Mayıs ayındaki seçimlerin ardından yeni Cumhurbaşkanı Kabinesi üyeleri belirlendi ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek öncülüğündeki ekonomi yönetiminin yeni yol haritasına ilişkin adımlar hızla uygulamaya konuldu.
2024 yılında dezenflasyonu tesis etmeye yönelik yol haritası uygulanırken, yürütülen ekonomi programının önemli bir hedefi de uluslararası rezerv birikimini sağlamak oldu.
26 Mayıs'ta 98,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervleri, 24 Kasım haftasında 136 milyar 493 milyon dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Rezervler, 8 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 225 milyon dolar artışla 141 milyar 374 milyon dolara çıkarak rekor kırmaya devam etti. Toplam rezervlerdeki artış, mayıs sonundan 8 Aralık ile biten haftaya kadar geçen sürede 42,9 milyar dolar oldu.
Dr. Hafize Gaye Erkan'ın 9 Haziran 2023'te Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı'na atanmasıyla sıkı para politikası uygulamaları öne çıktı. Bu kapsamda, bankacılık sektörünün varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası (TL) tasarrufların ağırlıklarının artırılmasına yönelik uygulamalar hayata geçirildi.
Merkez Bankası'nın sadeleşme süreci bu dönemde ön planda yer aldı. Sadeleşme süreci, Para Politikası Kurulunun (PPK) ilan ettiği ilkeler doğrultusunda kademeli olarak devam ederken, bu dönemde TL mevduatları artıracak, KKM'yi azaltacak çok sayıda düzenlemeye gidildi.
Sadeleşme sürecine ilişkin ilk adım, 25 Haziran'da atıldı. Buna göre, menkul kıymet tesis oranının yüzde 10'dan yüzde 5'e düşürülmesine karar verildi.
Temmuz ayında, sadeleşme sürecinde yeni bir adımla raporlama yükümlülüğünü, 50 milyon lira ve üzeri kredi bakiyesi bulunan firmaları da içerecek şekilde kapsama giren tüm firmalar için Ocak 2024 raporlama döneminden başlamak üzere erteleyen TCMB, refinansman veya farklı bir isim altında kredinin faiz/kar payı oranında artış yapılmasının yeni kredi kullandırımı olarak kabul edilmeyeceğini duyurdu.
4 Temmuz'da bankalara gönderilen yazı ile Merkez Bankası, KKM dönüşlerinde özel bankalara döviz sağlamaya başladı.
TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi için zaman aralığını genişleten TCMB, sadeleşmede yeni adım kapsamında, zorunlu karşılıklarda da değişikliğe gitti.
Komisyon uygulamasında hedef oran, 25 Haziran ve 8 Temmuz'daki adımları tamamlayıcı şekilde yüzde 57 olarak güncellenirken, yabancı para mevduat hesaplarından veya kur korumalı hesaplardan kur korumasız en az 3 ay vadeli TL mevduat hesabına geçişin, TL pay ve dönüşüm oranı hesaplamasında dikkate alınacağı kaydedildi.
Merkez Bankası, miktarsal sıkılaştırma için ilk adımı 21 Temmuz'da attı. Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğde, TL likidite fazlasının zorunlu karşılık oran artışıyla sistemden çekileceği, vadeli TL mevduata geçişi teşvik amacıyla KKM hesaplarına yüzde 15 zorunlu karşılık uygulanacağı belirtildi.
TCMB'nin 25 Temmuz'daki yeni düzenlemeleri kapsamında, kaynakların verimli kullanılmasına yönelik seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları devreye alınırken, enflasyonun kontrolü ve iç talebi dengeleme amaçlı kararlar da yürürlüğe girdi. İhracat ve yatırım kredileri ile deprem bölgesine yönelik krediler, tüm sınırlandırıcı tedbirlerin dışında tutuldu.
Sadeleşme süreci kapsamında 20 Ağustos'ta yabancı para mevduattan KKM'ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verildi.
Bankalara 28 Ağustos'ta KKM uygulama talimatı gönderen TCMB, vadeli TL mevduata geçiş hedefini vadesi gelen gerçek kişi döviz dönüşüm hesapları için en az yüzde 10, TL kur korumalı mevduatlar için en az yüzde 50, geçilecek TL mevduatın vadesini ise en az 32 gün olarak belirledi. Bankaların, yüzde 95 hedefini, gerçek ve tüzel kişi dönüşüm hesaplarının yenilenmesi veya döviz dönüşümlü hesaplardan 32 gün ve üzeri TL vadeli mevduata geçiş ile sağlayabileceği belirtildi.
Gerçek kişi dönüşüm hesaplarının tarih koşulunda teknik değişikliğe giden Merkez Bankası, 30 Haziran 2023 olan tarihi, 31 Ağustos 2023 olarak değiştirdi.
TL'yi cazip kılacak adımlar
TCMB, bankacılık sistemini TL'yi cazip kılacak şekilde dönüştüren adımlarına devam etti. Bu kapsamda 18 Eylül'de standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmaya yönelik aylık TL payı artış hedefi, yüzde 2'den yüzde 2,5'e yükseltildi. Kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi, TL'ye geçiş ve yenileme oranları belirleyici oldu. Kredi akışını rahatlatmak üzere ihracat ve KOBİ kredilerinde fatura muafiyet sınırı 50 bin liradan 250 bin liraya çıkarıldı.
Uygulama talimatında yapılan değişiklikle TL dönüşümlü kur korumalı hesaplarda asgari faiz zorunluluğu 25 Eylül'de kaldırıldı. Böylece bankaların TL dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilmesinin önü açıldı.
TCMB, 27 Ekim'de, bankacılık sisteminde TL'nin payını artırmaya yönelik adımlarla birlikte sadeleşme kapsamında ihracat kredileri ve firmaların krediye erişimine yönelik uygulama kolaylıkları getirdi. TL'ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için daha önce aylık yüzde 2'den yüzde 2,5'e yükseltilen TL payı artış hedefi, aylık yüzde 3,5'e çıkarıldı.
Sadeleşme adımları kapsamında kur korumalı hesapların yenilenmesi veya TL'ye geçişine ilişkin menkul kıymet tesisi uygulaması sonlandırılarak döviz dönüşümlü kur korumalı hesapların kademeli azaltılması hedefinin, komisyon uygulamasında daha etkin bir şekilde yönetileceği belirtildi.
Merkez Bankası'ndan "sıkılaşmaya devam" sinyali
Merkez Bankası, TL mevduatın bankacılık sistemindeki payını artırma odaklı adımlarına "kararlılıkla" devam ederken, 2 Kasım'da yeni bir düzenlemeye gitti. Zorunlu karşılık düzenlemesiyle parasal sıkılaşma sürecini destekleyerek TL likidite fazlasını zorunlu karşılık oran artışıyla sistemden çekmeye devam eden TCMB, TL mevduatın bankacılık sistemindeki payını artırmayı teşvik ediyor.
Düzenleme kapsamında KKM'nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30'a, 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı da yüzde 5'ten yüzde 10'a çıkarıldı. Piyasada oluşan TL likidite fazlasının sistemden çekilmesi ve TL mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla TL cinsinden tesis edilmek üzere tüm vadelerde döviz mevduata yüzde 4 ilave zorunlu karşılık uygulanmasına karar verildi. Ayrıca, yurt dışından sağlanan yatırımların teşvik edilmesi amacıyla zorunlu karşılık istisnası 2024 yılı sonuna uzatıldı.
Sadeleşme adımlarına devam eden Merkez Bankası, 10 milyon lira ve üzeri toplam nakdi ve gayrinakdi kredi bakiyesi bulunan firmaların Özet Döviz Pozisyon Raporlaması uygulamasına 8 Kasım'da son verdi. Sistemik Risk Veri Takip Sistemi'nin kapsamı da firma kapsamı ve firmaların ülke ekonomisindeki temsil düzeyini artırmak amacıyla güncellendi.
TCMB'nin 1 Aralık'taki düzenlemeleri kapsamında da bankalar, döviz dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebiliyor. Yurt içi yerleşik gerçek kişiler, 30 Kasım 2023 itibarıyla bankalarda mevcut olan altın, dolar, avro ve İngiliz sterlini cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarını TL'ye çevirebiliyor.
Politika faizi, 3150 baz puan artışla yüzde 8,5'ten yüzde 40'a yükseltildi
Söz konusu dönemde yapılan düzenlemelerin yanı sıra faiz oranında da "önemli miktarda" artışa gidildi.
Dr. Hafize Gaye Erkan döneminde toplanan ilk PPK'de politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı 650 baz puan artırılarak yüzde 15'e çıkarıldı. Kurul, temmuz ayı toplantısında da faiz oranını 250 baz puan artırarak yüzde 17,50'ye yükseltti.
Faiz oranı, ağustos toplantısında 750 baz puan artırıldı ve yüzde 25'e çıktı. Piyasalar, beklentilerin üzerindeki faiz kararı sonrası hareketlenirken, döviz kurunda düşüş, borsada yükseliş görüldü. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi de (CDS) 394 baz puana geriledi.
Merkez Bankası PPK, faiz oranını eylül, ekim ve kasım toplantılarında da 500'er baz puan artırarak yüzde 40'a çıkardı.
Bu arada, yarın gerçekleştirilecek TCMB'nin PPK toplantısına yönelik AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının 250 baz puan artırarak yüzde 42,50'ye çıkarılacağını tahmin ediyor.
KKM hesapları azaldı, mevduatlarda TL'nin payı arttı!
Yeni ekonomi yönetiminin önceliklerinden biri de KKM'nin zamanla bitirilmesi oldu. Ekonomi politikasındaki yol haritasının belirlenmesi, uygulamaya konulması ve Merkez Bankası'nın düzenlemeleri ile geçen zaman içinde bu konuda kayda değer bir gelişme sağlandı.
Ağustos ortası itibarıyla rekor seviyeye yükselen KKM hesaplarındaki düşüş devam ederken, TL'yi destekleyen adımların etkisiyle mevduatlardaki TL payının da hızla yükseldiği görülüyor.
CDS, 290 baz puanın altına geriledi
Söz konusu dönemde Türkiye ekonomisine yönelik öngörülebilirliğin artmasıyla Türkiye'nin 5 yıllık CDS'i düşüş eğilimine geçti. Mayıs ayındaki 700 baz puan seviyelerinden 290'ın altına gerileyen CDS, yaklaşık 3 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor. CDS, 287 baz puan seviyesinde seyrediyor.
Bu dönemde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye'nin not görünümüne ilişkin iyileştirme adımları attı. Son olarak Standard & Poor's (S&P), Türkiye'de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle takvim dışı değerlendirmeye giderek Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit etti, kredi notu görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.
Türkiye'nin CDS'indeki düşüş sürerken, yabancı yatırım bankaları da hazırladıkları raporlarda, TCMB'den "kararlılık" mesajı aldığı vurgusu yaptı.
TCMB Başkanı Erkan, TL varlıklara yönelik yerel ve uluslararası talebi artırmaya kararlı olduklarını belirtirken, atılan adımlar sonrası bazı yatırım bankaları da "TL'de ağırlık artır" tavsiyesine başladı.
Erkan, 29 Kasım'da İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "TL'ye geçiş zamanı gelmiştir. Bunun en doğrudan yansımalarını mevduat gelişmelerinde görüyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
Erkan, bir süre önce yaptığı açıklamada da TL'ye geçişin hedeflere uygun şekilde devam ettiğini söylemişti.
Sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanması bekleniyor
Merkez Bankası PPK, politika kararlarını, parasal sıkılaştırmanın birikimli ve gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğini vurgularken, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını aktardı.
İkinci yarıda başlayan parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılması ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanması bekleniyor. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği bildirildi.
Bu arada, Merkez Bankası, bu süreçte ihracatçının finansmana erişimini kolaylaştıran ve ihracat desteğini artıran çok sayıda karara da imza attı.
Bu dönemde ayrıca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) konut kredilerinde ve konut teminatlı kredilerde uygulanacak kredi değer oranlarında değişikliğe gitti. Buna göre, ilk konut alımlarında kredi değer oranlarında bir değişiklik olmadı. İkinci ve sonrası konut alımında ise tüketicinin kendisinin, eşinin veya 18 yaş altındaki çocuklarının en az bir konutunun bulunması halinde konut kredi değer oranı yüzde 75 daraltıldı.
Yatırımcı toplantıları devam edecek
Öte yandan, ekonomi yönetimi, yılın ikinci yarısında çok sayıda yatırımcı toplantısına katıldı. Yatırımcı toplantıları, yeni yılda da devam edecek.
TCMB'nin ilkini 11 Ocak'ta New York'ta düzenleyeceği "Yatırımcı Günleri"nde Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ile TCMB Başkanı Erkan, yatırımcılarla bir araya gelecek.
Toplantıda enflasyon, para politikası, finansal piyasalar ve bankacılık gibi konularda sunumlar yapılacak ve teknik sorular yanıtlanacak.
AA