'Lafzı ve manasıyla Kur'an-ı Kerim ile bağı kesilen Müslüman, kalbi çalışmayan bir beden gibidir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafzı ve manasıyla Kur'an-ı Kerim ile bağı kesilen Müslüman, kalbi çalışmayan bir beden gibidir. Diğer bütün hasletleri anlamını kaybeder." dedi.
TRT tarafından bu yıl 7'ncisi düzenlenen "Kur’an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nın büyük finali Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Finalde konuşan Erdoğan, "Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun. Bu ayda tuttuğumuz oruçların, kıldığımız namazların, ettiğimiz duaların, yaptığımız hayır ve hasenatın Allah katında affımıza, mağfiretimize vesile olmasını diliyorum. Rabb'imden şu mübarek günler hürmetine depremzede kardeşlerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızı ve dünyadaki tüm Müslümanları her türlü kazadan, beladan, musibetten korumasını niyaz ediyorum." diye konuştu.
"Allahü Teala, 'Şüphesiz Kur'an'ı biz indirdik. Elbette onu yine biz koruyacağız' buyuruyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz kullarına düşen görev, Allahü Teala'nın korunması altındaki Kur'an'ı öğrenmektir, okumaktır, anlamaktır, emirlerini yerine getirmektir. Peygamber Efendimiz, 'Sizin en hayırlınız, Kuran'ı öğrenen ve öğretendir.' Hadis-i Şerifiyle bu hakikate işaret ediyor. Türkiye Diyanet Vakfımız bu anlayışla, her ramazanda olduğu gibi bu yıl da 'Hediyen Kur'an Olsun' kampanyası kapsamında 30 dilde Kur'an-ı Kerim bastırıp, tüm dünyaya ulaştırıyor. Vatandaşlarımızın bugüne kadar vakfımıza bağış yaparak, basımına katkıda bulunduğu 2 milyon Kur'an-ı Kerim'i 85 ülkeye hamdolsun Diyanet Teşkilatımız gönderdi. İslam dünyasındaki şehirlerin silüetinin ayrılmaz bir parçası olan camilerimiz, minarelerinden yükselen ezanlar, içinde kılınan namazlar ve okunan Kur'an-ı Kerimlerle adeta bu işe bir zenginlik kazandırdılar."
Nerede bir Kur'an sesi, ezan sesi, tekbir sesi varsa orada rahmet, bereket, müjde ve ferah olduğunu dile getiren Erdoğan, "Lafzı ve manasıyla Kur'an-ı Kerim ile bağı kesilen Müslüman, kalbi çalışmayan bir beden gibidir. Diğer bütün hasletleri anlamını kaybeder. Yaşayan ölüler durumuna düşmemek için mukaddes kitabımızı hem en güzel kıraatle okumak hem manası üzerinde tefekkür etmek hem de hayatımızı Kur'an ile süslemek mecburiyetindeyiz. Bu yıl yedincisi düzenlenen Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nın dinleyicilerin ruhunda işte böyle hayırlı bir etkiye yol açtığına inanıyorum. Ülkemizin dört bir yanında, milyonlarca insanımızın gönlünü bu yarışma vesilesiyle Kur'an-ı Kerim'in sıcaklığıyla ısıtan karilerimize, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum." ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmanın mübarek ayda gerçekleştirilmesinin de önemli olduğunun altını çizdi.
"Milletimizin kalbinde daima mutena bir yerde bulunan Kur'an-ı Kerim muhabbeti ramazan ayında gecesi ayrı, gündüzü ayrı bir ziyafete dönüşmektedir." diyen Erdoğan, yarışmanın finaline kadar olan süreçte TRT ekranları başındaki vatandaşların bu güzelliği doyasıya yaşadıklarını bildirdi.
Erdoğan, "Camilerinin hemen tamamında yapılan mukabeleler, hafızlık kurslarındaki evlatlarımızın gerçekleştirdikleri hatimler de ramazanın ayrı bir zenginliğidir. Esas olan bu güzel iklimde doldurduğumuz manevi heybemizi yılın diğer ayları boyunca da eksiltmemektir." değerlendirmesinde bulundu.
TRT tarafından bu yıl 7'ncisi düzenlenen "Kur’an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nın büyük finalinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazandaki şuur ve iradeyle kutsal kitabın emirlerinden sapmadan yola devam etmeleri gerektiğini kaydetti.
Geçmişte yaşanan sıkıntılarla mukayese edildiğinde bugün maddi ve manevi olarak şükredilmesi gereken çok şeye sahip olunduğunu ve hiçbir geçici sıkıntının bu gerçeği gölgeleyemeyeceğini aktaran Erdoğan, "Fatih'in mirasına uygun şekilde Ayasofya'nın aslına rücu etmesi bile tek başına ülkemizin medeniyet değerleriyle tekrar kucaklaşması sürecinin sembolü olmaya yeterlidir. Bu sevindirici gelişmeleri hayatın her alanında ülkemizi ve milletimizi zirveye çıkartacak yeni bir inkişafın temeli haline dönüştürmek istiyoruz. Hiç şüphesiz bu yükselişi de kaynağını Kur'an-ı Kerim'den alan inancımızın, itikadımızın, medeniyetimizin gücüyle sağlayacağız." diye konuştu.
Tarih boyunca pek çok coğrafyada, 1000 yıldır Anadolu'da bunu başardıklarını vurgulayan Erdoğan, "Allah'ın izniyle yine başaracağız. Türkiye Yüzyılı derken sadece kendimizin, sadece 85 milyonun değil, aynı zamanda koskoca bir medeniyetin hayallerini de kucaklayan bir vizyonu, işte böyle bir şahlanışı adeta yeniden dirilişi ifade ediyoruz. Bugüne kadar girdiğimiz mücadelelerden alnımızın akıyla çıktığımız gibi Allah'ın izniyle bu hedefe de ulaşacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerin son birkaç asırdır hüküm süren küresel yönetim sisteminin çatırdadığına işaret ettiğini belirtti.
Son dönemin en çok bedel ödeyeni 1000 yılı aşkın süre boyunca birimiyle, teknolojisiyle, edebiyatıyla, kültürüyle, sanatıyla, dünyaya mührünü vuran İslam dünyası olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "İşte bunun için farklı coğrafyalarda yaşayan Müslümanlar olarak güçlü bir tefekkürle önce itikadımızı güçlendirecek, böylece kalbimizi ve ruhumuzu temizleyecek, aynı idrakle Kur'an-ı Kerim'e ve sünnet-i seniyyeye bakışımızı genişletecek, buradan aldığımız ilhamla da kendimize topyekun çeki düzen verecek bir silkinişe ihtiyacımız var." değerlendirmesini yaptı.
"Yitik kaybedildiği yerde aranır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının bir müddettir yaşadığı sıkıntılardan çıkış yolunu ancak bu şekilde bulabileceğini bildirdi.
Osman El-Uşi'nin manzum bir eseri olan Emali Risalesi'ndeki gibi sade, saf, samimi ve sağlam itikat anlayışına ihtiyaç olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu anlayış asırlar boyunca Orta Asya'dan Balkanlar'a ve Kuzey Afrika'ya kadar İslam dünyasının dört bir yanında inanç dünyamıza rehberlik etmiştir. İletişim imkanlarının sınırlı olduğu uzun asırlar boyunca İslam dünyasının farklı coğrafyalarındaki ana gövdeye mensup milyonların Kur'an'a ve hadislere aynı zaviyeden bakmasını bu tür gayretlere borçluyuz. Bugün iletişim araçları çeşitli hızı anlık, erişimi kolay ancak zihin ve gönül dünyamız paramparçaysa işte bu tür ortak paydalara yeterince sahip çıkmıyor olmamızdandır." dedi.
Emali Risalesi'nden bazı beyitlerin tercümesine hatırlatmak istediğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:
"Mahlukatın ilahı, kadim ve kamil olan Mevla'mızdır. O, Hay'dır, Hak'tır, celal sıfatının sahibidir. Allah hayrı ve şerri murat eder. Lakin şerre razı değildir. Sıfatları zatının aynı değildir. Zatından ayrı da değildir. Rabbimiz ne cevherdir, ne cisimdir, ne bütündür, ne de bütünün bir parçasıdır. Kur'an-ı Kerim mahluk değildir. Rabbin kelamı beşer kelamından yücedir. Rahman olan Allah'ı hiçbir şekilde mahlukata benzetmek doğru değildir. Eşi ve benzeri olmayan Allah herhangi bir yardımcıdan da müsavidir. O, bütün varlıkları öldürür ve sonra hak ettiklerini vermek için tekrar diriltir. Hayır ehli için cennetler ve nimetler, küfür ehli için azap vardır. Müminler cennette, Allah'ı keyfiyet, idrak ve bir örnek olmaksızın görebileceklerdir. Peygamberleri ve çeşitli nimetlerle ihsan edilen melekleri tasdik etmek farzdır. Resullerin sonuncusu, Haşim-i Cemil sıfatının sahibi olan Nebi, sabri mualladır. Şüphesiz o bütün peygamberlerin önderidir. Asfiya sahibi olanların tacıdır. Onun şeriatı, kıyamet gününe kadar bakidir. Peygamberler kasten günah işlemekten ve azledilmekten korunmuşlardır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayırlı ameller farz olarak imana dahil değildir. Kabirlerde her bir şahıs tevhitten sual ile imtihan olunacaktır. Ey iman ehli, insanların cennete girmesi rahmanın fazlı ve keremindendir. Dağlar gibi günahları olsa da, iyilerin büyük günah işleyenler için şefaatleri umulur. İman sahibi, günahları sebebiyle cehennemde ebedi kalmaz. Evet, bu yalın ve temel ilkelerin izinde yürüdüğümüz müddetçe asla yolumuzu kaybetmeyiz, yoldan çıkmayız, menzilimizden sapmayız." dedi.
Allah'tan Kur'an-ı Kerim'in ve ehli sünnetin kutlu yolundan kendilerini ayırmamalarını istediklerini belirten Erdoğan, "Emali benzeri özellikle de çocuklarımıza hitap eden manzum, kısa ve özlü Türkçe risaleler hazırlayıp sıbyan mekteplerinden başlayarak her yerde ilk ders olarak ezberletilmesini sağlamalıyız. Bu duygularla bir kez daha Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'na katılan ve dereceye girenleri tebrik ediyorum." şeklinde konuştu.
Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nın büyük finali Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yapıldı
TRT tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen "Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması"nın büyük finali Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki final programına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, TRT Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Albayrak ve TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı da katılarak yarışmacıların heyecanına ortak oldu.
Yarışmanın sunuculuğunu Mustafa Cihat üstlenirken Dr. Mehmet Ali Sarı, Osman Egin, Hafız Osman Şahin ve Halil Necipoğlu ise jüri koltuğunda yer aldı.
"Kur’an-Kerim’i Güzel Okuma Yarışması"nın ilk bölümü 22 Mart Çarşamba gününden itibaren ramazan ayı boyunca her gün saat 23.30'da TRT 1 ekranlarında izleyiciyle buluştu. Yeni yarışmacılar ve yeni dekoruyla ekranlara gelen program, bu yıl da ramazan ayının manevi havasına ayrı bir değer katıp izleyicilere Kur'an-ı Kerim ziyafeti yaşattı.
Yarışmanın 7. sezonunun birincisi Hafız Muhammed Saka, ikincisi Ercan Efiloğlu, üçüncüsü ise Okan Sağdıç oldu.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.