Akademisyen arkadaşları vefatının 3. yılında Beril Dedeoğlu'nu anlattı

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu ile Yükseköğretim Kurulu üyeliği, geçici seçim hükümetinde AB Bakanı ve Başmüzakereci olarak görev yapan, akademisyen kimliğiyle de öne çıkan Prof. Dr. Dedeoğlu'nun vefatının üzerinden 3 yıl geçti.

Istanbul

Ankara'da 1961'de doğan Beril Dedeoğlu, Galatasaray Lisesi'ndeki eğitiminin ardından girdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden 1986'da mezun oldu.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yüksek lisans ve doktorasını tamamlayan Dedeoğlu, akademik kariyerine 1995'te Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde başladı.

Dedeoğlu 1999'de doçent, 2005'te profesör oldu. 2005'ten itibaren Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığını yürüten Dedeoğlu, uluslararası güvenlik ve strateji, Avrupa Birliği ile uluslararası ilişkiler alanlarında birçok kitap ve makale yazdı.

Çeşitli gazetelerde yazarlık da yapan Dedeoğlu, çözüm sürecinin bir parçası olarak oluşturulan "akil insanlar" arasında yer aldı. Dedeoğlu, 22 Eylül 2015'te geçici seçim hükümetinde Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci olarak atandı.

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu ile Yükseköğretim Kurulu üyesi olan Beril Dedeoğlu, 28 Şubat 2019'da beyin kanaması geçirerek, hastaneye kaldırıldı.13 Mart 2019'da 57 yaşında hayatını kaybeden Dedeoğlu, İstanbul Edirnekapı Mezarlığı'nda toprağa verildi.

"Akademi dünyasının fildişi kulelerine kendisini kapatmadı"

Vefatının üçüncü yılında Dedeoğlu'nu, çalışma arkadaşları AA'ya anlattı.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Dedeoğlu ile Galatasaray Üniversitesi'nde tanıştıklarını ve kısa sürede yakın dost olduklarını söyledi.

Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerinin başladığı yıllarda Beril Dedeoğlu'yla Galatasaray Üniversitesi'nde ortak akademik çalışmalara da imza attıklarını hatırlatan Gürsel, şöyle devam etti:

"AB süreciyle ilgili ortak çalışmamız sonunda, 'Türkiye, Avrupa Birliği Sarmalında Ayrıcalıklı Ortaklık Eleştirisi' adlı kitabımızı hazırladık. Bu sırada Beril'i bir akademisyen olarak daha yıkandan tanıma fırsatı buldum. Çok inatçı ve titiz bir akademisyendi. İnatçı olduğu kadar da sabırlıydı. Sakin bir karaktere sahipti. Çok erken kaybettik, ani ve beklenmedik bir kayıp oldu. Akademi dünyasının fildişi kulelerine kendisini kapatmış değildi, sosyal bir tarafı da vardı. Gerek akademi dünyası gerek Galatasaray Üniversitesi gerekse Türkiye açısından büyük bir kayıp oldu."

"Uluslararası İlişkiler Konseyi altında çok işbirliği yaptık"

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın ise, Dedeoğlu ile çok eskiye dayanan bir arkadaşlıkları olduğunu vurgulayarak, kendisiyle bir çok ortak projede çalışma fırsatı bulduğunu anlattı.

Birlikte doçent olduklarını ve arkadaşlıklarının o yıllarda başladığına dikkati çeken Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle Uluslararası İlişkiler Konseyi altında çok işbirliği yaptık. Beril Hoca, Türkiye'de bu alanın kurumsallaşması için çok çaba sarf etti. Konsey tarafından yapılan her oturumda mutlaka bulunurdu ve katkı vermeye çalışırdı. Türkiye'de uluslararası ilişkiler açısından da önemli bir noktada bulunuyordu. Son yıllarda siyasete de dokunduğu için akademik dünya, siyaset ve danışmanlık boyutlarını bir araya getirme imkanını da buldu ki bu herkese nasip olan bir şey değildir. O açıdan da önemli bir isimdir. Çalışma anlamında baktığınızda, kendisinden istenilen her sorumluluğu titizlikle yerine getirirdi. İşini zamanında bitirmeye çok özen gösterirdi. Kendi inanç ve fikirlerini farklı gruplara ifade etmekten hiç çekindiğini görmedim, ne düşünüyorsa bunu mutlaka söylerdi."

"Erken vefatı büyük bir kayıp"

Prof. Dr. Aydın, Dedeoğlu'nun özellikle ömrünün son dönemlerinde yaptığı çalışmalarla toplumun çok farklı kesimlerine dokunduğunu kaydetti.

İnsan olarak çok candan bir kişiliği olan Dedeoğlu'nun, temas ettikleriyle mutlaka bir ortak nokta bulduğunu ve kendisini sevdirdiğini belirten Aydın, "O yüzden seveninin çok olduğunu düşünüyorum. O yüzden hocanın erken vefatı, hem akademik hem uluslararası ilişkiler camiası hem de Türkiye açısından büyük bir kayıp. Her zaman yaptığı işi iyi yapma arzusu içindeydi. Öğrencileriyle de çok samimi ilişkisi vardı. Kendisini sürekli geliştirme arzusu içindeydi ki bu yanını çok kıymetli buluyorum. Kendisini çok özlüyoruz. Yeri doldurulamayacak bir insandı. " ifadelerini kullandı. / AA