Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca (TİHEK) Ankara'da bir otelde düzenlenen, "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Güçlenen Rolleri Uluslararası Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, son 20 yılda hukukun üstünlüğü, hukuk devletinin ve demokrasinin güçlendirilmesi ile insan hakları alanında önemli reformlara imza attığını belirtti.
Türkiye'nin kadın hakları ve diğer haklar konusunda da önemli adımlar attığını ifade eden Bozdağ, Anayasa'ya kadın haklarıyla ilgili pozitif ayrımcılığın hüküm olarak konulduğunu hatırlattı.
Anayasa'da Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan haklarına ilişkin sözleşmeler ile iç hukukun çatışması halinde uluslararası sözleşme hükümlerine üstünlük tanıyan hükmün yer aldığını aktaran Bozdağ, bunun da önemli bir reform olduğunu vurguladı.
Bakan Bozdağ, "Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerin her birini kendi iç hukukumuzun da birer parçası haline getirdiğimizi ifade etmek isterim." diye konuştu.
Bilgi edinme hakkının ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmasının sağlandığını anlatan Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru hakkının tanınmasının ardından insan hakları mahkemesi gibi çalıştığını dile getirdi.
Bozdağ, Türkiye'de Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulduğunu hatırlatarak, idareyle ilgili şikayetleri olanların bu kurumlara başvurabildiğini söyledi.
Türkiye'nin, insan hakları kurumlarını, hak arama yollarını çoğaltarak vatandaşların hak ve hukuklarının korunmasında önemli adımlar attığını belirten Bozdağ, hukuk devletinin güçlendirilmesinde de önemli reformların yapıldığını kaydetti.
"Yargı alanındaki ikiliği kaldırdık"
Askeri yargı ve adli yargı ayrımı kaldırılarak yargıda birliğin sağlandığına işaret eden Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Askerlere ayrı hukuk, sivillere ayrı hukuk uygulamasına, askerlerin hakkında verilen kararların ayrı yüksek mahkemeler tarafından, sivillerin aleyhinde veya lehinde verilen kararların ayrı bir yüksek mahkeme tarafından incelenmesi uygulamasına son verdik. Yargı alanındaki ikiliği kaldırdık. Hem hukuk uygulamaları bakımından hem verilen kararların denetimi bakımından hepsini aynı hukuka tabi kılan son derece önemli tarihi bir adıma da imza attığımızı buradan ifade etmek isterim. Geçmişte bu konuda Türkiye pek çok eleştiri almıştı ama şu anda bunların tamamının ortadan kalktığını buradan bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019'da Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladığını hatırlatan Bozdağ, bu konuda ciddi adımların atıldığını belirtti.
İnsan Hakları Eylem Planı'nda yer alan 393 faaliyetin yaklaşık yüzde 58'inin tamamlandığını bildiren Bozdağ, diğer faaliyetlere yönelik çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin insan hakları konusunda attığı adımların doğru değerlendirilmesi ve Türkiye'nin bu yöndeki gelişmelerinin takdir edilmesi bizim uluslararası aktörlerden beklediğimiz bir husustur. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Çünkü Türkiye, gerçekten dünün Türkiye'si değil. 2002'den bu yana yaptığımız reformlarla çok büyük değişiklikleri hayata geçirdik. Bundan sonra da geçirme konusunda kararlı olduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Türkiye, bir yandan hukuk devletini güçlendirmek öte yandan insan haklarını daha güvenceli hale getirmek için adımlar atarken bir yandan da ülkemizin diğer sorunlarını çözmek için adımlarını kararlı bir şekilde atmaya devam etmektedir. Türkiye hakkında uluslararası alanda çok ciddi bir olumsuz algı yaratma çabası ile karşı karşıyayız. Yalanların, iftiraların Türkiye'nin gerçeği gibi bazı uluslararası örgütler tarafından, hatta bazı uluslararası Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi gibi örgütlerin temsilcileri tarafından da kabul gördüğünü üzülerek buradan belirtmek isterim."
"Kapıda 60 yıldır oturuyoruz"
Türkiye'ye karşı tarafsız, objektif ve adil davranılmasının beklendiğini vurgulayan Bozdağ, kimseden bir imtiyaz ve ayrıcalık beklemediklerini kaydetti.
Bakan Bozdağ, "Türkiye, 1960'lardan beri Avrupa Birliğine üye olmak için müracaat etmiş bir ülke. 60 yıl bir süre geçmiş. Düşünün biz Avrupa Birliğinin kapısına gitmişiz, randevu almışız kapıda 60 yıldır oturuyoruz. 1970'te randevu alan gelip geçmiş, 1980'de randevu alan gelip geçmiş, 1990'da randevu alan gelip geçmiş, 2000'de randevu alan gelip geçmiş, 2010'lardan sonra randevu alanların hepsi o kapıdan içeri girmiş." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Kopenhag ve Maastricht kriterlerini yerine getirdiğine işaret eden Bozdağ, buna rağmen Türkiye'nin kapıda hala oturduğunu söyledi.
Kopenhag kriterlerini, Maastricht kriterlerini yerine getirmeyen ülkelerin üye yapıldığına dikkati çeken Bozdağ, "Süreç adil, tarafsız, objektif işliyor mu, işlemiyor mu?" sorusunu yöneltti.
"Bizimle hiçbir konuda boy ölçüşemeyecek, Avrupa Birliğinin benimsediği kriterlerin çoğunu yerine getirmemiş ülkelerin neredeyse tamamı alındı." diyen Bozdağ, vize serbestisi konusundaki şartların Türkiye tarafından yerine getirildiğini, daha sonra başka şartların gündeme getirildiğini aktardı.
Bekir Bozdağ, "Biz Türkiye olarak bize adil davranın, haksızlık yapmayın, objektif olun deme hakkına sahip değil miyiz? Sahibiz. Bunu sonuna kadar da söylemeye devam edeceğiz." dedi.
AA