Rabiatul Adeviyye'de düzenleme
Mısır'da darbe karşıtlarına yönelik katliama tanık olan Rabiatul Adeviyye Meydanı'na "ordu-halk dayanışmasını sembolize ettiği" belirtilen bir anıt dikilmesi infiale yol açtı.
Mısır'da darbe karşıtı gösterilerin odağında yer alan ve güvenlik güçleri tarafından geride yüzlerce ölü bırakılarak tahliye edilen Rabiatul Adeviyye Meydanı, ordunun tartışmalı "çevre düzenlemesiyle" yeniden gündemde. Mısır'ın yakın tarihindeki en kanlı şiddet olaylarına tanıklık eden meydana dikilen ve "ordu, halk ve polis beraberliğini" simgelediği söylenen anıt, darbe karşıtları, özellikle de kanlı müdahale sırasında yakınlarını yitirenler arasında infiale yol açtı.
Yaklaşık üç aydır kapalı tutulan Rabiatul Adeviyye Meydanı, yapılan çevre düzenlemesinin ardından trafiğe açıldı. Mısır ordusunun ekim ayında aldığı kararla 13 milyon dolarlık finansmanını karşıladığı proje kapsamında, darbe karşıtlarına yönelik müdahalede ağır tahribata uğrayan Rabiatul Adeviyye Camisi bütünüyle yenilendi. Çevre düzenlemesi çalışmaları çerçevesinde meydandaki bütün duvarlar temizlenip boyanırken, belirli bölümlere de ağaçlar dikildi.
Bununla birlikte Mısır ordusunun, kanlı müdahalenin izlerini silme çabasına karşın yine ordu tarafından meydana dikilen "anıt", ülkenin yakın dönemde yaşadığı en ağır travmayı sürekli canlı tutan bir sembol haline geldi. Meydanın ortasında siyah bir kaide üzerinde yükselen anıt, inci şeklindeki bir küreyi sarmalayan uzun ve kısa iki koldan oluşuyor. Uzun kolun Mısır ordusunu, kısa olanın polisi, ikisinin ortasında yer alan kürenin ise Mısır halkını temsil ettiği belirtiliyor.
Rabiatul Adeviyye'ye yakın bir yerde oturan ve isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan 69 yaşındaki Mısırlı bir kadın, anıttan "tiksindiğini" belirterek şöyle devam etti:
"Göstericilerin katillerini böyle yüceltmekten utanmıyorlar mı? Meydandan her geçişimde kalbim parçalanıyor. Eğer anıt, bir zaferi simgeliyorsa, bu, polis ve ordunun halka karşı kazandığı zaferdir, halkın zaferi değil."
Bölge sakinlerinden Luey (31) de anıtı her gördüğünde, kalbi burkularak orada hayatını kaybedenler için dua ettiğini belirtti. Anıtı gördüğünde kızmaktan kendini alamadığını söyleyen Luey, "Bu anıt ile (Hüsnü Mübarek rejimini sona erdiren) 25 Ocak 2011 devriminde isyan ettiğimiz güvenlik teşkilatı yüceltiliyor" diye konuştu.
Rabiatul Adeviyye Meydanı'nın tahliyesine de şahit olan insan hakları savunucusu Halid Mansur ise anıt karşısında duyduğu öfkeyi şöyle ifade etti:
"Bu anıt, tam da inşa edildiği yerde hayatlarını kaybedenlerin aileleri için bir hakarettir. Anıt, katliama karşı çıkan, askeri darbeye muhalif olanlara yönelik sürekli bir provokasyondur."
Mısır ordusunun meydanın tahliyesini "teröre karşı savaşta bir zafer" olarak takdim etmek istediğini kaydeden Mansur, "Tarihi değiştirmek istiyorlar. Mezalimi bir tür zafere dönüştürmek istiyorlar" ifadesini kullandı.
Askeri yönetime destek veren bazı Mısırlılar da anıtın inşa edilmesini memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti. Bölge sakinlerinden Muhammed (30), "Ordu ve polis bizi Mursi ile Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın yönetiminden kurtardı" derken, öğretmen Merve (38) de Rabiatul Adeviyye Meydanı'nın tahliyesinin önemli bir gün olduğunu, bu suretle ordunun, İhvan dönemine son verdiğini dile getirdi.
Anıta yönelik tepkileri, Mısır toplumundaki keskin ayrışmanın bir işareti olarak yorumlayan Kahire'deki Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Abdulaziz İzzularab, "Bu anıt, Mısır'ın siyasi çözüm bulmaktaki başarısızlığının tecessüm etmiş halidir" dedi.
Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın, askeri darbeye zemin hazırlayan 30 Haziran'daki gösteriler öncesinde en üst düzeye çıktığını kaydeden İzzularab, "(Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin) Görevden uzaklaştırılması ise tarafların birbirini zayıf düşürmesine dayanan, kazananı olmayan sıfıra müncer bir oyun üretti" diye konuştu.
Ordu tarafından Rabiatul Adeviyye Meydanı'nın kalbine böyle bir anıt dikilmesinin, ordu destekli hükümetin kamusal söylemi etkileme çabalarının devamı olduğunu savunan İzzularab, "Ancak insanlar zaman içinde böylesi büyük olayları yeniden değerlendirme eğilimindedir. Rabia'da olanlar gibi" ifadesini kullandı.
Ordu destekli geçici hükümetin, Mısır'daki mevcut durumun sürekli devam edeceği zannına kapılmaması gerektiğini vurgulayan Mısırlı akademisyen, "Ordunun destekçileri, şimdi olduğu gibi beyinleri yıkanmış halde kalacak değil" dedi.
İzzularab, ordunun, Rabiatul Adeviyye olaylarıyla ilgili kendi senaryosunu dayatmasının fayda vermeyeceğini de belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Rabia siyasetin ötesindedir. Yaşananlar insani bir trajedi ve 25 Ocak 2011 devriminin değerlerine yönelik doğrudan bir darbeydi. Ve tarih sadece yüksek değerleri ölümsüz kılar."
Rabiatul Adeviyye Meydanı, 3 Temmuz'daki askeri müdahalenin ardından 48 gün boyunca darbe karşıtı gösterilere ev sahipliği yapmıştı. Mısır güvenlik güçleri, 14 Ağustos Çarşamba sabahı meydana girmiş ve "Mısır'ın modern tarihinde görülen en vahim yasadışı kitlesel cinayet" olarak nitelendirilen müdahaleyle göstericileri dağıtmıştı. Gerçek mermiler ve gaz bombalarının kullanıldığı müdahale sırasında yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi de yaralanmıştı..
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.