Başarılı Olma Kaygısı En Çok Özgüven Sorunu Olan Ergenlerde Yaşanıyor

Hayatın dönüm noktalarından olan sınavlar, özellikle ergenlik çağındaki öğrenciler için büyük önem taşıyor.

Hayatın dönüm noktalarından olan sınavlar, özellikle ergenlik çağındaki öğrenciler için büyük önem taşıyor. Ülke genelinde bir milyon 500 bin öğrenci, geleceklerini etkileyecek sınavlarda başarılı olabilmek için büyük bir uğraş veriyor. Yoğun çalışma temposu, sınav yaklaştıkça yerini strese bırakırken, başarısızlık duygusu ve gelecek kaygısı, öğrencilerin psikolojilerini ise olumsuz etkiliyor.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, özellikle özgüven sorunu olan, ergenlerde başarılı olma kaygısının daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Ortaöğretim Kurumları’na Geçiş Sınavı (OGS), Seviye Tespit Sınavı (SBS), Üniversiteye Geçiş Sınavı (YGS) derken öğrencilik hayatı sınav stresleri altında geçiyor. Ergenlik döneminde özerklik kazanıldıkça bireysel sorumlulukların artması, bilişsel ve ahlaki gelişimin ilerlemesiyle gençler, sınav stresi sebebiyle başarılı olma kaygısı ve gelecek endişesi hissisine kapılıyor. Ergenlik çağındaki öğrencilerin kendilerini ispatlamak ve tam anlamıyla özerklik kazanmak için tek yolun sınavlarda başarılı olmayı gördüğüne dikkat çeken uzmanlar, aşırı kaygının da başarısızlığı doğurabileceğinin altını çiziyor.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, ergenlik dönemindeki öğrencilerde ortaya çıkan gelecek kaygısı ve başarısızlık hissi ile ilgili değerlendirmede bulundu. Ergenliğin son döneminde doğru kimlik gelişimi hızlandıkça mesleki becerilerin ve hedeflerin şekillendiğini ifade eden Doç. Dr. Karabekiroğlu, kaygının da arzulanan mesleğe ulaşma hedefiyle ortaya çıktığını kaydetti.

Ergenlikte öğrencilerin hedefine ulaşabilmek ve istedikleri geleceği elde etmek için önlerindeki sınav engellerini fark etmeye başladığının altını çizen Doç. Karabekiroğlu, “Ergenlikte yoğunlaşan kaygının önemli bir nedeni de kimlik gelişim sürecinde içselleştirdiği, anne babasının ve yakın çevresinin ideallerine ulaşma yolunda hissettiği başarılı olma kaygısıdır. Bu kaygı özellikle sınav dönemlerinde kendini belli eder. Onun için uygun görülen hedeflere ulaşamamak özgüvenini ciddi bir bizimde sarsabilir. Özellikle de hedefler kendi kapasitesinin oldukça üzerindeyse hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.” bilgisini verdi.

Başarılı olma ve gelecek kaygılarının sadece sınavlarla sınırlı olmadığını bildiren Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, iyi bir iş sahibi olmak, yüksek düzeyde para kazanmak, toplumda saygın bir birey olmak gibi duyguların başarı kaygısının nedenlerinden olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Karabekiroğlu, “Tek bir alana yönelmiş ve o alandaki hedeflere şartlanmış ergenlerde doğal olarak kaygı daha yüksek hissedilir. Çünkü istediği alandaki başarısızlık tümüyle başarısız biri olmak anlamına gelir ve başka yol yoktur. Kendini ispatlamanın tam anlamıyla özerklik kazanmanın yolu başarmaktır. Özellikle bu başarılı olma kaygısı, özgüven sorunu yaşayan, ebeveynlerle yakın ve destekleyici bir ilişkisi olmayan ergenlerde daha yüksektir." açıklamasında bulundu.

Bazı gençlerin kendine güvensizliği aşmak için daha çok çalıştığını, aşırı yorgunluk ve yanlış tekniklerin yine sonuç alamamasına neden olduğuna da değinen Doç. Dr. Karabekiroğlu, “Bunun soncunda kendine güveni daha da sarsılır. Kendine sınavı kazanmaktan başka yol tanımadıkça sıkılıp kalır. Bu durum öğrenilmiş çaresizlik duygusuyla gençleri depresyona iter. Bu kaygıların minimize edilmesi için ailelerin, çocuklarını sınava birkaç yıl önceden düzenli bir motivasyona, artan bir tempoya ve uygun hedefler belirlemelerine hazırlamaları gerekir. Aile içinde duygusal zorluklar, maddi manevi stres faktörleri olabildiğinde kontrol altına alınmalıdır. Gencin isteklerini ortaya çıkarması için ona yardım edilmeli, seçtiği mesleğin kendisi için uygun olup olmadığı konusunda inanma fırsatı sağlanmalıdır.” uyarısında bulundu. CİHAN