Arınç’tan önemli açıklamalar

Bülent Arınç, "Merkez Bankası Başkanı görevinin başındadır." dedi.

Başbakan yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Bir gazetecinin, 4 eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonuna, AK Parti'nin isim bildirmediğine yönelik, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in serzenişte bulunduğunu belirterek, "Bununla ilgili gelişme bekliyor musunuz önümüzdeki günlerde" yönünde soru yöneltmesi üzerine, Arınç, şunları söyledi: 

"Sayın Cemil Çiçek'in serzenişi sadece bununla sınırlı değil. Aynı zamanda üye bildiren partilerin de üyeliklerine itiraz olduğundan bahsediyor. Bazı siyasi partiler veya onların temsilcileri, iç tüzüğü okuma zahmetine bir katlansalar. Grup başkanvekilleri, Meclis Başkanvekillerini vesaire grup yönetimini kastediyorum. Bir meclis soruşturması komisyonu kurulmasına karar verildi. Bütün partilerin oylarıyla oldu. Bildiğim kadarıyla 400'den fazla oy kullanıldı. Biz de 'evet' oyu verdik, gizli oylamada. Buraya üye olacak insanların, yani milletvekilleri üç liste fazlasıyla veriliyor. Meclis Soruşturma Komisyonu adli bir görev ifa edecek. Savcının yapacağı görevleri yapacak. Dolayısıyla bu ismi geçen bakanlar hakkında bu olaylarla ilgili olarak dışarıda, basında, Meclis kürsüsünde veya herhangi bir konuşması sırasında olumlu ve olumsuz görüş bildirmemesi gerekir. Niçin? Çünkü ihsası reyde bulunmuş oldu. 'Bu bakanlar çok iyidir. Böyle bir şey katiyen yapmamıştır' diyen birisi, olumlu görüş bildirmiş ama 'hepsi aslında hırsızdır. Bunları yargılamaya bile gerek yok. Gerekeni yapın' diyen insan da olumsuz görüşünü bildirmiştir. Bu ihsası reydir. Yani komisyona girerken daha kanaatini önceden ifade etmiş. Dolayısıyla bunların üye seçilmesi mümkün değil." 

"AK PARTİ GRUBU BİR TARAMA YAPIYOR"  

"Geçmişte de bu uygulamalar oldu. İç tüzüğün maddelerini okusalar bunları görecekler ama zahmet etmiyorlar" ifadesini kullanan Arınç, şöyle devam etti: 

"Bu komisyon üyeliklerinin seçiminde de ondan sonra kendi arasındaki komisyon başkanlığı ve diğer üyeliklerin seçimi de mutlaka bu ölçülere uygun olarak yapılmalıdır. Evet, diğer partiler bildirmişler. Bildirdiklerinin üçte ikisi bu kapsamda kaldığı için bunların değiştirilmesi, yerine yeni üyelerin isminin bildirilmesi gerekecek. Belki sadece bunu düşünerek AK Parti Grubu bir tarama yapıyor. O tarama yapmayı yapmak çok da zor değil. Arama motoruna girdiğiniz zaman hangi milletvekilinin, bu bakanlardan kiminle ilgili olarak nasıl bir konuşma yaptığını, nasıl bir görüş bildirdiğini ortaya çıkaracak. O yüzden kendi üyelerini böyle titizlikle seçiyor da olabilir. Benim bildiğim, anladığım kadarıyla arkadaşlar, Meclis Soruşturma Komisyonunun raporu, Meclis'te görüşüldükten sonra eğer bu kişilerin Yüce Divanı gerekiyorsa yargılanacaklar. Yargılanacakları için de Meclis Soruşturma Komisyonu kurulurken, gruplarda toplantı yapılamıyor. Grup kararı alınamıyor. Her milletvekili kendi vicdanı kanaatiyle, gizli oylamayla, 'soruşturma açılsın veya açılmasın' diyebiliyor. Vicdanı kanaatleriyle herkes, 'soruşturma açılsın' dedi, herkes yine bu ölçüler içerisinde üye olarak seçmek ve onları bağımsız sadece vicdanlarıyla ve hukuk bilgileriyle baş başa bırakmak gerekebilecek. Zannediyorum ki bu hafta içerisinde AK Parti Grubu da soruşturma komisyonuna vereceği üyeleri mutlaka bildirmiş olacaktır. Bildirmezse o zaman kasıtlı bir gecikmeden bahsedilebilir. Bunun sorumlusu AK Parti Grubu olur."

"MERKEZ BANKASI BAŞKANI GÖREVİNİN BAŞINDA"

Başbakan yardımcısı Arınç, bir gazetecinin "Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın bugünkü sunumuna ilişkin değerlendirmesini istemesi ve "Hükümet, Merkez Bankası'nın yapısında ya da mevzuatında bir değişiklik öngörüyor mu ya da yasal bir düzenleme söz konusu olabilir mi?" yönündeki sorusuna karşılık ise "Merkez Bankası Başkanı, görevinin başındadır. Olumlu bir sunum yaptı. Bütün Bakanlar Kurulu üyeleri de bu değerlendirmelere katılmıştır." ifadesini kullandı.

Arınç, "Bu konuda söylenecek başka bir cümle ya da kelime mümkün değildir. Ne bir kanunda değişiklik yapma tasarısı veya teklifi, ne de bir başka anlama gelebilecek bir çabanın içerisinde değiliz. Herkes görevini iyi bir şekilde yapmaya çalışıyor." dedi.  

“BU İLKEDEN ŞAŞMADIK”  

Başbakan Erdoğan'ın faizlerin indirilmesine yönelik taleplerinin yeni olmadığını, bunları grup toplantısında ve ekonomik kuruluşlar ile ilişkileri sırasında dile getirdiğini belirten Arınç, "Faiz konusu Merkez Bankasının görevlerinden sadece bir tanesi. Biliyorsunuz AK Parti'nin kuruluşunda da hükümet beyannamesinde de ekonomik kurulumuzun ilk yaptığı çalışmalarda aldığı karara göre de Merkez Bankamızın bağımsızlığı esastır. Bu ilkeden bugüne kadar şaşmadık, bundan sonra da şaşmaya niyetimiz yok" dedi.

“ÇOK ACI BİR OLAY”  

"Diyarbakır'da annelerin eylemi devam ediyor. Bununla ilgili Başbakan B ve C planlarından bahsetmişti. Önümüzdeki günlerde yeni bir adım söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, şunları kaydetti:

"Çocukları çok genç yaşlarda da olsa bir şekilde aldatılarak veya kandırılarak veya tehditle dağa çıkarılmış aileler var. Bunların içerisinde 10 yaşında çocuklar olduğu gibi 17-18 yaşında lise öğrencisi veya üniversiteye başlamış gençler de var. Bu, çok acı bir olay, bir yürek yarası. İlk defa anneler, babalar, aileler, çocuklarının aldatılarak dağa çıkarılmış olması karşısında isyan ettiler. İsyan ederken de barışçı bir eylem yaptılar. Başkalarının yaptığı gibi tahrip ederek veya başka yerlere mesajlar vermek için bunu bir siyasal gösteriye ulaştırmak amacını taşımadılar. Gözleri yaşlı anneler, Diyarbakır Belediyesinin karşısında durdular, 'Çocuklarımızı geri getirin dediler. Hatta bu arada BDP'nin Genel Başkanı Sayın Demirtaş ile de bir görüşme yaptılar. Biz, ümitle bekliyoruz ki çocuklarımız, annelerine, ailelerine dönebilsinler. Bu konuda aracılık yapması gereken insanlar da samimi olarak ve insani olarak bu çabaları göstersinler. Bütün Türkiye kulak kesildi, dikkat çekti. Biz de 76 milyon insanımızın bu annelerin, babaların feryatlarına kulak vermesini, onların eylemlerine gönülden destek vermesini arzu ettik. Türkiye bu konuya odaklanmışken maalesef Diyarbakır Belediyesi, bu aileleri olduğu yerden kaldırdı, bir başka yere gitmek mecburiyetinde bıraktı. Yeter ki Diyarbakır Belediyesinin önünde bu barışçı eylem gündem oluşturmasın, düşüncesiyle. Doğrusu Diyarbakır Belediyesini de Başkanını da kınıyorum. Bu insanlar, daha önce Gezi eylemleri veya çok daha öncesinde, yani ailelerin yaptığı, annelerin yaptığı eylemlere ne kadar büyük destek vermişlerdi, onlarla birlikte olmak için ne büyük çaba sarf etmişlerdi. Onların eylemlerine sıcak bakan insanların, anne yüreği karşısında bu kadar duyarsız kalmasını, adeta bu işin üstünün örtülmesini istemelerini ancak kınamakla ifade edebiliyorum. Gerek BDP'li siyasetçiler, gerekse çözüm sürecine destek veren herkes, gerekse bu konuda siyasi aktör olarak kendisini güçlü bulan herkesin bu çocuklarımızın dağdan indirilerek ailelerine teslim edilmesi konusunda çaba göstermesi gerekir. Bu da en çok gözleri İmralı'da veya kulakları Kandil'de olanlara düşer. Bu konuda eğer hiçbir çabaları olmayacaksa hatta bu eylemleri bitirmek için türlü çeşitli birtakım oyunlar oynamaya başlamışlarsa Sayın Başbakanımızın ifadesi odur ki 'Siz bu işi yapmazsanız biz, devlet olarak, hükümet olarak B ve C planlarımızı uygulayacağız.' Bu konuda gelinen aşamada, ne düşünüyorsa Sayın Başbakanımız, bunu grup konuşmasında ifade edeceklerdir. O zaman hükümetimizin, güvenlik güçlerimizin bu konuda ne yapacağını zannediyorum yarın açık şekilde kamuoyuna açıklamış, ifade etmiş olacaktır."

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ  

Arınç, "Cumhurbaşkanlığı seçimi için AK Parti'nin adayı açıklanmadı. Başbakan, Cumhurbaşkanı olursa Başbakanlık için yapılan anketlerde Cumhurbaşkanı Gül ve ardından sizin isminiz geçiyor. Bu konu hiç aranızda konuşuldu mu? Size böyle bir teklif gelse nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Bakanlar Kurulu'nun gündeminde böyle bir konunun yer almadığını belirterek, "Kendi aramızda dahi bunu görüşmeye fırsat olmadığını söylemekle yetineyim" dedi.  

AFGANİSTAN'DAKİ BOMBALI SALDIRI  

Bülent Arınç, Afganistan'da EMTA inşaat şirketinin üç çalışanını Kabil'e yaklaşık 150 kilometre mesafede Celalabat vilayetindeki şantiyeye taşıyan servis aracına yönelik uzaktan kumandalı bombayla saldırı düzenlendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Maalesef EMTA çalışanlarından proje müdürü Fuat Taş, Ümit Ünal ve Halil Gün isimli yurttaşlarımız hayatlarını kaybettiler. Ahmet Şahinoğlu vatandaşımız da yaralandı, tedavisi üzerine ihtimam gösteriliyor. Üç yurttaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Şu ana kadar faili henüz bilinmeyen bir olayla karşı karşıyayız. Bu, bir alçakça saldırıdır. Onu lanetliyoruz. Türkiye ve Afganistan dost ve kardeş iki ülkedir. Birbirimize her alanda yardımcı olmak mecburiyetindeyiz."

İç ve dış güvenlik ile bölgesel konuların da Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldiğini anlatan Arınç, belediye başkanlığı seçimlerine yönelik de bazı değerlendirmeler yapıldığını aktardı.

Soma'daki maden faciasıyla ilgili bakanların yaptığı çalışmaların müşterek bir tasarı olarak TBMM'ye sevk edildiğini hatırlatan Arınç, konunun en kısa zamanda TBMM'de ilgili komisyonlarda görüşülmesinin beklendiğini söyledi.