Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı'nda partisinin ilk grup toplantısında konuştu. Açıklamasında emekli maaşlarına yönelik de konuşan Bahçeli, yapılacak zam oranının enflasyon verilerinin üzerinde olması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
"Değerli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, basınımızın değerli temsilcileri bu kutlu çatı altında yeni yasama yılına yüreklerimizin toplu vuruşu ile giriyoruz.
Hepinizi en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımıza, coğrafyamızda varlık mücadelesi veren kardeşlerime selam ediyorum.
1 Ekim'de başlayan yeni yasama yılının milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, milli mücadele kahramanlarına, ebediyete intikal etmiş vekillere ve aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Gazi Meclis'imizi kim yok sayıyorsa, adını anarken kim şüpheye düşüyorsa bir karanlık içindedir. Ne cumhuriyetimizi anlamaları ne de meclisi saygı ile anmaları mümkündür. Cumhuriyet'in temeli TBMM'de atılmıştır. Kurtuluş savaşında Türk milleti zulüm karşısında tek ses olmasını bildi. Şafağı sökmeyen, felaketlerin birbirini kovaladığı nice senelere göğüs gerilmişti. Vatanımız kundaklanmış, milletimiz kuşatılmıştı. Serv ile bugünkü Türkiye'nin dörtte birine sıkıştırılmış, kısıtlanmış vatan toprakları yağmalanmış, milli ordudan yoksun, sömürgeleşmiş sözde ülke milletimize reva görülmüştü. Milletimiz bu zillere kanıyla meydan okudu.
DELİMİZ DE VARDIR VELİMİZ DE VARDIR
Kürsel emperyalizmin içimize sızan maşaları bu gerçeği ikrar etmeleri boştur. Manda özlemi bunların umududur. Türkiye Cumhuriyeti'nin mazisi Meclis'in çağrısıdır. Bu çağrı İstiklal çağrısıdır. Bu çağrı milli birlik ve kardeşliğin çağrısıdır. Gazi Meclis'in bu yasama yılında tarihi dönüm noktasına şahit olacağız. Türkiye Cumhuriyeti 100. yılını kutlayacağız. Fikri, vicdanı hür yüz yıllık geçmişi kucaklayan, önümüzdeki yüz yıla mühür vurmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti iftiharımızdır. Dosta da düşmana da göstereceğiz.
Türkiye bizim yer yüzü cennetimizdir. Türk vatanı kıyamete kadar helali hakkımızdır. Namusumuza emanettir. Hain emeller barınamayacaktır. Bizim delimiz de vardır, velimiz de vardır. O deliler millete, vatana meftundur. En delimiz bile satılmış kalemlerden çok daha akıllı çok daha adam oğlu adamdır.
Devlet milleti ile Türkiye irademizi her şart ve durumda muhafaza edeceğiz. Fitne ne kadar yaygın olsa da faziletli gönüllerin desteği ile karşımıza dikilen her müşkülü yeneceğiz. Aynı safta aynı ülkülerle ufkun ötesine odaklanacağız. Vatani görevlerimizi inancımızın gücü ile yerine getirdik. Buna da devam edeceğiz.
KRONİK SORUNLARA NEŞTER VURDUK
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kronik sorunlara neşter vurduk. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin umut olduğunu gösterdik. Gücümüze güç kattık. MHP ve Cumhur İttifakı güçlü olduğu sürece demokrasi güvence altındadır. Türkiye'nin öncelikli meselelerin çözümünde her çabayı gösterecek Cumhur İttifakı olacaktır. Türkiye'nin ne geçmişte ne geleceğinde zillete yer yoktur. Terör örgütleri ile can ciğer kuzu sarması olanlara kanacak olan yoktur. Dün ne dediysek aynı kanaatteyiz. Gevşek mizaca hiç sahip olmadık. Siyaseti mert bir şekilde yapmanın amacından sapma göstermedik. Bizi tanıyanlar tanır. Ağzımızdan çıkan her söz bağlayıcıdır. Tutarlılık bizim için vazgeçilmezdir.
DÜNYADA 800 MİLYON AÇ VARKEN OBEZİTEDEN KURTULMAK İÇİN ASTRONOMİK PARALAR HARCANMASI ÇARPIKLIĞI İŞARET EDİYOR
Devletin muzaffer, milletin müreffeh olması siyasetimizin ana çerçevesidir. Bugün dünyanın bir köşesinde tezahür eden sorun bir başka köşede yankı bulmakta. Dünyada 800 milyon aç varken obeziteden kurtulmak için astronomik paraların harcanması çarpıklığı işaret etmektedir.
Sefa sürenlerle sefalette olanların temerküz etmesi hazin tablonun derinleştiğini göstermekte. Terör saldırısı, etnik çatışmalar insan hayatının ne kadar ucuzladığının bir belirtisidir. İnsanlık huzursuzluğun pençesinde, gemisini kurtaran kaptan mantığının çekim merkezindedir. Demokrasi ve özgürlük ruhu yalnızca göz boyamaya yarayan hamaset düzenekleridir.
Mevcut dünyanın hali dağınık olsa da Türkiye içine kapanamaz. Çevresine sırtını dönemez. Nihai hedefimiz bellidir. Ant olsun yolumuzdan dönmeyecek, ülkümüzden vazgeçmeyecek, Kızılelma'dan ödün vermeyeceğiz. Ülkemizi hiçbir alçağa çiğnettirmeyeceğiz. Ahlak varsa yıkım olmayacaktır. Bugün bakır arıyorsak yarın mutlaka altına ulaşacağız.
KESKİN BIÇAK OLMAK İÇİN ÇOK ÇEKİÇ DARBESİ YEMEK GEREKİYORSA BALYOZA BİLE RAZIYIZ
Keskin bıçak olmak için çok çekiç darbesi yemek gerekiyorsa balyoza bile razıyız. Artık sesini yükselten sözünü dinleten, böyle gelse de böyle gitmez diyen güçlü bir Türkiye yer kürede kristalize olmuştur. Önümüze hendek kazmak için el birliği yapanlar, balmumundan kanat yapıp uçmaya çalışanlardır. Bunlar kaybetmeye müstahaktır. Bunlarla mücadele bizim için düğün bayramdır.
Parti olarak yol haritamızı paylaşmayı samimiyetle hedefliyoruz. İç gündemi, dış gelişmeyi bütünlük içinde ele alıp düşüncelerimizi tarihe not olarak geçmeyi istiyoruz.
Seçimlerde TBMM teşekkül etmiş Cumhur ittifakı da çoğunluğu kazandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde sağlam iradeyi destekledi. Türkiye Yüzyılı'nı sahiplenerek Sayın Erdoğan'ı yeniden devletin başı olarak görevlendirdi. İkinci 5 yıllık döneme de demokratik olgunlukla geçildi. söz de karar da milletin. Kılıçdaroğlu'nun milletin seçimine gösterdiği tepki faşist dürtülerin sonucudur. Seçimi yapan Türk milletidir. Bunun neresinde ahlaki boşluk ve meşrutiyet sorunu vardır. Kaynağı nedir? ABD ve İngiltere'de FETÖ'cülerle ittifak kurmak mı meşrutiyet, PKK ve HDP ile buluşmak mı meşrutiyet? Kavala'ya özgürlük istemek mi meşrutiyet? Anlatsın da bilelim. Neresi meşrudur da bize meşrutiyet ahkamı kesmektedir.
KILIÇDAROĞLU İTİBARINI NASIL KAZANACAĞINI HESAP ETSİN
Kılıçdaroğlu kendine baksın, işine baksın, İtibarını nasıl kazanacağını hesap etsin. CHP yoldan çıkmıştır. Cumhur ittifakı polemik yarışına girecek kadar şaşkın değildir. Biz milletin gerçek gündemi ile, bölgesel gelişmeler ile meşgul oluyoruz. Milletimiz bu siyasi kötürümlere seçimlerde hak ettikleri dersi verdi. Hala kafaları almamış. Hala bana mısın demiyorlar. Turpun büyüğü 31 Mart'ta çıkacak, zilletin defteri dürülecek.
Sayın Erdoğan'ın 1 Ekim'deki konuşmasında anlaşılacağı gibi deprem bölgesindeki konteynerlarda 600 bin vatandaş barınmaktadır. Depremden etkilenen şehirlerin ihyası için tüm imkanlar devrede. Depremzede vatandaş yalnız değildir. Hep yanlarındayız. Yaralar özenle sarılacaktır. Beklentisiz destek ile kesintisiz hizmet sürecektir. Tüm gücümüzle yanlarındayız.
"EMEKLİYE ZAM" MESAJI
Sosyal ekonomik reformlarla gelişmeyi her kesime yaymaktır hedefimiz. Hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecek. Emeklilerimizin insanca yaşayacağı mücretten başka seçenek kalmadı. Enflasyon üzerinde zam verilmesi hatta kök ücrete yansıtılması samimi dileğimizdir. Esnaf ve çiftçinin prim yükünün hafifletilmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Küçük esnafın emeklilik primi aşağı çekilmeli. Çiftçiden dar gelirlilere kadar sosyal ekonomik yönden herkesin yüzünü güldürmek boynumuzun borcu.
ANKARA'DA TERÖR SALDIRISI
Terör ile mücadeleyi mutlak sonuçla sonuçlandırıp milletin gündeminden çıkarmaktır. Ankara'da teröristler bombalı saldırı girişiminde bulundu. Terörü lanetliyorum. Keskin bıçak olmak için çok çekiç darbesi yemek gerekiryorsa balyoza bile razıyız. Artık sesini yükselten sözünü dinleten, böyle gelse de böyle gitmez diyen güçlü bir Türkiye yer kürede kristalize olmuştur.
Önümüze hendek kazmak için el birliği yapanlar, balmumundan kanat yapıp uçmaya çalışanlardır. Bunlar kaybetmeye müstehaktır. Bunlarla mücadele bizim için düğün bayramdır.
Bu soysuzların kökü kurutulacaktır. Terör ile huzur, terör ile insanlık arasında ikinci seçenek yoktur. Şaibeli duruş sergileyen, onlardan medet uman kim varsa durumunu gözden geçirmelidir.
Parti olarak yol haritamızı paylaşmayı samimiyetle hedefliyoruz. İç gündemi, dış gelişmeyi bütünlük içinde ele alıp düşüncelerimizi tarihe not olarak geçmeyi istiyoruz.
Sayın Soylu'ya iftira kuyruğuna girmeleri zaman ayarlı bir tuzaktır. Görevden alınan bazı isimler için dedikodu doğru ve hakkaniyetli değildir."