MİLLİYET'TEN TOLGA ŞARDAN YAZDI!..

Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ın, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey G. Karlov’u öldürmesinin üzerinden tam bir yıl geçti.

Suriye’de, Rus savaş uçağının düşürülmesiyle baş gösteren Rusya - Türkiye gerginliğini sona erdirmek için çabalayan Karlov’un öldürülmesi, cinayetten fayda bekleyen çevrelerin beklentilerinin aksine iki ülkeyi daha da yakınlaştırdı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Büyükelçi Karlov’un öldürülmesiyle ilgili başlatılan adli soruşturma devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’nca yürütülen ve “Karlov’un öldürülmesinde güvenlik açısından ihmal olup olmadığının” tespit edilmesi kapsamındaki araştırma da halen müfettişlerin masasında.

Savcılık ve polis, silahlı saldırıdan sonra çok önemli ipuçları elde ettiler. Özellikle emniyet teşkilatı, Karlov’u öldürdükten sonra aynı tabancayla intihar eden Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Altıntaş’ın tüm bağlantılarını ortaya çıkarmak için çabalıyor.

Türkiye dostu bir Rus büyükelçinin, polis tarafından öldürülmesinin yarattığı olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak için Rus meslektaşlarıyla ortak çalışmalar yürüten Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ankara Emniyet Müdürlüğü, katilin her anını detaylandırmaya çalışıyor.

FETÖ bağı bulundu!

Emniyet teşkilatında görev almadan önce Aydın Polis Okulu’nda aldığı eğitim sırasında FETÖ’yle temas kurup, cemaat içinde faaliyetler yürüttüğü belirlenen Altıntaş’ın, Ankara’da göreve başladıktan sonraki süreçte farklı dini grup ve cemaatlerle bağlantı kurduğu yönünde tespitler yapıldı.

Kurulan bu temasların çok kısa süreli ve kesintili olması, temasların artık bugün faaliyetleri daha da belirgin hale gelen FETÖ’nün talimat ve direktifleriyle örtüştüğünü gösteriyor. Görüştüğüm yetkililer, bugüne kadar elde edilen bulgularla, katil Altıntaş’ın, FETÖ içinde yer aldığının netleştirildiğine dikkati çekti.

17-25 Aralık öncesinde polislik eğitimine başlayan ve
17-25 Aralık sonrasında kripto FETÖ’cülerin uygulamaya başladığı “başka dini grup, cemaat ve yapılara girme” talimatıyla birlikte 26 Haziran 2014’te Ankara’da göreve başlayan Altıntaş’ın, Sosyal Doku Vakfı’nın kurucusu Nurettin Yıldız’la temas kurduğu belirlenmişti.

Renklendirilmiş eleman

Aynı dönemde, Nur cemaati içinde yer alan Meşveret grubunun yanısıra İskenderpaşa ve İsmail Ağa cemaatleriyle de temas kurduğu tespit edilen Altıntaş’ın, “sızma” çabalarına yönelik şüphe yok artık. Bu nedenle Altıntaş’ı, “renklendirilmiş” olarak tanımlamak yanlış olmayacak. Zira, güvenlik birimleri FETÖ’ye yönelik operasyonlarda elde edilen verilerde, başka gruplara sızmaya çalışan ya da sızan kripto FETÖ’cüler için “renkli / renklendirilmiş” tanımı kullanıyor.

Madalyonun diğer yüzündeki konu ise Karlov’un korunmasında zafiyet olup olmadığı konusu. Hatırlayalım, Karlov’un öldürülmesinden bir süre önce Rusya’nın Halep’teki sivillere yönelik tutumu büyük eleştiri alıyordu.

15 Temmuz sonrasında yürürlüğe giren OHAL’e rağmen, protestocu gruplar gece yarısı da dahil günün farklı saatlerinde Rusya’nın Ankara ve İstanbul’daki misyonları önünde eylem yapıyordu. İşte bu süreç devam ederken, Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı arka arkaya notalar gönderdi. Büyükelçilik, 7 Aralık ile Karlov’un öldürüldüğü 19 Aralık günleri arasında 4 kez Dışişleri Bakanlığı’na güvenlik önlemleri alınması konusunda yazı yazdı.

Bakanlık, kendisine ulaşan güvenlik önlemi isteyen söz konusu talepleri, Ankara Valiliği’ne gönderdi. Hem de özel kurye ile. Ankara Valiliği, misyon binaları başta olmak üzere çevre güvenliğinin sağlanmasında güvenlik önlemlerini artırdı. Ancak, Büyükelçi Karlov’un korunmasında farklı bir yol izlenmedi.

Yetkililer, bu aşamada Viyana Sözleşmesi’ndeki “karşılıklılık” ilkesine göre koruma yapıldığını belirttiler.

Ancak, karşılıklılık ilkesine göre korunduğu belirtilen, aynı zamanda Türkiye için önemli bir ülkenin büyükelçisi olan Karlov Ankara’da öldürüldü. Gerçek bu ne yazık ki. Ankara Valiliği’nin bu süreci iyi okuması ve atlamaması gerekirdi.

Telefon şifresi kırılamadı

Savcılığın Karlov soruşturmasında önemli bir durum daha var.

Katil Altıntaş’ın kullandığı cep telefonunun şifresi henüz kırılamadı.

Daha önce şifrenin kırılması amacıyla İsrail başta başka ülkelerden yardım isteneceği yönünde bilgilerin kamuoyuna yansımasına karşın; telefon şifresinin kırılamaması, Altıntaş’ın e-posta hesabındaki mesajların kim ya da kimler tarafından silindiği yönünde bilgilere ulaşılmasını engelliyor.

Bu durumda, katile talimat verenlerin izini bulmak güçleşiyor.

Yaz başında ülkesine dönen Rus uzmanlardan oluşan uzman heyet, dün Ankara’ya yeniden geldi. Aradan geçen zamanda yapılan işlemler ve elde edilen bilgiler konusunda adliye ve polis birimlerince bilgilendirilecekler.