Oktay: AB'yle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi Türkiye ve Malta için önemli
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "AB ülkelerinin iki ülke için de kilit önemde ekonomik ortak olduğu bir gerçektir. AB'yle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi bu nedenle Türkiye kadar Malta için de önemlidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "AB ülkelerinin iki ülke için de kilit önemde ekonomik ortak olduğu bir gerçektir. AB'yle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi bu nedenle Türkiye kadar Malta için de önemlidir. Bu sayede Maltalı şirketler Türk piyasasından daha fazla ürüne daha uygun fiyatlarla erişebilecektir." dedi.
Oktay, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Türkiye-Malta İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen "Türkiye-Malta İş Konseyi Toplantısı"nda, Malta Cumhurbaşkanı Marie Louise Coleiro Preca'nın ziyaretinin, Malta'dan Türkiye'ye cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleşen ilk ziyaret olduğuna işaret ederek, Malta iş dünyası ile Türk iş dünyasını bir araya getiren toplantının yeni bir dönemin miladı olacağına inandığını ifade etti.
Malta ve Türkiye'nin, yüzyıllar öncesine uzanan ortak bir tarihi paylaştığını, Maltalıların 19. yüzyılda göç edip İzmir'e yerleştiğini anlatan Oktay, şöyle devam etti:
"Onların torunları İzmir'in ticaretine, kültür ve sanatına önemli katkılarda bulunmuş, bu güzel kentimize ekonomik ve sosyal zenginlik katmışlardır. Bugün de iki ülke arasında ikili ticari ve ekonomik ilişkiler, geçmişte kurulan bu gönül köprüleri üzerinde yükselmektedir. Ticaret, tarih boyunca ikili ilişkilerimizin en önemli unsurlarından biri olmuştur. Bu gönül birlikteliği ve ülkelerimiz arasındaki coğrafi yakınlığın yanı sıra sağlık, altyapı, finans, inşaat, turizm ve denizcilik sektörlerindeki iş birliklerimiz, bizi birbirimize daha da yakınlaştırmaktadır. Bu unsurların tamamı iki ülke iş çevrelerine ve halklarına karşılıklı kazanç getirici fırsatlar sunmaktadır. Tüm bu imkanlar, iki ülkenin ticari ve ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi yönündeki kuvvetli siyasi iradeyle de desteklenmektedir."
Oktay, Türk ve Maltalı iş insanlarından en önemli beklentilerini, "ikili ticaret hacminin 1 milyar dolar seviyesine yükseltilmesi hedefine uygun olarak harekete geçilmesi" şeklinde açıklayarak, "Ticaret hacminde 1,2 milyar doları aşmış iki ülkeyiz. Dolayısıyla önce nerede kaldıysak oradan bir başlayalım demek daha doğru olur herhalde. Önce kaldığımız yere bir dönelim. 1,2 milyar dolardan yarım milyar dolara inilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Bizim ekonomik modellerimiz, kamunun, hükümetlerin yatırım yapmasıyla değil, iş dünyalarının, özel sektörün bu işin içine girmesiyle gelişecek. Hükümetler olarak elimizden ne geliyorsa sonuna kadar sizin önünüzü açmaktan sorumluyuz. İkili ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıllarda aslında bu seviyeyi aştı." diye konuştu.
"Türkiye, üretim ve ticaret üssü olmaya uygun bir konuma gelmiştir"
Türkiye'nin son 16 yılda kapsamlı ve hedef odaklı uygulanan politikalar sonucunda sağlam bir ekonomik yapıya ve istikrara kavuştuğunu belirten Oktay, şu bilgileri paylaştı:
"Ekonomimiz 2002'den beri yılda ortalama yüzde 5,8 büyümüştür. Satın alma gücü paritesine göre 2003'te kişi başına düşen milli gelir açısından AB ortalamasının yüzde 35'ine denk gelen gelir seviyemizi, 2017'de AB ortalamasının yüzde 66'sına çıkarttık. Gelişmemiz devam edecek. Finans sektöründe hayata geçirdiğimiz reformlar ile finansal sistemimizi oldukça güçlü bir yapıya kavuşturduk. Türkiye'de bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu, 2018 Kasım ayı itibarıyla yüzde 18 seviyesindedir. Bu seviye Basel kriterlerinin oldukça üzerindedir. Ekonomi politikalarımızın en önemli unsurlarından biri de tavizsiz bir şekilde uyguladığımız disiplinli maliye politikasıdır. 2018 yılında, 2017 yılına kıyasla yüzde 7 oranında artışla 168 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamına ulaşarak Cumhuriyet tarihimizde yeni bir ihracat rekoru elde ettik. Yeterli mi? Türkiye için yeterli değil, bizim hedeflerimiz bunun çok çok daha üzerinde. Mali disiplin sayesinde Türkiye'nin 2002 yılında yüzde 60 olan kamu toplam net borç stokunun milli gelire oranını bugün yüzde 9 seviyesine indirdik. Tüm bunların sonucu olarak uluslararası yatırımcıların ülkemize duyduğu güven güçlenerek artmaya devam etmektedir. Türkiye, geniş bir coğrafyayı kapsayacak şekilde üretim ve ticaret üssü olmaya uygun bir konuma gelmiştir."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin Maltalı yatırımcılar için bir cazibe merkezi olduğuna işaret ederek, "Genç ve eğitim düzeyi yüksek nüfusumuz, yerleşik iş kültürümüz, gelişmiş altyapı ve coğrafi konumumuz Türkiye'nin sahip olduğu avantajlardan sadece bir kaçıdır. Ülkemiz, İstanbul'dan yaklaşık 3-4 saatlik uçuşlarla 60'tan fazla ülkeye ulaşabilme imkanı sağladığı gibi 80 milyonluk iç pazarımızın fırsatlarını da sunmaktadır. Ekonomimiz, 2002'den beri yaklaşık 200 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekmiştir." diye konuştu.
Özel sektörün rahat ve serbest şekilde yatırım yapmasını sağlayacak yasal düzenleme ve reformlara önem verildiğini vurgulayan Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Uluslararası doğrudan yatırımcıların ülkemizde güvenle ve daha çok yatırım yapmaları için gerekli yasal düzenlemeleri ve reformları yapmaya da özen gösteriyoruz. Aynı şekilde, öngörülebilirliğin artması ve şeffaf bir yatırım ortamının sağlanmasına büyük önem verdik, vermeye devam ediyoruz. Yatırım Ortamı İyileştirme Reform Programı'nın hayata geçmesiyle birlikte yerli ve yabancı yatırımcılar geleceği daha iyi görerek, çok daha rahat yatırım kararı almaya başlamıştır. İşte bu çalışmalar neticesinde Türkiye, Dünya Bankasının hazırladığı İş Yapma Kolaylığı Endeksi (Doing Business) sıralamasında 17 basamak birden sıçrayarak, geçen yıl bulunduğu 60. sıradan 43. sıraya yerleşmiştir. Bu yükseliş 2019'da da devam edecektir. Türkiye'nin e-devlet, dijitalleşme boyutunda alacağı hızla iş yapma kolaylığı yurt içinde çok daha hızlanacak, kolaylaşacak, bürokrasinin azalacağını hep birlikte göreceğiz. Bu da bizi üst sıralara götürecek faktörlerden birisi olacaktır. Şirket kuruluşu, inşaat izinleri, dış ticaret süreçleri, icra ve iflas kanunu gibi birçok alanda değişikliklere yer veren reform paketimiz ülkemizi rekora taşımıştır."
Oktay, yap-işlet-devret modelini en iyi uygulayan ülkelerin başında gelen Türkiye'de, bu yöntemle son 10 yılda pek çok mega projenin hayata geçirildiğine değinerek, 29 Ekim 2018'de açılışı yapılan İstanbul Havalimanı'nın bunun en belirgin örneği olduğunu söyledi.
Türk müteahhitlik sektörünün, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ardından dünyada ikinci sırada yer aldığını ve dünyadaki ilk 100 inşaat şirketi arasında 7 Türk inşaat firması bulunduğunu anlatan Oktay, "Nitekim şirketlerimizin bir kısmının Malta'da zaten önemli projeleri üstlendiklerini, bir kısmının ise Malta-Gozo Adası Tüneli Projesi dahil önemli altyapı projelerine yönelik ihale süreçlerini yakından izlediklerini biliyorum. Bu gibi örneklerin sayısının artması için iş insanlarımızın daha yakın çalıştığını görmek istiyoruz." dedi.
"Turizmde 50 milyon bandındayız"
Fuat Oktay, son 20 yılda sağlık alanında büyük mesafe alındığını, sağlık sektörünün sunduğu fırsatların başında sağlık turizminin geldiğini belirterek, "Bu alanlara Maltalı iş insanlarının da ilgisi olduğunu biliyorum ve birlikte çalışıp, özel sektörlerimize bu konuda da alan açmaya hazır olduğumuzu vurgulamak istiyorum." ifadesini kullandı.
Turizmin her iki ülke ekonomisinde de önemli yer tuttuğuna işaret eden Oktay, şunları söyledi:
"40 milyondan fazla turisti ağırlayan -artık 50 milyon bandındayız- Türkiye, turizmi sadece ekonomik bir sektör olarak değerlendirmemektedir. Turizm bizim için aynı zamanda insani bağların güçlendirilmesini sağlayan bir alandır. Bu açıdan turizme de çok önem veriyoruz. Her ülke vatandaşlarının birbirlerini yakından tanıyor olmaları, ülkeleri yakından tanıyor olmaları, kültürleri yakından tanıyor olmaları bu iş birliğinin sürdürülebilirliği açısından önemli. Turizm, Akdeniz Havzası özelinde İstanbul'un kilit konumunu da kullanarak iş birliği yapabileceğimiz, kazan-kazan temelli birlikte ilişki geliştirebileceğimiz bir sektördür. Daha önce ifade ettiğim sektörlerin yanı sıra gıda, tekstil ve mobilya gibi alanlar da üreticilerimiz için geniş fırsatlar sunmaktadır. Türkiye, savunma sanayi alanında kamu imkanları ile özel sektörün tecrübe ve dinamizminin birleşmesiyle çok ciddi atılımlar gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda özellikle savunma ve güvenlik sektörü, Türkiye ile Malta arasında iş birliği geliştirebileceğimiz stratejik alanlar olabilir. Bütün bu sektörler sadece iki ülke arasında değil, her iki ülke birlikte üçüncü ülkelerle de birlikte faaliyet gösterebileceğimiz alanlardır."
"THY'nin sunduğu imkan geniş bir coğrafyada iş yapmamızı mümkün kılıyor"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin Malta'da en fazla yatırım yapan ülkelerden biri olduğunu ve son yıllarda lojistik, altyapı, finans ve turizm alanlarında Türk şirketlerinin Malta'da önemli yatırımlar yaptığını anlattı.
Malta-İstanbul uçuşlarına 2013'te başlayan Türk Hava Yollarının kısa sürede haftalık uçuş sayısını 14'e çıkardığını kaydeden Oktay, "THY uçuşları vatandaşlarımızı ve iş çevrelerimizi birbirine yakınlaştırmakla kalmayıp, Malta için dünyaya açılım kapısı haline gelmiştir. THY'nin sunduğu bu imkan esasen geniş bir coğrafyada birlikte iş yapmamızı da mümkün kılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Oktay, Türkiye'nin Malta'daki toplam doğrudan yatırımının 1,3 milyar doları geçtiğini dile getirerek, Malta'nın son dönemde özellikle finans ve denizcilik alanında diğer AB üyesi ülkelere göre daha iyi bir seviyeye geldiğini söyledi.
Malta'nın hizmet sektöründeki atılımları ve blokzincir gibi alanlardaki öncü girişimlerinin takdirle izlendiğini ifade eden Oktay, "Ticaret Bakanlığımızın bu ay içinde blokzincir konusunda özel sektör tarafından geliştirilen bir platforma giren ilk kamu sektörü oyuncusu olması, devletimizin de bu önemli konulardaki gelişmelerde etkin rol oynama isteğine işaret etmektedir. Bu gibi alanlarda iş çevrelerimizin birlikte çalışmasında fayda görüyoruz." ifadesini kullandı.
"Maltalı yatırımcıların Türkiye’deki fırsatlardan yararlanmaları için önleri açık"
Fuat Oktay, Malta'nın 2 milyar dolar sermaye pozisyonu ile Türkiye'den yurt dışına yapılan yatırımlar içerisinde yüzde 5,39'luk paya sahip olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu yatırımların yaklaşık yüzde 90'ı bankacılık ve finans, geri kalanı ulaştırma ve depolama sektörlerindedir. İhracat ve ithalata konu olan ürünleri karşılıklı çeşitlendirmeye ihtiyacımız olduğunun farkındayız. AB ülkelerinin iki ülke için de kilit önemde ekonomik ortak olduğu bir gerçektir. AB'yle Gümrük Birliği'nin güncellenmesi bu nedenle Türkiye kadar, Malta için de önemlidir. Bu sayede Maltalı şirketler Türk piyasasından daha fazla ürüne daha uygun fiyatlarla erişebilecektir. Gerek Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, gerek toplumlar arası teması artıracak şekilde vize serbestisi konusunda Malta Hükümeti'nin verdiği değerli desteğin Maltalı iş çevrelerince de aynı kuvvetle seslendirilmesi bizim için önemlidir. Biz de Türkiye olarak iş insanlarımızı Malta'da iş ve yatırım imkanlarını değerlendirmeye teşvik etmeyi sürdüreceğiz."
Maltalı yatırımcıları Türkiye'de yatırıma davet eden Oktay, "Maltalı yatırımcıların Türkiye'deki fırsatlardan yararlanmaları için önleri açıktır ve kazan kazan anlayışına dayanan iş birliklerini her zaman teşvik etmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.