SANAL GERÇEKLİK
‘Dost ya da Düşman’ olacağına bizim karar vereceğimiz, çift karakterli tek gerçek: İnternet
SANAL GERÇEKLİK
İnsan hayatına bir anda giren, yaşam biçimlerini değiştirmeye aday bir teknolojidir internet. Hem de öyle bir teknolojidir ki; bir yandan dünyayı küçücük bir köy haline getiren, bilgiyi ayağınıza kadar ulaştıran, sıcak evinizden çıkmadan birçok işinizi yaptırdığınız bir “uşak”; diğer yandan ise, içerisinde birçok canavarları barındıran tehlikeli bir silah. İşte bu yüzden tüm teknolojilerde olduğu gibi, internet teknolojisi için de gerekli bilincin olması gerekmektedir.
İnternete yönelik yapılan araştırmalar; kadın, erkek, çocuk ayrımı yapılmaksızın insanın nasıl bir tehditle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Araştırmada “Bu gizemli şeyin, 1960’lardan bu yana, insanlık tarihi boyunca gerçekleşen en büyük iletişim devrimine neden olduğu söylenebilir” deniyor ve çok ilginç tespitlerde bulunuluyor.
Bugün internet, küreselleşmenin bir simgesi olarak algılanıyor. Ayrıca bu özelliğinin yanı sıra sınırsız ve sansürsüz bir özgürlük, eşitlik ve ifade alanı haline geldiği de söylenebilir. Kısaca internet sıradan bilgi, tecrübe ve yaşantı çeşitliliği kategorilerinin karışık durumda olduğu, bazen gerçek dünyanın devasa bilgi zenginliği hakkında bir kaynak olan, bazen de saçma şeyler yığını ya da edepsizliklerin temsilcisi olan görsel bir alandır.
Ayrıca günümüzde yeni bir hukuk alanı olarak “bilişim suçları” kavramı da tartışılır hale gelmiştir. Türkiye’de bu alanda yasa tasarısı hazırlığının son şeklini almak üzere olduğu söylenebilir. Bu yasa devreye girinceye dek cezalandırılmamış suçlar, ihlal edilmiş mahremiyet, binlerce internet kullanıcısının kimlik bilgilerine yönelik saldırılar, topluma yayılmış endişe, aileler ve eğitimciler arasında çocukların zararlı ve yanlış yönlendirici içeriklerle karşılaşabileceği korkusu yerleşmiş durumda. Ve belki de “küresel kamu alanı” haline gelen bu sanal toplum dünyasının kendini gözden geçirmesine ihtiyaç bugünkü kadar hiç hissedilmemişti. Ancak bu ‘küresel kamu alanının’ etkin kurallarla ve müdahalelerle bir düzene sokulmasını düşünmek veya bunu sağlamak sanıldığı kadar kolay değil! Üstelik bireyler için internet; devletler tarafından oluşturulan sınırlardan, kanun hükümlerinden, en nihayetinde toplumun paylaştığı ortak ahlak değerlerinden kaçmak isteyenler için de fırsatlar sunan bir özgürlük alanı haline gelmişken… Çünkü gidişat, bu sınırsız özgürlük alanı sağlayan zeminde hemen hemen her şeyi internete koymak gibi bir alışkanlığın yerleştiğini gösteriyor.
Her türlü bilginin olduğu bu dünyada gerekli, doğru ve güzel bilgilerin olması kadar yanlış, kötü, insanı mağdur edecek ve onu saptıracak birtakım bilgilerin, uygulamaların ve benzeri eylemlerin olması da kaçınılmaz doğal olarak. İşte bu yüzden internet iyisiyle-kötüsüyle var olan bir dünya; sanal bir gerçeklik..!
İnternet ve yeni bir eşitlik olanağı
Şüphe yok ki internet mesafeleri kısaltan, sosyal sınıflar arasındaki uçurumu kapatan ve bilgiyi, tecrübeyi ve de hizmetleri herkesin kullanımına rahatlıkla sunan sanal bir gerçeklik.. Dolayısıyla dünyamızda büyük ve ciddi bir öneme sahip. İnternet üzerinde herkes eşit, aynı haklara ve aynı olanaklara sahip; insan kendisini aynı sanal topluluğun üyesi, sanal âlemin vatandaşı gibi hissediyor ve böylece yeni bir eşitlik olanağı sağlanmış oluyor. Yani internet üzerinde kişilerin gerçek kimlikleri önemsizleşiyor. Kısacası, sosyal statü hariç her şeydir. İşte bu olanak toplumsal mekanizmalarda yeni bir açılım demektir.
Sanal Gerçeklik-İnternetin çarpıcı diğer yönlerine ise, farklı örneklerle ilerleyen günlerde devam edeceğim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.