OSMANLI'DAN CUMHURİYETE: BİR MİLLETİN ŞAHLANIŞI VE DEMOKRASİNİN MUHAFAZASI
OSMANLI'DAN CUMHURİYETE: BİR MİLLETİN ŞAHLANIŞI VE DEMOKRASİNİN MUHAFAZASI
Tarih sayfalarının en onurlu destanlarından biri, Türk Milleti'nin esaretten özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa yürüyüşüdür. Bu kutsal yolculuk, yüzyılların birikimini, milyonların gözyaşını ve kanını taşıyan bir nehir gibi, Cumhuriyetimizin temellerini sulamıştır.
Osmanlı'nın Son Dönemleri: Bir İmparatorluğun Hazin Sonu
Bir zamanlar üç kıtaya hükmeden muhteşem Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyılın sonlarına doğru "hasta adam" olarak anılır olmuştu. Sarayın debdebesi altında halk yoksulluk içinde kıvranırken, aydınlar meşrutiyet özlemi çekiyordu. II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimi, İttihat ve Terakki'nin umut dolu başlangıcı ve ardından gelen hayal kırıklıkları, toplumsal belleğimizde derin izler bıraktı.
İşgal Yılları: Vatanın Bağrına Saplanan Hançer
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla başlayan kara günler, milletimizin onurunu derinden yaraladı. İzmir'in işgali, anaların gözyaşlarıyla, genç kızların çığlıklarıyla, çocukların korku dolu bakışlarıyla hafızalarımıza kazındı. İstanbul'un işgali ise yüreklerimizi dağladı. Sevr dayatması, vatanımızı paramparça etmeyi amaçlayan bir ihanet belgesiydi.
Mustafa Kemal ve Kurtuluş Mücadelesi: Bir Milletin Uyanışı
19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal'in adımları, sadece bir kumandanın değil, bir milletin kaderini değiştirecek adımlardı. Amasya Genelgesi'nde yankılanan "Milletin istiklâli, yine milletin azim ve kararı ile kurtulacaktır" sözleri, karanlıkta parlayan bir meşale gibiydi.
Erzurum ve Sivas Kongreleri, milli iradenin tecelli ettiği kutsal mekânlarda, vatansever aydınların, cesur komutanların ve fedakâr halkın tek yürek olduğu anlardı. Ankara'nın başkent oluşu, yeni bir devletin müjdesiydi.
Kurtuluş Savaşı'nın Destansı Zaferleri
Sakarya'da, İnönü'de, Dumlupınar'da yazılan destanlar, Türk milletinin tükenmez gücünün ispatıydı. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan vatan, evlatlarının fedakârlığıyla yeniden doğuyordu. Büyük Taarruz'un zaferle sonuçlanması, esaret zincirlerinin kırılışının ilanıydı.
Cumhuriyetin İlanı: Özgürlüğün Şafağı
29 Ekim 1923, sadece bir rejim değişikliği değil, bir milletin yeniden doğuşuydu. Gazi Mustafa Kemal'in "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi, artık devletin temel taşıydı. Cumhuriyet, cehaletten bilime, karanlıktan aydınlığa açılan kapıydı.
Atatürk Devrimleri ve Modernleşme
Harf Devrimi'yle okuma yazma seferberliği başlatılırken, Medeni Kanun'la kadınlarımız hak ettikleri değere kavuştu. Kılık kıyafet devrimiyle çağdaş görünüme, eğitim birliğiyle modern düşünceye kapı açıldı. Her devrim, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyan birer basamaktı.
Günümüzde Cumhuriyet ve Demokrasi
Bugün, Cumhuriyetimiz 101. yılını kutlarken, karşı karşıya olduğumuz tehditler azımsanmayacak boyuttadır. Bazı çevrelerin şeriat özlemi, tek adam rejimi hayalleri ve demokratik değerleri aşındırma çabaları, Cumhuriyetimizin temellerine yönelik saldırılardır.
Ancak unutulmamalıdır ki, bu topraklar kolay kazanılmadı. Şehitlerimizin kanıyla, gazilerimizin fedakârlığıyla, anaların gözyaşlarıyla sulandı bu vatan. Hiç kimse, ama hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'ni geriye götüremez, demokratik kazanımlarımızı elimizden alamaz.
Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, bir yaşam tarzı, bir varoluş biçimidir. Atatürk'ün bizlere emanet ettiği bu kutsal değeri korumak, her Türk vatandaşının en temel görevidir. Gençlerimiz, Cumhuriyetin bekçileri olarak, demokratik, laik ve çağdaş Türkiye'yi sonsuza dek yaşatacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Sürecinin Devamı ve Güncel Tehditler
Kritik Olaylar ve Dönüm Noktaları:
Kurtuluş Savaşı'nın en önemli dönüm noktalarından biri olan Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos- 13 Eylül 1921), 22 gün 22 gece süren destansı bir direniş sergiledi. Mustafa Kemal'in "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" sözleri, bu muharebenin özünü yansıtır. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi (26-30 Ağustos 1922) ise kurtuluşun son ve kesin adımı oldu.
Önemli Şahsiyetler:
1. İsmet İnönü: Kurtuluş Savaşı'nın askeri dehası, Lozan'ın mimarı ve Cumhuriyet'in ikinci Cumhurbaşkanı.
2. Kazım Karabekir: Doğu Cephesi'nin kahramanı, Ermeni tehdidini bertaraf eden komutan.
3. Fevzi Çakmak: Genelkurmay Başkanı olarak stratejik dehasıyla öne çıkan mareşal.
4. Halide Edip Adıvar: Hem kalemiyle hem de cephede verdiği mücadeleyle örnek olan aydın.
5. Ayşe Fitnat Hanım: Hatay’ın kurtuluşunda Türk Milliyetçi duruşuyla halka örnek olan aydın.
5. Rauf Orbay: Millî Mücadele'nin önemli sivil liderlerinden.
Günümüzdeki Tehditler:
1. Demokratik Sistem Tehditleri:
- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıflatılması
- Yargı bağımsızlığına yönelik müdahaleler
- Basın özgürlüğünün kısıtlanması
- Seçim güvenliği endişeleri
2. Laik Devlet Yapısına Yönelik Tehditler:
- Din-devlet işlerinin ayrılığı ilkesinin aşındırılması
- Eğitimde bilimsel yaklaşımdan uzaklaşma
- Kadın haklarında geriye gidiş sinyalleri
3. Ekonomik Tehditler:
- Artan dış borç
- Yüksek enflasyon
- Gelir dağılımında adaletsizlik
- Üretim ekonomisinden uzaklaşma
Demografik Yapının Değişimi:
Kontrolsüz göç politikası sonucu:
- 2011'den bu yana milyonlarca Suriyeli sığınmacı (Hiçbir zaman kesin rakam bilinmemektedir)
- Düzensiz göçmen sayısındaki artış
- Demografik dengenin bozulması
- Kültürel ve sosyal uyum sorunları
- İşsizlik ve ekonomik yük artışı
- Güvenlik riskleri
Çözüm Önerileri:
1. Demokratik Sistem İçin:
- Kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi
- Yargı bağımsızlığının teminat altına alınması
- Özgür basının desteklenmesi
- Sivil toplumun güçlendirilmesi
2. Göç Politikası İçin:
- Sınır güvenliğinin artırılması
- Geri gönderme merkezlerinin etkin kullanımı
- Uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi
- Kayıt dışı istihdamla mücadele
3. Ekonomik İyileşme İçin:
- Üretim ekonomisine dönüş
- Teknoloji ve inovasyona yatırım
- Eğitim sisteminin güçlendirilmesi
- Yerli üretimin desteklenmesi
Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku'ndan Günümüze Işık Tutan Söz:
"Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim."
Bu söz ve benzerleri, bugün her zamankinden daha fazla anlam taşımaktadır. Cumhuriyetimizin karşı karşıya olduğu tehditler, kuruluş dönemindeki mücadelenin farklı bir boyutta devam ettiğini göstermektedir. Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonu olan "muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma" hedefi, bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için tüm vatandaşların Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkması, demokrasi ve laiklik ilkelerini koruması, eğitim ve bilime önem vermesi hayati önem taşımaktadır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, karşılaştığımız tehditlere karşı uyanık olmak ve Atatürk'ün bizlere emanet ettiği değerleri korumak, her Türk vatandaşının temel görevidir.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes Türk vatandaşıdır.
TÜRK, BİR MİLLETİN ADI DEĞİL İNSANLARIN BİRLİĞİDİR.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.