İzmir’in toz şekeri İstanbul’un cigaraları
-İZMİR’İN TOZ ŞEKERİ İSTANBUL’UN CİGARALARI-
MUZLARI MAYMUNLAR, YA SİGARALARI KİM YEDİ?
Fazla bekletmedik umarım… İşte yeni yazımla, yeni iddialar ve olaylarla tekrar karşınızdayım sevgili okurlarım. Bu hafta iki ana temel konum var. Yazımızın başlığında da belirttiğim gibi bunlardan birincisi İzmir’in toz şekeri ve bizim İstanbul’un cigaraları. Sizleri de fazla bekletmeden hemen damardan girelim bakalım İzmir’de ne olmuş, şu bizim meşhur İstanbul’da neler yaşanmış?
Biliyorsunuz 2008 yılından itibaren, GERÇEK TV ve GERÇEK Gazetesi’nde benim gibi gazeteci yazar arkadaşım Ali TARAKÇI ile televizyon programlarımızda başta dâhilde işleme izin belgeleriyle yapılan hayali ihracatları ve de İstanbul gümrüklerinde yaşanan şok eden olumsuzlukları mercek altına alıyoruz. Birbirinden iddialı konuları kimseyi hor görmeden, ezmeden daha önemlisi suçlamadan işliyoruz. Allah sağlık verdikçe de işleyeceğiz inşallah. Bakın önümüzdeki günlerde işleyeceğimiz konulardan ikisi de girişte belirttiğim gibi İzmir’in şekeri ile İstanbul’un cigaraları..
ŞEKER YERİNE İÇME SUYU
Önce İzmir’e şeker olayına bir göz atalım. Konya’da faaliyet gösteren bir şirket ihraç etmek kaydıyla Türkiye Şeker Kurumu’ndan ucuza şeker alır. Tosunlar, Türkiye Şeker Kurumu’na verdikleri beyanda‘Aldığımız şekeri meyve tozu yapıp ihraç edeceğiz’ derler. Öyle mi yaparlar peki! Tabiî ki hayır devleti soyacaklar ya, yetimin hakkını yutacaklar ya! Tosunlar pardon şirket yöneticileri İzmir Gümrüğü’nden sözde şekerli meyve tozunu göndermek için harekete geçerler.
İddia odur ki; gümrüğe yapılan telefon ihbarı milyonlarca liralık hayali ihracat olayını ortaya çıkartır. Telefondaki gizemli ses gümrük yetkililerine, bahse konu şirketin konteynırlarında şekerli meyve tozu olmadığını söyler. Harekete geçen İzmir gümrüğü de Alsancak Limanı’nda şirketin konteynırlarına çöker. Konteynırlar açıldığında da Aykut kulunuzun defalarca yazdığı, yetkilileri uyardığı manzara ile karşılaşırlar.
Beyannamesinde (1500 kg. su ve 22.950 kilo toz içecek) yazılı şirketin 14 konteynırında (372.360 lt.) Kaltun Madran marka içme suyu çıkar.
Burada asıl amaç, Türkiye Şeker Fabrikaları’ndan ihraç etmek kaydıyla 3’te 1 fiyatına alınan toz şekerlerin amacı dışında kullanılmak suretiyle yani başka bir deyişle iç piyasaya satılması ile çifte vurgun gerçekleştirmektir. Üstelik bu firma ihracatı gerçekleştirmiş olsaydı üzerine bir de KDV İADESİ alacaktı. Yani devletin kasasını birde KA DE VE’den vuracaktı…
Ortaya çıkartılan vurgun elbette İzmir Kaçakçılık Şubesinin ciddi bir başarısıdır. Ancak bu firmanın bundan önceki ihracatlarının da mercek altına alınmasında çok fayda olacağı kanaatindeyim.
Ya ihbar olmasaydı…
Aslında gümrüklerde insan eliyle yapılan tespitlerden, elektronik ortama geçilerek daha seri tespitlerde bulunulacağı gümrük yetkililerince sıkça basın yoluyla kamuoyuyla paylaşılmaktadır. İnsan üzülerek görüyor ki; telefon ihbarı olmamış olsa idi bu eşyalar büyük bir ihtimalle gitmesi gereken yere gidecekti; ben bir gazeteci olarak yazımın başında da belirttiğim üzere uzunca yıllardır dâhilde işleme ile yapılan kaçakçıklardan bahsetmekteyim. Bu sisteme, yetkililerin bir çeki düzen vermesi gerekli! Yoksa daha çoook bu tip vurgunlarla yakın bir gelecekte karşılaşılabilir.
Devamını bekliyoruz!
Devlet bu tip teşvikleri ihracatın artması amacıyla vermekte ama amacı dışına çıkılarak bazı uyanıklar tarafından vurgun yapılmaktadır!.. Keşke ben bu tip olaylarda ben haksız çıksa idim ama maalesef bu konuda fazla bir şey yok değişen.. Aynı tas aynı hamam halen devam etmekte.. Tabii iyi niyetli ve dürüst, görevini layıkıyla yapmaya çalışan gümrük ekiplerini bu operasyondan dolayı da tebrik ediyor ve başarılarının devamını bekliyoruz.
Muzları maymunlar yedi, ya sigaraları?
Bakın, beyler, bayanlar bu yazılarımı kimseyi rencide etmek için yazmıyorum. Ama İstanbul Gümrükleri’nden skandalların ardı arkası kesilmiyor. Önce koli koli muzları maymunlar bir gecede ortadan kaybetti şimdi de koli koli sigaralar kayıp. Ne mi olmuş? İşte okuyun bakalım…
İddia odur ki, İstanbul Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün denetimindeki 3 antrepodan 10 tırlık evet yanlış okumadınız 10 tır sigara kaybolmuş. Hatta bu işe adı karışan antreponun biri de kapatılıyormuş. Yine iddia odur ki, Ankara’dan uzanan sihirli bir el tam bu antrepo kapanacakken antrepoyu tekrar faaliyete geçmesini sağlamış. Neden mi vallaha kendisine bir sormak lazım. Diyeceksiniz bu antrepolar nerede. Hemen büyük harflerle yazayım; AVRUPA YAKASI’NDA!
Bu konuda söyleyeceğim çok şey var, ancak ileriki yazılarıma bu detayları bırakıyorum. İstanbul’da o kadar olay oluyor ama bölge müdürü ve diğer yetkililer, hala o rahat koltuklarında oturuyorlar işte bu da gerçekten aslında kocaman bir soru işareti... Zaten benim ne demek istediğimi Ankara’da sıcak ve dönen koltuklarında oturanlar yani Eskişehir yoluna bakarak herhalde seyrediveriyorlardır!..
Yazarın Notu
-'Rapordan Çarpıcı Bölümler - 1' in devamı olan 2’ye ise, kaldığımız yerden önümüzdeki günlerde devam edeceğiz. Bekleyin!..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.