Narin Güran cinayeti davasında tutuklu 4 sanığın yargılanmasına devam ediliyor
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor.
Diyarbakır
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma kamerayla kayıt altına alınıyor.
Davanın 3. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlandı.
Davada önceki gün tutuklu 4 sanık ile baba Arif Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın eşinin, dün de tanıkların beyanları alınmıştı.
Askeri bölgeye ait kamera görüntüleri mahkemeye sunuldu
Sanıklar, amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, duruşma öncesi Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandığını ve mahkemeye sunulduğunu belirterek, hazır edilmesinin ardından görüntüleri kendisinin de ilk defa burada izleyeceğini ifade etti.
Öte yandan dün duruşma sırasında rahatsızlanarak ambulansla Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan baba Arif Güran, tedavisinin ardından duruşmaya katılmak üzere adliyeye geldi.
Gazetecilerin sağlık durumunu sorması üzerine, "Büyütülecek bir şey yok. Sağlık durumum iyi" diyen Güran, daha sonra duruşma salonuna geçti.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında araba satışıyla ilgili sorun olduğunu ileri sürerek "Araba Nevzat'ındı. Arif bu arabayı almıştı. İkisini de dinledik. 'Nevzat araba senindir.' dedik. '30 bin Arif, 50 bin de Nevzat ödeyecek.' dedim. Nevzat önce 'Ben ödemiyorum.' dedi. 'Haksızsın, sen ödeyeceksin.' dedim. Nevzat sonra ödemeyi kabul etti." dedi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Veysel Subatan da Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında yaşandığı belirtilen araç alım satımıyla ilgili sorunu nasıl çözdüklerine ilişkin şu beyanda bulundu:
"Nevzat araba satmıştı, araba çalıntı çıkmıştı. Konuştuğumuzda Nevzat, 'Ben bu parayı vermiyorum.' dedi. Biz de 'Araba senindir, Arif'e haksızlık yapıyorsun.' dedik. Yan köydekileri de çağırdık, onlar da Nevzat'a 'Haksızsın.' dediler. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat'a haksızlık olmasın diye 30 bini Arif ödesin dedik. Arif bana tepki gösterdi. 10 bini de 'Salim ödeyecek.' dedik. Nevzat zorla bunu kabul etti."
Mahkeme başkanının, "Nevzat, 'Bu paranın size hesabını sorarım.' gibi tehdit içeren cümleler kullandı mı?" sorusunu Subatan, "Hayır. Problemi çözdük." diye yanıtladı.
"Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar aileleri arasında bir olaya şahit oldunuz mu?" sorusu üzerine Subatan, "Hayır." dedi.
"Kim yapmışsa yazmasını bırakmış, Narin'i kaçırmıştır.' diye düşündük"
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Arif Güran'ın kardeşi İbrahim Halil Güran, olay günü Enes'i görmediğini belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukat, "Narin'in kaybolduğu gün mahallede miydiniz?" sorusu üzerine Güran, sabah çıktığı mahalleye 16.00-17.00 gibi döndüğünü ileri sürdü.
Avukatın, "Salim Güran sizi yönlendirdi mi?" sorusu üzerine Güran, "Salim Güran bizi yönlendirmedi." dedi.
Savcının, "Bakkala gittiğinizde bizzat bakkalın kendisi mi vardı?" sorusunu Güran, "Kendisi bizzat oradaydı." diye yanıtladı.
Güran ailesi avukatlarından Yılmaz Demiroğlu'nun, "Narin'e ait olduğu değerlendirilen bir yazma bulunmuştu, bunun hakkında Narin'in kaybolduğu dönemde röportaj verdiniz mi?" sorusu üzerine Güran, şunları kaydetti:
"İlk gün yengeme yazmayı gösterirken bu kız tepeye çıkma ihtimali varsa da evin içine girmemiş, kaçırılmış dedim. Bizim ailede Narin'in öldürüldüğüne dair bir şey yoktu, kim yapmışsa yazmasını bırakmış ve Narin'i kaçırmıştır.' diye düşündük."
Tanık olarak dinlenen Süleyman Kaya da mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu gün bakkaldan enerji içeceği mi aldınız? sorusu üzerine, "Evet, bakkala gittik, enerji içeceği aldık." dedi.
Duruşmada, tanık Muhammet Yağmur da "Arabayı yıkıyordum, Enes yanıma geldik, sohbet ettik. Ardından Muhammet Kaya da geldi sonra Enes'i camiye bıraktım, eve gittim. Saati hatırlamıyorum ama 17.00 gibiydi." şeklinde beyanda bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, "Enes ile görüştüğünüzde Enes'in hal ve hareketlerinde bir değişiklik var mıydı?" sorusu üzerine Yağmur, "Hayır, her zamanki gibiydi." dedi.
Tanık Muhammet Kaya, olay günü ikindi ezanından sonra Muhammet Yağmur ve Enes Güran ile dışarıda sohbet ettiklerini, sonra Enes ile Muhammet Yağmur'un araçla caminin bulunduğu yere gittiklerini, kendisinin de eve döndüğünü ifade etti.
Mahkeme başkanının, "Enes'in yüzünde morluk var mıydı, tedirgin miydi, Kolunda ısırık izi var mıydı?" sorusu üzerine Kaya, "Hayır." dedi.
Tanık Hasan Özdel, Çarıklı Mahallesi'nde esnaf olduğunu belirterek "Saat 16.00 gibi Salim Güran ile tarlada görüştük. Elektrik işleri vardı gidip o işleri yaptık. Orada Mehmet Atasoy ve R.A. vardı. Yaklaşık 15 dakika oturduk, karpuz yedik. Daha sonra elektrik işi olan yere gittik." beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, "Salim'in giydiği kıyafetleri hatırlayıp hatırlamadığı" yönündeki sorusu üzerine Özdel, hatırlamadığını belirtti.
Güran ailesi avukatlarından Onur Akdağ'ın, "Salim Güran ile görüştüğünüzde herhangi bir tedirginliği var mıydı?" sorusunu Özdel, "Hayır, her zaman gördüğümüz gibiydi." diyerek yanıtladı.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Abdussamet Yeşildağ, olay gününe ilişkin şunları söyledi:
"Öğle saatleri gibi Mehmet Şerif Güran bana telefon etti, elektrik işi olduğunu söyledi. Tarlaya gittim, Salim Güran da oradaydı. Karpuz yedik. Arıza için 3 bin liraya anlaştık. 15.45 gibi tarlaya gittik. İşimi yaptıktan sonra 17.30'da ayrıldık."
Mahkeme başkanının, "Salim'in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musunuz?" sorusuna Yeşildağ, "Hatırlamıyorum." dedi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenmesi istenen M.T.K'nin 15 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle şimdilik dinlenilmesinden vazgeçildi.
Ardından, duruşmada dün tanık olarak Adli Gözlem Odası'nda dinlenilmek istenen ve ağladığı için ifadesine başvurulamayan Narin'in kardeşi E.G'nin daha sonra kameraya alınan ifadesi salonda dinletildi.
Narin Güran cinayeti davasında sanık Nevzat Bahtiyar'ın keşif görüntüleri izletildi
eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren, tutuklu sanık Salim Güran'ın işçisi tutuklu sanık R.A'nın dinlenmesini talep ettiklerini belirterek "O ses kaydını dinleyip Salim ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar'a sorularımız olacak. Dosyada da olan ses kaydı bilgisayarımızda da mevcut." dedi.
Talebin kabul edilmesi üzerine avukat Eren ile Salim Güran'ın avukatları, yeminli tercüman ve stajyer avukat eşliğinde Salim Güran ile R.A. arasında geçen Kürtçe görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi.
Ses kaydının dinletilmesinden sonra söz alan sanık Güran, "Konuşmada geçen 'Bend' sınır demektir. Tarladan çıkardığımız taşlardır. Son fıskiyeye uzatma vurmuşum, yere düşmüş. R.A'ya 'Gidip onu kaldırsın dedim." ifadelerini kullandı.
Avukat Eren'in, "Kamuoyunda çok manipülatif haberler yapıldı. Bunlardan biri de bu ses kaydıydı. Hem dosyadaki bir bilgiyi düzeltelim hem de bir soru sormak istiyorum. Önceden yaptığın savunmada bunun kaçak elektrikle ilgili bir alet olduğunu söyledin, bu çelişkiyi giderebilir misin?" diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu:
"Bu konuşmamızı iyi dinledim. Fıskiye düşmüş, elbisem müsait olmadığı için R.A'ya 'Gel son fıskiyeyi vur.' diyorum. Aletle ilgili de telefonda konuşuyorduk ama bu görüşmemizde 'Fıskiye düşmüş.' dedim."
Nahit Eren Enes Güran'a "Kolundaki ısırık izini gösterdin, kolunu dişlerken baskı ve dişlerinin ağız yapının koluna yönelik genişliğini hatırlıyor musun?" diye sordu.
Güran ise "Kolumu ısırarak size gösterebilirim." diyerek kolunu ısırdı.
Duruşmada, avukat Eren, şöyle konuştu:
"Bizim diş analiz raporumuz dosyada var. Nitelik açısından sorunumuz yok ama başka bir açıdan değerlendirme yapılamayacağını söylemişler. Bunun sebebinin dişin uç kısmından yapılan bir ısırık izi olmasından dolayı. Diş uçlarıyla mı yapılan bir ısırık mı yoksa ağız bütünlüğüyle yapılan bir ısırık mı olup olmadığına yönelik bir sorumdu."
Duruşmada, keşif görüntüleri izletildi
Duruşmada daha sonra Narin Güran'ın cansız bedenini sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın 9 Eylül'de jandarma ve soruşturma savcıları eşliğinde çekilen, dava dosyasında da yer alan keşif görüntülerinin izlenmesine geçildi.
Avukat Nahit Eren, olası bir gerginliğin önüne geçilmesini gerekçe göstererek baba Arif Güran ile tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran'ın salondan çıkarılması talep etti.
Talebin kabul edilmesi üzerine baba Güran ve 3 tutuklu sanık salondan çıkarıldı.
Keşif görüntülerinin izletilmesinin ardından avukat Eren, sanık Bahtiyar'a "Raporda Narin'in naaşından ne zaman öldüğünün tespiti var. Rapora göre, Narin'in cenazesi tamamen suyun içerisinde değil. İndiğin gibi oraya mı defnettin?" sorusunu yöneltti.
Bahtiyar da "Evet." dedi.
"Daha önce farklı bir yere gömüp daha sonra buraya getirdin mi?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Kesinlikle hayır." ifadesini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Çuvalın tamamı suyun altına girdi mi?" sorusunu Bahtiyar, "Çok hafif üstü açıktı." diye cevapladı.
Duruşmada, "Taş ıslandı mı?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Hepsi ıslanmadı, pek hatırlamıyorum." dedi.
Eren'in, "Bacağının (Narin) bir kısmı suyun üstünde mi kaldı?" sorusu üzerine Bahtiyar, bir kısmının suyun üstünde kaldığını belirtti.
Daha sonra üzerindeki cüppeyi çıkaran mahkeme başkanı, Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Bu salona bak. Perşembe gününden beridir o kadar insan burada bulunuyor. Herkesin çocuğu var. Benim de çocuğum var. Bu benim işim ama duygu sömürüsü yapmadan sana soru soruyorum. Huzurda vermiş olduğun beyanlar doğru mudur?" diye sordu.
Sanık Bahtiyar bu soruyu, "Evet, doğrudur." diye yanıtladı.
Mahkeme başkanının, "Eksik anlattığın bir şey var mı?" sorusuna Bahtiyar, "Hatırlamıyorum." dedi.
Güran ailesinin avukatı, "Cansız bedeni teslim aldığınız yer net olarak neresiydi?" sorusunu Bahtiyar, "Evin içinde." diye yanıtladı.
Güran ailesi avukatlarının, "Sosyal medyada çıkan iddialarda sözde Salim Güran'ın Narin'i battaniyeye sardığını, bir petrolcünün de bunu gördüğüne ilişkin paylaşımları gördünüz veya duydunuz mu, bu tarz ihbarları siz veya yakınlarınız yaptınız mı?" sorularını Bahtiyar, "Duydum, hayır." şeklinde yanıtladı.
"Sosyal medyada senin Arif Güran'a, 'Sana öyle bir acı yaşatacağım ki unutmayacaksın' dediğin yer alıyor, bu iddialara ilişkin ne söyleyeceksin?" sorusu da yöneltildi.
Bahtiyar, "Ben söylemedim. Sosyal medyada duyduğum bir kelimedir." diye konuştu.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklar ve müşteki Arif Güran tekrar mahkeme salonuna alındı.
Ardından duruşmaya ara verildi.
Bu sırada mahkeme başkanı, Arif Güran'ın talebi üzerine tutuklu eşi Yüksel ve oğlu Enes Güran ile görüşmesine izin verdi.
Arif Güran, önce oğluna sonra eşine sarılarak "Allah hakkınızı bırakmasın." dedi.
Güran ailesinin bazı fertleri ise salondan çıkarken Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Allah senin belanı versin." ifadesini kullandı.
OLAY
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.