Milli Mücadele'nin kahraman komutanlarından Ali Fuat Cebesoy
Milli Mücadele'nin önemli isimlerinden ve Atatürk'ün yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, başarılarla dolu askeri kimliği ve Türk siyasetine katkıları dolayısıyla tarihin altın sayfalarına ismini yazdıran devlet büyükleri arasında yer alıyor.
Milli Mücadele'nin önemli isimlerinden ve Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, başarılarla dolu askeri kimliği ve Türk siyasetine katkıları dolayısıyla tarihin altın sayfalarına ismini yazdıran devlet büyükleri arasında yer alıyor.
Ali Fuat Cebesoy, 1882'nin Eylül ayında İstanbul'da doğdu. 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde Bayındırlık Bakanı olarak görev alan Korgeneral İsmail Fazıl Paşa'nın oğlu olan Ali Fuat Cebesoy, ilk öğrenimini Erzincan'da, orta öğrenimini ise babasının isteği üzerinde İstanbul'da Saint Joseph Lisesi'nde yaptı.
İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulunda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesiyle bir bakıma gelecekteki kaderi çizilen Ali Fuat Cebesoy, Mustafa Kemal ile yakın arkadaşlığının temellerini burada attı.
Harp Akademisinin ardından 11 Ocak 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle 5'nci Ordu'ya atanan Ali Fuat Cebesoy, ardından Beyrut'ta kıta hizmetinde bulundu. 1906'da kolağası olan Cebesoy, 1908'e kadar Selanik'te 3'ncü Ordu Müfettişliği Karargahında, 13 Mart 1908-9 Ocak 1909 tarihleri arasında ise 3'ncü Süvari Tümeni Kurmay Başkanlığı'nda ve Karaferya Bölgesi Komutanlığında bulundu.
Burada eşkıya takibinde gösterdiği başarı nedeniyle dördüncü rütbeden Mecidi Nişanı ile ödüllendirilen Cebesoy, 1909 yılı başında Roma Askeri Ataşeliği'ne atandı.1 Ekim 1911'e kadar orada kalan ve 1911'de binbaşı rütbesi alan Cebesoy, Trablusgarp Harbi sırasında Adriyatik sahillerinde toplanan kuvvetlere silah ve cephane göndermek üzere Avrupa'da ek görevlerde bulundu.
Cebesoy, Üsküp’te bulunduğu sırada çeşitli birliklerden kurulan bir tugayı komuta etti ve Arnavutluk isyanının ilk safhasının bastırılmasında rol oynadı. Burada gösterdiği başarılardan dolayı aldığı ödüllerin yanı sıra binbaşılığa yükseldi.
Garp Ordusu 1'inci Şube Müdürlüğü, 1'nci Kolordu Kurmay Başkanlığı ve sonra da 7'nci Kolordu Kurmay Başkanlığı görevlerine atanan Cebesoy, Kasım 1912-Mart 1913 tarihleri arasında 23'ncü Tümen Komutan Vekili olarak Yanya savunmasına katıldı. Bu harekatta üç yerinden yaralanan Binbaşı Cebesoy'un rütbesi yarbaylığa yükseltildi.
Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 19 Eylül 1914'te Şam'daki 25'nci Tümen Komutanlığına atanan ve tümeniyle Birinci Kanal Harekatı'nda yer alan Cebesoy, buradaki başarıları dolayısıyla da 1915'te albay oldu, harp ve muharebe gümüş liyakat madalyalarıyla ödüllendirildi.
Daha sonra, tümeniyle Çanakkale bölgesine giden Cebesoy, Seddülbahir muharebelerinin son safhasında bulundu. Ardından 14'üncü Tümen Komutanı olarak Kafkas Cephesi'ndeki savaşlara ve Çapakçur muharebelerine katılan Ali Fuat Paşa, 30 Eylül 1916'da 5'nci Tümen Komutanlığı'na İkinci Gazze Muharebesi'nden sonra ise 20'nci Kolordu Komutanlığına atandı.
12 Ocak-Nisan 1917 tarihlerinde 2'nci Ordu Kurmay Başkanlığı, Nisan-Haziran 1917'de Üçüncü Gazze ve Filistin Muharebelerinde cephe komutan yardımcılığı ve Kudüs müdafiliği yapan Cebesoy, 1917'de tümgeneralliğe yükseldi.
Ali Fuat Paşa, Mondros Mütarekesi'ne kadar 20'nci Kolordu Komutanlığında kaldı ve bu arada İngilizlerin iki defa Şeria Nehri vadisi boyunca yaptıkları yarma hareketine mani olarak Filistin Cephesi'ni felaketten kurtardı.
Torosların düşman eline geçmesini önledi
İngilizlerin büyük taarruzlarında da Filistin Cephesi'ndeki tüm birlikler imha tehlikesine maruz kalmışken, 20'nci Kolordu çetin artçı muharebelerin büyük kısmını verdi, İngilizlerin zırhlı kuvvetlerle takviyeli iki süvari tugayını tümüyle imha etti. Böylece Torosların düşman eline geçmesini de önledi.
Bu tarihlerde Mustafa Kemal Paşa'nın Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına atanması nedeniyle 7'nci Ordu Komutanlığına da vekalet eden Ali Fuat Paşa, Batı Anadolu'da baş gösteren anarşik hareketleri önlemek ve bunların yerine milli kurtuluşa esas olacak teşkilatı hazırlamak üzere Mustafa Kemal Paşa ve diğer ilgililerle İstanbul'da görüşüp birliğinin başına dönerek kolordusunun önce Konya Ereğlisi'ne sonra Ankara'ya intikalini sağladı.
Eylül 1919-Haziran 1920’de 20’nci Kolordu Komutanlığı görevi saklı kalmak üzere Batı Anadolu Genel Kuvayımilliye Komutanı olarak görev yapan, 26 Haziran-10 Kasım 1920'de Batı Cephesi Komutanı adı altında görevini sürdüren Ali Fuat Paşa, aynı zamanda TBMM üyesi (milletvekili) oldu.
Batı Anadolu Genel Kuvayımilliye Komutanı Ali Fuat Paşa, Gediz Taarruzu'ndan istenilen neticenin elde edilmemesi üzerine Mustafa Kemal Paşa tarafından, eski hizmetleri dikkate alınarak Moskova Büyükelçiliğine gönderildi. Ali Fuat Paşa, 6 Mart 1921 tarihinde TBMM sefiri olarak Moskova Antlaşması'nı imzaladı.
Ali Fuat Paşa, yurda dönüşünde korgeneral rütbesiyle 2'inci Ordu Komutanlığı'na atandı. Bu dönemde Ali Fuat Paşa, Meclisteki görevinden süresiz izinli sayıldı. Bir yıl sonra ordu müfettişliği görevinden istifa eden Cebesoy, Meclis faaliyetlerine dönerek Ankara milletvekilliğine devam etti.
Cebesoy, 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı. 1926 yılında İzmir Suikastı dolayısıyla İstiklal Savaşı'nı birlikte başlattıkları Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Refet Bele ile birlikte tutuklandı, İzmir İstiklal Mahkemesinde yargılandı ve beraat etti.
1 Ekim 1927 tarihinde yasama görev süresi sona erdiğinde, ordu açığında iken 5 Aralık 1927 tarihinde askerlikten de emekliye sevk edildi.
İkinci dönem siyasi hayatı ise bir dönem arasının açık olduğu Mustafa Kemal Paşa ile barışmasından sonra Konya milletvekili seçilmesiyle başladı. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra 1939-1943 yılları arasında Bayındırlık Bakanlığı, 1943-1946 yılları arasında Ulaştırma Bakanlığı ve 1948 yılında TBMM Başkanlığı yaptı.
Aynı yıl TBMM Başkanlığından ve Cumhuriyet Halk Partisinden istifa ederek Demokrat Parti'ye geçti. 1950 seçimlerinde Eskişehir'den, 1954 ve 1957 seçimlerinde de İstanbul'dan milletvekili seçildi.
27 Mayıs Darbesi sırasında Yassıada Mahkemelerinde yargılanan Cebesoy, serbest kaldı.
Cebesoy, 10 Ocak 1968 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Hiç evlenmeyen Cebesoy'un cenazesi, Geyve civarındaki Alifuatpaşa beldesinde gömüldü.
Geride birçok eser bırakan Cebesoy'un kaleme aldığı kitaplar şöyle:
"Birüssebi – Gazze Meydan Muharebesi ve 20. Kolordu, Milli Mücadele Hatıratı, Moskova Hatıraları, Siyasi Hatıralar, Mektep Arkadaşım Atatürk, Mustafa Kemal – Milli Lider"
Cebesoy, Atatürk'le ilgili yakın arkadaşlığını kitabında, "Mustafa Kemal'i, altmış küsur yıl önce bir cuma akşamı tanımıştım. Harp Okulunda ve Harp Akademisinde sınıf arkadaşımdı. 1905 yılı başlarında birer kurmay yüzbaşı olarak şanlı Türk ordusuna katıldık. Önce Suriye'de beşinci, sonra da Makedonya'da üçüncü orduda kurmay stajlarımızı birlikte yaptık. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde aynı safta bulunduk. Mücadelelerimiz müşterek oldu. Hürriyet hareketlerinde de beraber çalıştık." sözleriyle özetliyor.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.