Balıkesir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ömer Yalım, yetim ya da kimsesiz çocukların artık yurt yerine koruyucu aile ve evlat edinme modeliyle topluma kazandırıldığını söyledi. Yalım, "Geçen yıl Balıkesir'de 21 olan koruyucu aile sayısı, bu yıl 56 oldu. Bu ailelerde 67 çocuğumuz var. Son bir yılda üç katına çıkardık. Bir aile, en fazla üç çocuk alabiliyor. İzmir, İstanbul, Ankara ve Bursa ile Balıkesir'i karşılaştırırsak biz çok ilerideyiz. Hem koruyucu aile sayısı hem de artış olarak Türkiye'nin ilk sırasındayız." dedi.
Koruyucu aile ve evlat edinmenin çocuklar için aile ortamına en yakın model olduğunu ifade eden İl Müdürü Yalım, birinci önceliğin bu iki modelden birisi olduğunu bildirdi. Anne veya babası vefat etmiş çocuklara bakabilecek bir akraba ve komşusu varsa ekonomik olarak desteklendiklerini aktardı. Çocukların ailelerin yanında hayata tutunduğunu vurgulayarak, çocuğu olmayan veya tek çocuklu aileleri özellikle koruyucu aile olmaya davet etti. Koruyucu ailelerin memur ve kültür seviyesi yüksek kişilerden oluştuğunu söyleyen Ömer Yalım, "Koruyucu aileye verebilecek, 0-15 yaş arası 50 çocuğumuz var. Balıkesir'de 50 fedakâr aile bekliyoruz." çağrısında bulundu.
Ellerinden geldiği kadar aileyi parçalamadıklarını, çocukları yaşadıkları çevreden koparmadıklarını belirten Yalım, "Sıcak aile bağlarının devam etmesini istiyoruz. Bunun için çocuklara bakabilecek ailelere maddi destek veriyoruz. Bunu yaparken bazı kıstaslarımız var. Öncelikle görevli arkadaşlarımız, gerçekten çocukların mağdur olup olmadığını araştırıyor. Geçmişte koğuş sistemi, kalabalık ortam ve farklı sebeplerden dolayı yuva ve yurtlarda maalesef çocuklarımızı kaybediyorduk. Şimdi ise öncelikle çocuğu aileden koparmıyoruz fakat aile yoksa ve kimse sahiplenmediyse evlat edinme ve koruyucu aile sistemi devreye giriyor." şeklinde konuştu. Balıkesir'de koruyucu aile modelinin daha yaygın olduğuna dikkat çeken Yalım, ailelerin evlat edinmede 0-3 yaş arasındaki çocukları tercih ettiğini, il genelinde 40 ailenin evlat edinmek için sıra beklediğini kaydetti.
'KORUYUCU AİLE OLMANIN ŞARTLARI VAR'
Koruyucu aile olmada öncelikli olarak yaşa bakıldığının altını çizen İl Müdürü Ömer Yalım, şöyle devam etti: "25-65 yaş arasındaki aileler bu kapsama giriyor. Sabıka kaydına bakılıyor, yüz kızartıcı suçlardan sicili bozuk ailelere çocuk verilmiyor. Ayrıca düzenli geliri olması gerekiyor. Yeni sistemde koruyucu aileler sigorta kapsamına alınacak. Her çocuk için ailelere 700 lira yardımda bulunuyoruz. Yılda üç kez çocukların eğitim, kırtasiye ve kıyafeti için 700'er lira veriyoruz. Çocuklarımızın servis ve okuldaki yemek paraları da ödeniyor. Bunun yanında her öğrenciye aylık 40 lira cep harçlığı veriliyor. Varsa sosyal ve sportif kurs giderleri de karşılanıyor. Aileden herhangi bir para çıkmıyor."
Ayrıntılı bir araştırmanın ardından çocukların koruyucu ailelere verildiğini anlatan Yalım, "Çocuk verilmeden önce günlük, haftalık ve aylık periyotlarla ailenin yanına gidiyor. Bir ay süren deneme süreci olumlu sonuçlanırsa veriliyor. Bu aşamadan sonra çocuklar, ailenin manevi evlatdı oluyor. Ardından uzmanlarımız, aileye rehberlik hizmeti veriyor. Çocuğun psikolojisi, nasıl davranması gerektiği öğretiliyor. Ardından ilk yıl belirli aralıklarla aile ve çocukla görüşülüyor." açıklamasında bulundu.
'DİNEN BİR SAKINCASI YOK'
Koruyucu aile modeli hakkında bazı vatandaşların dinen çekinceleri olduğu yönünde duyumlar aldıklarına işaret eden Yalım, "Diyanet İşleri Başkanlığı, bu sistemin dinen bir sakıncası olmadığına yönelik fetva verdi. Ayrıca Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde de koruyucu aile modelinin uygulandığını görüyoruz. Örneğin sahabe efendilerimizden Hz. Enes (RA)'i, annesi çocukken Peygamberimiz'e getirip teslim ediyor. Koruyucu aile olan bazı vatandaşlarımız, duygularını çok güzel örneklerle aktardı. Örneğin 20 yaşında doktor olan, tek çocuklarını kaybeden aile adeta hayata küsüyor. Vefat eden çocuklarının da vasiyeti gereği bir kız çocuğuna koruyucu aile oluyorlar ve tekrar hayata tutunuyorlar. Diğer bir ailemizin de 11 yıl çocuğu olmamış. Koruyucu aile olduktan sonra bir çocukları olmuş. Bu anlatılanlardan, ailelerimizin bir yetime sahip çıkmanın semeresini aldıklarını görüyoruz." CİHAN