BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, çözüm sürecine ilişkin, “İkinci aşamayı başarı ile ilerletmek istiyorlarsa Parlamento bu yaz çalışmalıdır, çalışma saatleri düzenlenebilir. Kendileri de çıkıp kamuoyu karşısında çözüm konusunda, reformlar konusunda bir taahhütte bulunmalıdır.” dedi.

BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Kışanak, “Türkiye, büyük bir toplumsal direniş ve toplumsal muhalefet hareketi ile çalkalanıyor. Bu mücadele, sağlam temellere oturacak ve güçlü bir demokrasi hareketi olarak devam edecek.” dedi.

Olaylarda hükümetin tutumunu eleştiren Kışanak, “Ortadaki devlet şiddeti, devlet terörü polis eli ile bizzat Başbakan’ın söylemleri ile hükümet politikaları ile teşvik edilirken, Başbakan hangi şiddetin eleştirisini yapıyor?” diye sordu. Başbakan Erdoğan’ın, “Ayaklar ne zaman baş oldu?” şeklindeki sözlerine tepki gösteren Kışanak, “Sayın Başbakan bu memlekette ayak yok. Hepimiz başız. Sen muktedir biz de senin kulların değiliz. Sen sultan geriye kalanlar da senin teban değildir. 21. yüzyılda artık demokrasinin ne olduğunu bilen insanlar var, bunların mücadelesini verecekler.” dedi.

Yaşanın olayları, çözüm süreci karşıtı gibi göstermenin beyhude bir çaba olduğunu dile getiren Kışanak, “Sokakta direnen insanların ağzından çözüm süreci karşıtı cümle çıkmamıştır, çıkmaz da. Çünkü demokrasi, herkes içindir. Kürt’e demokrasi, Türk’e sopa; Türk’e demokrasi, Kürt’e sopa olmaz.” ifadesini kullandı.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreci ile ilgili hükümetin adım atması gerektiğinin altını çizen Kışanak, şöyle devam etti: “Üç aşamalı bir çözüm planı var. Birinci aşamada, bazı eksikler olmakla birlikte büyük ölçüde mesafe kat edildi. Özellikle Kürt tarafı, KCK, gerilla, Öcalan, BDP, DTK tamamı üzerine düşeni büyük özveri ile yerine getirdiler. İkinci aşama bir demokratikleşme, reform aşamasıdır. Artık bundan kimse kaçınamaz. İkinci aşamada hükümet, Parlamento, devlet üzerine düşeni yapmazsa bu çözüm sürecini ilerletme konusunda kendilerini engel haline getirirse bu halk bu engeli aşmak için de mücadele eder. Cezaevlerinde binlerce siyasi tutsak bulunacak, sesini çıkaran, itiraz eden herkes terörist ilan edilecek, bu halkın seçtiği milletvekilleri, belediye başkanları cezaevlerine konacak. İkinci aşamayı o zaman nasıl tarif edeceğiz. Hani demokratik siyaset? Zaten bu ülkede bu kadar acıyı yaşamamıza neden olan şey demokratik siyasetin önündeki engellerdir. Halk demokratik yollardan hakkını arayamayacaksa, en temel haklarını kullanamayacaksa, evrensel hukuk kurallarının gereği yerine getirilemeyecekse bu ülkede barış nasıl tesis edilecek? Toplumsal barışı bozan şey demokrasiden, adaletten yoksun olmaktır. Hızlı bir şekilde hükümetin artık bir tutum değişikliğine girmesi, bir an önce hızlı bir şekilde çözüm sürecini ilerletecek üzerine düşen adımları atması gerekiyor.”

"PARLAMENTO ÇALIŞMALI"

Kışanak, hükümetin kamuoyu karşısında bu konularla ilgili taahhütte bulunması gerektiğini öne sürdü. Reform adımlarının atılabilmesi için Parlamento’nun tatil edilmemesi gerektiğini söyleyen Kışanak, “İkinci aşamayı başarı ile ilerletmek istiyorlarsa Parlamento bu yaz çalışmalıdır. Bunun çalışma saatleri düzenlenebilir. Kendileri de çıkıp kamuoyu karşısında çözüm konusunda, reformlar konusunda bir taahhütte bulunmalıdır.” ifadesini kullandı.


CİHAN