ÖNCE ‘ÖZGECAN’
ÖNCE ‘ÖZGECAN’
Bir Kaçakçılık Olayı ve Ardındaki Soru İşaretleri
Eşya Muayene Kriterlerinde Kimin Cebine Ne Kadar Giriyor?
-KDV İADESİNDE AYAK OYUNLARI-
O MÜFETTİŞE DUYURUM VAR!
İstanbul'da yapılan bir operasyondan söz edeceğim size, tabi arkasında bıraktığı sorulardan da... Ama önce yediden yetmişe herkesin yüreğini yakan kara gözlü melek yüzlü Özgecan'dan başlamak istiyorum. Özgecan'ın ailesine başsağlığı dilerken, artık bu tür vahşetlerin de son bulmasını istiyorum. Önce bir baba, bir erkek, bir vatandaş olarakta hükümete sesleniyorum. Lütfen ama lütfen bu suçların cezasını bir kez daha masaya yatırın. O masadan çıkacak sonuç idam mı olur, daha ağır cezalar mı bilemem ama mutlaka masaya yatırın. Yatırın ki, bu suçun karşılığı caydırıcı olsun. Analar bundan böyle ağlamasın, yürekler dağlanmasın.
MALUM SENARYOLARDAN…
Evet! Şimdi gelelim İstanbul'daki o operasyona ve tabi ki arkasında bıraktığı bir çuval soruya.. İstanbul'da yapılan operasyonda, tamı tamına 36 bin 950 adet cep telefonu ele geçirildi. Operasyonun ana teması malum senaryolardan.. Sözde kendilerini çakal, kurnaz tilki olarak gören hazine hortumcuları telefonları önce gümrüğe 'koli bandı' olarak bildirdi. Ama Allah'ın sopası enselerine iniverdi. Kaçakçılar koli bandı olarak bildirdikleri telefonları tam gümrükten geçirecekken yakayı ele verdiler. Peki! Kaçakçıların izlediği yol neydi derseniz, onu da sizler için araştırdım.
O MEÇHUL TELEFON
İçi kaçak son model telefonlarla yüklü konteynır, önce Kocaeli'ndeki Yılport Limanı'na gelir. Ancak konteynır buradan aktarma rejimi kapsamında bir çırpıda zıplatılarak, Haydarpaşa Gümrüğü'ne uçurtuverilir. Adı bende saklı firma konteynır içerisindeki malı, koli bandı olarak bildirmesine bildirir ama eşya Kırmızı Hatta düşer. İşte tam bu aşamada kimliği meçhul bir şahıs telefona sarılır. Meçhul şahısın aradığı yer İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü (KOM) Mali Büro'dur. Yıllarca başarılarını yazdığım Mali Büro ihbarın üzerine atılır. Bir çırpıda ilgili ekipler soluğu Haydarpaşa'da alır.
KOLİ BANTLARI TEKNOLOJİ HARİKALARINA DÖNÜŞÜR
Haydarpaşa'ya ekiplerin ulaşmasıyla birlikte vurgun ortaya çıkartılır. Gümrük belgelerinde içerisinde koli bandı yazılı konteynır büyük bir dikkatle açılır. Açıldıkça da ortaya rezalet saçılır. Operasyonu düzenleyenler malum konteynırın içerisinde özenle hazırlanmış zulalarda kaçak cep telefonlarını bulur. Ekipler yalnız telefonları değil, bu telefonların pahalı aksesuarlarına da el koyar. İşin doğası operasyon bitiminde de adli süreç başlatılır. Şunu da hatırlatmakta ya da altını çizmekte bana göre yarar var. Operasyon gümrük bölgesinde gerçekleştiğinden gümrük muhafaza da yakalama veya zapt etme tutanaklarına imza atar.
YA CEVAP BEKLEYEN SORULAR..
Buraya kadar olan bölümü bir film senaryosu şeklinde anlattım sizlere. Ama şimdi işin püf noktasına gelip biraz gazetecilik yapalım. Operasyon veya kaçakçılık olayında cevap bekleyen sorularımızı şöyle bir sıralayalım. Bu bölümü büyük harflerle yazalım ki, belki göremeyen ya da görmek istemeyen olur.
Geçiyorum Sorularıma;
1-) İTHALAT NİÇİN KOCAELİ’NDE YAPILMAMIŞ? ŞİMDİ KALECİ GİBİ ATLAYACAKLAR. DİYECEKLER Kİ 'FİRMANIN MERKEZİ İSTANBUL OLDUĞU İÇİN'. HEMEN BENDE İKİNCİ SORUMU PATLATIRIM. EY YETKİLİ, YETKİSİZ KİM CEVAPLAYACAKSA ARTIK 'PEKİ SEVGİLİ KARDEŞİM O ZAMAN EŞYA NİYE DİREK İSTANBUL HAYDARPAŞA GÜMRÜĞÜ’NE GİTMEMİŞ? EVET! KULAKLARIMI HOPARLÖR GİBİ AÇTIM SİZİ DİNLİYORUM...
2-) HAYDARPAŞA GÜMRÜĞÜ’NE BU KONTEYNIR GİTTİĞİNE GÖRE, ORADA BİRİ VEYA BİRİLERİ BU KONTEYNIRI SALLAYACAK MIYDI? SALLAMAYACAK MIYDI? YARDIM MI EDECEKTİ? SES BEKLİYORUM AMA 'ÇIT' YOK...
3-) BU KADAR CEP TELEFONU EVRAKLARDA YAZILI FİRMA GETİREMEYECEĞİNE GÖRE, BU FİRMANIN ARKASINDA KİM VEYA KİMLER VARDIR? BU HARAMZADELER, TOSUNCUKLAR KİMLERDİR?
4-) GÜMRÜĞE BEYANDA BULUNAN FİRMANIN ARKASINDAKİ KİŞİ VEYA KİŞİLER ŞİRİNEVLER’DEKİ SAKİNLER MİDİR? HADİ VAR MI BİR BABAYİĞİT BU SORULARA CEVAP VERECEK. ZANNETMİYORUM. BELLİ Kİ BU İŞ YİNE BENDENİZ AYKUT ONUR KALAYCI'YA KALDI.
SEVGİLİ OKURLARIM BU OPERASYONUN PERDE ARKASINI ARALAMAK ÜZERE YİNE YOLLARA DÜŞÜYORUM. İSTİKAMET İSTANBUL! HADİ BİSMİLLAH...
-GÜMRÜKLERDE EŞYA MUAYENE KRİTERLERİ-
Gümrüklerde eşya muayeneleriyle ilgili olarak çok sayıda mail alıyorum. Bu maillerden en önemlisi Sarı Hat’tan eşyanın tam tespite dönmesi ile ilgili olan mailler. Bir örnek verecek olursak; bir firmanın İstanbul’un herhangi bir gümrüğüne gelen 6 konteynır eşyasının tespiti için konteynır başı 500 TL ödemesi yani kısacası 6 konteynırda 3 bin lira para ödemesi gerekiyor. Şuraya dikkatinizi çekmek isterim.
Bu para gümrüğün kasasına girmiyor. Nereye gidiyor diye soracak olursanız; tahliye işlemlerini yapan firmaya gidiyor. Bu masrafları çok bulan kişiler, bu gibi işlemlerde görevlilerle anlaşıp konteynır başı 100 TL bu işi bitiriyorlarmış. O açılmayan konteynırlarda neler neler gidiyordur Allah bilir artık! Bu konu biraz derin ama derinliği seven ben konunun peşindeyim. Şimdilik bu kadar.
İHRACATTA KDV İADESİNDE MAHSUP İŞLEMİ
Bu konuda incelenmesi gereken hassas bir konu. Yine örnekten yola çıkarak anlatmak istiyorum sizlere bu olayı. Halkalı Gümrüğü'nde Dâhilde İşleme Kapsamı'nda yapılan ihracatta alınacak yüzde 18 KDV nakit alınmıyor. Onun yerine ithalat yapılıyor. Böylece de firmanın alacağı ödeniyor. Buraya kadar anlattıklarımda hile hurda yok. Ancak bendeniz bu olayın diğer boyutunu sizlere anlatmak istiyorum.
Dâhilde işleme ile getirilen kumaşlardan üretim yapılmış gibi gösterilerek, kargocu tabir edilen kişilerden temin edilen eşyalarla ihracat gerçekleştiriliyor. Dâhilde işleme ile getirilen kumaşlar, iç piyasaya okutularak çifte vurgun gerçekleştiriliyor. Sıfır gümrükle antidampingli kumaşı iç piyasaya satmak ve üstüne üstlük o kumaştan yapmış gibi gösterdiği ürünlerin ihracatını yapmak suretiyle haksız şekilde KDV’ye konu veriyorlar. Bakın benden naçizane bir uyarı.
Hadi bir araştırın bakalım son dönemlerde gümrüklerden istifa edenleri. Hadi bir mercek altı çalışması yapın. Ya da tabii ki hepsi değil ama gümrüklerde çalışırken bu kişilerin yakınlarının üzerine gümrük şirketleri kurduğu, daha sonra da şirketleri üzerlerine geçirdikleri iddialarını araştırın. Bu sözleri yazıya döktüğüme göre gazeteci olarak bir bildiğim var elbette. Peki! Ankara bunları bilmiyor mu? Bence elbette biliyordur. Bu hortumcuların İstanbul Gümrükleri'nde cirit attığını da sağır sultan bile duymuştur. Diyeceksiniz ki, sağır sultan duyduğuna göre bu kişilerin kelleleri alınmış mıdır? KOCAMAN HAYIR!
TEMİNAT ÇÖZÜMÜ
Özellikle İstanbul gümrüklerindeki teminat mektupları ve teminat çözümlerine dikkat çekmek istiyorum. Konuyu enine boyuna araştırıyorum.
İŞTE O KARAR
Bir gümrük müfettişi, yazdığım bir yazı ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı basın bürosuna hakaret suç uydurma iftira ile ilgili hakkımda suç duyurusunda bulunur. O müfettişe saygıyla duyurulur: 'Kardeş savcılık 17.01.2015 günü hakkımda takipsizlik verdi' bilgin olsun...
-YAZARIN NOTU-
Son yılların en büyük hayali ihracat vurgunu hangi gümrüklerden yapıldı? Yeni yazım "Organize bu işler organize"de tüm detaylarıyla açıklayacağım. Bekleyin!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.