Kim Bilir?

Değişmeyen bir kanunu var insanoğlunun. Güçlüler güçsüzleri hep sömürdü, sömürüyor ve sömürecek. Güç dengeleri belki değişmez ama belki bir gün adalet sağlanır. Adaletin sağlandığı yerde de belki sömürü düzeni bertaraf olur.

Şimdi ne alaka diye aklınızdan geçirmeden konuya gireyim. Kıdem tazminatı beklendiği gibi yine gündemimize oturdu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yeni ekonomi reformunu açıklarken kıdem tazminatı için yeni bir düzenlemeden bahsetti. Eylül ayında yaptığı açıklamalardan ötürü zaten gündeme gelmesi beklenen bir konuydu.

Kıdem tazminatının bir fona aktarılması ve kıdem tazminatı ödemelerinin o fondan karşılanması öngörülüyor.  Ayrıntılar çok net değil ama söylentiler emekçi kesimini huzursuz etmeye yetti. Mevcut durumdan geriye gidiş veya hak kaybı yaşanma olasılığı işçi sınıfını ve sendikaları tedirgin ediyor.

Kapsamlı bir şekilde fonun nasıl kurulacağı nasıl kullanılacağı işveren,  işçi ve devlet adına yükümlülükleri açıklanmadı ama tahmin edilen o ki yeni düzenleme baş ağrıtacak gibi.

Zenginlerin, sermaye sahiplerinin,  egemen güç odaklarının; emekçinin 3-5 kuruş kıdemine göz dikmesi de ekonominin bulunduğu durumu sanırım yeterince açıklıyor. Yıllarca sömürülen, ayın sonunu zor getiren ücretlilerin tek dayanak noktası, iş güvencesi, alın teri kıdem tırpanlanmak isteniyor. Emekçiler sayesinde dünyada cenneti yaşayanlar cenneti kendisine yaşatan emekçilere dünyayı cehennem etmek için elinden geleni yapıyor.

Bu kadar adaletsiz bu kadar vahşi bu kadar sömürücü zihniyet nasıl var olabiliyor aklım almıyor.

Sayın Albayrak bir reformdan bahsetti. Nedir reform?  Düzenleme, düzeltme.

Kıdem tazminatı uygulamasında mevcut düzende eksiklikler var muhakkak.  Bu eksiklikler giderilmeli yeni düzenleme yapılmalı, yanlışlar düzeltilmelidir evet ama; kazanılmış haklardan taviz verilmeden, hak kaybı yaşatılmadan.

Mevcut haklardan geriye gidiş emekçi sınıfına indirilecek bir balyoz olur.  Türk-İş ve DİSK’in genel başkanları, 1 Mayıs bayramında ana temanın kıdem tazminatı olacağını duyurdu. Sadece Türk-İş ve DİSK değil,  işçi sınıfını temsil eden bütün sendikalar,  sivil toplum kuruşları bu konuda hassas olmalı ve işçi adına mücadelesini ortaya koymalıdır.

‘Emekçi sınıfın elinden daha neyi alabiliriz’  diyen zihniyetin nihai amacı sanırım  ‘İş verdik üstüne para almamız lazım’a dönüşürse hiç şaşmayalım. Ücretli köle durumundan ücretsiz köle durumuna düşmemize de az kaldı sanırım. Köle dedim de aklıma Çin'de İmparator Wang Mang’un çıkardığı bir kanun geldi (M.S.1.yy). Wang Mang Hususi şahısların köle kullanmalarını yasaklayarak bütün kölelerin devlet kölesi olarak çalıştırılacaklarını belirtmiş. Ne alakaysa şimdi?

Şair bir şeyler karalamış, ben hiçbir şey anlamadım, peki ya siz?

Bir baş var memlekette bütün başlardan yukarıda

Binlerce başsız, baş altı.

Bakıyorlar bakıyorlar bakıyorlar…

Milyonlarca seyirci,

Onlar da bakıyorlar bakıyorlar…

Kim bilir?

Nice bir zaman daha bakacaklar,

Bir öz başları olduğunu anlayıncaya kadar.