Toplantıya katılmadan önce, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki terör saldırısında yaralanan Said Tan, annesi Meryem Tan ve İpek Çiftçi'yi ziyaret ettiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, "Birisi Meryem Tan, Mardin Derikli Kürt kökenli bir polis memurunun eşi, diğeri İpek Çiftçi, Hatay Kürt kökenli yine bir başka polis memurumuzun eşi. Bu iki hanım, Çınar'da altüst komşu olarak oturuyorlardı. İpek hanım, Meryem hanım için 'abla' diyor ve bir akşam hepimiz evlerimizde istirahate çekildiğimiz anda, bu iki güzel aile de istirahate çekildiklerinde hain bir el, bu güzel ailelerin çocuklarını, hanımlarını, beylerini hedef aldı. Bu saldırıda İpek Çiftçi, kahraman bir Anadolu kadını, eşi Şenol Çiftçi, Mevlide İrem adında 3,5 yaşındaki güzel kızını kaybetti. Şimdi hastanede, onu ziyaret ettim" diye konuştu.
Meryem Tan'ın da 7 yaşındaki oğlu Said ile kızı Zehra'nın ve eşi Lokman Tan'ın olayda yaralandığını ve çeşitli hastanelerde tedavi altına alındıklarını anlatan Davutoğlu, "Burada bir iki ailenin kompozisyonuna baktığımızda bir Anadolu harmanı görüyorsunuz. Onların Çınar'da bulunma sebebi, Çınar'a hizmet etmek, oradaki insanların huzur ve sükununu sağlamak içindi" ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan'a gitmeden önce, 22 gündür birbirini görmeyen anne Meryem Tan ile oğlu Said Tan'ı buluşturma sözü verdiğini aktaran Başbakan Davutoğlu, bugün bu sözünü yerine getirdiğini bildirdi.
Meryem Tan'ın yüzünde yanık izi bulunan Said'i öpmek istediğini ve doktor izni ile öptüğünü vurgulayan Davutoğlu, ailenin büyük mutluluk yaşadığını kaydetti.
Daha sonra Numune Hastanesi'nde İpek Çiftçi'yi ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, Çiftçi'nin onurlu, vakur duruşu olduğunu, eşini, kızını kaybettiğini ancak inancını kaybetmediğini ifade etti.
Hiçbir annenin bir daha böyle bir acı yaşamaması temennisinde bulunan Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Allah bir daha hiç bir anneye Kürt veya Türk, Suni veya Alevi hiçbir anneye bu acıyı yaşatmasın. Şimdi bize dönüp zalim diyenler, bize dönüp otoriter, diktatör diyenler hiç utanmadan Said'in yüzündeki o acı tebessümü, anne hasretini görmeden, İpek hanımın gönlündeki 3,5 yaşındaki kızının muhabbetini hiç hissetmeden dönüp, o terör örgütüne hiçbir şey söylemeden bu terör örgütü zulmü karşısında kahramanca mücadele eden askerimize, polisimize saldıranlara sesleniyorum. Zulüm görmek istiyorsanız gidin, bu iki kahraman kadını biri Türk, biri Kürt kadınını dinleyin. Eğer biraz utanma hissiniz varsa, gözlerinin içlerine bakarak şunu söyleyin, ondan sonra sizinle tekrar yüzleşmeye hazırım. Deyin ki 'Sizleri, o 3,5 yaşındaki Mevlide'yi, eşini katleden, oraya bomba koyanlar zalim değil ama oraların huzuru için sizlerle birlikte gece gündüz çalışanlar zalim' deyin. İşte o zaman sizinle bir daha tekrar tekrar yüzleşiriz."
"Türkiye son kaledir"
Biz bunları konuşurken hiçbir ili birbirinden ayırmadık. Ayırmadık, ayırmayacağız, ayırmaya çalışanların karşısında kale gibi duracağız.
Bütün çevremizdeki büyük krizlerin ortasında mazlumların sığınabileceği son kaledir Türkiye. Birileri bu son kaleyi tahrip etmek istiyor, yıkmak istiyor. Bugün Türkiye mazlum milletin dualarıyla ayaktadır. Bizler bugün bu son kaleyi savunmak için ne gerekiyorsa yapacağız.
AK Parti bütün zorlu süreçlerde milletimizin umudu olan yegane partidir. Bu başarı önce Allah'ın lütfu sonra sizlerin başarısıdır. Sizler millet için hizmet yolunda koşmasaydınız bu başarıyı yakalamazdık. Sizlerin şahsında bütün AK Partilileri selamlıyor bağrıma basıyorum. Bu parti hepinizindir, hepimizindir. Bizler için siyaset sorumluluk ve emanettir.
AK Parti ile siyaset kurumu yeniden itibar kazandı. Geçmişte yönetilemeyen Türkiye AK Parti üzerinden güç buldu. Bundan sonra eski Türkiye'yi getirmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz.
3 örgüt harekete geçirildi
Bir yandan İslam'ı temsil ettiğini iddia eden DAEŞ, diğer yandan Kürtleri savunduğunu iddia eden ve en çok da Kürt katleden PKK, diğer yandan Alevileri temsil ettiğini öne süren DHKP-C, bir oldular Türkiye'ye karşı harekete geçtiler. Daha doğrusu geçirildiler.
BU üç hain terör örgütü son kalemize saldırıyorlar. Bu mesele artık bir beka meselesiyse bilsinler ki, bu gök kubbe altında milletimizin siyaseti yaşayacaktır, terör örgütleri de tarumar olacaktır. Bunların hepsi birileri tarafından yönetilen piyonlar.
Bir gazetecinin Sur'da yapacağımız kentsel dönüşümle ilgili rant iddialarını sorduğunda, Diyarbakır dünyanın en kadim şehirlerinden biridir, Sur'u ben sokak sokak bilirim.
Adım adım yürümesi gereken bir terörle mücadele stratejisi var Silopi'de sona geldik, tek bir çukur veya barikat kalmadı.
Yeni Anayasa
"AK Parti, dün aldığımız kararla hem parti içinde bir mutfak oluşturacak ve anayasa çalışmalarını bizzat benim başkanlığımda toplanacak parti içindeki heyetle takip edeceğiz hem bu parti içindeki mutfağımızdan oluşacak fikirlerle uzlaşma komisyonu üyesi arkadaşlarımız orada görüşlerimizi dile getirecekler hem de sivil toplum kuruluşlarıyla, anayasa profesörleriyle, aydınlarla sürekli temas halinde Türkiye'nin ihtiyacına cevap verecek, çağdaş, kendi geleneğimizden gelen ama çağdaş demokratik kurallara sahip ve bu kurallarla desteklenmiş bir anayasayı yazabilmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz."
"Bu süreç bir uzlaşma süreci, uzlaşma noktalarını çoğaltma süreci olarak görülmelidir. Komisyonda yer alan diğer partilerin de uzlaşma ruhuna uygun, yapıcı, kapsayıcı ve ciddi katkılar vereceğine inanıyorum. Madem ki 'Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu' konusunda hepimizin ortak bir kanaati var, kompleksiz bir şekilde ve konuyu kişiselleştirmeden, partileştirmeden tartışmamız lazım."
"Yeni bir kurucu meclis iradesi ile yol alalım"
Biz başkanlık sistemini istiyoruz. Niçin karşı çıkıyorlarsa anlatsınlar. En doğru anayasayı yapalım. Siyasi çekişmelerden uzak tutmamız gerekir. Farklı fikirlerin ortaya çıkmasını kazanım olarak görürüz. Ortak geleceğe mührümüzü vuralım. Çarpık ve saptrılmış bir parlamenter sistemi savunmak yerine, hür başkanlık sistemini ya da parlamenter sistemi konuşalım. Ama kimse bu sistemi çok iyi diye bize satmasın. Yeni bir kurucu meclis iradesi ile yol alalım.
Cumhurbaşkanını hedef almak anayasa yapım sürecine ihanettir
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak olan bir anayasa çalışması için Cumhurbaşkanımızı hedef almak, Cumhurbaşkanımıza hakaretler yöneltmek, Cumhurbaşkanımızı bu tartışmanın merkezine yerleştirip bu tartışmayı şahsileşen bir tartışma haline dönüştürmeye çaba sarf etmek anayasa yapım sürecine ihanettir. Bu mesele hiçbirimizin şahsi meselesi değildir."
"Biz Toledo dedik.."
"İstismar edecekler ya ben kültürel mimari özelliklerin korunması bağlamında Diyarbakır'ı Toledo ile ya da Dubrovnik ile karşılaştırdım diye birinin aklına Franco geliyor, diğerine de özerklik geliyor. Şartlanmış zihniyetlere ne derseniz deyin, 'benim oğlum bina okur, döner döner onu okur' misali başka bir şey bilmez bunlar. Biz onlara, o faşist zihniyetlere faşizmin ne olduğunu da öğretiriz, tarihin ne olduğunu da öğretiriz, Tuleytula'nın ne olduğunu da öğretiriz Allah'ın izniyle. Franco zihniyeti arayacaklarsa aynaya baksınlar. Franco zihniyetiyle Stalin zihniyetini Türkiye'de temsil edenler, kendilerinin olduğu yerde başka hiçbir siyasi harekete, farklı düşünceye izin vermeyecek şekilde terör uygulayanlardır."
Ambulanslar gelmedi iddiası
10 ambulans gönderildi .Ambulanslar kapıya gitti. Yaralılar ambulansa getirilmedi Belki de hiç yaralı yok. (Milliyet)