Kim bu yağcı bürokrat?
KİM BU YAĞCI BÜROKRAT?
Şehit Çavuş Yunus’un botları
-Şehitler ve BDP-
PKK’nın finansmanı kaçakçılıktan..
O firmaların hevesleri kursaklarında kaldı!
Önce iyice bir kulak kabartıyorsunuz, kaç şehit verdik diye.. Sonra o tarifsiz acı, karamsarlık çöküyor bütün kasvetiyle üzerinize.. Bir an çocuklarınız geliyor gözünüzün önüne.. Onları nasıl yetiştirdiğiniz geliyor aklınıza.. Küçüklükleri, hasta olduklarında nasıl üzüldüğünüz, paniklediğiniz ne yapacağınızı şaşırdığınız anlar geliyor gözünüzün önüne.. Kolay değil evlat yetiştirmek, büyütmek!..
Baba botum eskidi!
24 fidan daha ömürlerinin baharında, bebek katili eli kanlı terör örgütü PKK’ya şehit düştü! Bayram üzeri 24 ocak yasta. Analar, babalar, bacılar, kardeşler, eşler ve çocuklar gözyaşlarına boğuldu. Her şehit evinde bir dram, acı ve başka bir hikâye. İşte Şehit Piyade çavuş Yunus Yılmaz’ın Ankara’daki baba evinde yaşananlar.. Yılmaz ailesinin evine taziyeye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, baba Hasan Yılmaz’ın sözleriyle gözyaşına boğuluyor. Şehit Piyade Çavuş Yunus Yılmaz, Ankara'daki babasını arayarak 'Baba botum eskidi. Bana bot gönderebilir misin?' diyor.
Bot ile helallik istedi
Baba Yılmaz, oğlunu kırmayarak hemen bot alıp birliğine gönderiyor. Ertesi gün Şehit Yunus Yılmaz tekrar arıyor babacığını.. Bu kez de arkadaşı için bot istiyor bir de sanki içine doğmuş gibi 'helallik' istiyor. Baba Hasan Yılmaz, şehit haberlerini duyar duymaz hemen telefona sarılıyor. Genelkurmay da dâhil aramadığı yer kalmıyor. 'Haberleri duyar duymaz kalbim pırpır ediyordu. Her yeri aradım. Kimseye ulaşamadım.' cümlesiyle açıklıyor baba Yılmaz yaşadığı çaresizliği...
Bu vatan evlatları niye bot ister?
Kimseye ulaşamayan Yılmaz, oğlunun arkadaşı için istediği botu almak için evden çıkarken karşısında şehit haberi getiren askerleri görüyor. Gerisini yazamayacağım çünkü gerisi malumunuz. Tabiî ki aklıma takılan şu ayrıntıyı da belirtmeden geçemeyeceğim. Yahu bu vatan evlatları niye ailelerinden bot ister? Yok, mudur askeriyenin elinde fazlaca bot? Yoksa istihkak bu kadar mı? İstihkak bu kadar denilip askerlere bot verilmiyorsa o da ayrı bir skandal! Bu olay soruşturulması ve irdelenmesi gereken önemli bir konu.
PKK finansmanını kaçakçılıktan sağlıyor!
Hep yazdım yazmaya da devam edeceğim. Eli kanlı terör örgütü finansmanını kaçakçılıktan sağlıyor. Uyuşturucudan, insan kaçakçılığından, sigara kaçakçılığından, akaryakıt kaçakçılığından para kazanıyor. Örgüt kaçakçılıktan paranın tadına öyle bir vardı ki, son zamanlarda hayali ihracata bile el attı. Bakın son yıllarda yapılan birçok hayali ihracat olayında PKK’nın izleri var. Dedim ya hep yazdım, yazmaya bundan sonra da devam edeceğim. Kaçakçılık önlenmeden PKK batağı çürütülmez!!
Kime hizmet ettikleri ortada..
Yazımı kaleme aldığım saatlerde yaşanan acıyla ilgili olarak, TBMM’de gizli oturum yapılacak! Oturuma bir türlü ‘PKK terör örgütüdür’ diyemeyen BDP de katılacak. Merak ediyorum gizli oturumda BDP ne diyecek? CHP’li Muharrem İnce’nin dediği gibi saflarını belli edecek mi; yoksa bebek katili terör örgütünü hala koruyacak mı? Oturum gizli olduğu için biz içeride konuşulanları ancak 10 yıl sonra öğreneceğiz. Ama şu da herkesçe malum. Başta AKP, CHP ve MHP’nin tavrı çok açık! Her üç partinin söylemi de ortak ‘TERÖR SON BULSUN’
Peki BDP’nin tavrı ne? Ee o da herkesçe malum. Bu partiye devletimizin tanıdığı hakları, meclis odalarını, tahsis edilen otomobilleri bilmeyen yok! Ama buna karşın onların da kim ve kime hizmet ettikleri de apaçık ortada.. Bu ülkede Türk-Kürt çatışması isteyenlere küçük bir dipnot düşmek istiyorum. Kürt kökenli vatandaşlarımızın başta bakan, milletvekili, müsteşar, genel müdür, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı ve diğer üst düzey görevlere getiriliyor mu? Devlet ‘Sen Kürtsün’ diye bu insanlarımıza görev vermiyor mu? Elbette veriyor, verecekte.. Devletini, vatanını, insanını seven herkes için bu görevler açık değil mi? Sözüm size bölücüler. Bizi bölemeyecek ve parçalayamayacaksınız!!
Kim bu üst düzey bürokrat?
Acıdan, kederden, hainlikten, biraz uzaklaşıp şimdi gelelim bizim gümrüklere.. Geçen yazımda ilginç bir kulis haberine imza atmıştım. İddiaya göre; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Ziya Altunyaldız ‘Beni bu görevden başka göreve alın’ diye makama istekte bulunmuştu. Kulis yazımın haber sitemizde yayınlanmasının ardından çok sayıda mail, faks ve telefon aldım. Büyükçe bir kısım müsteşara verdiğim destekten dolayı beni tebrik ederken, küçük bir grupta farklı tepkiler gösterdi. Hatta bazıları daha da ileri giderek Sayın Altunyaldız’a ‘Efendim bu yazı sizin aleyhinize bir yazı. Yazı İstanbul’dan eski teftiş kökenlilerin yazdırdığı bir yazı’ diyerek sözde müsteşar beyi uyardı. Kraldan fazla kralcı kesilen tam bir yağcılık kisvesine bürünen bu bürokratın kim olduğu ve bugüne kadar yapmış olduğu işlere bakılırsa kendisinden bekleneni yapmış kısacası daha da küçülmüş!..
Yakında size yazacağım
Beş yıla aşkındır çalıştığım gazete ve televizyonlarda araştırma yapmadan, bir gerçeğe dayanmayan bilgileri asla haber yapmadım. Müsteşar Ziya Altunyaldız ile ilgili İstanbul’daki dostlarım ‘Aykut Bey, müsteşar bey ayrılmak istiyormuş. Sizin kulağınıza böyle bir şey geldi mi?’ diye sormaları üzerine bir hafta boyunca araştırma yapıp iddiayı köşeme taşıdım. Sevgili okurlarım; biliyorum bu bürokratı sizler de merak ettiniz. Bu bürokratın kim olduğunu ve müsteşar bey ile aralarında geçen konuşmayı yakında size yazacağım.
Hevesleri kursaklarında kaldı!
Gelelim gümrükten son kulislere.. İstanbul’da gümrük teşkilatından ayrılmış bürokratlar biliyorsunuz ki şirketler kurmuş, gümrük işleri yapıyorlar. Üstelik bu kişiler, ustalar kabinesinde yer alan Sayın Hayati Yazıcı’yı da tekrar bakan yapmamak için uzunca bir uğraş verdiler. Bu gümrük müşavirlik firmaları daha önce yaptıkları gibi bazı dostlarını devreye sokarak, daha önce yaptıkları gibi bazı üst düzey gümrük yöneticilerini tavlamaya çalıştılar. Ama Sayın Ziya Altunyaldız’dan beklediklerini alamadılar. Altunyaldız, herkese eşit davranarak tam bir devlet adamı profili çizdi. Hevesler kursaklarda kaldı. Görünen o ki, Sayın Yazıcı ile Altunyaldız görevde kaldığı sürece de kursaklarında kalmaya devam edecek..
Gözaltı Öncesi Nasihat
İstanbul Büyükçekmece Savcısı Mustafa Kemal Gül’ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kom Şubesi Mali Büro ile başlattığı hayali ihracat soruşturması bütün hızıyla sürüyor. Savcı ve polis, soruşturmada büyük mesafe kat ediyor. Mesafe alındıkça da ortaya ilginç detaylar çıkıyor. İşte size o ilginç detaylardan biri daha. İddiaya göre; soruşturma kapsamında tutuklanan gümrük görevlisi M.Y. gözaltına alınmadan bir gün önce üst düzey görevlilerce buluşur. Neden buluşur, niye buluşur tahmin etmek zor değil! Şimdi savcı ve polis bu buluşmanın perde arkasını aralamaya çalışıyor. Perde aralanır aralanmaz tabiî ki bu köşede bütün detayları da yer alacak. İlgili, ilgisiz herkesin bilgisine sunulur.
Saygılarımla…
YAZARIN NOTU:
Havalarda güzel ya bizim minik kuş bir İstanbul’a, bir Ankara’ya, bir İzmir’e uçup uçup duruyor. Minik kuşun getirip penceremin önüne koyduğu son iddia ise İzmir’den oldu. İddia bazı gümrüklerde de uygulanan yolluk ile ilgili.. Bu iddiayı, bir sonraki yazımda sizlere detayıyla aktaracağım. Aynı yazımda uluslar arası ilişkiler mezunlarının isyan maili ile Trabzon Gümrük Muhafaza çalışanlarının da isyanlarını dile getireceğim. Bekleyin!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.