Bir önceki yazımda, Ankara’da görev yaptığım sürede trafik konulu toplantılara katılmaya ayrı bir önem gösterdiğimi, bu toplantılarda trafik sorununu çözmüş ülkelerin temsilcilerinin konuşmalarını dikkatle not alıp, Türkiye’de neler yapıldığıyla karşılaştırıp haberler yaptığımı yazmıştım. Aynı yazımda trafik terörünün önüne geçilmesi için toplantılardan çıkan ortak söylemin eğitim, denetim, yaptırım ve yatırım konularında birleştiğinin altını çizmiştim. Bu dört ana söylemden eğitim ve yatırım konusunda İzmir’de neler yapıldığını anlatıp, denetim ve yaptırım boyutunu ise ikinci yazımda irdeleyeceğimi belirtmiştim.

İzmir trafik polisi ile tanıştı

Şu bir gerçek ki İzmirli kente son atanan Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın sayesinde trafikpolisi ile tanıştı.  Uzunkaya’nın göreve başlamasıyla birlikte İzmir’de trafik denetimleri arttı. Yolları yarış pistine çeviren, kural tanımaz sürücülere aman verilmiyor. Ekipler özellikle ana arteller ve önemli kavşak ile meydanlarda trafikte hayati öneme sahip emniyet kemeri uygulaması yapıyor. Ancak yeterli mi derseniz. ‘Dost acı söyler’ atasözüyle lafa girip yazmaya devam edelim. Hayır! Yeterli değil! Uzunkaya ve ekibinin denetimleri daha da arttırması gerekli.

Emniyet şeridi yarış pisti gibi

Örneğin, Mavişehir’den başlayıp Gaziemir’e kadar uzanan otoban güzergahında acil önlem alınması gerekli. Bu yolda hız sırını aşanlar, özellikle ambulans, çekici gibi araçların olası kaza sonrası kullanması için yapılan emniyet şeridini kullananlar trafiğin yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde çok sıkı denetlenmeli. Üzerinden hergün 100 binden fazla araç geçen bu önemli otoyol üzerinde yeterince trafik ekibi bulundurulup caydırıcılık sağlanmalı.

Hız kontrolü kaçınılmaz!

Özellikle ve özellikle tünel içleri dahil olmak bu otoyol içerisinde radar kontrolleri yapılmalı. Sokak araları enaz ana arteller kadar önemli. Hızlı kentleşmeyle birlikte bulvar haline gelen bu yollarda da denetimler sıklaştırılmalı. Plakasız ve yüksek derecede gürültü yapan motorsikletler toplanmalı. Gece var olan farların dışında sis lambası açmak adeta moda oldu. Karşıdan gelen sürücünün yolu görmesini engelleyen bu yöntem ne yazıktır ki bazı belediye otobüsü sürücüleri tarafından bile uygulanıyor. Okul önleri çok önemli. Okul önlerinde de trafik ekibi yada hiç olmazsa trafik polisi görevlendirmek kaçınılmaz.

Otopark mafyasına dikkat!

Aynı şekilde semt pazarlarının kurulduğu bölgelerde, büyük metropol hastanelerinin önünde, gece ise ana artellerler ve otobanda lambası yanan trafik polisi ekipleri bulundurulmalı. Park sorunu İzmir’de tam bir kabus. Sonuç olarak İzmirliyi trafik polisi ile tanıştıran Celal müdürün trafik denetimlerini ve cezai yaptırımları biraz daha arttırması gerekiyor. Trafik Daire Başkanlığı da yapan Uzunkaya bana göre bu sorunların üstesinden kolaylıkla gelebilecek ,İzmir’e atanan ender polis şeflerinden biri.

Büyükşehir nerede?

Şunu da unutmamak gerekir tabi. İzmir’deki trafik sorunu yalnız Celal Uzunkaya’nın çözmesi gereken bir sorun değildir. Kentte hergeçen gün kanayan yara haline gelen trafik sorununu çözmek için İzmir İl Emniyet Müdürlüğü kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de görevleri arasındadır.  Peki! Büyükşehir Belediyesini herhangi bir trafik sorununun çözümü içerisinde göreniniz var mı?  Mümkün değil. Olamaz da. Çünkü belediyeyi bu sorunun çözümünde görmek için önce ‘İzmir’de trafik sorunu yoktur’ diye açıklama yapan Aziz Kocaoğlu’nu ‘kentte trafik sorunu vardır’ diye ikna etmek gerekiyor.