Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz ihanet girişimi sırasında aktif rol oynayan, sivillerin ölümüne ya da yaralanmasına neden olan darbecilerden bazıları, başarısız olduklarını anlayınca yurt dışına kaçtı.
15 Temmuz ihanetinin başarıya ulaşması için sabah saatlerine kadar F-16 ve zırhlı araçların yanı sıra savaş gemilerini bile seyre çıkaran darbecilerden bazıları, halkın direnişi karşısında başarısızlığa uğrayınca çareyi firar etmekte buldu.
Bu şekilde firar eden isimlerin başında sözde yurtta sulh konsey üyesi eski tuğgeneral Ali Kalyoncu geliyor.
Olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı olan Kalyoncu, darbecilerin sözde atama listesinde 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanı ve Ankara sıkıyönetim komutan yardımcısı olarak yer aldı.
Kalyoncu, ihanet girişiminden 4 gün önce kendisi gibi darbeciler eski albaylar Bilal Akyüz, Orhan Yıkılkan, eski yarbaylar Savaş Kabaklı, Ertuğrul Terzi, Ercan Türkben ve Murat Yanık ile Altınpark civarındaki örgüt evinde bir araya gelerek darbe toplantısı yaptı.
15 Temmuz gecesi Ankara'nın kritik kamu kurumları ile şehrin ana güzergahlarını zırhlı araçlarla işgal edilmesi görevi verilen bu ekip, ihanet planını son kez gözden geçirdi.
Savcılık sorgusunda bu toplantılardaki görüşmelere ilişkin önemli bilgi veren Murat Yanık, "Tuğgeneral Ali Kalyoncu ve diğerleri 'Yönetime el koyacağız, darbeye ilişkin planlama yapıyoruz' şeklinde konuşmalar yaptı. Önlerindeki Ankara şehir haritası üzerinde Mamak Tugayının hangi noktaları kontrol edeceğini, Ankara'da kritik noktaları, kurum ve kuruluşlarına nasıl konuşlanacaklarını konuştular. Ankara'yı ikiye bölüp yarısını Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Komutanlığının kontrolünde olduğunu, diğer yarısının Mamak Tugayının kontrolünde olduğunu söylediler." itirafında bulundu.
Ankara'da terör estirdi
Darbe hazırlıklarını tamamlayana Kalyoncu, ihanet girişimine başlandığında yurtta sulh konsey üyesi ve sözde görevlendirme listesinde 4. Kolordu Komutanı olarak atanan eski tümgeneral Osman Ünlü ile Eşref Akıncı Kışlasında konuşlu 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına gitti.
Beraberindeki darbecilerle tugayın yönetime el koyduktan sonra darbe faaliyetlerine başlayan Kalyoncu, tank taburuna ait zırhlı araçlarla daha önce belirlenen noktaların işgal edilmesi emrini verdi.
Bunun üzerine eski yarbay Nuri Büyükyazıcı komutasındaki tanıklar Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nı işgale giderken eski yarbay Ejder Yıldırım da emrindeki tanklarla Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne saldırdı. Sanık eski yarbay Ertuğrul Terzi ise Jandarma Genel Komutanlığını işgal eden darbecilere desteğe gitti.
Bu şekilde Ankara'da terör estiren Kalyoncu'nun talimatıyla hareket eden söz konusu birlikler, aralarında polislerin de bulunduğu 16 kişinin şehit olmasına, 265 kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Katliam yazışmaları ortaya çıktı
Darbeci Kalyoncu'nun, eski albay Yusuf Bayazıt, eski yarbaylar Terzi, Büyükyazıcı, Yıldırım, Kabaklı ve Türkben'in yer aldığı WhatsApp grubu üzerinden katliam emirleri verdiği soruşturma aşamasında ortaya çıktı.
Yazışmalara göre, Jandarma Genel Komutanlığında halkın direnişiyle karşılaşan Yıldırım, kalabalığın dağıtılması için ısrarla istediği hava desteği, Kalyoncu tarafından olumlu karşılanıyor.
O anlara ilişkin, dava dosyasına giren darbecilerin yazışmaları şöyle:
Yıldırım: Emniyet hava, kuvvet macunu.
Ali Kalyoncu: Ejder geri çekil. Hava kuvvetleri emniyete doğrudan müdahale edecek.
Kabaklı: Ejder, uygula.
"Vatandaşları direkt indirin"
Firari Kalyoncu'nun, darbe girişimine direnen vatandaşların şehit edilmesi emrinin darbeciler tarafından anında uygulandığı da yazışmalara şöyle yansıdı:
Kalyoncu: Hiçbir vatandaşın ZPT veya araçların üzerine çıkmasına müsaade edilmeyecek. Direkt müdahale edin, indirin.
Yıldırım: Ok. Ettik, 8-10.
Kabaklı: "Nuri neredesin?
Büyükyazıcı: Komutanım ben 3 tekerlekli araçla geliyorum. Tabur komutanı arıza çıkarıyor.
Terzi: Komutanım jandarmanın emniyetini aldım. Bayağı biriktiler.
Yusuf Bayazıt: Kara Havacılık Komutanlığından 40 bin mühimmat vereceğim Genelkurmay için, kışlada bekliyoruz.
Terzi: İş makineleri ve çok kalabalıklar. Takviye imkanı var mı?
Kalyoncu: Çok az bekle.
Terzi: Emredersiniz komutanım.
Kalyoncu: Durumu değerlendir, kararını ver. Neye ihtiyacın var?
Terzi: Helikopter, uçak komutanım.
Kalyoncu: Tamam. Mühimmat olarak?
Terzi: Sanırım jandarmaya girdiler.
Kalyoncu: Giren kim?
Terzi: Polis. Tam isabetli uçaklar uçsunlar, devamlı. Komutanım yardım, uçak.
Kalyoncu: Nereye istiyorsun, nokta?
Terzi: Aynı yer.
Kalyoncu: AŞTİ, saray yoluna.
Terzi: ZMA taraf değişti, etrafım sarıldı.
Kalyoncu: Önceki yere geliyor.
Terzi: Doğusuna, komutanlık içinde polis kobrası var.
Kalyoncu: Mühimmat getirilirse sana nasıl ulaştırılır, ortam nasıl?"
Darbeden sonra kaçtı
Kalyoncu'nun son ana kadar darbe arzusundan vazgeçmediği, darbeci tümgeneral Osman Ünlü'nün beyanlarına da yansıyacaktı.
Kalyoncu'nun, "Gerekirse intihar ederim yine de vazgeçmem." dediğini aktaran Ünlü, ayrıca darbeci generali, "gözü dönmüş biri" olarak tanımladı.
Sabah saatlerine kadar kanlı eylemlerini sürdüren Kalyoncu, bütün çabasına rağmen başarılı olamadı ve bulduğu ilk fırsatta olay yerinden kaçtı.
Çareyi yurt dışına sığınmakta bulan darbeci Kalyoncu, "anayasal düzeni ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikaste teşebbüs" suçlarının yanı sıra 250 vatandaşın şehit edilmesi, 2 bin 686 kişinin de yaralanmasından sorumlu tutuluyor.
AA