KOCA GÜMRÜĞE VEKALET YAKIŞMIYOR!

HABUR VE İSTANBUL KAYNIYOR…

ŞİMDİ DE ‘HAYALİ İTHALAT’ PATLADI

“İMPARATORLUĞUNUZU BEN ÇÖKERTECEĞİM”

Önce bir serzenişle başlayalım yazımıza sonra da devamını getirelim. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan yüksek sesle feryatlar alıyorum şu günlerde.. Bakanlığın araştırmacı kadrolarına atanan gümrük ve muhafaza müdürleri neredeyse avazları çıktığı kadar bağırıyorlar haklı olarak: ‘Aykut Bey, bizim durumumuz ne olacak? Genç yaşta araştırmacı kadrosuyla mı görevimize devam edeceğiz? Bizler pırıl pırıl gencecik insanlarız ülkemiz için bir şeyler yapmak ve çalışmak istiyoruz’ diyorlar. Dedim ya haklılar hem de çok haklılar. Bakın neden haklılar ben yazayım siz kararı verin!

BİTİRİN ŞU VEKÂLET DÖNEMİNİ!..

Devlet kurumları içerisinde gerek işlevsel gerekse personel sayısı açısından önemli bir yere sahip olan koca gümrük teşkilatının her nedense vekâletle yönetilmesine sanki ayrı bir özen gösteriliyor. Asaleten atanmayı bekleyen gencecik, deneyimli, kalbi vatan ve millet sevgisiyle dolu birçok çalışan adeta koltuklarda çürümeye terk ediliyor. ‘Örnek ver’ diyebilirsiniz ya da ‘doğru mu söylüyorsunuz Aykut Bey’ diye bir sorunuz olabilir. Sonuna kadar doğru sevgili okurlarım.

Bakın İşte Örneklerim:

Bakanlık başta Batı Marmara Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü olmak üzere Doğu Karadeniz Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü GAP Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Fırat Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nü 2012 yılının Temmuz-Ağustos aylarından bu yana vekâleten idare ediyor. Şaşıracaksınız ama Türkiye’nin en işlevsel büyük gümrüklerinden olan İstanbul Gümrükleri’nde de işler vekâleten götürülmekte.. Durun durun daha bitmedi. Yine önemli bir gümrüğümüz olan Uludağ Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü de vekâleten idare edilmekte.. Alın bir tane daha örnek. Ne yazıktır ki, ülkenin kalbi Başkent Ankara’nın Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde de işler aynen vekâleten sürdürülüyor. Nasıl hem ben hem de o araştırmacı kadrolarına atayıp koltuklarda çürümek istemeyen araştırmacılar haksız mıymış?

MERKEZDE DE VEKÂLET DÜKALIĞI VAR!

Vekâlet ile yönetme gümrük teşkilatının içerisine sanki bir virüs gibi yerleşmiş. Saydığım örneklerin yanı sıra merkezde de böylesi örnekler var. Gümrükler Genel Müdürlüğü, Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü, Risk Yönetimi Kontrol Genel Müdürlüğü ve Personel Dairesi Başkanlığı vekâletle görevini yerine getiriyor. Yaşanılan bu dönem aynı Kürşat Tüzmen’in gümrüklerden sorumlu bakan olduğu dönemi hatırlatıyor bana. O dönemde de, birçok yer vekâleten idare edilmiş; sonunda olan da teşkilata ne yazık ki olmuştu. Görüşüm şudur ki, özellikle uzun süreli vekâletlerin personel üzerinde olumsuz etkileri olacağı göz önüne alınarak biran evvel asaleten atamaların yapılması kaçınılmazdır. Araştırmacı kadrosundan gerçekten müdürlüğü hak edecek insanların olduğunu biliyorum. Mürekkep yalamış, konularında uzman bu isimlerin vekâletle yönetilen gümrükler için değerlendirilmesinde ciddi yarar olduğunu düşünüyorum.

PEKİ, GÜMRÜĞÜN PARALELİ YOK MU?

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapı ile ilgili yaptığı açıklamalarda artık birçok kurumdan düzenli bilgi ve belge akışının olduğunu basınla paylaşmış ve bu haber birçok gazetede yer almıştı. Peki, gümrüğün paralel yapısına ne zaman dokunulacak merak ediyor ve bekliyorum. Eğer yakın tarihte bunun cevabını alamazsam, bizzat buradan birer birer o isimleri açıklayacağım. Duyurulur!

YİNE HABUR İLE BAŞLIYORUZ!

Doğruları yalnızca doğruları ve saptırmadan yazdığım için Allah’a çok şükür mail adresim okuyucularım tarafından yazılarım sonrası adeta mail bombardımanına tutuluyor. Ben kendi payıma bu mailleri okudukça yaşanılanlardan dolayı üzülüyor ve sıkılıyorum. Çünkü yetim hakkı yiyenlerin, vergi kaçıranların, kaçakçılık yapanların ellerini kollarını sallayarak bu işleri yapmaları beni geriyor. Dilerim ki köşemi okuyan yetkililer, benzeri hisleri paylaşır ve gereğini yaparlar. İşte canımı sıkan o maillerden bazı örnekler sevgili okurlarım;

Tarih 2013 aylardan Eylül. İddia odur ki; giriş köprü nöbetinde görevli olan bir muhafaza memuru yabancı plakalı araç ile Habur Gümrüğü’nden 650 karton sigaranın yurda girişine izin verir. Daha sonra yabancı plakalı o aracın şoförü ve 650 karton kaçak sigarayı kaçak şube gümrükte yakalar. Sonrasında da, gümrük muhafaza kaçak şube araçla sigaraları birlikte yakaladı diye tutanak düzenlenir ve yukarıda adı geçen o memurun ismi dosyadan çıkartılır. Olay bu haliyle savcılığa intikal ettirilir. Fakat kontrolü yapan muhafaza memurunun Ali Cengiz oyunu dosyadan çıkartılır. Nöbet defteri incelendiğinde, bu memurun o gün giriş köprüde çalıştığı ve yolcu listesinden aracın kontrolünün dosyadan çıkartılan memur tarafından yapıldığı anlaşılır. Müdür H.S.’nin bu memuru pasif görevde tutması gerekirken, şuan tekrar giriş köprü sorumlusu yaptığı bir nevi taltif ettiği iddia edilmektedir. Doğru mu? Vallahi tam benlik konu araştırıyorum.

Alın Bir Habur Bombası Daha..

Ambarda toplanan sigaralar imhaya giderken imha memuru İ.A. iddiaya göre anlaştığı gümrük lojman lokal sorumlusu T. ile araç imhaya gitmeden arabayı durdurup içinden tam 6 çuval sigara ve içkiyi başka araca verir. Daha sonra bakanlığa yapılan ihbarla, memur hakkında soruşturma açılmış ve soruşturma sonucunda İ.A. sadece uyarılma cezası almıştır.

Bu olaya kaçak şube memuru S. de imha tutanağını imzalamış ama ne yazıktır ki olay savcılığa intikal ettirilmemiş. Gönderilen maildeki iddialarda, bu konuyla ilgili olarak şu çok çarpıcı notta yer almaktadır:

‘Bu olay sigara kaçakçılığıdır. Kaçakçılığa teşebbüs aşamasındadır!’denmektedir. Yani Kaçakçılık Kanunu’na göre, ilgili sahsın savcılığa verilmesinden söz edilmektedir. Bu memur İ.A. gümrük müdürü H.S. tarafından korunduğu da mailde açıkça iddia edilmektedir.

Buna benzer çokça sayıda Habur Mailleri elimde mevcuttur, ben bugünlük sütunlarıma iki tanesini ekleyebildim. Eğer Habur’daki yetkililerin bu maillere karşı bir itirazları var ise, onları da tarafıma bilgi belgeli şekilde aktarabilirler.

İstanbul boş durur mu?

Bir önceki yazımda bazı tosunların yeni bir akım başlattığını yazıp yetkilileri uyarmıştım. Artık hayali ihracatın yanı sıra hayali ithalat yapıldığını söylemiştim. İstanbul’daki gümrüklere gönderilen bir ihbar mektubundan da söz ederek bir gazeteci olarak görevimi yapmıştım. Peki! Ne diyordu o mektup ya da nasıl bir vurgundan söz ediyordu?  Önce iddiaya konu olan şirketlerle başlayalım işe.

1-) Y…… konfeksiyon san.ve tic. a.ş. 09.10.2013 – 423217

2-) V… turizm inşaat tekstil san. tic. ltd. şti. 13.11.2013-473101

3-) P…… tekstil san. tic. ltd. şti. 06.11.2013-460877

4-) İ……. T…. tekstil san. tic. ltd. şti 04.12.2013-509566

5-) S…. tekstil san. tic. ltd. şti. 04.12.2013-459770

6-) T…. tekstil san tic. ltd. şti. 05.11.2013

7-) H.. tekstil san tic. ltd. şti. 08.11.2013-465107

8-) M.. T… tekstil san tic. ltd. şti. 13.12.2013-523897

9-) Ö… tekstil san ve tic. a.ş. 06.11.2013 -461569

10-) F... tekstil san ve tic. a.ş. 05.12.2013 – 511750

11-) E… tekstil san ve tic. a.ş 11.10.2013-428802

12-) B…… dış ticaret san. a.ş. 30.10.2013 -449101

13-) İ… tekstil gıda mad. tic. 15.11.2013-476665

14-) F….. tekstil san tic. ltd. şti. 28.10.2013-444655/444656

15-) K……. karabük giyim sanayi a.ş. 18.11.2013-478583

16-) E.. dış ticaret ltd şti. 11.11.2013-467183

17-) O… tekstil san tic. a.ş. 11.10.2013-428802

18-) K……. kablo sanayi tic a.ş. 25.10.2013-442227

19-) M…. tekstil san tic. ltd. şti. 14.11.2013-474057

Evet! İddiaya muhatap olan şirketlerin bir kısmının adları unvanları böyle. Ya iddia ne diyecekseniz hemen onu da yazalım….

Sahte faturalarla ya da fatura üzerine ekleme yaparak aynı yerlerden mal çeken firmaları mağdur ederek, bedelli gelen aksesuarları ya da malları bedelsiz free of charge-no commercıal value gibi sahte kaşe ekleme yaparak geçici kabul yapmaktadır. Bu firmalarla ilgili birçok iddiada ihbar mektubunda yer almaktadır; tabii tüm bu iddiaların doğruluğunun ortaya çıkartılması AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü yetkililerinindir. İddiaların doğru olup olmadığı tabiî ki iyi bir araştırma neticesinde ortaya çıkacaktır. İşte o zaman bu konuyla ilgili sütunlarım herkese açık olacaktır. Bilgi ve belgesi olan buyursun!

İSTANBUL’A DEVAM

İstanbul’da son yapılan gümrük muayene memurları değişikliği ile ilgili tarafıma gönderilen bir mailde bir takım iddialara yer verilmektedir. Bundan kısa bir süre önce gümrük muayene memurluğundan ayrılan ve bir gümrük müşavirlik şirketinde çalışan A.K.’nin beraber çalıştığı gümrük müşavirlik firmasının Ambarlı Gümrüğü’ne 40’lık 3 adet konteynırı gelir. Yüzyılın buluşu olan ncts sistem üzerinde sarı hat kriterine göre işlem görerek Halkalı Gümrüğü’ne sevk edilir.

Bahse konu konteynırlardaki eşya nedir?

Eşyanın çok büyük bir kısmı gözetime tabi karnaval eşyası denilen dilek balonlarıdır. Peki, A.K. adlı bu eski muayene memuru bunu gümrüğe ne diye beyan etmiştir? 3406 gümrük tarife pozisyonunda mum isimli eşya olarak beyan etmiştir. Eşyanın diğer bir kısmını da, ne diye beyan eder? Avrupa Birliği ve TC de bağlayıcı tarife bilgisi bulunmasına karşın eşyayı 9506 gümrük tarife pozisyonundan şişirilebilir toplar olarak beyan eder. Ancak eşya ile ilgili btblerden de anlaşılacağı üzere 9503 pozisyonunda sınıflandırılan gözetime ve dts kontrolüne tabi oyuncaktır. Halkalı Gümrüğü’nde bu eşyalarla ilgili heyet kurulur ve bu heyet eşyaların gtiplerinin ve ticari tanımlarının yanlış beyan edildiğini tutanağa bağlar ve de idare amirine sunar. Bunun üzerine de, idare bahse konu bu eşyalarla ilgili Gümrük Kanunu’nun 236. maddesini uygular.

Bu karardan sonra, eski muayene memuru A.K. ve beraber çalıştığı gümrük müşavirlik şirketi T. Grup bölge müdürlüğüne giderek ilgili bir bölge müdür yardımcısına konuyu aktarırlar. Halkalı Gümrüğü’nde işlemleri yapan muayene memurlarının kendilerine zorluk çıkardığından şikâyette bulunurlar.  Şikâyet sonrası kısa bir süre sonra bu olayı ortaya çıkaran 3 muayene memurunun Halkalıdan tayini çıkar.

Benimde bu konuyla ilgili söyleyeceğim pek tabii kısa bir sözüm olacak; Halkalıda görevden alınan bu 3 muayene memurundan birinin geçmişte Ambarlı Gümrüğü’nde bir takım işlere adının karıştığı ve o yüzden de görev değişikliğine gidildiği iddia edilmektedir. Bu konuyla ilgili söyleyecek sözü olana da, yine bu sütunlar sonuna kadar açık olacaktır.

İkinizi de kabile haline getireceğim!

Kovboylar at binmeye devam ediyorlarmış. Demek ki kendilerini biraz daha bu sütunlara taşımam lazım. Taşımam lazım ki, bindikleri atların eyerlerinde rahat oturmasınlar. İstanbul Şirinevler’de otoparkçı Antepli M. ile kumaş mümessili E.’nin kovboylar üzerinden yaptıkları kumaş vurgunu sayesinde imparatorluk kurdukları iddia ediliyor. Bu konuyla ilgili sağ olsun Minik Kuş önemli bilgiler getirecek. Devletin kasasına yapışmış bu imparatorluğu, Afrika’daki ilkel bir kabile haline getirmekte tabiî ki bendenize düşecek. Az daha sabredin sevgili okurlarım.

PERSONEL SIKINTISI

Değerli okurlarım, İstanbul’daki 4. konumuz ise, İstanbul gümrüklerinde personel yönetimi ile ilgili tarafıma gönderilen mailde bir takım ciddi sıkıntıların yaşadığı iddia edilmektedir.

Pek çok idarede bölge amiri bulunmazken, bölge amirleri müdürlük kadro sayısının üzerine yıkılarak ambarlı gümrük müdürlüğünde görevlendirildiği bunlara da aktif görev verilmediği atıl durumda olduklarından söz edilmekte.. Ambarlıda gmh servisi müdür yardımcılığına vekâlet eden önceki bölge amiri başka idareye atandığı halde yerine bu bölge amirlerinden bir görevlendirme de henüz yapılmamıştır. Aynı durumda AHL Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğü’nde de mevcuttur. Bendeki mail birkaç sayfadan oluşmakta olup, ben kısa bir özetini yapmaya çalıştım; yetkililere duyuruyorum ve gereğinin yapılacağını umarak biran evvel bu duruma çözüm getirilmesini temenni ediyorum.

YAZARIN NOTLARI

- Halkalı Gümrüğü’nde dahilde işleme izin belgesi ile kumaş ithalatı yapan firmaların kullanmış oldukları banka teminat mektuplarında, büyük sıkıntıların ortaya çıktığı; kumaş ithalatı yapan firmaların büyük çoğunluğunun ise adreslerde bulunmadığı gibi adreslerin de hayali çıktığı ve bu konuyla ilgili olarak Ankara’dan gümrük müfettişlerinin olayı soruşturmak üzere görevlendirildiği söyleniyor..