İstanbul Beşiktaş’taki trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün şehit olmasına, polis memuru Emre Tetik’in ise yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Rüzgar Çetin’in tahliyesine edilmesine itiraz edildi.

Savcı, mevcut delil durumu, dosyadaki raporlar, tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak Çetin’in tahliyesine itiraz etti; Rüzgar Çetin’in tutuklanmaması halinde ise adli tedbir kararı olarak yurtdışına çıkış yasağı konulmasını istedi.

Yapılan itiraz bir üst mahkeme tarafından karara bağlandı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Rüzgar Çetin’in yeniden tutuklama talebini reddetti, Çetin hakkında yurtdışına çıkış yasağı koydu.

5 ay yatıp çıkacak!!

Öte yandan Çetin’in tahliye edilmesiyle ilgili tartışmalar sürerken, İnfaz Kanunu ve Denetimli Serbestlik hükümlerine göre cezası Yargıtay’da onanırsa sadece 5 ay 6 gün daha yatıp cezaevinden çıkabileceği anlaşıldı.

İstanbul Beşiktaş’taki trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün şehit olmasına, polis memuru Emre Tetik’in de yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 8 ay 9 gün tutuklu yargılanan Rüzgar Çetin’in tahliyesiyle ilgili tartışmalar sürüyor.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Çetin’i, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmış, “verilen ceza miktarı, tutuklulukta geçirdiği süre, mağdurların şikayetlerinden vazgeçmesini” göz önüne alarak tahliye etmişti. Çetin, önceki gün cezaevinden tahliye oldu. Çetin’in mahkeme heyeti tarafından oy çokluğuyla tahliye edilmesinde, İnfaz Kanunu ve Denetimli Serbestlik Kanunu’nda yapılan son değişiklikler de etkili oldu. İnfaz Kanunu’na göre, koşullu salıverme oranı eskiden üçte iki olarak hesaplanırken, son değişiklikle bu oran yarıya indirildi. Eskiden infazın tamamlanmasına 1 yıl kala denetimli serbestlikle cezaevinden tahliye olunabilirken, son değişiklikle bu süre de 2 yıla çıkarıldı.

249 gün kaldı!

Çetin, 20 Ocak 2016’da tutuklandı. Dün tahliye edilen Çetin, toplam 249 gün (8 ay 9 gün) tutuklu olarak cezaevinde kaldı. Çetin, 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edildi. Bu cezasının onanması halinde son değişikliklerle birlikte Çetin’in cezaevinde kalacağı maksimum süre 3 yıl 1 ay 15 gün olarak hesaplanıyor.

Denetimli serbestlikte yapılan son değişiklikle Çetin, bu cezasının bitimine 2 yıl kala, yani 1 yıl 1 ay 15 gün cezaevinde kaldıktan sonra kalan cezasını dışarıda çekme hakkına da sahip.

Çetin, bu sürenin (1 yıl 1 ay 15 gün) 249 gününü, yani 8 ay      9 gününü cezaevinde geçirdi. Çetin’in geriye 5 ay 6 günü kaldı. Çetin, bu cezasının kesinleşmesi halinde 5 ay 6 gün daha cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlikle tahliye olabilecek.

Hâkimler hakkında 100 bin TL’lik tazminat davası

Çetin’in, tahliyesine karar veren iki hakim hakkında, daha önce trafik kazasında annesini kaybeden bir kişi, avukatı  aracılığıyla 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, “Çetin’e verilen cezanın az olması, son duruşmada sanığın tahliye edilmesi, parası olan ve babasına güvenen herkesin trafikte adam  öldürebileceğini, bunun çok da önemli bir suç olmadığı izlenimini vermiştir. Hiçbir hakimin topluma böyle bir izlenim vermeye hakkı yoktur” ifadeleri yer aldı.

‘Kamu vicdanı yaralandı’

Yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in, bir polisin şehit olmasına bir polisin yaralanmasına neden olduğu kazayla ilgili davada verilen karar, kamuoyunda yeni bir tartışmaya yol açtı. Siyasi partilerin hukukçu milletvekilleri, alkollü araç kullanan Çetin’in, polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün şehit olmasına, Emre Tetik’in de yaralanmasına neden olduğu kazayla ilgili 8 ay tutuklu kalmasının ardından tahliye olmasını değerlendirdi. 

TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, hukukçu olarak dosyanın içeriğini bilmek gerektiğini belirterek, her dosyanın ayrı şartları olduğunu vurguladı. Satır, “Burada kamu vicdanını yaralayan bir durum var” ifadesini kullandı.

‘İnfiale neden oldu’

Ak Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, alkollü olarak kaza yapan Çetin’in bir polis memurunun vefatına neden olduğunu belirterek, bunun toplumda infiale neden olduğunu bildirdi. Tunç, “Uygulamada hakimlerimizin kararlarını verirken o suçla ya da yargılanan kişilerle ilgili toplumdaki infial durumunu da göz önünde bulundurarak karar vermeleri gerekir. Burada kamu vicdanı rahatsız olmuştur. Karar verirken bunu da göz önünde bulundurmak gerekirdi.” görüşüne yer verdi. 

AK Parti afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, kazada bir ölüm ve yaralama olduğunu, alt sınırı 2, üst sınırı 15 yıl olan cezaya rağmen mahkemenin 6,5 yıl ceza takdir ettiğine değindi.

‘Yanlış bir tahliye’

CHP Muğla Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Ömer Süha Aldan, TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrasının söz konusu suça ilişkin 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasını ve cezanın ölen kişi sayısı ile taksirin yoğunluğuna bağlı olarak da üst noktadan verilebileceğini düzenlediğini anlattı. Aldan, “Yanlış bir tahliye olduğunu düşünüyorum” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Zeynel Emre, “Cezaların caydırıcılığı yok” derken HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, insan hayatının değerli olduğu inancını güçlendirmenin yolunun, ayrımcı uygulamaları ortadan kaldırmaktan geçtiğine dikkati çekerek, “Yasa önünde eşitlik, hukuka olan güvenin en önemli teminatlarındandır” dedi. 

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak buna benzer vatandaşların dosyasında benzer cezalar çıksa bile görmezden gelindiğini, ancak ünlü birinin oğlu olduğunda ve kamuoyu tarafından takip edildiğinde daha fazla vicdanlarda değerlendirme bulduğuna vurgu yaptı. Parsak, “Hakimin yerinde olsam tutukluluğun devamına karar verirdim. Yargıtay’dan onanır gelir, cezası devam eder, kamuoyu vicdanı soğur” dedi. (ANKARA Milliyet)