İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Esen, AA muhabirine altın piyasasındaki gelişmeler, fiziki altına erişim ve salgın sonrası süreç hakkında yaptığı açıklamada, İAR'ın ana pazarlarının yüzde 70'inin yurt dışında olduğunu, hem ihracat hem de ithalat anlamında çok yoğun çalıştıklarını söyledi.
Salgın sonrası ilk başta hava yollarında, daha sonra ise kargo taşımacılığında işlerin durma noktasına geldiğini ve ülkelerin çeşitli tedbirler aldığını anlatan Esen, tüm bunların yıllık 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan İAR'ın haftada 3-4 kez gerçekleştirdiği dış satım sayısını haftada 1'e düşürdüğünü söyledi.
Esen, bu süreçte en çok tamamen insan eliyle yapılan hurda dönüşü sistemin etkilendiğini aktararak, "Şu anda sadece uluslararası anlamda kargo ile yapılan büyük çaplı ticaret devam ediyor. İç pazara baktığımızda Kapalıçarşı başta tamamen kapanmıştı ama şu anda tamamen kapalı değil. Sadece belirli çapta ticaretin, işin dönmesi için gerekli olduğu kadarıyla iş yapılıyor. Bu da doğal olarak Kapalıçarşı'nın toplam hacmini 10'da 1'lere, 20'de 1'lere düşürmüş durumda." diye konuştu.
Salgının ilk başlarında likidite sıkışıklığı nedeniyle altından nakde dönülmesine ilişkin Esen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Altın bu tür kriz dönemlerinde güvenli limandır. Bunun için de insanlar altında kalmayı tercih ederler ama bu bildiğimiz krizlerden değil. İnsan canı, sağlığı söz konusu... Bu nedenle insanlar yarınını değil, bugününü düşünme durumunda kaldı ve ellerinde o an ne varsa bir şekilde nakde dönmeye çalıştı. O yüzden de altına satış geldi, fakat bu bir süreliğine böyle diye düşünüyorum. Zaten gidişata baktığımızda dünyada da Türkiye'de de umuyoruz bir iki aylık süre içinde hastalık stabilize hale gelecek, ondan sonra düşüşe geçecek ve toparlayacak. Bir şekilde dünya bunun üstesinden gelecek. Dolayısıyla bir iki ay sonra tekrar ekonomi ile uğraşmaya başlayacağız. Kısa bir süre sonra altına tekrar dönüş olacaktır. Altın yine güvenli liman ve önemli bir finansal araç olmaya devam edecek ve önümüzdeki dönem altının rolü çok daha büyük olacaktır diye düşünüyorum."
"Altın isteyen her türlü temin edebilir"
Ayşen Esen, mevcut ortamda internetten altın ve gümüş gibi yatırım araçlarına erişimde yaşanan zorluklara değinerek, İAR'ın da salgın çıktıktan sonra internetten satışları hemen durdurduğunu ve ilk birkaç hafta internetten hiç satış yapmadıklarını anlattı.
Şu anda sayfaları üzerinden kapsamlı olmayan ama acil ihtiyaçlara cevap verebilecek bir çalışma başlatıldığını aktaran Esen, "Fabrikalar tam kapasite çalışmadığı için her küçük gramaj elimizde olmayabiliyor. Bu nedenle de birkaç gün içinde teslim edebileceğimiz, belirli gramajlara daha çok ağırlık veren bir yapıyı oturttuk. Kurye şirketleri ve PTT gibi hizmetler şu anda aynen sağlık çalışanları gibi çok zor şartlarda işleri yürütüyor. Bunu günlük yapmak çok ciddi ağırlığı olan bir işti. Adım adım daha emniyetli, sigortası sağlanmış bir modelle arkadaşlarımız çalışmalarını yapıyor." dedi.
Esen, Kapalıçarşı ve Kuyumcukent'teki ofislerinin açık olduğunu, birçok ana noktada kuyumcu ve döviz bürolarının da hizmet vermeye devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Altın isteyen her türlü temin edebilir. Gram altın sitemizde bağlantı bilgilerini verdik. Oradan bağlantı kurarak daha büyük miktarda altın almak isteyenleri de yönlendiriyoruz. Bize başvurduklarında her türlü destek veriyoruz. Zaten fiziki altının zor bulunduğu süreçte zaman zaman acil ihtiyaçlar da doğabiliyor piyasada. Böyle olduğu zaman büyük miktarlar dahi olsa hizmete devam ettik. Madenlerin hizmetini aksatmadık, onların süreci kesmemeleri için belirli bir düzen içinde göndermelerini sağladık. Aynı şekilde yurt dışında ihtiyaçlar olduğunda uygun destinasyonlardan yine çalışmalar yapılabiliyor. Biraz izleyip nerede ne ihtiyaç var gözlemleyerek karşılık vermeye devam ediyoruz."
"Altındaki değişim sağlıktan çıkıp ekonomiye geçtiğimizde ortaya çıkacak"
Fiziksel altın konusunda dünya çapında bir eksiklik olduğuna dikkati çeken Esen, bunun da maden ve rafineri çalışmalarındaki yavaşlama nedeniyle üretim döngüsündeki aksaklıklardan kaynaklandığını dile getirdi.
Esen, eskiden 4 bin ton olan dünyanın yıllık altın döngüsünün, şu anda 500 tonlara kadar düştüğü öngörüsünde bulunarak, "O yüzden fiziksel altın piyasada eksik olduğu için, malumunuz bir şey piyasada az ise fiyatı artar. Bir müddet sonra bunun olma ihtimali çok yüksek. Talep de şu anda fazla olamadığı için fiyat dengede, ancak arz az, talep çok olunca fiyat da buna göre dengelenecektir kendi içinde." ifadelerini kullandı.
Birçok merkez bankasının piyasaya para sürdüğünü, devletlerin teşvik açıkladığını anımsatan Esen, "Bu durumun dolarda daha hızlı bir harekete yol açtı. Merkez bankalarının para arzı, ister istemez para piyasalarını daha fazla etkiledi. Altındaki değişim bundan sonra, sağlıktan çıkıp ekonomik kısma geçtiğimizde ortaya çıkacaktır." şeklinde konuştu.
"Ne dolar, ne avro tek başına güvence değil, bunların hepsi kağıt parçası"
Esen, salgın sonrası değişen ortamda İAR'ın yeni döneme nasıl hazırlandığı ve teknolojik çalışmaları hakkında, "Teknoloji sanayide uğraşan her firma için çok önemli unsur. Altın sektöründe de teknolojinin ağırlığını, blockchain gibi sistemlerin gelişmesiyle görüyoruz. Blochain veya bitcoin gibi sistemler, fiziksel karşılığı olmadığı müddetçe bize hep soru işaretiyle bakmayı gerektiren kavramlar. Fiziksel karşılığı olmayınca kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Bu nedenle gelecek dönemde altına dayalı bir takım paraların, blockchain mekanizması gibi güvenliğinin sağlandığı ama arkasında fiziksel bir altının da olduğu sağlam sistemlerin gündeme geleceği aşikar. Biz de bunla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz." değerlendirmelerini yaptı.
Artık krizlerin nereden gelip kimi vuracağının belli olmadığının çok net görüldüğüne işaret eden Esen, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Eskiden büyük ülkelere bir şey olmaz derken, bu kriz çok değişik bir şekilde gelişti. O yüzden de artık hiç kimse dokunulmaz değil. O yüzden önümüzdeki dönemde ne dolar, ne avro, ne başka bir para tek başına güvence değil. Bunların hepsi kağıt parçası. Karşılığı olmadığında, o ülke zayıfladığında parayı da kaybediyorsunuz. O yüzden altın bence çok önemli bir unsur, çünkü altın tek bir ülkeye ait değil. Tek bir ülkenin yaşadığı krizle ya da finansal zorlukla altın yok olmuyor. Altın milyonlarca yıldır var ve var olmaya da devam edecek. Önümüzdeki dönemde altınla ilgili çok fazla yatırım olacak. Elektronik ortamda kullanımı daha da artacak. Elektronik anlamda baktığımızda da daha hızlı daha hizmeti hızlandıran bir takım yöntemler gelişecek. Altın işinde vakit nakittir. Sonuçta bir rafineri bir hizmeti 4-5 günde veriyorsa, Türkiye'deki rafineri aynı hizmeti 2-3 günde veriyorsa, Türkiye öne geçecek. O yüzden üretim araçlarının kalitesini artırmak gerekiyor. Bunların hepsi çalışageldiğimiz şeyler."
AA