in de gümrüğü meşhur olacak. Bakın anlatayım da siz de bana hak verin.
Bana gönderilen bilgi ve belgelere göre, Mersin Gümrüğü büyük bir skandala imza atmış! Yanılıyorsam lütfen söyleyin. Skandal olayın konusu içi hınca hınç doldurulmuş ÇAY. Elimdeki evraklarda tır karnelerin üzerinde transit yazıyor. Sağlam olsun, yumurtlayacak tavuk gibi gak-guk yapmasınlar diye tır karnesinin numarasını da vereyim bari:UX66061199
Allah’ın tokadı yok!
Benim bildiğim kadarıyla ya da binlerce gümrükçünün bildiği gibi transit yük kesinlikle bir antrepoya alınmaz. Anlatmak istediğim tır karne numarasını da verdiğim bu olayda, bu tırın eşyaları önce bir güzel boşaltılıyor. Sonra antrepoya alınıyor. Daha sonra da antrepodan bildiğimiz çay olarak yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin gözetimde bir güzel yükleniyor. Bizim meşhur Mersin Gümrük yetkilileri de iddiaya göre, tüm evrakları tamamlayarak tırı Esendere Gümrüğü’ne sevk ediyor.. İşte ne oluyorsa Allah büyük ya Esendere Gümrüğü’nde tırın dorse kapaklarının açılmasıyla oluveriyor. Tırın içerisinden ne çıkıyor biliyor musunuz? Ne yazıktır ki sevgili okurlarım, Çay Yerine Çay Tozları Çıkıyor. Nasıl var mı yazdıklarıma itirazı olan. Peki! Nasıl transite izin verilir?..
Yine benim ve binlerce gümrükçünün bildiği kadarıyla, ülkemize ithal edilecek çayların ithalat işlemlerini Rize Gümrük Müdürlüğü yapar. Yani bir diğer deyişle, Türkiye’ye tır karnesi eşliğinde ithal kaydıyla gelen faturadaki alıcısı Türkiye’de yerleşik bir kişi veya firma olan çayın Türkiye’ye giriş yaptığı sınır kapılarından sadece Rize Gümrük Müdürlüğü’ne transit izin verilir. Yalan diyen var mı? Hiç sanmam…
Anlatmak istediğim şu: Türkiye üzerinden tır karnesi eşliğinde transit geçilerek faturadaki alıcısının Türkiye’de yerleşik bir kişi olmayan çayın Türkiye’ye giriş yaptığı sınır kapılarından sadece çıkış yapacağı sınır kapısına (serbest bölgeler dâhil) transitine izin verilir.
Peki, ben bu anlattıklarımı kafamdan mı yazdım? Tabiî ki HAYIR! 22.07.2010/10013 sayılı o zaman ki adı Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü olan ve Genel Müdürü HAYDAR GÖÇER olan kurumun tasarruflu yazısını herhalde o dönemdeki Mersin Gümrüklerinin değerli bürokratları ya bulamamışlar ya da okuyamamışlar ki böylesi bir skandala imza atmışlar.
Bu konu hakkında yalansın yanlışsın haksızsın diyen varsa köşem onlara açık. Yetkililerden beni ikna edecek bilgi ve belgeleri acil bekliyorum. İkna edecek olan çıkar mı? Ahhhh, Ahhh!
Minik Kuş yine omzumda….
Minik Kuş konmuş omzuma anlatıyor da anlatıyor.. Kulak verelim bakalım ne diyor: Son dönemlerin en büyük hayali ihracatı olan 100 MİLYONLUK (trilyonluk) VURGUNDA bazı tutuklular serbest kaldılar. Daha önce Ambarlı Gümrüğü’nde ve İzmir’de hayali ihracata adları karışanlar da birer birer serbest kaldılar. Peki! Bu beyzadeler şimdi ne yapıyorlar diye soracak olursanız da, bu şahıslar aynen kaldıkları yerden işlerine devam ediyorlar. Hayali ihracatçılardan biri de bildiğin üzere Malatya ili Pütürge ilçesinden benden söylemesi..
Ne var bunda diyecek oluyorum bende minik kuşa, ama hemen ağzımı tıkayıveriyor. “Abi bakanlığın üst düzeyine bir bak istersen kim Malatya Pütürge ilçesinde kaymakamlık yapmış?”Bakıyorum, tabii bakmamla birlikte de düğümü çözüyorum. Size de anlatacağım sevgili okurlar söz size de anlatacağım.
Her şey gönlünüzce olsun, şimdilik hoşça kalın!..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.