Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi ve Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkanı Prof. Dr. Başar Cander yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında normalleşmeyle ilgili 1 Haziran'dan itibaren hızlı bir adımla normalleşme sürecine girildiğini söyledi. 

Tedbirlerin ve kısıtlamaların büyük çoğunluğunda rahatlamalar gerçekleştirildiğini aktaran Cander, ancak toplum içinde vaka sayısı devam ettiği sürece bu yeni bir hayat tarzına alışmak ve devam etmek zorunda olunduğunu belirtti.

Cander, bunun nasıl yapılacağının çok açık olduğuna işaret ederek, "Kişisel temaslarda mutlaka maske kullanmamız ve sosyal mesafeyi koruyarak yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bunun bir zaruret olduğunu, bu şekilde yaşanabileceğini ve bu dönemin başarısının buna bağlı olduğunu unutmamalıyız. Aksi takdirde vakalarda ciddi artışlar olacaktır. Bunu tüm yaşantımıza yansıtmalı ve içselleştirmeliyiz." diye konuştu.

Bu kurallara uymayanlara kişisel bazda değil, toplum olarak reaksiyon göstermek gerektiğine dikkati çeken Cander, şunları kaydetti:

"Maske takmamak, uçuş sırasında telefonla konuşmak gibi herkesten birlikte tepki görmeli, yapacağımız işlerde de mesafeyi koruyarak yaşamayı öğrenmeliyiz. Bankada, markette, toplu taşımada her yerde 1,5 metre mesafeyi korumak hayat tarzı olmalı, sadece evde ailemizde bunu kaldırabiliriz. Bu kurallarla yaşamayı öğrenmenin çok zor olmadığını ve bunun daha devam edeceğini bilmemiz gerekiyor. Yani artık evlerden çıkacağız ama çıkmamız ve normalleşmemiz, kuralara uygun yaşama başarımıza bağlı. Yeni normaller uzun süre bizim hayat tarzımız olmalı. Örneğin biz hastanelerde sürekli çalışmak zorundaydık, evde oturmadık ama kurallara uygun şekilde hastaya yaklaşmayı öğrendik ve bu bizim normalimiz oldu. Herkes bu şekilde işine, gücüne devam edebilmeli. Bunun için de yeni normallerle yaşayamayı öğrenmeli."

"Yeni hastaneler ve yoğun bakım üniteleri büyük bir ihtiyacı karşılayacak"

Prof. Dr. Cander, Türkiye'nin Kovid-19'da ortaya koyduğu başarıları da değerlendirerek, "Özellikle son yıllarda yapılan devasa yatırımlarla ülkemizde yoğun bakım yatak sayısı dünyanın en iyisi, lideri durumunda. Ancak bu yatakların dağılımı ve seviyelenmesi de önemli. Özellikle İstanbul'da Kovid-19 öncesinde entübe olmayan birinci ve ikinci derece yoğun bakım yatağı bulmakta çok zorlanıyorduk. Kovid-19 öncesi yatak doluluk oranları İstanbul'da çok yüksekti. Pandemi esnasında özel sektör dahil tüm hastaneler hizmet verdiği ve acil olmayan diğer elektif vakalar ertelendiği için hemen tüm hastanelerde yoğun bakım yataklarının büyük kısmı Kovid-19 hastalarına ayrıldı. Bu durumda Sayın Bakanın belirttiği yüzde 60-65'lik doluluk oranlarıyla pandemi süreci yönetildi. Bu çok önemliydi." şeklinde konuştu.

Normalleşmeyle birlikte ertelenen ameliyat ve tedavilerin yapılmaya başladığını aktaran Prof. Dr. Başar Cander, yeni açılan hastanelerin önemine de dikkati çekerek şunları söyledi:

"Yeni hastaneler ve yoğun bakım üniteleri çok büyük bir ihtiyacı karşılayacaklar. İstanbul'da salgın öncesinde çok ciddi boyutta yoğun bakım yatağı ihtiyacı oluyordu, salgında tüm yataklar nerdeyse pandemi mücadelesinde kullanıldığı için bu doluluk oranlarına ulaşılmadı. Ancak normalleşme sürecinde yine doluluk oranları çok artacaktır. Dolayısıyla bu yeni açılan hastaneler sağlık açısından bir çığır açacaktır."

Prof. Dr. Cander, "Normalleşme sürecinde Kovid-19 hastaları için ayrılan bölümler giderek azalacak ve hastanenin işleyişini değiştirmeyecek şekilde 1-2 servis veya 1-2 poliklinikle sınırlı kalacak. Yoğun bakımda Kovid-19 hasta takibi bir süre daha devam edecektir. Bu konularda hastane normalleşme planlarının uygulanması, daha sonraki süreçte vatandaşın buna uygun hareket etmesi ve geciken tedavileri için uygun hastaneleri bularak hastaneye başvurması gerekir. Toplum bir şekilde normalleşmek zorunda, burada da normalleşmedeki kurallara uygun şekilde yaşamayı öğrenmek gerekiyor." ifadelerini kullandı. 

AA