AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Maalesef Amerikan seçimleriyle eş zamanlı olarak Netanyahu yönetimi yeni işgallere imza atıyor. Ürdün Vadisi'nde konutları yıkıyor, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin konutlarını yıkıyor. Dünyanın bir kere daha bu barbarlığa karşı, bu hukuksuzluğa karşı güçlü bir şekilde ses vermesini bekliyoruz. Biz de bu yaklaşımı şiddetli bir şekilde kınıyoruz." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, Türkiye için canlarını feda eden şehitlere ve saldırıya uğrayarak şehadet mertebesine erişen işçilere Allah'tan rahmet diledi.
Diyarbakır annelerine selamlarını gönderen ve annelerin evlatlarına kavuşmalarıyla ilgili süreci yakından takip ettiklerini dile getiren Çelik, "İnşallah hepsi en yakın zamanda evlatlarına kavuşurlar." ifadesini kullandı.
Çelik, İzmir depremiyle ilgili gündemi de yakından takip ettiklerini belirterek, "Türkiye bu büyük acının yaralarını sarmaya devam ediyor. 115 vatandaşımız hayatını kaybetti, hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. 1034 vatandaşımız ise yaralandı. Devlet bütün imkanlarıyla birlikte ilk andan itibaren bu depremin acılarını sarmak için seferber oldu." dedi.
Arama-kurtarma ekiplerinin fedakarca çalışmalarına değinen Çelik, "Hayat kurtarmak için büyük fedakarlıkta bulundular. Tek tek burada hiçbirinin ismini sayamıyoruz ama hiçbir kelimenin yetmeyeceği kadar büyük bir fedakarlık bu. Hepsine buradan bir kere daha teşekkürlerimizi iletiyoruz." ifadelerini kullandı.
Çelik, çalışmalarda kullanılmak üzere AFAD Başkanlığı tarafından 13 milyon lira, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 18 milyon lira, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6 milyon liralık kaynak aktarıldığını söyledi.
"Yaraları sarmaya devam edeceğiz"
İzmirlilerin yaralarının sarılması için acil müdahalelerin yapılması gerektiğine işaret eden Çelik, "Yıkılan binalarda eşyasını kaybedenler için hane başına 30 bin liralık eşya yardımı yapılması kararlaştırıldı. Yıkılacak, acil yıkılması gereken hasarlı evler var. Bunlarla ilgili de 13 bin lira ev sahiplerine, kiracı durumda olanlara 5 bin lira yardım yapılması şeklinde ilk müdahaleler maddi olarak da bu şekilde gerçekleştirilmiş oldu. Büyük bir afet, Allah İzmir'imizi, bütün memleketimizi korusun diyoruz. Bu yaraları sarmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Ömer Çelik, toplantının gündemine ilişkin bilgiler verirken, Teşkilat Başkanlığı ile Mali ve İdari İşler Başkanlığının birer sunum yaptığını belirtti.
İç ve dış konuların görüşüldüğünü aktaran Çelik, Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu çalışmalarının da toplantıda değerlendirildiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kahramanmaraş ve Kocaeli kongrelerine katıldığını hatırlatan Çelik, kongrelerdeki coşkunun yüksek olduğunu ifade etti.
"Kurtarılan topraklar, has Azerbaycan toprağıdır"
Çelik, Azerbaycan ordusunun Şuşa'yı işgalden kurtardığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Şimdiye kadar 4 kent merkezi, 3 kasaba ve 220 civarında köy ve önemli bazı tepeler Ermenistan işgalinden kurtarılmıştır. 28 yıldır, 30 yıldır işgal altında kalan bu bölgeler birebir Azerbaycan toprağıdır, has Azerbaycan toprağıdır, öz Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan bunları her türlü hukuka aykırı bir şekilde işgal etmişti bu has Azerbaycan topraklarını. Şimdi Azerbaycan'ın toprakları Ermenistan işgalinden tek tek kurtarılıyor. Karabağ'ın Azerbaycan'ın olduğu bir de fiilen sahada, cephede bir kere daha ortaya konulmuş oluyor."
Şuşa'nın herhangi bir şehir olmadığını vurgulayan Çelik, "Son derece kritik bir şehir, aynı zamanda Azerbaycan'ın kadim kültürünü yansıtan bir kültür başkenti, bir sembol. Dolayısıyla Şuşa'nın kurtarılması demek Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bundan sonra Karabağ'daki bütün Azeri topraklarının kurtarılmasının yakın olduğu anlamına geliyor. Azerbaycan'daki Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimizden çok sayıda şehidimiz var, hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çelik, Ermenistan saldırganlığına, işgalciliğine ve barbarlığına destek veren ülkeleri de bir kere daha kınadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle bazı ülkelerin, adlarını burada da sayıyoruz, Azerbaycan'a karşı, Türkiye'ye karşı yaptırım oluşturmak için özel bir gayret içerisinde olduğunu görüyoruz. Onların zaten basın yayın organlarında, devlet başkanlarının açıklamalarında da bunu görüyorsunuz. Tek dertleri Ermenistan'ın gayri insani, gayri hukuki işgaline destek vermek ama bu amaçlarına ulaşamayacaklar. Nitekim bu konuda sesi çok çıkan ülkelerden bir tanesi, Türkiye ve Azerbaycan'a karşı birtakım girişimlerde bulunmaya çalışan ülkelerin başında Fransa geliyor. Fakat maalesef Fransa'daki kendini yönetememe problemini kapatmak için İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı en son Azerbaycan'daki durumla ilgili olarak Türkiye karşıtlığı, Doğu Akdeniz'deki durumla ilgili olarak Türkiye karşıtlığı gibi bir tavrın içerisine giriyor."
Fransa'nın hukuk ve insan hakları alanlarındaki kazanımının Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimi tarafından berhava edildiğinin görüldüğünü dile getiren Çelik, son olarak Fransa polisinin 10 yaşlarında 3'ü Türk, biri Cezayirli 4 çocuğu erken saatlerde ailelerinden alarak sorguladığını söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
"Bu çocuklar 10 yaşında. Çocukların sorgulanmasının sebebi de şu, Peygamber Efendimizle ilgili o çirkin karikatürler hakkında sınıfta yorum yapmaları isteniyor, çocuklar da inançları gereği tabii ki bu karikatürleri doğru bulmadıklarını söylüyorlar. Öğretmenleri bunu şikayet edince bu çocuklara terörist muamelesi yapılıyor. En son gelinen noktada 10 yaşında 4 çocuğu ailesine de doğru düzgün haber bile vermeden sorgulayan, bunlara terör suçlusu muamelesi yapan bir Fransa ile karşı karşıyayız.
Sonra tuttular Bozkurtlar adlı bir grubu, bir yapılanmayı 'biz yasaklayacağız' dediler. Orada Bozkurtlar adlı bir yapılanma yok, bu tamamen bir yakıştırma isim. Ermenilere karşı barışçıl protesto yapan Türkler'e karşı birilerinin buradaki kara propagandasını esas alarak oradaki kardeşlerimize Fransa devletinin bu şekildeki girişimleri söz konusu oluyor. Oradaki barışçıl gösteri yapan vatandaşlarımız böyle bir muameleyle karşı karşıyayken PKK üyeleri, 15 Temmuz kaçkını FETÖ'cülerse orada rahatlıkla gezebiliyorlar."
Yakından takip ettikleri bir diğer konunun da Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'ndeki gelişmeler olduğunu söyleyen Çelik, "Maalesef Amerikan seçimleriyle eş zamanlı olarak Netanyahu yönetimi yeni işgallere imza atıyor. Ürdün Vadisi'nde konutları yıkıyor, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin konutlarını yıkıyor. Dünyanın bir kere daha bu barbarlığa karşı, bu hukuksuzluğa karşı güçlü bir şekilde ses vermesini bekliyoruz. Biz de bu yaklaşımı şiddetli bir şekilde kınıyoruz." dedi.
Çelik, yarının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 82'nci yılı olduğunu hatırlatarak, "Bir kere daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Savaşı kahramanlarımızı rahmetle ve saygıyla yad ediyoruz. Her anmada da geçmişteki zor şartlarda verilen mücadelenin hepimize örnek olacağı şekilde geleceğe yürüme irademizi tazelemiş oluyoruz." diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın sosyal medya hesabından görevinden istifa ettiğine dair bir mektup paylaştığı anımsatılıp, istifanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilip edilmediğinin sorulması üzerine Çelik, şunları söyledi:
"MYK gündemini sizlerle paylaştım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde göreve getirme, görevden alma, istifayı kabul edip etmeme Cumhurbaşkanlığı makamının takdirindedir. Bu konuyla ilgili benim bir açıklama yapmam söz konusu değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız kendi takdirini uygun gördüğü şekilde kamuoyuyla paylaşacaktır. Göreve getirme, görevden alma, yetkilendirme, yetkisini alma Cumhurbaşkanlığı makamının takdirindedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeyiz, dolayısıyla bu MYK'nin konusu değil. Bu Cumhurbaşkanlığı kabinesiyle ilgili bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımız kendi takdirlerinde olan bu konuyu uygun gördüğü şekliyle kamuoyuyla paylaşacaktır."
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bakan Albayrak'ın paylaşımı sonrası yaşananları "devlet krizi" olarak nitelendirmesiyle ilgili soruya karşılık, şu ifadeleri kullandı:
"Devletimizde herhangi bir çarkın işlemediğine dair bir durum yok. Devlet gayet güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bir devlet krizinden bahsedecek şekilde herhangi bir noktada tıkanma, aksama söz konu değildir. Türkiye, Türkiye'nin yönetilmesinden Türkiye'nin dışındaki hak ve menfaatlerinin korunmasına kadar en güçlü kapasiteyle yoluna devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu pazar kapalı Maraş bölgesini ziyaret edecekler, Sayın Bahçeli'yi de davet ettiler. Cumhurbaşkanlığı kabinesi kendi gündemine, kendi konularına hakimdir. Öyle bir devlet krizi olarak nitelendirilecek bir aksama, bir tıkanma söz konusu değildir."
"Türkiye'nin hangi kanat kazanırsa kazansın hazırlıkları var"
Joe Biden'ın yeni ABD Başkanı olarak seçilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çelik, şu karşılığı verdi:
"ABD seçimlerini çok yakından takip ettik. Şimdi ki tartışmaları da yakın bir şekilde takip ediyoruz. Türkiye, seçim sonuçları resmen belli olduğu zaman Amerikan halkına ve Amerikan demokrasisine duyduğu saygı gereği kazananı tebrik edecektir. Biz seçim sonuçlarının resmen belli olmasını bekliyoruz. Önemli olan Amerikan halkının ve Amerikan demokrasinin verdiği karardır. Türkiye, adayların her ikisini de yakından tanıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin orada hangi kanat kazanırsa kazansın hazırlıkları vardır. Türkiye, hak ve menfaatlerini hangi politik araçlarla, hangi politik ajandayla karşısındaki muhataplarına göre savunma konusunda nasıl şekillendireceğiyle ilgili büyük bir deneyime sahip bir ülke. Türkiye, resmi sonuçlar açıklandıktan sonra kazananı tebrik edecektir. Başkan seçilen kişi ve yönetimiyle uygun politika araçları ve uygun politik gündemle beraber çalışacaktır."
Ömer Çelik, İsrail'in Filistin topraklarındaki yeni yıkım faaliyetlerine dair bir soruya, "Gerek Ürdün Vadisi'nde gerek Doğu Kudüs'teki bu yıkımlar insan haklarına aykırıdır, hukuka aykırıdır. Kesin olan şudur, iki devletli barışı yok etmektedir. Bu iki devletli barışı savunan ülkelerin bunu seyretmemesi gerekir. Trump döneminde geçen dönem alınan kararlar, başkentin Doğu Kudüs'e taşınması ve benzeri kararların hepsi yanlış kararladır. Barışa hizmet etmiyor, daha çok çatışmaya hizmet ediyor. Alınan kararlar çerçevesinde hem Ürdün Vadisi'ndeki hem Doğu Kudüs'teki bu yıkım kararları şiddetli bir şekilde protesto ediyoruz." yanıtını verdi.
"Vatandaşlarımızın hedef gösterilmesini kabul etmiyoruz"
Avrupa Konseyi Genel Sekreterinin Yahudi ve Müslüman karşıtı Nefret ve Nefret Suçları Özel Temsilcisinin göreve başlamasıyla ilgili görüşleri sorulan Çelik, şunları kaydetti:
"1 Kasım itibarıyla göreve başladı. Bu temsilcinin atanmasını son derece kıymetli buluyoruz. Yani Yahudi ve Müslüman karşıtı nefret ve nefret suçlarına karşı zaten öteden beri söylediğimiz şey budur. Bu kürsüden defalarca söyledim, antisemitizmin yerine birileri İslam düşmanlığını koymaya çalışıyor. Aslında o İslam düşmanlığının altını da biraz kazdığınız zaman o İslam düşmanlığı yapan aşırı sağcıların zihniyet dünyasını da yine antisemitizm var, Avrupa değerlerine düşmanlık var. Antisemitizm ve İslam düşmanlığıyla beraberce mücadele etmek daha etkili bir mücadele olacaktır. Bu yeni temsilcinin atanmasını son derece olumlu karşılıyoruz. Görevinde başarılar diliyoruz. Son derece önemli bir görev. Herhangi bir siyasi misyon değil. Dünyanın geleceği açısından önemli bir görev. Biz elimizden gelen desteği vermeye hazırız sayın temsilciye."
Çelik, Fransız hükümetinin "Bozkurtlar" hareketinin kapatılmasına yönelik kararıyla ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Avrupa'nın çeşitli yerlerinde bazen DİTİB'i gündeme getiriyorlar. Diyanet teşkilatına karşı bir karar almaya çalışıyorlar. Bazen 'milli görüş' diyorlar, bazen 'ülkücüler' diyorlar. Vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın ayrı ayrı etiketlere bölünerek hedef gösterilmesini kabul etmiyoruz. Üstelik bu hedef göstermelerin çoğunun arkasında, mesela bu 'Bozkurtlar' hareketi meselesinin gerisini baktığımızda aslında öyle bir yapılanma yok. Fakat Ermenilerin tavırlarını protesto eden Türkiye vatandaşlarına ya da Türk kökenlilere karşı böylesi bir faaliyet Ermeniler tarafından yürütülüyor. Fransa hükümeti bunu kendi gündeme alıyor. Oradaki vatandaşlarımızın bu şekilde hedef gösterilmesine hizmet eden bu gayri hukuki bir faaliyettir. Bu gayri hukuki faaliyeti, olmayan isimleri, olmayan dernekleri, olmayan gruplaşmaları hedef gösterme faaliyeti, Fransa'nın demokrasisine, kamu düzenine ve sosyal barışına hizmet etmez."
AA